ABD’nin Hurras ed-Din’i vurması Rusya’ya bir mesaj

ABD baskınında öldürülen Ebul Kasım el-Ürdüni’yi taşıyan araç
ABD baskınında öldürülen Ebul Kasım el-Ürdüni’yi taşıyan araç
TT

ABD’nin Hurras ed-Din’i vurması Rusya’ya bir mesaj

ABD baskınında öldürülen Ebul Kasım el-Ürdüni’yi taşıyan araç
ABD baskınında öldürülen Ebul Kasım el-Ürdüni’yi taşıyan araç

ABD’nin terör örgütü Hurras ed-Din yöneticisi Halid el-Aruri’ye ‘akıllı füze’ ile suikast düzenledi.
Suikast, Hurras ed-Din’in (HED) Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun (BMGK) terör listesine eklenmesi konusunda Washington-Moskova hattında tartışmaların olduğu bir döneme denk geldi.
Aruri suikastı, ABD’nin Rusya’ya gönderdiği bir mesaj olarak değerlendiriliyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Batılı bir yetkili, BMGK’nın ön toplantılarında Rus ve Amerikalı diplomatların Hurras ed-Din’i (HED) terör listesine ekleme hususunda ihtilaf ettiğini belirtti.
Nitekim Rusya’nın HED’i BMGK’nın terör listesine ekleme noktasında acele ettiği bilinen bir durum.
Yetkilinin aktardığına göre, Amerikalı diplomatlar, Rusya’nın bu acelesini ‘HED’i terör listesine ekleyerek İdlib’deki muhalif silahlı gruplara askeri operasyon başlatmak için bahane üretme’ çabası şeklinde görüyor.
Washington’un terör sınıflandırmasıyla ilgili yaklaşımına değinerek batılı yetkili, “ABD, terörle mücadele ve buna imkan veren faaliyetler hakkında ortak kapsamlı bir görüş oluşmasını istiyor ve terör listesine eklemenin bir devletin isteğine göre değil, uluslararası alanda ortak sınıflandırmanın geçerli olması gerektiği görüşünde” ifadesini kullandı.

Hurras ed-Din (HED)
HED, Nusra Cephesi’nin 2016’da El-Kaide ile bağlarını kopardığını ilan etmesi nedeniyle örgüt lideri Muhammed Colani’ye (el-Cevlani)’ye muhalefet eden yöneticiler tarafından 2018’de kuruldu. Bu yeni örgütün yöneticileri arasında Ebul Kasım el-Ürdüni olarak tanınan Halid el-Aruri, Şura Meclisi üyeleri Samir Hicazi (Ebu Hammam eş-Şami veya Faruk es-Suri),  Sami el-Uraydi (Ebu Mahmud eş-Şami) ve Bilal Harisat (Ebu Hadice el-Ürdüni) yer alıyor. HED’in çağrısı üzerine Suriye’de birbiriyle çatışan en az 16 silahlı grup örgüte katıldı.
HED ile Ensar et-Tevhid Nisan 2018’de Nusretul İslam isimli gurubu kurdu. Bu grup daha sonraları başka örgütlerin de katılımıyla genişleyerek Ekim 2018’de Müslümanları Teşvik Et isimli operasyon odası kuruldu. Operasyon odası, 2018’de Türkiye ve Rusya’nın İdlib’le ilgili imzaladığı Soçi Mutabakatı’nı baltalamak amacıyla bir araya geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 2019’un sonlarına doğru HED’i yabancı terör listesine aldığını ve Ebu Hammam el-Haşimi’yi (Nusra Cephesi’nin eski askeri yöneticisi) kara listeye eklediğini duyurdu. Bakanlık, Eylül 2019’da ‘Adalet İçin Ödül' adlı programı çerçevesinde HED’in üst düzey yöneticileri olarak nitelenen Ebu Abdulkerim el-Mısri, Faruk es-Suri ve Sami el-Uraydi'nin başına 5'er milyon dolar ödül koydu.

