İran’da 3 kat artan kritik vakalar gençleri hedef alıyor

Dün Tahran’ın merkezindeki bir caddede yürüyen ve koronavirüse karşı korunmak için maske takan bazı İranlılar. (EPA)
Dün Tahran’ın merkezindeki bir caddede yürüyen ve koronavirüse karşı korunmak için maske takan bazı İranlılar. (EPA)
TT

İran’da 3 kat artan kritik vakalar gençleri hedef alıyor

Dün Tahran’ın merkezindeki bir caddede yürüyen ve koronavirüse karşı korunmak için maske takan bazı İranlılar. (EPA)
Dün Tahran’ın merkezindeki bir caddede yürüyen ve koronavirüse karşı korunmak için maske takan bazı İranlılar. (EPA)

İranlı doktorlar dün yaptıkları açıklamada, Tahran'daki kritik vakaların sayısının son 10 gün içinde 3 katına çıkması ve gençleri hedef almasından dolayı duydukları endişeyi dile getirdi. İran hükümeti Kovid 19 salgınının yeniden patlak vermesi karşısında İranlıları sağlık protokollerine uymadıkları için suçladı.
İran Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, 8 ilin şu anda "kırmızı bölgede" olduğu ve en fazla ölüm ve vakaların bu bölgelerde kaydedildiği belirtildi. Ayrıca, 4 ilin riskli  bölgeler olarak belirlendiği bildirildi.
Resmi haber ajansı IRNA’nın aktardığı habere göre Bakanlık sözcüsü Sima Sadat Lari, dünkü basın toplantısında yaptığı açıklamada, "Koronavirüs şu anda sınır illerinde veya vakaların ortaya çıktığı ilk aylarda zirve yapmamış şehirlerde zirveye ulaşıyor. Bu nedenle, hala ülkedeki ilk dalgaya tanık oluyoruz" dedi.
Sözcü açıklamasında, son 24 saatte 2 bin 457 yeni vaka tespit edildiğini, bin 435’inin hastenede tedavi altına alındığını açıkladı. Ayrıca, 147 kişinin yaşamını yitirdiğini, böylece Kovid-19 kaynaklı toplam can kaybının 10 bin 817'ye, vaka sayısının da 227 bin 662'ye çıktığını, hastaların 3 bin 49'unun durumunun ise ağır olduğunu aktardı.
İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii, Sağlık Bakanı Said Nemki'nin katılımıyla dün düzenlenen hükümet toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, hükümetin elde ettiği raporların, koronavirüs vaka sayısının artmasıyla İran eyaletlerinde zirveye ulaşıldığını gösterdiğini ifade etti. Rebii, vakaların artmasının ana nedeniyle ilgili olarak, “İnsanlar kurallara uymuyor. Sağlık protokollerine uyulmadığı taktirde kamu hizmetlerinin durdurulmasına karar verildi” dedi.
Rebii açıklamasında, "Toplumda bir korku olduğu için hastalığın gizlenmesi salgının yayılmasının nedenleri arasında yer alıyor” dedi. Hastalıkla başa çıkmada bilinçlenmenin  önemini vurgulayan Rebii, "Sağlık protokolleri nisan ayı boyunca yüzde 88'den yüzde 20’ye geriledi. İran Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı sosyal mesafe kuralının uygulanmasını sağlamak için devriyeler görevlendirecek” şeklinde konuştu.
“Sağlık personelinin başarıları” olarak nitelendirdiği durumu korumak için önlemleri artırma çağrısında bulunan Rebii, “Ülkenin ikinci dalgaya girmesini istemiyoruz. Şuan odağımız zirveye ulaşmış veya yaklaşan iller. Ülkede büyük bir karantina sürecine tekrar giremeyiz. Herkesin güvenliğini korumakla birlikte üretimi ve ekonomiyi de korumalıyız” dedi.
