Rusya’da koronavirüs vaka oranları istikrarlı

Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan 40 görevlide virüs tespit edildi

Moskova’daki bir Mobil Seçim Merkezindeki Anayasa değişikliği oylamasında görev alan Seçim Kurulu üyeleri (Reuters)
Moskova’daki bir Mobil Seçim Merkezindeki Anayasa değişikliği oylamasında görev alan Seçim Kurulu üyeleri (Reuters)
TT

Rusya’da koronavirüs vaka oranları istikrarlı

Moskova’daki bir Mobil Seçim Merkezindeki Anayasa değişikliği oylamasında görev alan Seçim Kurulu üyeleri (Reuters)
Moskova’daki bir Mobil Seçim Merkezindeki Anayasa değişikliği oylamasında görev alan Seçim Kurulu üyeleri (Reuters)

Rus yetkililer, Rusya’daki koronavirüs salgın oranlarında dördüncü günde de istikrara tanık oldu. Yetkililer, şehirlerdeki karantina kısıtlamaları ve tedbirlerin hafifletilmesi ve izolasyon uygulamalarının kaldırılmasının salgında yeni bir dalgaya yol açmayacağını teyit ediyor.
 Salgınla Mücadele Operasyon Odası, son 24 saat içinde kaydedilen 6 bin 719 yeni vakanın son günlerde kayıtlara geçen salgın oranlarındaki istikrarı yansıttığını, zira önceki gün (Pazar) kaydedilen 6 bin 791 vakaya karşılık, Cumartesi günü 6 bin 852, Cuma günü ise 6 bin 800 vaka kaydedildiğini belirtti. Öte yandan, ülke genelinde salgın hastalıktan kurtulan kişi sayısının 4 bin eşiğini aştığını ifade etti. Operasyon Odası’nın verilerine göre, 228 bin 560’ı aktif olmak üzere Rusya’daki Koronavirüs vaka sayısı toplamı 641 bin 156’ya ulaştı.
Önceki günkü 104 vakaya karşılık olarak son 24 saat içinde Koronavirüs enfeksiyonuna bağlı 93 yeni ölüm vakasının kayıtlara geçtiği, son verilerle birlikte ülke genelinde hayatını kaybeden kurban sayısının 9 bin 166’ya yükseldiği belirtildi.
Salgın oranlarındaki büyük düşüşe rağmen, Rusya’nın diğer şehirlerine kıyasla hala en fazla vakanın kaydedildiği Başkent Moskova’da dün 23 ölüme ek olarak toplam 782 yeni vaka tespit edildi. Moskova’daki vaka sayısı toplamı 220 bini, vefat sayısı ise 3 bin 761’i geçti.
Öte yandan, önceki gün Rusya’da 4 bin 343 kişi hastalığın tüm semptomlarını atlattığı, ülke genelindeki iyileşen vaka sayısının 403 bin 430’a ulaştığı belirtildi.
Rus yetkililer şimdiye kadar 19 milyon 300 bin Koronavirüs testi gerçekleştirdiklerini açıkladı.
“Getirilen kısıtlamaların kaldırılmasında ve karantina tedbirlerinin hafifletilmesinde acele edildiği” şeklindeki açıklama sebebiyle Rusya’da muhtemel bir felaket olasılığı hakkında son iki haftadır yapılan uyarılar ve bu yöndeki korkunun ardından, son günlerde vaka artış oranlarındaki istikrar durumu, Rus yetkililer arasında genel bir rahatlama meydana getirdi.
Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, kısıtlamaların kaldırılmasının ardından salgına bağlı vaka sayılarının artma ihtimalinin bulunduğu hakkında bazılarının yaptığı açıklamaların doğrulunun kanıtlanamamış olduğunu ifade etti.
Başkan Sobyanin, “Birçoğu bize ‘acele etmeyin, korkunç şeyler meydana gelecek’ dediler. Buna rağmen hiçbir şey olmadı. Tüm zirveleri geçtik ve son derece tehlikeli olan aşamayı ve aynı şekilde salgın oranlarında yeni bir artış kaydetme korkusunu da geride bıraktık” ifadelerine yer verdi.
Bu arada, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya Dışişleri Bakanlığı çalışanları arasında 40 görevlinin virüsten enfekte olduğunu açıkladı. Lavrov, Bakanlık çalışanlarından birinin virüs sebebiyle hayatını kaybettiğini belirtti. Bakan Lavrov, bakanlık çalışanlarının yaklaşık olarak yarısının uzaktan çalışma yöntemiyle işe yeniden başladığını, “yetkili makamların talimatlarına tam olarak uyarak şimdilik bu şekilde çalışmaya devam ediyoruz” sözleriyle ifade etti. Kendisinin ise doğrudan çalışmaya devam ettiğini açıkladı.
Lavrov, “bakanlıktaki iş akışını bizzat bakanlıkta bulunarak takip etmem gerekiyor, herkes gibi ben de kendi ofisimde çalışıyorum” ifadelerine yer verdi.
Lavrov’un bu açıklaması, virüse yakalandığıyla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. Bakan Lavrov, “haftada birkaç kez” muayene edildiğini ve sonuçların sürekli olarak negatif çıktığını belirtti. “Tanrı beni şimdiye kadar himayesiyle kuşattı. Çok sayıda insanla bir araya gelmiyorum. Haftada birkaç defa test ediliyoruz. Bakanlığın ziyaretçileri için tüm kişisel koruma imkanlarına sahibiz. Artık son dönemde sayıları iyice azaldı, çünkü sorunların birçoğunu telefonla çözmeye çalışıyoruz” şeklinde eklemede bulundu.
Lavrov’un açıklaması, haftada en az iki defa sağlık kontrolünden geçtiğini söyleyen Başkan Vladimir Putin’in benzer ifadelerinden bir gün sonra geldi.  Test sonuçlarının negatif olup olmadığı sorulduğunda Putin, “Evet şükürler olsun” sonuçlar negatif dedi.
Başbakan Mihail Mişustin ve Rusya Başkanlık Sözcüsü Dmitry Peskov’un aralarında bulunduğu birçok hükümet yetkilisi Koronavirüse yakalanmıştı.
Buna ek olarak, Rusya Devlet Başkanı bir televizyon programında, “Rus vatandaşların hayatlarını ve sağlığını korumanın ekonomiyi kurtarmaktan daha önemli olduğunu” vurguladı. Başkan Putin, “Yeni tip Koronavirüs salgınını önlemek için getirilen kısıtlamaların caydırıcı sonuçlarına bakmaksızın, vatandaşları korumanın hükümet için en büyük öncelik olarak kalmaya devam ettiğini” belirtti.
Putin, siyasi hedeflerine ulaşmak için bazı Avrupa ülkelerine tıbbi yardım sağladığı yönündeki batılıların ülkesini suçlamalarını reddetti. Kendisiyle yapılan bir röportaj sırasında Putin, “Moskova bu yardımlarla herhangi bir çıkar ya da hedef gözetmedi, bazı ülkelerdeki durum son derece zordu ve hiçbir ülke yardım sağlamadı. Bu minvaldeki resmi talepleri aldıktan sonra yardım sağladık ve söz konusu yardımlardan siyasi bir menfaat elde etmeye çalışmadık.” ifadelerine yer verdi.