Çatışmasızlık anlaşması
Geçen haftalarda New York’taki Rus diplomatlar, HED’in BMGK’nın terör listesine alınması için girişimlerde bulundu. ABD’nin bu teklifi reddetmesi şaşkınlığa yol açtı. Ancak Washington Aruri’yi öldürerek El-Kaide’den aranan kişilere nasıl suikast düzenleneceği konusunda ‘ders’ vermek istedi.
2017’den bu yana Suriye’de, ABD ve Rusya orduları arasında çatışmasızlık anlaşması olduğu bilinen bir durum. Bu anlaşma, Fırat’ın doğusundaki Washington’un müttefikleri ile Fırat’ın batısındaki Moskova’nın müttefikleri arasında uygulanıyor. ABD, 2018’in başlarında Suriye’nin kuzeybatısındaki teröristlere baskın düzenledi ve Horosan Örgütü ve diğer örgütlerin onlarca yöneticini hedef aldı. Ancak ABD’nin bu adımı Rusya tarafından tepki aldı. İki taraf arasındaki anlaşmada Ebu Bekir el-Bağdadi suikastı gibi çok az sayıda istisna var. ABD güçleri Bağdadi suikastı öncesinde Rus tarafına ‘kontrol bölgelerinde özel bir askeri operasyon’ düzenleyeceklerini bildirerek, daha fazla detay vermemişti.

ABD füzesinin şifreleri
14 Haziran’da Ebul Kasım el-Ürdüni olarak tanınan Halid el-Aruri’nin suikastında kullanılan gelişmiş silahlı insansız hava aracı (SİHA) hakkında aktarılan bilgilere göre, ABD’nin suikastta kullandığı SİHA, R9X olarak bilinen Hellfire model füzeyi taşıyordu. Sivil kayıpları ve civardaki mülklere verilen zararı azaltma amacıyla geliştirilen bu model genelde tek bir liderin hedef alındığı operasyonlarda kullanılıyor.
Halid el-Aruri’nin, El-Kaide’nin Irak örgütlenmesinin başında bulunan ve 2006’da uğradığı suikastta öldürülen Ebu Masab ez-Zerkavi’nin damadı ve yol arkadaşıdır. Aruri, İran’ın 2015’te anlaşma karşılı serbest bıraktığı 5 El-Kaideli üst düzey yöneticiden biriydi.
ABD basınında Aruri suikastıyla ilgili çıkan haberlerde, ABD özel kuvvetlerinin operasyonda uzun bıçaklardan oluşan özel tasarım gizli bir füze kullandığı kaydedildi.
Operasyonda kullanılan Hellfire (cehennem ateşi) füzesinin hareketsiz savaş başlığıyla modifiye edilmiş bir model olduğu belirtildi. Füze, patlamak yerine Aruri’yi taşıyan aracın üzerinden yaklaşık 45 kilo ağırlığında metal fırlattı. Yüksek hızlı mermi Aruri’yi öldürmemiş olsa bile füzenin diğer özelliği neredeyse kesin olarak bu görevi yerine getirdi: Patlamadan saniyeler önce yoluna çıkan her şeyi parçalayabilecek şekilde hazırlanmış, içeri gizlenen 6 uzun bıçak.
New York Times gazetesi, R9X olarak bilinen bu Hellfire modelinin “Afganistan, Pakistan, Irak, Somali, Suriye ve Yemen gibi uzak coğrafyalarda düzenlenen operasyonlar sırasında sivil kayıpları ve civardaki mülklere verilen zararı azaltma amacıyla eski Başkan Barack Obama yönetiminden gelen baskı sonucu yaklaşık 10 yıl önce geliştirildiğini” aktardı.
Geçen yıl ilk kez tüm detayları paylaşılan füze, son yıllarda muhtemelen 6 kez kullanıldı.
ABD basınına bilgi veren yetkililer bu sıra dışı füzenin daha önce iki vakada kullanıldığını doğruladı. Bunlardan biri, 2000’de ABD’ye ait bir savaş gemisini bombalama planı yapmakla suçlanan Cemal Bedevi’nin Ocak 2019’da öldürüldüğü Yemen’deki saldırıydı. Bir diğeriyse El Kaide’nin iki numaralı ismi ve Usame Bin Ladin’in damadı Ebu Hayr el-Mısri’nin Şubat 2017’de Suriye’de öldürüldüğü operasyon oldu.
Şarku’l Avsat’a konuşan batılı yetkili, ABD’nin bu saldırıyla Rusya’ya ‘terör liderlerine karşı böyle suikast düzenlenir, sivillere ait mülkiyetleri ve altyapıyı imha ederek değil’ mesajı verdiğini belirtti.
Yetkili, “BM, hazırladığı bir raporda, Suriye’deki BM çalışanlarının konum bilgilerini Rus tarafına iletmelerine rağmen Moskova’nın İdlib’deki hastane ve sağlık kuruluşlarını koruyamadığını belirtiyor. Suikastın bu raporla eşzamanlı gelmesi dikkat çekici” ifadelerini kullandı.
Rusya son olarak, Suriye'de BM öncülüğünde yürütülen 'savaşan tarafların, sağlık merkezleri ile insani yardım çalışmalarını hedef almalarının önlenmesini amaçlayan' gönüllü koruma programından ayrıldığını duyurdu.
Moskova'nın kararı, geçen yıl hükümet güçleri ya da Şam yönetimiyle birlikte savaşan grupların ülkenin kuzeydoğusunda 3 hastane, bir okul ve bir de çocuklar için yapılan sığınağın vurulduğunu ortaya çıkaran BM iç soruşturma raporunun yayımlanmasının ardından geldi.

