Genç bir öncüsünü daha kaybeden Afganlar soruyor: Bu nereye kadar devam edecek?

Afgan insan hakları savunucusu 24 yaşındaki Fatıma Halil, bomba yüklü araçla uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti (New York Times)
Afgan insan hakları savunucusu 24 yaşındaki Fatıma Halil, bomba yüklü araçla uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti (New York Times)
TT

Genç bir öncüsünü daha kaybeden Afganlar soruyor: Bu nereye kadar devam edecek?

Afgan insan hakları savunucusu 24 yaşındaki Fatıma Halil, bomba yüklü araçla uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti (New York Times)
Afgan insan hakları savunucusu 24 yaşındaki Fatıma Halil, bomba yüklü araçla uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti (New York Times)

Afganistan'ın başkenti Kabil'de Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu’nda (AIHRC) görevli, 24 yaşındaki Fatıma Halil, genç bir mülteci kız olarak çok yol kat etmişti. Doğar doğmaz ölümle burun buruna geldi. Çünkü maddi imkansızlıklar içinde olan ailesi doğumu için gelen ebenin ücretini ödeyemeyince ebe bu duruma kızıp, Fatıma’nın göbek bağını kesmeden gitmişti. Dini konularda yaptığı derinlemesine çalışmalarla birlikte 6 dil konuşabilen Fatıma, Orta Asya Amerikan Üniversitesi'nden mezun oldu. Bununla birlikte arkadaşları onu kendine güvenen ve ayakları üzerinde durabilen genç bir kadın olarak tanımladılar. Fatıma, tüm bu özelliklerinin yanı sıra duyarlı ve hayata sımsıkı bağlı bir insandı. Doğum günlerinde ışıl ışıl ve özellikle turuncu renkte elbiseler giymekten hoşlanan Fatıma, dans ederken herkesten daha iyi olduğunu bir kez daha gösterirdi. Ama karanlıktan da çok korkardı.
Ne var ki Fatıma geçtiğimiz cumartesi günü Kabil’de içinde bulunduğu aracın 41 yaşındaki şoförü Ahmed Cevad Fulad ile birlikte sivilleri hedef alan bombalı bir saldırı sonucu hayatını kaybetti. Bu olay, başkent Kabil’de adeta şok etkisi yarattı. Oysa Fatıma, ülkenin içinde bulunduğu karanlıkta genç nesil için adeta bir umut ışığı olmuştu.
Taliban rejiminin yıkılmasının üzerinden geçen şiddet dolu 18 yıllık süre boyunca koca bir nesil, isyancıların yeniden iktidara dönmesinden duyulan endişe ve özgürlüklerin kısıtlanma tehdidi altında büyüdü. Bu arada ABD, bu yıl Taliban ile yapılan bir anlaşma çerçevesinde ülkedeki askeri güçlerini geri çekmeye başladı.
Hükümet ve Taliban arasındaki güç dağılımı müzakerelerinin başlaması öncesinde ülkede akan kan zaten artmıştı. Hedef alınan insanların çoğu, 2001 yılından bu yana kök salmaya başlayan yeni bir hayat savunucuları, ılımlı gazeteciler ve din alimleri, kültürel şahsiyetler, aktivistler ve kamusal alanda roller üstlenen kadınlar oldu.
AIHRC Başkanı Şehrazad Ekber, “Erkek egemen bir toplumda Fatıma’nın yaptıkları büyük cesaret ister. Sadece kendi fikirlerinin de olabileceğini düşünmek dahi büyük cesaret gerektirir. Çünkü burada, kadına her gün bir aklı veya fikri olmadığı söylenir. Ancak Fatıma'nın her konuda söyleyecek bir sözü vardı. Aslında, Fatıma gibi bir kız ancak, birçoğuna sadece tevafuken rastlanabilecek bir dizi farklı faktörün bir araya gelmesiyle yetiştirilebilir ve ancak böyle bir durumda Fatıma’nın ki gibi bir şahsiyet ortaya çıkabilirdi” şeklinde konuştu.
Fatıma, 40 yıldır Afganistan’ı kasıp kavuran şiddet sürecinin erken dönemlerinde Pakistan’a kaçan mülteci bir ailede öğretmen bir anne ve babanın altıncı kızları olarak dünyaya geldi. Fatıma’nın babası Pakistan’ın Ketta şehrinde bir bakkal açarak ailesini kıt-kanaat geçindirdi. Kız kardeşi Lima, Fatıma'nın doğumunda maddi imkansızlıklar içinde oldukları için doğumunu yaptırmak üzere gelen ebenin ücretini ödeyemeyince ebenin bu duruma kızıp Fatıma’nın göbek bağını kesmeden gittiğini anlattı.
Şu anda ABD'de doktora yapan ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını yüzünden uygulanan seyahat kısıtlamaları nedeniyle kız kardeşinin cenazesine katılamayan Lima, şunları söyledi:
“Ebe, onun göbek bağını kesmedi. Bunu annem yaptı. Her zaman daha doğduğu anda ebenin göbek bağını kesmeden ondan kaçtığını söyleyip, şakalaşırdık.”
