Sudan’da 3 milyondan fazla çocuk eğitim alamıyor

Sudan’daki çocuklar yasalarla korunmayan gizli sektörlerde çalışıyor (Hasan Hamid)
Sudan’daki çocuklar yasalarla korunmayan gizli sektörlerde çalışıyor (Hasan Hamid)
TT

Sudan’da 3 milyondan fazla çocuk eğitim alamıyor

Sudan’daki çocuklar yasalarla korunmayan gizli sektörlerde çalışıyor (Hasan Hamid)
Sudan’daki çocuklar yasalarla korunmayan gizli sektörlerde çalışıyor (Hasan Hamid)

Cemal Abdulkadir Bedevi*
Sudan’da son nüfus sayımına göre 15 milyondan fazla çocuk yaşıyor. Sudanlı çocuklar nüfusun yüzde 49’unu yani neredeyse ülke nüfusunun yarısını temsil etmesine rağmen, bu çocukların 6-16 yaş arasında olanların yalnızca yüzde 57’si okula gidebiliyor.  
Sudan'daki çocukların durumu hakkında hazırlanan son ulusal rapora göre, okula gitme oranı kademeli olarak düşmeye devam ediyor. Erken ergenlik dönemindeki çocuklarda bu oranın çok daha düşük seviyelerde olduğunu görüyoruz. Bu da, okul sıralarında olması gereken 3.3 milyon çocuğun, ailelerine yardım etmek için çalışma hayatına dahil oldukları anlamına geliyor. Genç kızlar ya ev işlerine yardım etmek için okula gönderilmiyor ya da evlendiriliyor. Bu durum, herkesin ücretsiz eğitim hakkını garanti eden yasaların açık bir şekilde ihlal edildiği anlamına geliyor.
Ulusal rapora göre ilkokul çağındaki her dört çocuktan yalnızca üçü devlet okullarında eğitim görüyor. Yaklaşık iki milyon çocuk okula gidemiyor. Sudan’ın doğusunda bu oranın en düşük seviyede olduğu bildirilirken, ilkokul seviyesindeki çocukların yüzde 55 ila 69 arasında değiştiği ifade edildi. Bu durum hükümetin ‘gıda karşılığı eğitim’ planını uygulamaya yönlendirdi. Plana göre öğrencinin okula gitmesi karşılığında çocuk ve aile gıda malzemesi almaya hak kazanıyor. Planda çocukları iş gücü piyasasından okullara çekmek ve aileleri bu konuda teşvik etmek hedefleniyor.
Planın uygulamaya konmasından itibaren gözlenen gelişmeye ve ilköğretim ve lise düzeyindeki yaklaşık 40 bin öğrencinin okul sıralarına dönmesine rağmen uzun süre kararlılık gösterilemedi. Köklü bir çözüm sunamaya plan, çok kısa bir süre içerisinde parıltısını yitirerek duraksamaya uğradı.

Ana neden: Fakirlik
Uzmanlar ve aktivistleri, 18 yaş altı çocuk işçiler olgusunun artış göstermesinde birçok faktörün etkili olduğuna işarette bulundu. Bunların çocukların okula devam etmeleri konusunda temel engelleri oluşturdukları ifade ediliyor. Eğitim boşluğuna neden olan şeyin özellikle serbest iş gücü piyasasına yönelmek olduğunu ifade eden uzmanlar, bu faktörlerin başında, ekonomik düşüş, yoksulluk oranının artışı, Sudan’ın uzak bölgelerindeki savaş, çatışma ve doğal afetler nedeniyle yaşanan iç göçler, yüksek maliyetler ve okulların şartlarının uygun olmamasının geldiğini belirtti. Gelenek ve göreneklerin de çocuk işçiliğinin arttırılmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çeken uzmanlar, bazı toplumlarda üretken çocukların ailesinin geçim kaynaklarını desteklemesi ve geliştirilmesinin kutlandığına dikkat çekti.