Rusya-Türkiye anlaşması
Yaklaşık bin 800 unsuru olduğu tahmin edilen HED, Türkiye ve Rusya’nın 5 Mart’ta imzaladığı Moskova Mutabakatı’na konu olan Suriye’nin kuzeybatısında faaliyet gösteriyor. Rusya ve Türkiye’nin açıkladığı ek protokolün dördüncü paragrafında, “Terörün tüm tezahürleriyle mücadele ve BM Güvenlik Konseyi’nin terörist olarak tanımladığı grupların ortadan kaldırılması kararlılığı” ifadeleri yer alıyor. Protokole ayrıca “Sivillerin ve sivil altyapının hedef alınmasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceği” maddesi eklendi. Taraflar ayrıca bu anlaşmayla Halep-Lazkiye arasındaki anayolda ortak devriyeye çıkma noktasında uzlaştı.
Heyet Tahrir Şam’a (HTŞ) muhalif olan 5 radikal grup, 12 Haziran’da HED’in öncülüğünde “Fesbitu” (Sebat edin) adıyla ortak askeri operasyon odası kurduğunu ilan etti.

Yeni kurulan operasyon odasında yer alan radikal grupların isimleri şöyle;
1- El Mukatilin el-Ensar Tugayı
2- Cihad Eşgüdümü
3- Ensar ed-Din Cemaati
4- Hurras ed-Din
5- Ensar el-İslam Cemaati
Bu muhalif blok, Ensar ed-Din Cephesi, Ensar el-İslam ve Hurras ed-Din gruplarının 2018’de oluşturduğu 3’lü ittifakın genişletilmiş halidir. 3’lü ittifak, 2018’de Rusya ve Türkiye’nin imzaladığı Soçi Anlaşması’na karşı olduklarını ilan etmek için Harrid el-Müminin (Müminleri teşvik Et) Operasyon Odası kurmuştu.
Fesbitu operasyon odası, Moskova Mutabakatını reddediyor ve Hama’nın batısında Sehl el-Gab bölgesinde Suriye rejim güçlerine, Halep-Lazkiye üzerinde de Rusya-Türkiye ortak devriyesine çıkan askere saldırılar düzenliyor.

