NASA, Samanyolu’nun okyanus dünyalarıyla dolu olabileceğini keşfetti

Europa'daki su buharını resmeden çizim (David Ladd / Goddard Uzay Uçuş Merkezi)
Europa'daki su buharını resmeden çizim (David Ladd / Goddard Uzay Uçuş Merkezi)
TT

NASA, Samanyolu’nun okyanus dünyalarıyla dolu olabileceğini keşfetti

Europa'daki su buharını resmeden çizim (David Ladd / Goddard Uzay Uçuş Merkezi)
Europa'daki su buharını resmeden çizim (David Ladd / Goddard Uzay Uçuş Merkezi)

NASA'dan bilim insanları okyanuslarla kaplı ötegezegenlerin Samanyolu Galaksisi’nde epey yaygın olabileceğini keşfetti.
“Okyanus dünyaları” yüzeyde veya yüzey altında bol miktarda su olan karasal gezegenleri ifade ediyor. Güneş Sistemi’nde de Satürn ve Jüpiter’in su dünyası diye nitelenen uyduları bulunuyor. Örneğin Satürn’ün gayzerli uydusu Enceladus’un yüzeyinin hemen altında tuzlu sudan oluşan devasa, küresel bir okyanus mevcut.
Yeni bir çalışmada gökbilimciler, Samanyolu'nda okyanus dünyası kategorisine giren kaç gezegen olduğunu ve bunlardan kaçında Enceladus’taki gibi okyanuslardan çıkan gayzerler bulunduğunu hesaplamaya karar verdi.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nde volkanizma ve okyanus dünyalarında uzman Lynnae Quick şunları söyledi:
"Europa ve Enceladus'tan çıkan gayzerler, buz kabukları altında okyanuslar bulunduğunu ve gayzerleri harekete geçirecek enerjinin mevcudiyetini gösterir. İşte bu ikisi, yaşam için şart."
Çalışma kapsamında yakındaki TRAPPIST-1 sisteminin 7 gezegeni de dahil olmak üzere Dünya'yla benzer boyutlardaki 53 ötegezegen incelendi. Bunun sonucunda gezegenlerin çeyreğinden fazlasının okyanus dünyası olabileceği anlaşıldı.
Gökbilimciler ayrıca, bu olası okyanus dünyalarının çoğunun Enceladus ve Europa'dan daha fazla enerji açığa çıkarabileceğini buldu.
Space.com’un haberine göre bulgular, araştırmacıların hangi öte gezegenleri incelemeleri gerektiğini veya gelecekte nereye uzay aracı gönderebileceklerini daha iyi anlamalarını sağlayabilir.
Bu ötegezegenler şu anda ayrıntılı olarak incelenmek için fazla uzakta bulunuyor. Bunun yanında onlara dair detaylar, genellikle yıldız ışığıyla gizleniyor.
Ancak araştırmacılar, NASA'nın 2021'de fırlatacağı James Webb Uzay Teleskobu'nun da dahil olduğu gelecekteki görevlerle bu dünyaları daha yakından araştırabilecek.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news