Unutulan meslekler
Araştırmalar azımsanmayacak bir sayıda çocuğun, kenarda kalmış basit mesleklerde çalıştığını ortaya koydu. Çocukların ayakkabı boyacılığı, oto yıkama, çöp toplama, bazı satıcıların yararına satış yüzdesi karşılığında kavşak ve trafik lambalarında mendil, meyve ve çocuk kıyafetleri gibi küçük ihtiyaç malzemeleri satışı ve yeniden satmak için kullanılmış araç yağlarını toplama gibi işlerde çalıştıkları ifade edildi. Ayrıca el arabaları ile yük taşımacılığı yaptıkları da belirtildi. Bazı şirketler, çocukları temizlik ve atık toplama işlerinde istihdam ediyor.
Çocuk Refahı Konseyi Genel Sekreteri Osman Şeybe Ebu Fatıma, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, çocuk işçiler sorununun ana nedeninin yoksulluğun artışı olduğunu söyledi. Bu sorunun eğitim fırsatları ve kalitesini düşürdüğüne dikkat çekti. Ayrıca bu konudaki teknik eğitim, öğretim ve toplumsal örflerin azlığına işarette bulundu. Geçici devrim hükümetinin, Ömer el-Beşir rejiminden fakirlik ve bunun bir sonucu 3 milyondan fazla çocuğun okula gidememesini miras aldığını söyledi.
Ebu Fatıma, “Çocuk işçiliğiyle mücadele, tüm ilgili tarafların, resmi ve halk düzeyinde, sivil toplum örgütlerinin ve bağışçıların ortak çabalarıyla, yerinden edilmiş ve mültecilere yönelik eğitim sektöründeki acil müdahalelere, ayrıca yoksullukla mücadele, okullarda şiddeti azaltmaya ve sosyal farkındalığı yaymaya ihtiyaç duymaktadır” dedi. Çocukların eğitim, sağlık, bakım ve koruma haklarını garanti altına almak için ‘kapsamlı programların geliştirilmesi’ ve çocukların güvenliğiyle sağlığını tehdit eden bu fenomenle mücadele etmek için devletin taahhüdünü ve resmi yönünü güçlendiren tehlikeli çocuk işçiliğini sınırlayan esnek yasaların yürürlüğe konması gerektiğini ifade etti.

Korumasız istihdam sektörü
Çocuk hukukunda yer alan bazı maddeler, çocukların çobanlık ve tarım gibi bazı işlerde çalışmasına izin veriyor. Ebu Fatıma, bu maddelerin kamu sektördeki çocuk işçiliğinin müfettiş ve gözlemcilerin koruması altında gerçekleştirilmesini sağladığına dikkat çekti. Ancak çocuk işçilerin karşısında çıkan en büyük sorunlardan biri de gayri resmi işlerde çalışıyor olmaları. Çocukların büyük bir çoğunluğu resmi kayıtlarda geçmeyen ve herhangi bir gözetimin yapılmadığı işlerde çalıştığını söyleyen Ebu Fatıma, bu durumda çocukların kanunlarla korunamadığına işarette bulundu.


Çocuk işçilerin sayısında artış gözlenirken Sudanlı gençler arasında işsizlik artıyor (Hasan Hamid)

Çocuk işçiler konusunda yasaların işleyişi konusunda bir fark olduğuna işaret eden Osman Şeybe Ebu Fatıma, ‘çocuk işçi’ ifadesinin eğitim hakkı veya sağlam ahlaki ve sosyal gelişme ile çelişen işler için kullanıldığına işarette bulundu. Ancak gözetim ve kontrol altında çalışmanın sorun teşkil etmediğini ifade etti.
Gelecekteki tehlike
Sudan Çalışma Bakanlığı eski danışmanı ve İdari Bilimler Profesörü Halid Sırrulhatem es-Seyyid, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada sosyal refah konusunda uzman olan Sudanlı yetkililere reşit olmayan çocukların istihdamı konusuna, ücretsiz eğitim fırsatlarını genişleterek bir çözüm getirme konusuna yoğunlaşma çağrısında bulundu.  Ekonomik koşullar ve toplumsal etkilerinin yanısıra eğitim yoksunluğu ve okula gidememenin çocuk işçi piyasasını besleyen önemli bir kaynak olduğunu ifade etti.
Seyyid, “1997 yılının Temmuz ayında çıkarılan iş kanunu özel sektördeki çocuk işçiliğinin düzenlenmesine özel önem vermektedir. Kanuna göre çocuklar, sayılı işlerde belirli saatler içerisinde çalışabilir. İşverenlerin gece vardiyalarında ve beceri gerektiren makinalar arasında, hayati tehlike taşıyan işlerde çocuk işçi çalıştırmalarını yasaklıyor. Çok az bir kısmı bu tür mesleklerde çalışırken büyük çoğunluğu serbest mesleklere yöneliyor” dedi.
Eski danışman, sorunun şiddetlenmesi be gelecekteki yansımaları konusunda uyarıda bulundu. Sosyal olarak disiplinli olmayan bir nesil veya nesillerin ortaya çıkabilme riski oluşturduğuna dikkat çeken Seyyid, maddi arzularını ihtiyaç baskısı altında, tüm meşru ve yasa dışı yollarla tatmin etmeye çalışan nesiller oluşabileceğine işarette bulundu.
Sudanlı gençler arasında işsizliğin hüküm sürmesi ironisine karşılık çocuk işçiliği olgusunun yaygın olduğunu ifade eden Seyyid, bunun işgücü piyasasındaki dengesizliği ortaya koyduğuna dikkat çekti. Çocukların, yetişkinlerin çalışmak istemeyip uygun bulmadığı kenarda kalmış mesleklerde çalıştıklarını söyledi. Çocuklar, köyler ve kırsal alanlarda, çoğu genç insanın altın arayışı içinde geleneksel madencilik faaliyetlerine katılması nedeniyle tarım ve çobanlık sektörlerindeki istihdam boşluğunu da dolduruyor.