Diğer taraftan, İran İşçi Haber Ajansı ILNA, İranlı şirketlerin koronavirüs salgını nedeniyle işlerini kaybeden işçilerin geri dönüşünü sağlamak amacıyla “Onları işe geri alıyoruz” sloganı altında bir kampanya başlattıklarını duyurdu.
İran Yükseköğretim Bakanlığına bağlı Eğitim Sınavları Bölümü sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, koronavirüs bulaşmış olanların bu ay için yapılması planlanan yıllık üniversite giriş sınavına katılabileceği bildirildi. Açıklamada, Yükseköğretim Bakanlığı'nın tıbbi belgesi olan koronavirüs hastaları için özel önlemler aldığı ifade edildi ve sınava girecek hastaların belgelerini sınav tarihinden önce bildirmeleri istendi. AFP’nin haberine göre İran Sağlık Bakanı Said Nemki, koronavirüs aşısının hazırlandığını, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde büyük ölçüde başarı elde edildiğini ve yakında insanlar üzerinde test edilmeye başlanacağını açıkladı.
Öte yandan Sağlık Bakanı Yardımcısı İreç Herirçi, Tahran ve 6 ilin kısıtlamaları yeniden uygulamak için başvuruda bulunduğunu söyledi.
İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani, geçen pazar yaptığı açıklamada tıp üniversiteleri ve Sağlık Bakanlığı'nın birçok talebinden sonra eyaletlerin yetkilerinin genişlediğini duyurmuştu. Herirçi, vaka artışıyla ilgili olarak, yaz tatili ve Ramazan Bayramı tatillerinde Ahvaz, Hürmüz, Buşehr, Kürdistan, Kirmanşah ve Azerbaycan gibi bazı illerde kutlamalar nedeniyle vakaların tekrar arttığına dikkat çekti. Açıklamasında, “son zamanlarda hastanelerde yoğun bakım ve genç hasta sayısında bir artış yaşandığını, bütün bunların bir uyarı olduğunu ve insanların bu tehlikeyi bir şaka olarak düşünmemeleri gerektiğini” söyledi. 
ISNA haber ajansının başkent Tahran'daki 3 hastanenin başkanlarından aktardığı haberde, İran’da  gençlerin yoğun bakım odalarındaki kritik vakaların büyük bir bölümünü oluşturduğu belirtildi. Tahran'daki Humeyni Hastaneler Grubu Başkanı Hüsrev Sadık Neyit, "Bizi endişelendiren, yoğun bakım odalarındaki hastalarda, özellikle gençler arasında belirgin bir artış olması. Son 10 gün içinde vaka sayısında ciddi bir artışla karşı karşıyayız, vaka  sayısı ve hastanede kalan kişi sayısı 3 kat arttı” dedi.
Ayrıca, yoğun bakım odalarına ihtiyaç duyan kritik vakaların, hastanelerdeki normal hastaya kıyasla artışına dikkat çekerek hastanelerde tedavi görenlerde kritik vaka oranının yüzde 40 olduğunu ifade etti.
Tahran'daki Şeriati Hastanesi Başkanı Said Mehrabur yaptığı açıklamada, "Durumumuz hiç iyi değil. 10 günden beri koronavirüsten dolayı yoğun bir şekilde hasta alıyoruz. Sağlık personelleri virüse yakalanıyor. Ön cephelerde savaşan askerler gibiyiz, durum çok tehlikeli" şeklinde konuştu.
Tahran'daki Sina Hastanesi Başkanı Muhammed Talib Pur, ikinci bir dalganın başlangıcına işaret ederek şu ifadeleri kullandı:
"Aylarca süren yorgunluktan sonra yeniden işe devam etmek çok zor olacak. Ne olacağını bilmiyorum. Genç yaşlarda büyük bir hasta sayısına sahibiz ve hastanelerde kritik durumda oluyorlar. Her gün hastalarımızın ölümüne şahit oluyoruz. Bu şekilde devam edersek acı verici bir trajedi yaşanacak. Artık tüm hastaneler doldu.”



Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
TT

Trump'ın fiyat söylemlerine Cumhuriyetçiler de inanmıyor

Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)
Amerikalılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın fiyatlar hakkında gerçeklerle uyuşmayan daha parlak bir tablo çizdiğini söylüyor (AFP)

Hafta sonu yayımlanan iki yeni anket, Amerikalıların tatil sezonuna girerken hayat pahalılığı konusunda hâlâ ciddi sıkıntı içinde olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın bu konuda yeterli çaba göstermediğini düşündüğünü ortaya koydu.

CBS News/YouGov'un yaptığı ankete göre, Amerikalıların yüzde 60'ı, Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğine inanıyor. Buna karşılık, yüzde 27'si Trump'ın enflasyonu ve günlük tüketim mallarının maliyetlerini olduğu gibi, yüzde 13'ü ise enflasyon ve fiyatlar hakkındaki haberleri olduğundan daha kötü gösterdiğini söylüyor.

Ancak ankete katılan 10 Cumhuriyetçiden 4'ü, başkanın alım gücünü olduğundan daha iyi gösterdiğini söylüyor. Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 25'i Trump'ın enflasyonla başa çıkma biçimini onaylamıyor ve yüzde 29'u fiyatların arttığını söylüyor.

Ayrıca Cumhuriyetçilerin yüzde 32'si Trump yönetiminin politikalarının gıda ve market alışverişi için ödedikleri fiyatları artırdığını söylüyor. Aynı oranda Cumhuriyetçiyse bu politikaların gıda ve market alışverişi fiyatlarını düşürdüğünü söylüyor.

Ağırlıklı olarak alım gücü ve hayat pahalılığından bahseden Demokratlar, bu ay Kaliforniya'dan Georgia'ya, New Jersey ve Virginia'ya kadar ülke genelinde seçimleri silip süpürdü.

Bu mesaj, özellikle 2024'te Trump'a oy veren Latin kökenli seçmenler de dahil beyaz olmayan seçmenler arasında yankı buldu. Anket, Hispaniklerin yüzde 70'inin Trump'ın politikalarının gıda ve market fiyatlarının artmasına neden olduğunu, yüzde 68'inin mal ve hizmet fiyatlarının arttığını ve yüzde 60'ının Trump'ın fiyatları ve enflasyonu olduğundan daha iyi gösterdiğini söylediğini ortaya koydu.

ABD Başkanı alım gücünü tekrar tekrar "yeni bir kelime" ve "Demokratların bir kandırmacası" diye niteliyor. Ancak cuma günü, çoğunlukla kira maliyetlerine odaklanan ve otobüsleri ücretsiz, çocuk bakımınıysa evrensel hale getirme sözü veren, bu ay belediye başkanlığında diğer Demokratları geride bırakarak New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani'yi Oval Ofis'te ağırladı.

Birdenbire anlayış gösteren Trump, Mamdani'nin yanında, "İlginç bir sohbet ettik ve fikirlerinden bazıları gerçekten de benim fikirlerimle aynı" dedi.

G
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 2025'te kendisine ve 2024'te ABD Başkanı Donald Trump'a oy veren birçok kişinin enflasyon ve hayat pahalığını dile getirdiğini söyledi (AP)

Politico tarafından yapılan bir başka anket, en çok hangi maliyetlerin Amerikalıların endişelendirdiğini ortaya koydu. Anket, Amerikalıların yüzde 45'inin karşılanması en zor yaşam maliyetinin market alışverişi olduğunu, yüzde 38'inin konut, yüzde 34'ünün sağlık hizmetleri ve yüzde 31'inin de elektrik faturaları olduğunu gösterdi.

Mamdani, görüşmeleri sırasında Trump'la birlikte hayat pahalılığına odaklanarak kendi seçimlerini kazandıklarını söyledi.

Mamdani, "Başkan'a, kampanyamızın odağının büyük ölçüde yaşam maliyeti krizi olduğunu ve başkana oy veren New Yorklulara sorduğumuzda, New York'ta oylarında bir artış gördüğümüzde, aynı konuya geri döndüklerini söyledim: Yaşam maliyeti, yaşam maliyeti, yaşam maliyeti" dedi. Buna karşılık Trump, New York'un enerji şirketi Con Edison'ın fiyatları düşürmesini sağlamaktan bahsetti.