Amerikan bankalarından Arjantin'e soğuk duş

Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
TT

Amerikan bankalarından Arjantin'e soğuk duş

Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)

Wall Street Journal'ın (WSJ) özel haberine göre JPMorgan Chase, Bank of America ve Citigroup, Arjantin'e 20 milyar dolarlık kredi vermekten vazgeçti.

Amerikan gazetesinin kaynakları, Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei'yi desteklemek isteyen Donald Trump yönetiminin çağrısıyla harekete geçen bankaların bunun yerine daha küçük bir paket hazırladıklarını söyledi. 

WSJ, geçen ay ad ve görevlerini açıklamadığı kaynaklara dayandırdığı haberde bankaların kendilerini riske atmadan kredi vermeye çalıştığını bildirmişti. 

Normalde bu tarz işlemleri kendileri yürüten bankaların ABD Hazine Bakanlığı'na Buenos Aires yönetiminin kendilerine nasıl bir teminat verebileceğini sorduğu ve yeterli güvenceyi alamazlarsa ekonomik istikrarsızlığın sürdüğü Arjantin'e kredinin çıkmayabileceği aktarılmıştı. 

WSJ'nin yeni haberinde 20 milyar dolarlık krediden vazgeçen üç bankanın yaklaşık 5 milyar dolarlık bir repo anlaşması hazırladığı ve bu parayı birkaç ay içinde geri almayı planladığı belirtildi. 

Ancak müzakerelerin daha başlangıç aşamasında olduğu ve koşulların değişebileceği ya da anlaşmanın hiç yapılmayabileceği de vurgulandı. 