Altın çocukları
Öte yandan Sosyal Hizmet Uzmanı ve Çocuk Koruma Aktivisti Tehnani Abdurrahim Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, çocuk işçiliğinin en kötü örneklerini, geleneksel altın madenciliği alanlarında görülebildiğine işarette bulundu. Çocukların yaşlarına göre son derece zorlu koşullarda çalıştıklarına işarette bulunarak, herhangi bir gözetim, sayı sınırlaması ve istatistik olmaksızın her türlü sömürü, zarar, sağlık sorunu ve sosyal tehlikelerle karşı karşıya olduklarına işarette bulundu.
Abdurrahim ayrıca, “Çocukların oralardaki varlıklarının hükümetin onayı ile olduğunu söylemiyorum, ancak ekonomik baskılar ve yoksulluk koşulları onları oralarda çalışmaya itti. Kendileri ve aileleri için mali durumlarını iyileştirmeyi ummuyorlar. Orada kurtarılmaları mümkün olmadığı takdirde o çocukların sayısını kısıtlamak, koşul ve ihtiyaçlarını tespit etmek hükümetin görevidir. Hatta haklarını gözetip koruyacak alanlar oluşturulması gerekiyor” dedi.
Tehani Abdurrahim, resmi kurumların çocuk işçiliğiyle mücadele etme ve entegre programlar aracılığıyla güvenli çocukluk ilkesini gerçekleştirme gereğine vurgu yaptı. Bu programların yoksulluğun azaltılması ve eğitim kurumları için altyapı oluşturup genişletmesi gerektiğine işarette bulundu. Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Sudanlı Çocuk Yasası 2010 kapsamında tüm çocuklar için garantili bir hak olarak temel aşamada ücretsiz eğitim sağlanmasının gereğinin altını çizdi. Programların çocukları, gelecekteki tüm sömürüler, sosyal dezavantajları ile küçükler için çalışmanın tehlikelerinden uzak tutmasının önem arz ettiğini söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre 2008 yılında yapılan son nüfus sayımına göre, Sudan'daki çocuk sayısı 15 milyondan fazla ve toplam nüfusun yüzde 49'unu oluşturuyor. Bu çocuklardan 4.5 milyonu 5 yaş altı iken yıllık olarak düzenli bir artış ile 1.33 milyon çocuk dünyaya geliyor. Bunlardan 76 bini doğumun ilk yılında ölüyor. 104 bini ise 5 yaşına ulaşmadan yaşamını yitiriyor. İlkokul düzeyindeki 6-13 yaş grubu arasında 2 milyon çocuk okula gitmiyor. Bu durum, söz konusu çocukların hayattaki arzularını gerçekleştirme olasılıklarını ellerinden alıyor. Okula gitmeyip işgücü piyasasına dahil olan çocukların sayısı 3.3 milyonu aşıyor.

 



Gazze'nin doğusundaki el-Tuffah mahallesine İsrail tarafından düzenlenen bombalı saldırıda iki kişi hayatını kaybetti.

İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında eğitimin yeniden başladığı dönemde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kamptan, 2 Aralık 2025 (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında eğitimin yeniden başladığı dönemde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kamptan, 2 Aralık 2025 (AFP)
TT

Gazze'nin doğusundaki el-Tuffah mahallesine İsrail tarafından düzenlenen bombalı saldırıda iki kişi hayatını kaybetti.

İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında eğitimin yeniden başladığı dönemde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kamptan, 2 Aralık 2025 (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes sırasında eğitimin yeniden başladığı dönemde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kamptan, 2 Aralık 2025 (AFP)

Gazze Şeridi Sivil Savunma Genel Müdürlüğü dün akşamı yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusundaki el-Tuffah mahallesindeki bir eve düzenlediği topçu ateşi sonucu iki kişinin öldüğünü, 15'ten fazla kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin Haber Ajansı WAFA daha önce, Gazze Şeridi'nde şafak vaktinden sonra "İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi" sonucu dört kişinin hayatını kaybettiğini bildirmişti.

Batı Şeria'da iki genç öldürüldü

Bu arada İsrail ordusu dün işgal altındaki Batı Şeria'da askerlerine iki ayrı olayda saldıran iki genci öldürdüğünü duyurdu. Filistin Yönetimi ise öldürülen iki gencin 17 ve 18 yaşlarında olduğunu bildirdi.

İlk olay, 1967'den beri İsrail işgali altında olan Batı Şeria'nın güneyindeki el Halil yakınlarında pazartesi akşamı meydana geldi. Ordudan yapılan açıklamaya göre olayda bir kadın asker, bir aracın çarpması sonucu hafif yaralandı.

56u
Gazze Şeridi'nin doğusundaki evlerinin enkazı arasında yerlerinden edilmiş Filistinli aileler için kurulan geçici çadırlar, Aralık 2025 (EPA)

Açıklamada, saatler süren kovalamacanın ardından sürücünün "kaçmaya çalışırken kendisini durdurmaya çalıştıkları sırada" öldürüldüğü ve askerlere ateş açarak karşılık verdiği belirtildi.

Filistin Sağlık Bakanlığı, Batı Şeria Sivil İşler Genel Müdürlüğü'nün kendilerine "İsrail güçleri tarafından el Halil'de vurularak öldürülen 17 yaşındaki Muhand Tarık Muhammed Zügayr'in şehit edildiğini ve ardından cesedinin alıkonulduğunun" bildirdiğini açıkladı.

Orduya göre ikinci olay, Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah yakınlarında meydana geldi.

Sağlık Bakanlığı, İsrail ateşiyle öldürülen Beyt Rima kasabasından 18 yaşındaki Muhammed Raslan Asmar'ın ölümünü doğruladı. Ordu şu anda cesedini tutuyor. Bir ihbar üzerine ordu, Atarot yerleşim yerinin yakınlarına asker gönderildi. Askeri açıklamaya göre, şüpheli tarafından askerler bıçaklandı ve askerler de Asmar'ı vurarak öldürdü.

İki ev yıkıldı

İşgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus ve Tubas kentlerinde İsrail ordusu, "iki ayrı saldırı" gerçekleştirdiğini iddia ettiği iki gencin evini gece yarısı ve şafak vakti yıktı.

6u7ı
Gazze Şeridi'nin merkezindeki yerlerinden edilmiş Filistinliler için kurulan Nuseyrat mülteci kampında yıkılan binaların enkazı arasında yürüyen insanlar, 2 Aralık 2025 (AFP)

İsrail ordusu, AFP’nin sorularına yanıt olarak, 20 Şubat 2025'te Bat Yam ve Holon'da (Tel Aviv yakınlarında) otobüslere "patlayıcı yerleştirmek ve saldırı planlamaktan sorumlu" olduğunu söylediği Abdulkerim Sanoubar'ın Nablus'taki evini yıktığını doğruladı.

Açıklamada, Sanoubar'ın "geçtiğimiz temmuz ayından bu yana İsrail hapishanesinde tutulduğu" belirtildi.