Aile, sürekli olarak bir yerden başka bir yere taşınmak zorunda kalsa da, Fatıma her zaman başarılı bir öğrenci oldu. Eğitimine, Pakistan'da Suudi Arabistan merkezli bir yardım kuruluşu tarafından kurulan bir mülteci okulunda başladı. Ailesiyle Afganistan’a dönen Fatıma, Kabil’de burslu olarak okuduğu uluslararası bir Türk lisesinden mezun oldu.
Antropoloji ve insan hakları çalışmalarında uzmanlaştığı Kırgızistan'daki Orta Asya Amerikan Üniversitesi'ni bitirdi. Fatıma Arapça, Urduca, İngilizce, Rusça ve Peştuca ve Dari dillerini akıcı bir şekilde konuşabiliyordu.
Arkadaşları ve yakınları onu Natasha adıyla çağırıyorlardı. Bu ismi, annesinin onu sürekli nazlandırmasından dolayı takmışlardı. Fatıma herkes tarafından hem sevildi hem de nazlandırıldı. Büyük bir özgüvene sahip oluşu ve dürüst karakteriyle tanındı. Ancak yoğun siyasi tartışmalar sırasında neşeli ruhuna ve büyüleyici tarzına güvenerek mevcut anlaşmazlıkları görmezden geldi.
Sosyal medyadaki paylaşımları, kadınların toplumdaki ve siyaset sahnesindeki konumunun yanı sıra onların görünüşü ve elbisesi ile aşırı derecede meşgul olunması konusundaki rahatsızlığını açıkça ifade ettiğini ortaya koyuyor. Bu mücadelede büyük bir enerjisi vardı. Afganistan’ın ilk kadın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi olmayı hayal ediyordu. Uluslararası insan hakları mekanizmaları alanındaki yapıcı projelerin uygulanması amacıyla faaliyet gösterdiği kuruma sürekli yardım etmeye çalıştı.
Türk okuluna giderken aynı odayı paylaştığı arkadaşı Halide Salih onu şöyle anlattı:
“Toplumun ve gelenekçiliğin kısıtlamalarından uzak bir hayat yaşamaya çalıştı. Bazen insanlar bu yüzden onu yanlış değerlendirdi. Sakinlikle ve sabırla, onlara yaklaşmaya devam etti. Onları bir dış kıyafetin bir insanın karakterini veya kalbindeki şeyi belirlemeyeceğine ikna etmeye çalışıyordu.”
Okul içerisinde güçlü bir özgüven duygusu geliştirmeyi, mağdur kimliğinden ve söylemlerinden sıyrılmayı başaran Afgan genç kadın neslinin bir üyesiydi. Akranları arasında her zaman ön plana çıkardı. Maya Angelou’nun ‘Still I Rise’ (Hala Yükseliyorum) adlı şiirini çok severdi. Arkadaşlarını da Angelou’nın şiirinden alıntıları vücutlarına dövme olarak yazdırmaya çağırırdı. Üniversite yıllarında tanıştığı Benazir Nurzade bu konuda, “Bu şiirin bir şekilde her birimizin hayat hikayesini anlattığını düşünürdü” ifadelerini kullandı.
Fatıma, geçtiğimiz yıl üniversitenden mezun olduktan sonra, doğruca bir yüksek lisans bölümüne kaydolmayı düşünüyordu. Ancak kız kardeşi Lima önce pratik bir deneyim kazanması konusunda onu cesaretlendirdi. Uluslararası yardım koordinatörü olmak için AIHRC’ye başvurdu. ABD merkezliler de dahil olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası kuruluşla iş görüşmeleri yaptı. Şehrazat Ekber (32) o dönem AIHRC başkanlığını henüz üstlenmişti. Kuruluşun fonlarını artırmak için bir takım reformlar gerçekleştirdi.
AIHRC Başkanı Ekber Fatıma’yla yaptığı iş görüşmesini şöyle anlattı:
“Ona AIHRC’nin tam bir kaos içinde olduğunu ve bağışçılarla arasında büyük sorunlar yaşadığını söyledim. Ona belki iki ay maaş alamayabileceğini söylememe rağmen işi kabul etti.”
Ekber, Fatıma’nın kendisine gönderdiği e-postada  şunları söylediğini aktardı:
“Çok fazla iş görüşmesi yaptım. Görüştüğüm kurumlar organizasyonlarını her zaman ülkenin en iyisi olarak göstermeye çalışıyordu. Fakat başında olduğu kurumun pek çok zorlukla karşı karşıya olduğunu söyleyen tek kişi siz oldunuz. Bu nedenle, sizinle daha faydalı işler yapabileceğimi hissediyorum.”
Geçtiğimiz cumartesi günü defnedilen Fatıma’nın kabri başında arkadaşları ve meslektaşları gözyaşlarını tutamazken babası onun samimiyetinden bahsetti.
Fatıma’nın babası kızının mezarı başında şunları söyledi:
“O sadece benim kızım değildi. Ülkesi için savaşan biriydi. Tarihte her zaman savaşlar olmuştur. Ancak bu suikastlar ve intihar bombaları, tüm savaşlardan daha kötü ve aşağılık eylemlerdir.”
*New York Times



ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
TT

ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koymasıyla Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savundu.

Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelendi.

Trump'ın "Venezuela petrolüne el koymak istediği" ve bu yüzden uyuşturucu kaçakçılığını bahane ederek ülke açıklarındaki gemilere saldırı düzenlediği savunuldu.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla CBS'e konuşan kaynaklar, el konan tankerin adının Skipper olduğunu belirtiyor.

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Kaynaklar, tankere yönelik harekatın USS Gerald R. Ford'dan kaldırılan iki askeri helikopterle gerçekleştirildiğini söylüyor.

20 yıllık tankere baskın düzenleyen ekipte özel harekatçıların ve donanma askerlerinin yer aldığı aktarılıyor.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

Bakanlığın açıklamasında tankerin, yine ABD'nin yaptırım uyguladığı Rus iş insanı Viktor Artemov'un kontrolündeki şirketlerden birine ait olduğu savunulmuştu.

Geminin üzerinde Guyana bayrağı olması da dikkat çekti. Ancak Guyana yönetiminden yapılan açıklamada, geminin ülkede kaydı olmadığı iddia edildi.

Diğer yandan Reuters'ın aktardığına göre Venezuela limanlarında 80'den fazla tanker var ve bunlardan en az 30'u ABD'nin yaptırım listesinde.

Analizde, Venezuela'dan hareket eden tankerlerin genellikle konumlarını gizleyerek Çin ve Malezya'ya petrol taşıdığına dikkat çekiliyor. Bu gemilere, Venezuela devletine ait petrol şirketi PDVSA'nın limanlarında sahte isimler altında yükleme yapıldığı öne sürülüyor.

CNN'in haberinde de Trump'ın ekonomik baskıyı artırmak için tankeri hedef aldığı belirtiyor. Bölgede yaptırımları delerek petrol taşıyan "gölge filo" kaptanlarına gözdağı verilmek istendiği de yazılıyor.

Trump, ABD'nin 2019'dan beri yaptırım uyguladığı Latin Amerika ülkesine ekonomik baskıyı artıracaklarını önceki açıklamalarında belirtmişti.

Independent Türkçe, CBS, CNN, Reuters


ABD, UNRWA’yı terör örgütü mü ilan edecek?

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
TT

ABD, UNRWA’yı terör örgütü mü ilan edecek?

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)
Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında 370'ten fazla UNRWA çalışanı öldürülmüştü (AFP)

ABD, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) yaptırım uygulamayı planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre ABD Dışişleri Bakanlığı, UNRWA'ya terör suçları kapsamında yaptırım uygulamaya hazırlanıyor.

Gazze Şeridi, Batı Şeria, Lübnan, Ürdün ve Suriye'deki faaliyetleriyle milyonlarca Filistinliye yardım, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler sağlayan kuruma yönelik planların, bakanlıktaki bazı yetkililer tarafından endişeyle takip edildiği aktarılıyor.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla konuşan kaynaklara göre UNRWA'nın "yabancı terör örgütü" listesine alınması da gündemde.

Böyle bir hamlenin, mültecilere yardım çabalarını altüst edebileceği ve halihazırda finansman kriziyle boğuşan UNRWA'nın faaliyetlerini felce uğratabileceği aktarılıyor.