Kardeşlerin yutulması
Aktarılan bilgilere göre, Türkiye, radikal grupları içerden ‘dağıtmayı’ taahhüt etti. Nitekim Türk yetkililer de ilk kez İdlib’deki ‘terör örgütlerinden’ bahsetmeye başladı. Fakat HTŞ’nin sahadaki diğer radikal gruplarla mücadelede ön saflarda bulunması dikkat çekiyor. Nitekim HTŞ geçtiğimiz günlerde daha önce örgütün yönetici kadroları arasında yer alan Ebu Malik et-Telli olarak bilinen Cemal Zeyniyye’yi ‘isyan ve kaos çıkarmaya ve safları bölmeye teşvik etme’ suçlamasıyla İdlib’de tutukladı.
Bu gelişme, HTŞ ile Fesbitu operasyon odası arasında İdlib’in batısındaki Sehl er-Ruc ve Sehl el-Gab bölgesinde çıkan çatışmaların ardından geldi. HTŞ, önceki gün HED’e ateşkes dayatmayı başarsa da ateşkesin ömrü uzun olmadı ve taraflar birbirlerini yeniden tehdit etmeye başladı.
HTŞ’nin askeri kanadı Cuma akşamı, Fesbitu’ya işaret ederek, ‘başka bir operasyon odası veya grubun kurulmasını yasakladığını’ ilan etti. Örgüt, bundan sonra bütün askeri faaliyetlerin Fethül Mubin operasyon odası tarafından idare edileceğini bildirdi.
HTŞ’nin bu adımı, Fesbitu’nun son olarak yaptığı açıklamanın arkasından geldi. Fesbitu operasyon odasının açıklamasında, “İdlib’in batısındaki Arab Said beldesinde HTŞ ile imzaladığımız anlaşmanın ardından, HTŞ, İdlib’in kuzeydoğusundaki İdlib kırsalında bulunan Sermeda kasabasında ve Lazkiye kırsalındaki Fesbitu karargahlarına baskın düzenledi” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, “Bun onursuz ihanetin devam etmesi ve karşı tarafın verdiği taahhütlere bağlı kalmaması halinde Arab Said’deki anlaşma feshedilecek” denildi.
Şarku’l Avsat’a konuşan bir saha komutanı, “HTŞ, kendisini, ‘diyalog yapılması gerekilen örgüt’ diye sunmak için Türkiye’nin de onayını alarak Hurras ed-Din’i ortadan kaldırma kararı aldı. Kardeşlerin yutulması, bu rol HTŞ’ye verilene kadar sürülecek” dedi.



Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Mısır medyası bugün, ‘200 yardım tırının Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne girdiğini’ bildirdi.

Kahire el-İhbariyye televizyonu, ‘insani yardım konvoyundaki yüzlerce tırın, kuşatma altındaki bölgeye yardımların girişi için belirlenen Kerem Şalom ve el-Avce sınır kapılarından Gazze Şeridi'ne girmeyi beklediğini ve İsrail işgal makamları tarafından inceleme ve denetime tabi tutulduğunu, bu makamların tırların girişine izin verebileceğini veya engelleyebileceğini’ belirtti.

Kanal, bugün yakıt ve gaz yüklü tırlar da dahil olmak üzere daha fazla tırın Gazze Şeridi'ne girmesini bekliyor.

Refah Sınır Kapısı’nın ne zaman açılacağı konusunda belirsizlik

İsrail medyası bugün, Mısır'dan Gazze Şeridi'ne yardım ulaştırılması için Refah Sınır Kapısı’nın açılma tarihi konusunda farklı haberler yayınladı. İsrail Yayın Kurumu, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’nın bugün yeniden açılmasına izin vereceğini duyurdu. Kurum, internet sitesinde şu açıklamayı yaptı: “Birleşmiş Milletler (BM), akredite uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve bağışçı ülkeler tarafından insani yardım taşıyan 600 tır bugün Gazze Şeridi'ne gönderilecek.”

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a bağlı Ynet internet sitesi, bir güvenlik yetkilisinin, Refah Sınır Kapısı’nın bugün ve büyük olasılıkla yarın da açılmayacağını, açılış tarihinin ‘bilinmediğini’ söylediğini aktardı. Adı belirtilmeyen yetkili, sınır kapısının bugün açılmasının lojistik olarak imkânsız olduğunu, ‘önceden sahaya gidip doğrulama yapılması ve bir ekip gönderilmesi gerektiği için bunun zaman alacağını’ belirtti.