Suriye, Lübnan'a kaçak olarak sokulmak üzere olan mayın sevkiyatının ele geçirilmesi sırasında bir kişinin öldüğünü duyurdu

Suriye güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen çok sayıda mayın (Suriye İçişleri Bakanlığı'nın resmi X hesabı)
Suriye güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen çok sayıda mayın (Suriye İçişleri Bakanlığı'nın resmi X hesabı)
TT

Suriye, Lübnan'a kaçak olarak sokulmak üzere olan mayın sevkiyatının ele geçirilmesi sırasında bir kişinin öldüğünü duyurdu

Suriye güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen çok sayıda mayın (Suriye İçişleri Bakanlığı'nın resmi X hesabı)
Suriye güvenlik güçleri tarafından ele geçirilen çok sayıda mayın (Suriye İçişleri Bakanlığı'nın resmi X hesabı)

Suriye İçişleri Bakanlığı bugün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, Lübnan’a gönderilmek üzere olduğu belirtilen büyük miktarda harp mayınının sevkiyatını engelleyen operasyonda bir kişinin öldüğünü, dört kişinin ise gözaltına alındığını duyurdu.

Açıklamaya göre operasyon, Şam’ın kuzey kırsalındaki Cebbe bölgesinde yürütülen ‘titiz takip ve detaylı soruşturma’ sonrası gerçekleştirildi. Şüpheli bir grubun hareketlerinin tespit edilmesinin ardından düzenlenen baskında dört kişi yakalandı, beşinci bir şüpheli ise devriyelerle yaşanan çatışma sırasında öldürüldü.

Lübnan sınırına yakın Yabrud bölgesinin iç güvenlik müdürü Halid Abbas Taktuk, uzman birimlerin ‘fitilleri takılı bin 250 harp mayınını’ ele geçirdiğini, mayınların Şam kırsalındaki Cebbe bölgesinde bir noktada depolandığını aktardı. Bakanlık, ele geçirilen mühimmatın Lübnan’daki Hizbullah’a kaçırılmak üzere hazırlandığını bildirdi.

Suriye İçişleri Bakanlığı, harp mayınlarının bulunduğu onlarca ahşap sandık ve çantanın yanı sıra bir binanın avlusunda istiflenmiş yüzlerce mayını gösteren fotoğraflar yayımladı.

Suriye-Lübnan sınırı boyunca uzanan 300 kilometrelik hat, özellikle Kalamun, Zebedani ve Humus kırsalındaki sarp dağlık bölgelerde faaliyet gösteren kaçakçılık şebekelerinin yoğun hareketliliğine sahne oluyor. Bu şebekeler, bölgenin coğrafi yapısından ve kontrolsüz geçiş noktalarının fazlalığından yararlanarak uyuşturucu, akaryakıt ve silah kaçakçılığı yapıyor. Bu durum, AFP’nin aktardığı bilgilerle de destekleniyor.

Hizbullah’a yönelik saldırılarını artıran İsrail ise Tahran destekli örgütün yeniden silahlanmaya çalıştığını öne sürüyor. Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre11 Eylül’de Suriye, Şam yakınlarında Hizbullah bağlantılı bir hücrenin çökertildiğini açıkladı, ancak Hizbullah yayımladığı açıklamada Suriye topraklarında ‘varlık göstermediğini’ belirtti.

Beşşar Esed’in devrilmesinin ardından göreve gelen yeni yönetim, Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera liderliğinde sınır güvenliğini artırmaya yönelik adımlar atıldığını duyurmuştu. Zaman zaman çatışmalar yaşansa da kaçakçılık faaliyetleri durmadı. Komşu ülkeler, özellikle büyük miktarlarda captagon hapı ele geçirildiğini açıklamayı sürdürüyor.


Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, AFRICOM ile güvenlik ve askeri iş birliğini görüştü

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve oğulları, LUO karargâhında AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson ile görüştü, 2 Aralık 2025. (LUO Genel Komutanlığı)

Kahire: Halid MahmudABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Dagvin Anderson, Libya ziyaretine devam ederek ülkenin doğusuna geçip Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ile bir araya geldi. Anderson, başkent Trablus’ta Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde Washington’un askeri kurumların birleştirilmesi ve iki tarafın katılımıyla ilk kez düzenlenecek ortak askeri tatbikatların önemine vurgu yaptığını belirtmişti.

LUO Komutanlığı dün yaptığı açıklamada, Hafter’in Bingazi’de Anderson ile yaptığı görüşmede, ikili bağların güçlendirilmesi ve askeri iş birliği konularının ele alındığını bildirdi. Görüşmede özellikle terör ve aşırılık, insan kaçakçılığı ve yasadışı göçle mücadele alanlarında koordinasyon sağlanması, ayrıca ordu birliklerinin kapasitelerini artırmaya yönelik ortak eğitim programlarının geliştirilmesi konuları değerlendirildi. Bunun yanı sıra ekonomik ve ticari alanlardaki iş birliği fırsatları da görüşüldü.