Ancak yaşam maliyeti sadece sol görüşlü Demokratlara kazandırmadı. New Jersey'de ılımlı görüşlü Mikie Sherrill, elektrik zamlarının dondurulması çağrısında bulunarak valilik yarışını kazandı.

Independent Türkçe


Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
TT

Rusya, ABD’yle Meksika’nın arasını açmak istiyor

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)
Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'da Kremlin propagandası yaptığı ileri sürülüyor (AFP)

Rusya, ABD'yle arasını bozmak istediği Meksika'daki dezenformasyon çalışmalarını yoğunlaştırdı.

New York Times'ın (NYT) haberinde, Rusya'nın Latin Amerika'daki dezenformasyon faaliyetlerini son iki yılda artırdığı belirtiliyor. Moskova yönetiminin ABD'yle bölgedeki müttefikleri arasında anlaşmazlık yaratmayı hedeflediği savunuluyor. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla NYT'ye konuşan kaynaklar, dezenformasyon kampanyasının Sputnik ve RT gibi Kremlin'e ait medya kuruluşları tarafından yürütüldüğünü ileri sürüyor. Özellikle ABD'nin en büyük ticaret ortağı olan Meksika'nın hedef alındığı aktarılıyor. 

NYT'nin incelediği "Meksika: RT'nin İstilası" başlıklı iç yazışmada, Meksika'nın başkenti Meksiko'daki Amerikan diplomatların, RT'nin ülkedeki "ani ve hızlı genişlemesi" hakkında uyarılarda bulunduğu görülüyor. 

Nisan 2024 tarihli yazışmada şu ifadelere yer veriliyor: 

RT'nin Meksika'daki agresif yatırımı, güvenilirliğini artırma ve ABD'yi zayıflatma stratejisi, halkın mevcut algısını değiştirme tehdidi yaratıyor. Meksika misyonunun, RT'nin iyi finanse edilen çabalarına karşı koymak için daha fazla kaynağa ihtiyacı var.

Meksiko'daki ABD Büyükelçiliği'nden gönderilen mesajda, RT en Español'un X'te çevrimiçi izlenme sayısının 2022'de 191 binden bir yıl sonra 715 milyona fırladığı aktarılıyor. 

Rus devletine ait RT'nin Latin Amerika'daki varlığını artırdığı, potansiyel izleyici sayısının 670 milyona ulaştığı belirtiliyor.

RT'nin Meksika'da bu kadar yaygınlaşmasında, eski Devlet Başkanı López Obrador döneminde görev yapan ve Rusya yanlısı olmakla eleştirilen bazı yetkililerin etkili olduğu savunuluyor. Obrador'un devlet başkanlığı geçen yıl ekimde sonlanmış, yerine seçimleri kazanan Claudia Sheinbaum gelmişti. Sheinbaum da Obrador'un kurduğu iktidardaki Ulusal Yenilenme Hareketi (Morena) partisinden.

NYT, Obrador veya Morena yetkililerinin yorum taleplerine yanıt vermediğini aktarıyor.  

Meksiko'daki Rus Büyükelçiliği ise iddiaları reddederek Sputnik ve RT'yi Amerikan medyasına tarafsız alternatifler diye niteledi. 

Bazı uzmanlar Donald Trump yönetiminin dezenformasyona karşı mücadele de geride kaldığını söylüyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Alman Marshall Fonu'ndan Bret Schafer şu değerlendirmeyi yapıyor: 

ABD küresel bilgi alanından çekiliyor ve yerine Rusya giriyor. Rusya'nın ABD'nin kendi arka bahçesinde ABD'ye karşı harekete geçmesi bir bakıma Soğuk Savaş anlayışının bir ürünü. Ruslar nüfuz artırmak için Latin Amerika'yı uzun zamandır bir öncelik olarak görüyor.

2022'de başlayan Ukrayna savaşının ardından ABD, Kanada, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği, RT'yi ve kuruluşun üst düzey isimlerini yaptırım listesine almıştı.

Independent Türkçe, New York Times, BBC


Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post