İran'da vaka sayıları yeniden yükselişe geçti

Sağlık Bakanı Ahvaz’da “şiddetli bir salgın” görüldüğünü ve Tahran’daki vakaların arttığını teyit etti

Sinemaların yeniden faaliyete geçtiği ilk gün (dün) içeri girmek için bekleyen İranlılar (Tesnim)
Sinemaların yeniden faaliyete geçtiği ilk gün (dün) içeri girmek için bekleyen İranlılar (Tesnim)
TT

İran'da vaka sayıları yeniden yükselişe geçti

Sinemaların yeniden faaliyete geçtiği ilk gün (dün) içeri girmek için bekleyen İranlılar (Tesnim)
Sinemaların yeniden faaliyete geçtiği ilk gün (dün) içeri girmek için bekleyen İranlılar (Tesnim)

İran Sağlık Bakanlığı, dün itibariyle yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) ölenlerin sayısının 10 bini geçtiğini belirtti. Yetkililer tarafından yapılan açıklamada vaka sayısında ve Tahran hastanelerine başvuran hasta sayısında artış gözlemlendiği duyuruldu. Diğer taraftan Sağlık Bakanı Said Nemeki, Ahvaz eyaletinin “şiddetli bir salgına” tanık olduğunu belirtti.
İki haftadır yükselen ölüm ve vaka sayıları dün de artış göstermeye devam etti. Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Sima Sadat Lari yaptığı açıklamada son 24 saat içerisinde 2 bin 595 yeni vaka tespit edildiğini, toplam vaka sayısının 215 bin 96 kişiye ulaştığını belirtti. Lari, yeni vakalardan bin 305’inin hastanelerde tedavilerine başlandığını duyurdu.
Sima Sadat Lari açıklamasında, “Ne yazık ki, 134 kişi hayatını kaybetti ve toplam vaka sayısı 10 bin 130’a ulaştı” ifadelerini kullanarak 2 bin 899 vakanın durumunun kritik olduğunu ifade etti.
İki gün önce BBC’de yayınlanan bir haberde , bazı uzmanlar İran’da resmi verilerin gerçek vaka sayısını yansıtmayabileceği ve gerçek ölü sayısının resmi verilerin 5 katı olduğu yönünde tahminde bulunduğu belirtildi. Geçen ay, İran Parlamentosu Araştırma Merkezi’nde yapılan bir araştırmada ise gerçek ölü sayısının resmi rakamların iki katı olduğu yönünde tahminde bulunulmuştu.
Sağlık Bakanlığı koronavirüs (Kovid-19) taşıyan kişileri tespit etmek için yaklaşık 1 milyon 540 bin test yapıldığını duyurdu. Resmi rakamlara göre iyileşen hasta sayısı, 175 bin 130 kişiye ulaştı.
Tahran ve Fars eyaletlerinde tedavi görmek için hastaneye başvuran vaka sayısında bir artış gözlenirken, Sağlık Bakanlığı Sözcüsü hastaneye en fazla başvuru yapılan eyaletlerin Ahvaz, Kürdistan, Hürmüzgan, Buşehr ve Kirmanşah olduğunu belirtti.
Bakanlık üst üste ikinci gün de bölgelerin salgının yayılma oranına göre sınıflandırılmasını askıya aldı. Geçtiğimiz nisan ayında kısıtlamaların hafifletilmesi ve ekonomik faaliyetlerin yeniden başlamasıyla birlikte hükümet, bölgeleri kırmızı, yeşil (sarı) ve beyaz olmak üzere vaka durumlarına göre sınıflandırmaya başlamıştı.
Sağlık Bakanı Said Nemeki, bakanlığın Ahvaz eyaletinde koronavirüs (Kovid-19) salgınının “nispeten şiddetli” bir yüzüyle karşı karşıya olduğunu ancak salgının birkaç gün içinde zirve noktasına ulaşmasını bekliyoruz değerlendirmesinde bulundu.
Nemeki gazetecilere yaptığı açıklamada, “Huzistan’daki (Ahvaz) yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların ihtiyaçlarını gidermek için saat başı kontrol ediyoruz” dedi.

