Rusya, ‘Wagner’ aracılığıyla çatışma bölgelerine nasıl girdi?

Ukrayna Donetsk’te konuşlanan Moskova destekli ayrılıkçılar (Reuters)
Ukrayna Donetsk’te konuşlanan Moskova destekli ayrılıkçılar (Reuters)
TT

Rusya, ‘Wagner’ aracılığıyla çatışma bölgelerine nasıl girdi?

Ukrayna Donetsk’te konuşlanan Moskova destekli ayrılıkçılar (Reuters)
Ukrayna Donetsk’te konuşlanan Moskova destekli ayrılıkçılar (Reuters)

Ahmed Abdulhakim
Moskova'nın 2015 yılı sonlarında Suriye iç savaşına doğrudan dahil olmasıyla ünlenen ve özel bir Rus güvenlik şirketi olan ‘Wagner’ adlı askeri örgütün gizemi, ortaya çıkışının üzerinden yaklaşık altı yıl geçmesine rağmen belirsizliğini korumaya devam ediyor. Uluslararası ajansların haberlerine göre Wagner savaşçıları, Doğu Avrupa'dan Asya ve Latin Amerika'ya ve ‘geçici bir süre göründüğü’ kara kıtanın kalbi Kuzey Afrika'ya kadar çeşitli çatışma bölgelerinde ortaya çıktı.
Rusya, Anayasası’nın  ‘Paralı askerlerin istihdamı, finansmanı veya eğitiminin yanı sıra bunların çatışmalarda ve askeri operasyonlarda kullanılması yasaktır’ yazan ceza kanunun 359’uncu Maddesi’nin 1’inci Fıkrası uyarınca Wagner’in resmi olarak emrine tabi olduğuna dair söylemleri her zaman reddediyor. Ancak Wagner’ın ‘Kremlin adına gizli muharebe misyonları üstlenen, resmi olmayan bir askeri kol’ olduğu yönündeki uluslararası suçlamalarla birlikte, askeri grubun kurulması, finansmanı ve doğrudan bağlı olduğu kurum ile ilgili çok sayıda soru işareti söz konusu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı araştırma “Kim bu silahlı grup? Faaliyetlerine nasıl başladı ve nasıl genişletti? Grubu kim yönetiyor? Hangi hedefler doğrultusunda çalışıyor?” şeklindeki soruların yanıtlarını bulmaya ve gizemini koruyan askeri grupla ilgili tutarsızlıkları ve anlaşmazlıkları sorguluyor. Uzmanlara ve gözlemcilere göre askeri grubun çalışmaları ve faaliyetlerinin genişlemesi, Rusya'nın son yıllardaki yayılması ile bağlantılı.

Wagner’ın ortaya çıkışı ve kuruluşu
Wagner Grubu'nun ortaya çıkış ve kuruluş koşullarına ilişkin özel bir bilgi bulunmamakla birlikte raporlar ve uzmanlar, Wagner savaşçılarının faaliyetlerine başlamasının, özellikle Rusya’nın Mart 2014’te ilhak ettiği Kırım Yarımadası’nda olmak üzere Rus yanlısı güçlerin Ukrayna hükümetine karşı ayaklanmasıyla Ukrayna çatışması sırasında ortaya çıktıklarına işaret ediyorlar. Batılı ülkeler Rusya’nın Kırım’ı ilhakını yoğun bir şekilde eleştirdiler. Ardından Moskova’nın, Eylül 2015'te Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimini desteklemek için Suriye çatışmasına dahil olmasıyla bu silahlı grup daha da ön plana çıktı. Ancak Rusya merkezli bağımsız haber sitesi Fontanka’nın haberine göre sonrasında Moskova, resmen giremeyeceği veya ön plana çıkmayacağı yerlerde ve bölgelerde Wagner’ın faaliyetlerini genişletti.
Reuters’ın Wagner’a yakın kaynaklara dayandırdığı bir araştırma haberine göre Rus özel askeri grubu, Rusya’nın Esed hükümetini desteklemek için Suriye'de düzenlediği yoğun bombardımanlarının başlangıcına denk gelen 2015 sonbaharlarında kuruldu. Buna karşın ABD merkezli Los Angeles Times gazetesinin haberine göre grup, 2014 yılında, Ukrayna’daki ayrılıkçı isyancılarla birlikte Ukrayna krizinde oynadığı rol nedneiyle ABD'nin yaptırım uyguladığı Rus ordusundan emekli eski Tuğgeneral Dimitry Valeriyeviç Utkin tarafından kuruldu. Bununla birlikte tıpkı Utkin gibi, birçok Wagner savaşçısı ilk olarak 2014'te Ukrayna'nın doğusunda Ukrayna güçlerine karşı savaşan Rus destekli ayrılıkçı milislerin başlattığı bir hareket içinde savaştı.

