Fransa: Filistin Devleti uygun bir zamanda tanınacak

Ürdün Vadisi yakınlarındaki Batı Şeria topraklarını ilhak planına karşı olan göstericileri dağıtmak için tomalar kullanıldı. (AFP)
Ürdün Vadisi yakınlarındaki Batı Şeria topraklarını ilhak planına karşı olan göstericileri dağıtmak için tomalar kullanıldı. (AFP)
TT

Fransa: Filistin Devleti uygun bir zamanda tanınacak

Ürdün Vadisi yakınlarındaki Batı Şeria topraklarını ilhak planına karşı olan göstericileri dağıtmak için tomalar kullanıldı. (AFP)
Ürdün Vadisi yakınlarındaki Batı Şeria topraklarını ilhak planına karşı olan göstericileri dağıtmak için tomalar kullanıldı. (AFP)

İsrail’in Batı Şeria’daki bir kısmını ve Ürdün Vadisi de dahil olmak üzere yüzde 30’luk bir alanı ilhak ettiğini duyurmak için belirlediği 1 Temmuz yaklaşırken Avrupa diplomasisi, iki devletli çözümü nihai şekilde ortadan kaldıran ve müzakere edilmiş çözüm umutlarını baltalayan bu adıma karşı uyarıda bulunmaya hazırlanıyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian geçen çarşamba akşamı Senato’da söz konusu ilhak ile ilgili bir oturum düzenledi.
Le Drian, ülkesinin Avrupa Birliği (AB) ile birlikte, Paris’in son derece ‘tehlikeli’ olarak nitelediği’ meseleyle ilgili taleplerine değindi. Fransız Bakan, İsrail’i ilhak adımından caydırmak için sarf edilecek çabalarla eş zamanlı atacakları adımlara ilişkin “Biz (Avrupa’da) buna yanıt vermeye hazırız. Çünkü İsrail’in bu husustaki kararı karşılıksız kalamaz” dedi. Söz konusu adımın AB ülkelerinin İsrail ile olan ilişkilerini etkileyeceğini vurguladı. Fransa vizyonuna göre en güçlü yanıt Filistin Devleti’nin tanınması olacak. Paris, bu yanıtta ‘kararlı’ görünürken adımın uygun zamanda atılacağını belirtti.
Fransa, Filistin Devleti’ni tanıyacağını ilk kez duyurmuyor. Eski sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande da konuya dair tehditte bulunmuştu. Hatta Fransa parlamentosu, birkaç yıl önce konuya dair bir ‘öneriyi’ oylamıştı. AB ülkeleri arasında yalnızca İsveç bu adımı attı. Bu adımın, diğer Avrupa ülkelerini Fransa’yı takip etmeye teşvik edeceği nedeniyle Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da daha önce Paris’e birçok defa ‘Filistin’i tanıma’ çağrısında bulunmuştu. Bununla birlikte Fransa, ‘adımın uygun zamanda atılacağını’ belirtirken prensip olarak buna herhangi bir engelin bulunmadığına dikkat çekti. Paris’e göre adım Avrupa’da kolektif olarak atılmalı.
Fransız Bakan Le Drian, “İlhak, eğer gerçekleşirse bu hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Aksine uygun zamanda, uygun bir formül ve çerçeve uyarınca Filistin Devleti’ni tanıma kararlılığımızı artıracak” ifadelerini kullandı. Le Drian’ın açıklamalarından, ‘tanıma adımının’ Fransa-Avrupa diplomasisinin kullanabileceği ‘son kart’ olacağı anlaşılıyor.
Paris, ‘tanıma’ meselesine dair kolektif bir Avrupa uzlaşısına ulaşmanın zor olacağının farkında. Dışişleri Bakanı da Avrupa Komisyonu’nun eski toplantılarında konuya dair neler yapılabileceğine dair bir ‘rapor’ sunulduğunu belirtliyor. Bu çerçevede Le Drian, ‘yaptırımlar’ kelimesini kullanmadan, AB’nin ‘İsrail’in çeşitli iş birliği programlarına katılımını’ yeniden değerlendirebileceğini ve İsrail’den ithal edilen malların kaynağı üzerindeki ‘kontrolü sıkılaştırabileceğini’ söyledi.
Ancak Le Drian, ‘İsrail’in AB içerisinde dostlara sahip olmasının ortak Avrupa kararları alınmasını engelleyebileceği’ nedeniyle ciddi bir sorunla karşı karşıya. Buna rağmen Paris, ‘uzlaşı kuralının İsrail’in de dahil olduğu tüm Avrupa programları için geçerli olmadığına’ dikkat çekti. Daha da önemlisi kolektif kararların yokluğunda ‘ulusal düzeyde’ önlemler almak mümkün. Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya’nın yanı sıra birçok Avrupa ülkesi arasında da koordinasyon sağlanabilir. Filistin meselesinde ciddi bir pozisyonda bulunan İrlanda’nın adının geçmemesi ise dikkat çekiyor. Zira İrlanda, Filistin Devletini’ni tanımaya diğer ülkelerden daha yakın olarak gösteriliyor.
AB, eğer İsrail’i kolektif olarak caydırmak istiyorsa, bunu gerçekleştirmek için gerekli araçlara sahip. Sayılar, güvenilecek geniş yelpazeyi göstermek için yeterli. AB ve İsrail arasında 1995 yılına dayanan bir ortaklık anlaşması mevcut. Avrupalılar, bu anlaşmayı dondurabilir, bazı maddelerini askıya alabilir veya anlaşmayı tümden iptal edebilirler. İki taraf arasındaki ekonomik, ticari, bilimsel, askeri ve endüstriyel iş birliği ise çok yönlü olarak mevcut. Mevcut sayılar, İsrail ihracatının yüzde 34’ünün Avrupa pazarlarına gittiğini, ithalatının da yüzde 43’ünün eski Kıta’dan geldiğini gösteriyor. İsrail, bilim ve araştırma iş birliği alanında Avrupa ‘Horizon 2020’ programının ortağı konumunda. İsrail, AB tarafından finanse edilen ve toplam 592,9 milyon euro tutarında 846 programda yer alıyor.
Fransa ve beraberinde Avrupalılar, uyarı tavırlarının ‘önleyici’ bir adım olmasını istiyorlar. Ayrıca iki devletli çözümü ortadan kaldırmak, Batı Şeria’nın öfkesini kışkırtmak, belki de yeni bir intifadaya neden olmak ya da Filistin otoritesini feshetmek ve terörizm için yeni yakıt sağlamak açısından ilhak sürecinin tehlikelerinin de farkındalar. Ancak sorun şu ki yerleşim birimleri ve Kudüs konusunda yapılan önceki uyarılar İsrail tarafından önemsenmedi. İsrail, Avrupalıları her zaman ‘Filistin’in tarafını tutmakla’ suçladı. Ancak Avrupa’nın niyetleri ve açıklamaları sorunları çözmüyor. İsrail ise protestoların ve uyarıların anlamsız olacağı gerçeğini dayatma politikasını izliyor.