Gazze Çocukları (Reuters)Gazze Çocukları (Arşiv-Reuters)

Güvenlik yetkilisi, anlaşma uyarınca insani yardım malzemesi yüklü 600 tırın Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan girdiğini söyledi. Bu arada Ynet internet sitesi, güvenlik kaynaklarına dayanarak, Hamas'ın dün teslim ettiği dört cesetten birinin İsrailli rehinelere ait olmadığını bildirdi.

BM ve yardım kuruluşları, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine saldırmasının ardından iki yıl süren savaş sonrası Gazze Şeridi'nin ciddi bir insani krizle karşı karşıya olduğu bir dönemde sınır kapısının yeniden açılması çağrısında bulundu. Ağustos sonunda BM Gazze'de kıtlık ilan etti.

BM, ‘siyasi liderlik’ tarafından alınan Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, Hamas'ın dün geç saatlerde, cuma günü yürürlüğe giren Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması kapsamında dört rehinenin cenazesini teslim etmesinin ardından geldiğini açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğunda imzalanan anlaşmaya göre, Hamas ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren 72 saat içinde hayatta olan ve ölü tüm rehineleri teslim edecekti. Yaşayan 20 rehinenin tamamı zamanında serbest bırakılırken, dün akşam itibarıyla İsrail, öldürülen 28 rehinenin cesetlerinden sadece sekizini teslim aldı.

Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (AFP)Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (Arşiv-AFP)

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın Gazze Şeridi'nden askerlerin cenazelerini iade etmemesi halinde Gazze'ye yardım malzemesi girişinin kesileceği tehdidinde bulundu. İsrail Yayın Kurumu, yardımların geçmesi için Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, İsrail'in Hamas'ın bugün diğer dört rehinenin cesetlerini iade etme niyetini bildirmesinin ardından alındığını bildirdi. Ancak Hamas bu kararı henüz doğrulamadı.


Eski İsrail Başbakanı Olmert: İki devletli çözüme alternatif yok ve Trump savaşı durdurarak fark yarattı

ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
TT

Eski İsrail Başbakanı Olmert: İki devletli çözüme alternatif yok ve Trump savaşı durdurarak fark yarattı

ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)

Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Gazze Anlaşması'na ilişkin yorumlarında, iki devletli çözüme dayalı barışçıl bir çözümden başka alternatif olmadığını belirtti.

Olmert, İngiliz The Independent gazetesinde yayınlanan yazısında, "Her iki tarafın karşılıklı haklarını tanıyan iki devlet çerçevesinde ilerlemek için herhangi bir ivmenin olmaması ve statükonun devam etmesi halinde tekrar savaşa döneceğimizi" ifade etti.

Eski İsrail başbakanı, “Şu anda önemli olan soru, savaşın geçici olarak durdurulması, İsrail'in Gazze'den kısmi çekilmesi ve Hamas'ın sınırlı faaliyetlerinin devam etmesinin, tüm Ortadoğu'yu değiştirecek ve iki devletli çözüme dayalı İsrail-Filistin barışına yol açacak cesur bir siyasi hamlenin başlangıç noktası olup olmayacağıdır” dedi.

Olmert makalesinde ayrıca barışın “1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan ve Kudüs'ün Eski Şehri'nin İsrail veya Filistin egemenliğine tabi olmadığı, İsrail Devleti'nin yanında bir Filistin devletinin kurulmasıyla” sağlanabileceğini belirtti. “Kendi ordusu olmayan, İsrail Devleti'ne komşu, silahsızlandırılmış bir Filistin devleti” ifadesini kullandı.

Barış anlaşması değil, savaşı sona erdirme anlaşması

2006-2009 yılları arasında görev yapan eski İsrail başbakanı, İsrail Knesset'inde olağanüstü ve duygusal bir törenle kutlanan Gazze anlaşmasını bir barış anlaşması değil, savaşı sona erdirme anlaşması olarak değerlendirdi. Olmert, bunun “Gazze savaşını sona erdirmek, esirleri (yaşayan ve ölenleri) iade etmek, Filistinli esirleri serbest bırakmak ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini sağlamak için yapılan bir anlaşma” olduğunu belirtti. Anlaşma, Gazze Şeridi üzerinde askeri kontrol sağlamak ve Hamas'ın askeri gücünü yeniden kazanma girişimlerini önlemek için Filistinli, Mısırlı ve Ürdünlü askerlerden oluşan ortak bir güvenlik gücü kurulmasını da içeriyor. Anlaşma ayrıca, Türkiye, Katar, Mısır, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ve ABD Başkanı'nın da dahil olduğu uluslararası denetim altında, Hamas yerine Gazze'deki hükümeti yönetmek üzere bir teknokratlar komitesinin kurulmasını da öngörüyor.