Başlıca finansman kaynağı
Los Angeles Times haberinde Wagner'ın gücünün bir grup emekli Rus askeri personele dayandığını belirtti. Bunların başında da Rusya Devlet Başkanı’na yakınlığıyla bilinen ve ‘Putin’in aşçısı’ olarak tanınan Rus milyarder Yevgeny Prigozhin ve Utkin yer alıyor. Özel askeri şirketlerin Rusya'da yasadışı olduğu biliniyor. Bu yüzden şirket Arjantin'de kayıtlı. Gazete, grubun birincil finansman kaynağının faaliyet gösterdikleri farklı ülkelerde maden kaynaklarının korunması karşılığında ödeme almak gibi doğal kaynaklar üzerine yapılan kârlı sözleşmeler olduğunu belirtiyor.

Suriye'deki Rusya yanlısı savaşçılardan biri (Reuters)
Grubun Prigozhin’a ait olduğuna dair bilgilerin çoğu aynı olsa da bir yandan Rusya Savunma Bakanlığı ile kapsamlı ticari ilişkileri olduğu söylenirken diğer yandan ABD Hazinesi Bakanlığı’nın Aralık 2016'da Prigozhin’a yaptırımlar uyguladığına açıklaması ortaya çelişkili bir durum çıkarıyor. ABD’nin 2016’daki bu yaptırımlarını 2017 yılında Rus şirketlerine Ukrayna'daki faaliyetleri ve Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçılarla olan bağlantıları nedeniyle uygulanan yaptırımlar listesine tüm Wagner grubunun da dahil etmesi takip etti.

Wagner grubundaki savaşçı sayısı
Batılı güvenlik ve askeri uzmanlar, Wagner savaşçılarının sayısının birkaç bin olduğunu tahmin ediyorlar. Rusya merkezli RT Arabic gazetesi grubun savaşçı sayısını bin 600 olduğunu tahmin ediyor. Bu da grubun Suriye'deki faaliyetlerinin genişlemesiyle birlikte savaşçı sayısının hızla arttığını gösteriyor. Batılı kaynaklar ise raporlarında Wagner bünyesinde 5 binin üzerinde silahlı ve eğitimli personel olduğuna işaret ediyorlar. Fontanka haber sitesinin haberine göre Wagner'ın ana gücünü Afganistan ve Çeçenistan’daki çatışmalarda yer almış gaziler oluştururken güvenlik şirketi genel olarak sınırlı askeri deneyime sahip acemi askerleri işe alarak birkaç haftayı geçmeyen bir askeri eğitimden sonra onları savaş bölgelerine gönderiyor.  Wagner savaşçıları, ortalama bir Rus vatandaşının gelir düzeyine kıyasla yüksek sayılabilecek yaklaşık 4 bin dolar maaş alıyorlar.