Buenos Aires yönetiminin ocakta ödemesi gereken 4 milyar dolarlık borcunu bu anlaşmayla kapaması bekleniyor. 

Arjantin, ABD Hazine Bakanlığı'yla yaptığı döviz takası anlaşmasıyla 20 milyar dolara erişmişti. Bu miktarın ne kadarının kullanıldığı net değil. 

ABD Hazine Bakanlığı'ndan WSJ'ye yapılan açıklamada "Birleşik Devletler, Başkan Milei ve Bakan Caputo'nun Arjantin'i Yeniden Harika Yapma konusundaki temel prensiplere bağlılığına güvenmeyi sürdürüyor" dendi. 

Diğer yandan Hazine Bakanlığı'nın bazı eski yetkilileri, ABD'nin Arjantin'e maddi desteğinin boyutlarının net bir şekilde kamuoyuna açıklanmadığını söylüyor. 

Barack Obama dönemi yetkililerinden Brad Setser da bunlardan biri:

Esasen bu paranın nasıl kullanıldığına dair hiçbir bilgi yok. Vergi mükelleflerinden alınan paranın verildiği düşünüldüğünde, bu sıradışı bir durum.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Çin'in Japonya'ya öfkelenmesinin asıl sebebi ne?

Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
TT

Çin'in Japonya'ya öfkelenmesinin asıl sebebi ne?

Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)

Çin'le Japonya arasında Tayvan meselesi nedeniyle çıkan gerginlik sürüyor. 

Pekin ve Tokyo'yu karşı karşıya getiren gerginlik, Japonya Başbakanı Sanae Takaiçi'nin Parlamento'da 7 Kasım'da düzenlenen oturumda yaptığı açıklamayla patlak vermişti. 

Takaiçi, Tayvan Boğazı'na yönelik muhtemel müdahaleyi "ülkesini tehdit eden bir hareket" olarak göreceğini, böyle bir durumda askeri güç kullanılabileceğini belirtmişti. Böylelikle ilk kez bir Japon başbakanı, Tayvan'ın işgali halinde ülkenin askeri müdahalede bulunacağını açıkça söylemişti. 

Pekin yönetimiyse Takaiçi'den sözlerini geri almasını istemiş, başbakan bunu reddedince Japonya'nın Pekin Büyükelçisi Kenji Kanasugi'yi çağırarak Tokyo'ya protesto notası vermişti.

Çin Dışişleri Bakanlığı, güvenlik koşullarının uygun olmadığı gerekçesiyle Japonya'ya seyahat uyarısı da yayımlamıştı. Çin Eğitim Bakanlığı da öğrencilere, güvenlik riskleri nedeniyle Japonya'da "eğitim koşullarının uygun olmadığı" uyarısında bulunmuştu.

Pekin'in Osaka Başkonsolosu Şüe Cien'in "kendilerine saldıran kirli bir boynu tereddüt etmeden kesmeleri gerekeceğini" yazdığı sosyal medya gönderisi de krizi körüklemişti. Japonya, diplomatın "gönüllü olarak ülkesine dönmesini" talep etmişti. 

Ancak CNN'in analizinde, Pekin'in asıl "Asya'daki askeri dengelerin değişme olasılığından endişelendiği" yorumu yapılıyor. 

Tokyo yönetimi, II. Dünya Savaşı'nda 1937-1945'te Çin'i işgal etmişti. İmparatorluk Ordusu, 1895-1945'te de Tayvan'ı da kolonileştirmişti. 

Geçen ay göreve gelen Takaiçi, Japonya'nın savunma harcamalarını marta kadar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 2'sine çıkaracaklarını duyurmuştu. Merkez sağ Liberal Demokrat Parti (LDP) lideri, Parlamento'da yaptığı ilk konuşmada Asya-Pasifik bölgesinde Çin, Kuzey Kore ve Rusya'yla artan gerilimlere dikkati çekmişti. 

Analizde, Pekin yönetiminin "Japonya'nın Çin'in yükselişini tehdit edebilecek askeri emelleri olduğunu" düşündüğüne dikkat çekiliyor. 

Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) resmi gazetesi Halkın Günlüğü'nde 17 Kasım'da yayımlanan bir köşe yazısında şu ifadeler kullanılmıştı: 

İlk kez bir Japon lider Tayvan'a silahlı müdahale niyetini dile getirdi ve Çin'e karşı askeri tehditte bulundu. Bunun arkasında, Japonya'nın sağcı güçlerinin pasifist Anayasa'nın kısıtlamalarından kurtulup ‘askeri güç' statüsü elde etme yönündeki tehlikeli girişimi yatıyor.