İsfahan’da hastaneler doldu
İsfahan’da, Tıp Bilimleri Üniversitesi Sözcüsü eyalette koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele etmek üzere tahsis edilmiş olan hastanelerde hasta yatakları dolduğu için daha fazla hasta kabul edilemeyeceğini söyledi. İran resmi haber ajansı IRNA’nın aktardığı habere göre sözcü konuya ilişkin “Vatandaşlar sağlık protokollerine riayet etmezse, yeni hastaneler eklememiz gerekecek” değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık Bakanı Yardımcısı iki gün önce yaptığı bir açıklamada salgının İran’daki ilk merkez üssü olarak bilinen Kum ve Gilan eyaletlerinde vaka oranının yüzde 40’a ulaştığı bilgisini paylaştı. Yetkilinin söz konusu açıklaması, İran Sağlık Bakanlığı’na bağlı Epidemiyoloji Merkezi’nin yaklaşık 15 milyon İranlının enfekte olduğuna ilişkin yürüttüğü tahminler ile örtüşüyor. Buna dayanarak bağımsız uzmanlar ve doktorlar, Tahran nüfusunun yaklaşık yüzde 50’sinin salgından etkilenmesini ve ülke genelinde vaka sayısının 8 milyonu aşmasını bekliyor.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani yaptığı açıklamada herkesin maske kullanmaya ve tüm sağlık talimatlarını uygulamaya riayet etmesinin, koronavirüs (Kovid-19) ile mücadelenin bir sonraki aşamasında görmezden gelinemeyecek bir adım olacağını söyledi.
Bununla birlikte Ruhani koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele konusunda üst düzey yetkililerle görüşürken, ülkesinin diğer ülkeler gibi “baskıcı yöntemlere” başvurmamasından övgüyle söz etti ve bu yöntemleri yeni aşamada kullanmak zorunda kalmayacaklarına dair umudunu dile getirdi. Ruhani, Koronavirüs ile Mücadele Ulusal Komitesi’ne bağlı Ekonomik ve Güvenlik Komitesi’nin maske takılması gereken alanlar konusunda bir uygulamalar taslağı sunduğuna dikkat çekti.
İran Devlet Televizyonu’na göre Tahran Valisi Enuşirevan Muhsini Bendpey, düğün salonlarının yeniden açılmasına karşı çıktı ancak salonların kapasitesinin yüzde 50 oranında davetli kabul edilmesi karşısında yetkililerin buna karşı çıkmayacağını söyledi.
Şubat ayının sonundan beri kapalı duran sinema salonları hükümetin koltukların yarısının kullanılması ve sosyal mesafe kuralına uyulmasını şart koşmasının ardından dün itibariyle kapılarını izleyicilere açtı.
 



Reisi'nin yokluğunun ardından İran

Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
TT

Reisi'nin yokluğunun ardından İran

Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)
Reisi'nin ardından İran, iktidarın muhalefete "Allah ile savaştığı" temelinde bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırmaya yönelecek (AFP)

Velid Fares

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin, Dışişleri Bakanı ile birlikte helikopter kazasında hayatını kaybettiğini duyuran açıklamanın mürekkebi kurumadan, ölümünden kimin sorumlu olduğuna dair anlatılar başladı. Helikopterin zorunlu inişi gerçekten teknik nedenlerden mi kaynaklanıyordu, yoksa birisi motora sabotaj mı yapmıştı?

Haberlerin çoğu, teknik bir arızanın bir felakete dönüşen bu zorunlu inişe yol açtığı sonucuna varıyor. Ancak pek çok soru hâlâ soruluyor ve bunlar arasında şunlar da var; bu helikopter nasıl düştü, Cumhurbaşkanına eşlik eden iki helikopterden ikisi de neden zorunlu iniş alanına bakmadan yolculuklarına devam ettiler? Bazıları, kötü hava koşullarına rağmen kışın bile bu koridorun sürekli uçak ve helikopterler tarafından kullanıldığını söylüyorlar. Dolayısıyla ya bu olay benzersiz ya da olayların seyrini bu yöne iten yıkıcı bir el var.

Nihai raporların sonuçları ne olursa olsun, bu durum, İran rejimi içindeki kanatlar arasındaki güç tartışması çerçevesine giriyor. Bu kanatların ilki ölen Cumhurbaşkanı’nın devlet başkanı konumundayken başını çektiği kanattır. Kaynaklara göre Reisi, başkanlığını yaptığı devlet kurumlarının daha yetkili olması için çalışıyordu. Diğer kanat ise Dini Lider'in kanadı ve yüksek Humeyni otoritesi onun elinde. Yeni cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihi yaklaşırken kanatlar arasındaki mücadele yoğunlaşmıştı ve Hamaney'in ölümüyle yerine geçecek yeni ismin bulunması için çalışmalar yapılıyordu. Bilgiler, Humeyni Otoritesinin başındaki ismin, yerine oğlu Mücteba Hamaney'i önerdiğini söylüyor. Ancak diğer kaynaklar, Reisi'nin Veliyyi Fakih’in halefi olmaya hazırlandığını, bunun da iki kanat arasında çatışmaya yol açtığını söylüyorlar.

Anlaşmazlık konularından biri de 2014'ten bu yana Batı'dan, özellikle de ABD'den aktarılan ve on milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen paranın kontrolü. Bu büyük meblağlar doğal olarak hükümet, bürokrasi, güvenlik kurumları, bankalar ve sahayı kontrol eden milisler arasında büyük çatışmalara yol açıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Genel Rehberlik makamları arasındaki çatışma, bir yandan rejimin gücünü güvence altına alan bu fonlar üzerindeki kontrolün niteliği, diğer yandan da rejimin dört Arap ülkesinde ve Filistin topraklarındaki Humeynici ve müttefik milislerle olan organik bağıyla ilgili derin farklılıkların bir sonucu olabilir.

Peki, Reisi’nin sahneden ayrılmasından sonra şimdi ne olacak?