Yevgeny Prigozhin (solda) Rusya Devlet Başkanı Putin’e akşam yemeğini sunarken (Reuters)
Reuters’ın haberine göre Wagner savaşçılarının çatışma bölgelerindeki çalışmaları, kimlik bilgileri ve sıkı bir şekilde formüle edilmiş sözleşme şartları konusunda yıllardır devam eden gizemin ardından ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Nisan 2018'de dönemin CIA direktörü iken yaptığı açıklamada, ‘ülkesinin Şubat 2018’de Suriye'deki büyük bir savaş sırasında yüzlerce Rus vatandaşını öldürdüğünü’ söyledi. Bu açıklama, çalışmalarına daha fazla dikkat çekilen Wagner'in faaliyet rotasında bir değişikliğe gitmesinin zamanının geldiği anlamına geliyordu. Fransa’da yayınlanan Liberation gazetesi tarafından daha önce hazırlanan bir rapora göre Wagner savaşçılarının Suriye’deki çatışmaya dahil oldukları bilgisi gizliydi. Bununla birlikte Rusya, söz konusu savaşçıların ölümlerine dair resmi bir açıklama yapmıyor ve onları savaşa katılan Rus askerleri gibi resmi cenaze törenleriyle ülkeye getirmiyor.

Wagner neden kuruldu?
Rus yetkililerin, resmi kurumlarla herhangi bir özel güvenlik şirketi arasında doğrudan bir bağlantı olmadığı konusundaki ısrarlı açıklamalarına rağmen Batılı bir takım gözlemciler ve bazı başkentler grubun Rus ordusunun askeri kıyafetlerinden farklı kamuflajlar giyen savaşçılarıyla yaptığı çalışmaların, Moskova'nın çıkarlarını sağlama ve genişletme stratejisinin önemli bir parçası olduğu göz önünde alındığında böyle bir bağlantı olduğunu vurguluyorlar.
Rus güvenlik analisti Pavel Felgenhauer, Rusça yayın yapan Novaya Gazeta’daki köşesinde bu paralı askerlerin kullanımının aldıkları üst düzey eğitim nedeniyle bir gün güvenlik ve politik bir tehdit haline gelebileceklerini söylerken bu savaşçıların Kremlin'in Rusya'nın stratejik ortaklarıyla çıkarlarını riske atmamak için ön plana çıkmadan dış politika hedeflerini gizlice sürdürmesine izin verdiklerini ve Rusya için önemli tehlikeleri ortadan kaldırdıkları bir takım hedeflere ulaştıklarını kaydetti. Felhenhauner Wagner savaşçılarının ‘Kremlin’den yeşil ışık yakılmadan’ Rus güvenlik ve askeri hizmetlerinin kontrolü altında çalıştığını da sözlerine ekledi.

Yüksek riskli görevler
ABD merkezli dış politika dergisi Foreign Policy’ye göre Wagner savaşçılarına çatışma bölgelerinde yüksek riskli görevler veriliyor. Bu bağlamda dergi, Wagner savaşçılarının örneğin Ağustos 2017'de DEAŞ tarafından ele geçirilen Suriye’nin kuzeydoğusundaki Tedmur (Palmira) şehrinin özgürleştirilmesi operasyonuna katıldıklarına dikkat çekti.
Dergi şöyle devam ediyor:
“Moskova'nın dahil olduğu çok sayıdaki savaş cephesiyle birlikte ordudaki ölü sayısı arttıkça Rus hükümeti üzerindeki iç baskı da arttı. Bu yüzden Moskova resmi güçlerinin saflarında yaşanan ölümleri azaltmak için bu tür çalışmaya gitti.”
Gözlemciler, Moskova’nın Wagner Grubu’na son yıllarda askeri olarak dahil olduğu ülkelerdeki petrol tesislerini ve doğal kaynakları koruma görevleri verdiğini söylüyorlar. Bu rolü de Yevgeny Prigozhin’e ait olduğu bilinen ‘Evro Polis’ adlı şirket üstleniyor. 