CNN'in analizinde, Takaiçi'nin savunma bütçesini artırdığı gibi ABD Başkanı Donald Trump'la daha yakın ilişkiler kurmayı hedeflediğine de dikkat çekiliyor. 

Singapur Ulusal Üniversitesi'nden Chong Ja Ian, Çin'in "ilk baştan Takaiçi'yi köşeye sıkıştırmayı" hedeflediğini ve Japonya'ya savunma harcamalarını artırmaması için gözdağı vermeyi istediğini söylüyor. 

Independent Türkçe, CNN, Reuters


ABD’nin Ukrayna barış planında “tam af” detayı

Ukrayna'nın baştan beri yanaşmadığı toprak tavizi seçeneğini kabul edip etmeyeceği henüz belli değil (AFP)
Ukrayna'nın baştan beri yanaşmadığı toprak tavizi seçeneğini kabul edip etmeyeceği henüz belli değil (AFP)
TT

ABD’nin Ukrayna barış planında “tam af” detayı

Ukrayna'nın baştan beri yanaşmadığı toprak tavizi seçeneğini kabul edip etmeyeceği henüz belli değil (AFP)
Ukrayna'nın baştan beri yanaşmadığı toprak tavizi seçeneğini kabul edip etmeyeceği henüz belli değil (AFP)

ABD'nin Rusya-Ukrayna savaşını sonlandırmak için hazırladığı 28 maddelik plan, Kiev yönetiminin birçok taviz vermesini öngörüyor. 

Wall Street Journal'ın (WSJ) incelediği taslak metne göre Ukrayna'dan işgal altındaki Donbas bölgesini Rusya'ya vermesi isteniyor. Ayrıca Ukrayna ordusunun 600 bin personelle sınırlandırılması ve ülkenin NATO'ya katılımının rafa kaldırılması talep ediliyor. 

Planın kabul edilmesi halinde Rusya'nın birçok talebi de gerçekleştirilmiş olacak. 

Bu hafta ABD heyetiyle toplantı yapan Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, adil bir barış talep ettiklerini belirterek, "Bağımsızlığımıza, egemenliğimize ve Ukrayna halkının onuruna saygılı koşullar sağlayan değerli bir barış istiyoruz" demişti.

Ukrayna lideri 18 Kasım'da Ankara'yı da ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmüştü. Zelenski "Acil bir barış ve bunun için güvenlik garantisi sağlanmasını istiyoruz" demiş, Erdoğan da "Adil ve kalıcı barışın önünü açacak önerileri Rusya'yla da ele almakta kararlıyız" ifadelerini kullanmıştı.

Diğer yandan WSJ'nin aktardığına göre anlaşmada son dönemde Ukrayna'yı çalkalayan yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili bir maddede yer alıyor. Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla gazeteye konuşan üst düzey bir ABD'li yetkili, basına sızan taslak metinde Kiev yönetiminin sonradan önemli bir değişikliğe gittiğini belirtiyor. 

Buna göre taslakta yolsuzluk iddialarının detaylandırılması amacıyla, "Ukrayna, aldığı tüm yardımları kapsamlı denetime tabi tutacak ve hataları düzeltmek ya da savaştan yasadışı kazanç sağlayanları cezalandırmak için yasal bir mekanizma oluşturacak" maddesi yer alıyordu. 

Kiev'in bu maddenin "savaştaki tüm taraflar savaş sırasındaki eylemleri için tam af alacak ve gelecekte herhangi bir talepte veya bulunmayacaklarını kabul edecekler" şeklinde değiştirilmesini istediği aktarılıyor. 

Ayrıca Rusya'nın büyük kısmı Avrupa bankalarında yer alan 300 milyar dolarlık dondurulmuş varlıklarının akıbetinin de anlaşma çerçevesinde belirlenmesi bekleniyor. 

ABD'nin öncülüğünde hazırlanan plana Avrupa'dan tepkiler de geldi. Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot dünkü açıklamasında "Barış, teslimiyet anlamına gelemez. Ukrayna'nın teslimiyetini istemiyoruz" dedi. 

Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski de Ukrayna ordusuna sınırlandırma getirilmemesi gerektiğini belirterek, bunun yerine Rusya'nın "saldırgan potansiyelinin" törpülenmesi çağrısında bulundu. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, CNN, New York Post, Washington Post