Diğer yandan tüm ajansa mı yoksa UNRWA'da görev yapan belirli yetkililere mi yaptırım uygulanacağı henüz belli değil.

Dışişleri Bakanlığı'ndan gönderilen açıklamada UNRWA, "teröristlere yardım ve yataklık yaptığı kanıtlanmış yozlaşmış bir kuruluş" diye nitelendi:

Tüm seçenekler değerlendiriliyor. Henüz nihai bir karar alınmadı.

UNRWA'nın Washington direktörü William Deere ise ajansın yabancı terör örgütü ilan edilmesinin "hem eşi benzeri görülmemiş hem de haksız" bir karar olacağını vurguluyor:

Ocak 2024'ten bu yana, ABD Ulusal İstihbarat Konseyi de dahil 4 bağımsız kuruluş UNRWA'nın tarafsızlığını inceledi. Farklı zamanlarda ve farklı bakış açılarından yapılmış araştırmaların hepsi aynı sonuca vardı: UNRWA vazgeçilmez, tarafsız ve insani yardım alanında faaliyet gösteren bir kuruluştur.

Washington, UNRWA'nın en büyük finansal destekçisiydi. Ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın selefi Joe Biden, İsrail'in kuruluşu Hamas'a 7 Ekim 2023 saldırısında yardım etmekle suçlaması üzerine geçen yıl ocak ayında UNRWA'ya finansal desteği durdurmuştu. ABD, Hamas'ı terör örgütü listesine 1997'de almıştı.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, yıllardır UNRWA'nın kapatılmasını talep ediyor. Tel Aviv yönetimi, UNRWA'nın faaliyetlerini ve İsrail makamlarıyla temas kurmasını 30 Ocak'ta yasaklamıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Times of Israel


AP’nin kadrajından: Yıla damga vuran 10 fotoğraf

İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
TT

AP’nin kadrajından: Yıla damga vuran 10 fotoğraf

İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)
İsrail ordusunun bu yıl da sürdürdüğü saldırılar nedeniyle savaşın başından beri öldürülen Filistinlilerin sayısı 70 bini geçti (Fotoğraflar: AP)

Gazze ve Ukrayna'daki çatışmalardan çeşitli ülkelerdeki protesto gösterileri ve doğal afetlere kadar bu yıl da dünyada birçok önemli olay yaşandı.

Amerikan haber ajansı Associated Press (AP), yıla damga vuran olayların fotoğraflarını paylaştı.

wef

Foto haber dosyasının kapağında, martta tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'na destek protestolarından bir kare yer aldı.

ewf

6 Mart'ta çekilen başka bir fotoğraftaysa Ramazan'da Sultanahmet Camii'nin arkasından batan yarım ay görüntülendi.

ef

Ayasofya Camii önünde ağustosta düzenlenen Filistin'e destek gösterileri de ajansın Ortadoğu fotoğraflarının kapağında yer aldı.

er

Yazın çıkan orman yangınları ülkedeki birçok şehri etkiledi. AP, Çanakkale'ye bağlı Güzeleli'ndeki yangında ölen hayvanlarından birinin yanında ağlayan 64 yaşındaki çiftçi Turkan Özkan'ın fotoğrafını da paylaştı.

e

Suriye'de 8 Aralık'ta Beşar Esad'ın devrilmesi, bu yıl Ortadoğu’daki en çarpıcı gelişmelerden biri oldu. Devrik Suriye liderinin babası ve eski Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esad'ın heykeli rejim karşıtı isyancılar tarafından parçalandı.

fref

Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan savaşta İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırıları bu yıl da onbinlerce can aldı.

erfr

Nepal'de gençlerin başını çektiği protestolar sonucu hükümet devrildi. Eylülde başlayan eylemlerde göstericilerle polisler arasında sert çatışmalar yaşandı.

e

Enflasyon ve ekonomik krizle boğuşan Arjantin'de emekli maaşlarının iyileştirilmesi için düzenlenen haftalık protestolar dikkat çekti.

fer

ABD Başkanı Donald Trump'ın göçmenlere karşı başlattığı operasyonlar birçok şehirde bu yaz protesto edildi. En büyük eylemler Los Angeles'ta yaşandı.

erf

Grönland'ın Nuuk kentindeki evlerin üzerinde beliren Kuzey Işıkları'nın nefes kesici görüntüsü de AP'nin kadrajındaydı.
 

Independent Türkçe, AP