Trump'ın etkisi

Olmert, ateşkes anlaşmasını, kendi deyimiyle, “ABD Başkanı Donald Trump sayesinde birkaç hafta önce beklenmedik bir şekilde gerçekleşen etkileyici bir düzenleme” olarak değerlendirdi.

Olmert ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump müdahale edene kadar savaşı durdurmaya yönelik tüm uluslararası çabaların başarısız olduğunu da belirtti. Olmert şöyle yazdı: “Trump, Netanyahu'yu Katar Başbakanı'ndan özür dilemeye zorlamaya karar vermeseydi, hâlâ savaşın ortasında olurduk. Trump dışında hiçbir lider bu olaylar zincirini başlatamazdı.”

Olmert, “Emmanuel Macron, Keir Starmer, Kanada Başbakanı Mark Carney ve uluslararası toplumdaki birçok kişinin çabaları savaşın sona ermesine katkıda bulundu. Onlara teşekkür ve minnettarlığımızı sunmalıyız. Ancak, sadece bir lider radikal bir fark yarattı” dedi.

Hamas'ı yok etmeyen acı bir darbe

Olmert, Trump'ın İsrail Knesset'indeki konuşmalarının, özellikle “iki yıl süren kanlı ve acı verici çatışmaların hatıralarıyla dolu” dönemin ardından, henüz siyasi bir plan olmadığını belirtti.

Olmert, “İsrail hükümeti, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ifade ettiği sert tutumu terk etmeyi kabul etti” diye yazdı. Hamas'ı tamamen yok etmedi, ancak ona acı bir darbe indirdi. Gazze Şeridi neredeyse tamamen yıkıldı ve birçok Gazze sakini hala binaların enkazı altında gömülü durumda olabilir" diye yazdı.

Olmert, “Gazze'de öldürülenlerin büyük bir kısmı – 67 binden fazla – terörle hiçbir ilgisi olmayan kişilerdi, ancak 7 Ekim'deki saldırının ardından başlayan İsrail askeri harekatının kurbanlarıydılar” dedi.

Olmert, makalesini, birçok İsraillinin hala Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin tamamını ilhak etmeyi ve bu bölgelerin sakinlerini sürmeyi hayal ettiğini belirterek sonlandırdı. Şarku’l Avsat’ın The Independent’ten aktardığına göre Olmert, “Birçok Filistinli, çatışmayı yeniden başlatmak umuduyla Hamas'ın askeri kapasitesini yeniden inşa etmeyi umuyor ve hem Filistinliler hem de İsrailliler, yıkım ve tahribatın sürüklediği ütopik hayallerin tutsağı olmaya devam ediyor. Ancak sadece Trump iki halk için iki devlet çözümünü kabul ederek bu dönüşümü gerçekleştirebilir” ifadelerini kullandı.


Sudan'ın başkentine İHA saldırısı

Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
TT

Sudan'ın başkentine İHA saldırısı

Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan askeri kaynaklar ve tanıklar, bugün Sudan'ın başkenti Hartum'a insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenlendiğini ve söz konusu saldırıların patlamalara neden olduğunu bildirdi.

‘Hava savunma sistemlerinin İHA’ların çoğunu düşürdüğünü’ doğrulayan askeri kaynaklar, “Aralarında kamikaze İHA’ların da bulunduğu on tanesi, Omdurman'ın kuzeyindeki Sarkab ve Halid bin Velid kamplarına saldırdı” dedi.

Omdurman sakinleri olan tanıklar, sabahın erken saatlerinden itibaren şehir üzerinde uçan İHA’ları gördüklerini ve kuzeyden gelen şiddetli patlama sesleri duyduklarını belirtti.