Toplantıda Hafter, Libya ile ABD arasında çeşitli alanlardaki özel ortaklık ilişkilerini övdü.

Hafter’in ofisi, Anderson’un görüşmede taraflar arasındaki ilişkilerin derinliğine vurgu yaptığını ve ordunun, Libya’da güvenlik ve istikrarı artırmadaki başlıca rolünün bölge üzerinde olumlu etkileri olduğunu ifade ettiğini aktardı.

acdfgt
AFRICOM Komutanı General Dagvin Anderson, pazartesi günü Trablus'ta Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ile bir araya geldi. (ABD Büyükelçiliği)

Anderson, Trablus’ta UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile yaptığı görüşmede, ikili güvenlik iş birliğinin güçlendirilmesi, bölgesel istikrarın sağlanması ve ABD’nin Libya ordusunun birleştirilmesine yönelik çabalarının desteklenmesi konularını ele aldı. Anderson, birleşik, egemen ve istikrarlı bir Libya’nın ABD ve diğer ortaklarla ekonomik iş birliğini artıracağını ve bunun Libya halkının yararına olacağını vurguladı.

ABD Büyükelçiliği, resmi X hesabından yaptığı açıklamada, Anderson’un Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ve Savunma Bakan Vekili Tuğgeneral Abdusselam ez-Zubi ile ayrı ayrı toplantılar yaptığını bildirdi. Toplantılarda, ortak askeri iş birliğinin genişletilmesi, Libya güvenlik güçlerinin profesyonelliğinin artırılması ve Libya’nın askeri kurumları birleştirme çabaları ele alındı. Anderson ayrıca, AFRICOM tarafından nisan ayında Sirte’de düzenlenecek Flintlock 26 tatbikatının, ülke genelindeki Libya güçlerini Afrika ve Avrupa’daki ortaklarla bir araya getirerek terör ve diğer tehditlere karşı kapasitelerini güçlendireceğini belirtti. Anderson, ABD’nin, Libya’nın bölünmüşlükleri aşarak güvenlik güçlerini birleştirme çabalarını desteklemeye devam edeceğini de taahhüt etti.

gty
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, belediye başkanlarıyla bir araya geldi. (UBH)

Diğer yandan Dibeybe, pazartesi akşamı belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda, yürütülen projelerde belirlenen takvimlere uyulmasının ve uygulamaların yüksek verimlilikle takip edilmesinin önemine vurgu yaptı. Dibeybe, bunun vatandaşların yaşamına olumlu yansıyacağını ve hükümetin kalkınma hedeflerine ulaşmasını sağlayacağını belirtti.

Dibeybe, toplantıda ayrıca yeni projelerin uygulanması talimatını verdi; bunların başında okul inşaatları yer alıyor. Yürütme birimlerinin başkanlarına, salı günü itibarıyla belediyelerle doğrudan toplantılar yaparak projelerin ilerleyişini takip etmeleri ve planlanan şekilde uygulanmasını sağlamaları talimatı verildi.

Toplantıya katılanların, hükümetin kalkınma ve hizmet dosyalarını yönetme çabalarını tam olarak desteklediğini, hükümet yaklaşımına bağlı kalacaklarını ve projelere desteğin süreceğini ilettikleri aktarıldı. Bu tutumun, vatandaşlara sunulan hizmetlerin iyileştirilmesine ve tüm sektörlerde yerel kalkınmanın güçlendirilmesine katkı sağlayacağı vurgulandı.

rtt
Önceki belediye seçim kampanyasından (Libya Yüksek Seçim Komisyonu)

Öte yandan Libya Yüksek Seçim Komisyonu, belediye meclisi seçimlerinin üçüncü aşamasının oylamasını bu ayın 13’ünde gerçekleştirme tarihini açıkladı. Bu aşama, ağırlıklı olarak ülkenin doğu ve güney bölgelerinde yer alan dokuz belediyeyi kapsıyor.

Yüksek Seçim Komisyonu, şu ana kadar 120 belediye meclisinden 60’ının seçimlerini tamamladı. Kalan belediyelerdeki seçimleri ise önümüzdeki yıl içinde tamamlamayı planlıyor.