En yakın ihtimal, kurumlardaki ve devletteki destekçilerinin zayıflatılması ve yerine Rehber’i çevreleyen dar çevrenin parçası olacak, yeni bir cumhurbaşkanının getirilmesidir. Böylece cumhurbaşkanlığı makamı yakın gelecekte Dini Lider’in halefi için hazırlanmış olacak. Bu durumda, İran'daki bu dramatik değişimlerin iç, bölgesel ve uluslararası arenadaki sonuçları nelerdir?

İran içinde, yoğun halk tepkisinden ve Tahran ile diğer şehirlerde gerçekleşen kutlamalardan, Reisi'nin ölümünün, muhalefetin bir bütün olarak rejimin varlığını reddetmesi, bir otorite boşluğu veya en azından otoritenin kanatları arasında bir çekişme olduğu temelinde otoriteye karşı yeniden protesto çağrısı yapması için yeni bir kapı açabilir. Bu elbette rejimi, uluslararası kamuoyunu sahayı kesin olarak kontrol ettiğine ikna etmek için büyük bir baskıda bulunmaya itecektir.

Bölgesel düzeyde bazı hükümetler, Tahran’daki yeni hükümet ve yönetim ile ilişkilere hazırlık olarak Hamaney'in otoritesini yeniden tanıdı. Bunların arasında devletlerin içişlerine karışmama anlaşması imzalayan ülkelerin yanı sıra, durumu izleyen ve yeni rejimin istikrarlı bir yönde gelişimini görene kadar harekete geçmeyecek Arap Körfez ülkeleri de var.

Uluslararası düzeyde, bazı Avrupa hükümetlerinin, İran liderliğine Avrupa, AB ve Tahran arasındaki mevcut anlaşmalara saygı duyulacağı konusunda güvence vermek amacıyla, Dini Lider’e sempatilerini ifade etmekte hızlı davrandıklarını gördük. Bu, İran'da en yüksek ve derin Avrupa çıkarlarına sahip olanlar için normaldir ve şu ana kadar rejimi değiştirmeye çalışan tüm İran muhalefetlerinden daha güçlüdür.

ABD'ye gelince, Dışişleri Bakanlığı, İran hükümetinin koşullarındaki değişikliğe rağmen kendisi ile diplomatik ilişkiler kurmadan, İran yönetimine sakin bir dille başsağlığı diledi. Çünkü yönetim Kongre'de her iki partiden de cumhurbaşkanı kim olursa olsun bu rejimle ilişki kurmak istemeyen bir çoğunluğun bulunduğunu çok iyi biliyor. Başkanlık seçimi kampanyası sırasında muhalefetin yönetime yönelik eleştirilerini yoğunlaştırdığı ve muhalefetin ABD yönetimini, terörist olarak gördüğü bir rejimi tanımaktan sorumlu tuttuğu biliniyor.

Dolayısıyla Biden yönetimi İran rejimini diplomatik olarak tanırken, popülist Cumhuriyetçi tabandan duyduğu korku nedeni ile kendisi ile ilişki kurmama ilkesini sürdürecek. Çünkü Cumhuriyetçiler önemli eyaletlerde çoğunluğu elde etmiş gibi görünüyor, bu da seçim sonuçlarını etkileyebilir.

Bunun gelecekteki en önemli sonuçları ne olacak?

İran rejiminin, önümüzdeki Kasım ayındaki ABD seçimleri öncesi Ortadoğu'da bir tür güç gösterisine hazırlık amacıyla kendi kurumlarını etrafında toplaması, onları koruması ve geliştirmeye çalışması mantıklı. Bu da demek oluyor ki, yaz başından kasım ortasına kadar Biden yönetiminin ya da diğerlerinin seçimler nedeniyle Ortadoğu'daki herhangi büyük hareketlenmeye karşılık veremeyeceği hassas bir dönem yaşanacak. Tahran bunu anladı ve eğer isterse aynı aşamayı bölgedeki bazı hedeflerini hayata geçirmek için de kullanmaya hazırlanıyor.

Reisi'den sonra İran, iktidarın Humeyni’nin deyimi ile "Allah ile savaşan" muhalefete bir darbe indirmesini sağlamak için Humeyni ideolojisini yoğunlaştırma yoluna gidecek. Ancak İsrail-İran çatışması çerçevesindeki yeni durum, bir yanda İsrail ve bölgesel müttefikleri, diğer yanda İran rejimi arasında tansiyonu yükseltmeyi, aynı zamanda rejim içinde yeni halk ayaklanmalarının başlamasını kolaylaştıracak bir iç bölünmenin yaşanmasını ümit eden İran muhalefetinin işine yarayabilir.

Fakat ABD'nin tutumu değişmediği sürece, mevcut aşamada bu rejimi değiştirmek zor olsa da seçim tarihi yaklaştıkça değişim fırsatları doğabilir. Her halükârda, Humeyni rejiminin temel direklerinden biri ve 1980'lerdeki binlerce idamın sorumlusu olan birinin yokluğu, İran'daki kurban aileleri için umut verici bir haber, rejime reform veya değişim yönünde baskı yapmak için motive edici bir faktördür.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.