Suriye'deki bir Rus askeri aracı (AFP)
En önemli savaş alanları

Wagner’in çalışma alanları sadece Ukrayna ve Suriye ile sınırlı değil. Yapılan araştırmalar grubun Sudan, Orta Afrika, Venezuela ve son olarak Libya gibi dünyanın farklı bölgelerinde de roller üstlendiğine işaret ediyorlar.
Reuters’ın geçtiğimiz yılın sonlarında gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre Wagner Grubu savaşçıları, Rusya'nın müttefiki Venezuela Devlet Başkanı Nicholas Maduro'yu desteklemek ve özellikle 2019'un sonlarında yükselen protesto dalgası sonrasında onu iktidarda tutmak için başkent Karakas'a gittiler. Grup ayrıca, Nisan 2019'da görevden alınan Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir yönetimini desteklemek için de Hartum’a gitti.
Wagner’ın faaliyetleri ve üstlendiği görevlerin niteliği ilgili tahminler ve bilgiler bir sahadan diğer sahaya bir ülkeden diğerine göre değişiyor. Bu değişikliğin ana kaynaklarından biri, Rus özel güvenlik şirketi sorumluların grubun görevlerinin niteliğine dair açıklamalarındaki belirsizliktir

Libya'da üstlenilen çeşitli görevler
Kaynaklar ve raporlar, Wagner’ın Suriye'de çok çeşitli görevler üstlendiğini belirtirken, başlarda savaş alanlarında rejim güçlerini eğitmekle sınırlı olduğu, ancak daha sonra Rus ordusu yerine Wagner savaşçıları ile savaşılmaya başlandığı, böylece Suriye ordusunun moralini ve verimliliğini artırmanın yanı sıra Rus askerlerinden verilen zayiatın azaltıldığı vurguladılar. Fakat Wagner savaşçılarının son savaş bölgesi Libya’da üstlendikleri rol de farklı.
Avrupa raporlarına ve Pentagon tarafından yapılan ABD’nin resmi suçlamalarına göre 2019'un sonlarında Libya'daki ‘Rus paralı asker’ sayısı 800 ila bin 400’e ulaşırken bu savaşçılar Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) ve ona sadık güçleri eğitmenin ve desteklemenin yanı sıra güvenlik ve askeri danışmanlık sağlıyorlar.
Geçtiğimiz Mayıs ayında yayınlanan ve Wagner grubundaki yüzlerce gayriresmi Rus askeri personelinin sayılarının 800 ile bin arasında olduğunu tahmin edilen bir Birleşmiş Milletler (BM) raporunda grubun savaşçılarının Libya’daki çatışmaya dahil olduklarını bildirdi. BM’nin 57 sayfalık raporunda, grup savaşçılarının Ekim 2018'den bu yana Libya'da faaliyet gösterdiği, askeri araçları onarmak ve askeri operasyonlara katılmak gibi teknik yardımlar sağladıkları kaydedildi.
Libya'da çatışan her iki taraf da (Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve ülkenin doğusundaki LUO güçleri) diğer tarafı, saflarını desteklemek için paralı asker ve yabancı savaşçı kullanmakla suçluyor.
Rus basınında ve yabancı basında yer alan bilgilere göre Wagner'ın Sudan ve Orta Afrika'da görevleri de farklı niteliklere sahip. Wagner bu iki ülkede hükümetleri desteklemenin yanı sıra grup, Rus şirketleri için uygun koşullar yaratmanın bir ön adımı olarak altın, uranyum, elmas ve diğer doğal maden kaynaklarını korumakla görevlendirildi.



Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
TT

Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün akşam yaptığı açıklamada, New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani ile uzun süredir beklenen görüşmenin, aylarca süren gergin ilişkilerin ardından yarın Washington’da gerçekleşeceğini duyurdu.

Trump, “Komünist New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani bir görüşme talep etti. Görüşmenin Beyaz Saray’da, 21 Kasım Cuma günü yapılması konusunda anlaştık. Daha fazla detayı ilerleyen günlerde paylaşacağız” dedi.