Trump: Gazze halkının güvende olduğunu görmek istiyorum, onlar cehennemi yaşadılar

Trump Iowa'daki bir mitinge gitmeden önce gazetecilere konuşuyor (AP)
Trump Iowa'daki bir mitinge gitmeden önce gazetecilere konuşuyor (AP)
TT

Trump: Gazze halkının güvende olduğunu görmek istiyorum, onlar cehennemi yaşadılar

Trump Iowa'daki bir mitinge gitmeden önce gazetecilere konuşuyor (AP)
Trump Iowa'daki bir mitinge gitmeden önce gazetecilere konuşuyor (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da gelecek hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ağırlayarak harap olmuş Filistin yerleşiminde ateşkes çağrısı yapmaya hazırlanırken dün, Gazze halkı için "güvenlik" istediğini söyledi. Şubat ayında duyurduğu gibi, ABD'nin Filistin yerleşiminde kontrolü ele geçirmesini isteyip istemediği sorulduğunda, ABD başkanı, "Gazze halkının güvende olmasını istiyorum. En önemli şey bu." dedi. "Gazze halkı için güvenlik istiyorum. Cehennemi yaşadılar." diye devam etti.

ABD Başkanı İran'la ilgili olarak da Tahran'ın ABD ile konuşmak istediğini ve “gerekirse” temsilcileriyle görüşeceğini söyledi. Trump, “İran konuşmak istiyor ve bence benimle konuşmak istiyorlar ve bunu yapmalarının zamanı geldi” dedi. Trump, "Onlara zarar vermek istemiyoruz. Yeniden bir ülke olmalarını dört gözle bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Öte yandan Trump, dün telefonda görüştüğü Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Ukrayna'da ateşkes sağlanması yönünde “hiçbir ilerleme kaydetmediğini” açıkladı. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini sona erdirmek için bir anlaşmaya varmaya yakın olup olmadığı sorulduğunda gazetecilere “Hayır, onunla hiçbir ilerleme kaydetmedim” diyen Trump, savaşın devam etmesinden “mutlu olmadığını” ifade etti.

Trump ticaret konusunda, yönetiminin muhtemelen cuma gününden (bugün) itibaren ülkelere mektup göndermeye başlayacağını ve ABD'ye ithalatta karşılaşacakları gümrük vergisi oranlarını belirleyeceğini söyledi. Trump Iowa'ya hareket etmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada çarşamba günü Vietnam ile duyurduğu ticaret anlaşmasına ilave olarak “iki anlaşma” daha imzalamayı beklediğini söyledi. Ancak diğer ülkelerin çoğuna, karşılaşacakları tarife oranlarını açıkça belirten mektuplar gönderme eğiliminde olduğunu söyledi.

ABD Başkanı, Kongre'nin her iki kanadından da büyük vergi ve harcama tasarısının geçmesini övdü. Amerika Birleşik Devletleri'nin kuruluşunun 250. yıl dönümü kutlamalarını başlatmak için Iowa'da düzenlenen bir mitinge giderken konuşan Başkan, "Bu tasarı bu ülkeyi bir uzay roketine dönüştürecek" dedi ve metni "şimdiye kadar imzalanmış türünün en büyük tasarısı" olarak tanımladı.