Mamdani ise ABD kanalı MS NOW’a verdiği röportajda, ekibinin Beyaz Saray ile iletişime geçtiğini belirterek, “New York sakinlerine verdiğim söz gereği, bu şehirde yaşayan 8,5 milyon kişi için faydalı olduğu sürece herkesle görüşmeye hazırım. İnsanlar burada yaşam maliyetlerini karşılamak için mücadele ediyor… Başkan ile sadece dürüstçe konuşmak istiyorum; New York sakinlerini gerçekten savunmanın ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani’nin Sözcüsü, yeni belediye başkanının başkanla görüşmesinin ‘olağan’ olduğunu belirterek, Mamdani’nin görüşmede ‘kamu güvenliği, ekonomik güvenlik ve yaşam maliyetleri konularını’ ele almayı planladığını söyledi.

Trump aylardır Mamdani'yi eleştirerek onu ‘komünist’ olarak nitelendirdi ve seçilmesi halinde memleketinin mahvolacağını öngördü. Ayrıca, Uganda'da doğan ve 2018'de ABD vatandaşlığı alan Mamdani'yi sınır dışı etmekle ve şehirden federal fonları çekmekle tehdit etti.

Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Georgia, New Jersey, Pensilvanya ve Virginia’da ağır yenilgi almasının ardından, Trump yaşam maliyetleri konusuna daha fazla vurgu yapmaya başladı. Bu konu, Demokratların kampanyalarının merkezi bir unsuru olmuş, Mamdani’nin kampanyasında da öne çıkmıştı. Trump, cuma günü sosyal medyada yayımladığı bir paylaşımda, Cumhuriyetçi Parti’yi ‘yaşam maliyetleri partisi’ olarak nitelendirdi.

Bu gelişmeler, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi Partili müttefiklerinin ekonominin şu anda ‘hiç olmadığı kadar güçlü’ olduğunu savunduğu bir dönemde yaşanıyor.

Öte yandan New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, bu ayın başında yaptığı zafer konuşmasında, kısa bir süre önce Queens’i temsil eden nispeten az tanınan bir eyalet milletvekiliyken, ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı konumuna gelen 34 yaşındaki bir siyasetçi olarak, New York’un ‘ülkeye başkanı nasıl yenebileceğini göstermek istediğini’ söyledi.


Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ABD'nin bu yılki çekilme kararını telafi etmekte zorlanıyor. Örgüt, 2026-2027 bütçesini karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu duyurdu.

BM'ye en büyük bağışçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Ocak 2025'te Beyaz Saray'a döndükten sonra fonlamayı durdurma kararı aldı. Sonuç olarak, WHO daha önce onaylanan bütçesini 5,3 milyar dolardan 4,2 milyar dolara düşürmek zorunda kaldı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün üye ülkelere yaptığı açıklamada, "Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarihindeki en zorlu yıllardan biriydi. Kaynakları önceliklendirme ve yeniden yönlendirme gibi zorlu ama gerekli bir süreçten geçtik. Bu da iş gücümüzde önemli bir azalmaya yol açtı" dedi.

Ghebreyesus ayrıca, "Bu sürecin sonuna yaklaşıyoruz" diye ekledi.

Kuruluşun 2026-2027 bütçesinin yüzde 75'ini sağladığını, ancak hâlâ 1 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya olduğunu ve "kaynak seferberliği açısından eskisinden çok daha kötü bir durumda" olduğunu belirtti.

Üye devletler, mayıs ayında zorunlu katkıları yüzde 20 artırma konusunda anlaştılar. Ancak kuruluş, hâlâ üye devletlerin ve diğer bağışçıların gönüllü katkılarına büyük ölçüde bağımlı.

Uluslararası yardımların azalmasıyla karşı karşıya kalan binlerce sağlık tesisi, insani desteğe en çok ihtiyaç duyan bölgelerde hizmetlerini azaltmak veya faaliyetlerini zorunlu olarak askıya aldı. Sonuç olarak, kuruluş en çok ihtiyaç duyanlara öncelik vermek zorunda kaldı.

Tedros, maliyet azaltma önlemlerinin benimsenmesinin, kuruluşun ortadan kaldırmak zorunda kaldığı iş sayısını beklenen 2 bin 900'den bin 282'ye düşürmesine neden olduğunu belirtti. Bin 89 çalışanın emeklilik, erken emeklilik veya geçici sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığını da ifade etti.


İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.