Devasa yıldızın gizemli kayboluşu bilim insanlarını şaşırttı

Kinman Cüce Galaksisi'ndeki parlak mavi, değişken yıldızın gizemli bir biçimde kaybolmadan önce nasıl görünebileceğini gösteren illüstrasyon  (ESO / L. Calçada)
Kinman Cüce Galaksisi'ndeki parlak mavi, değişken yıldızın gizemli bir biçimde kaybolmadan önce nasıl görünebileceğini gösteren illüstrasyon (ESO / L. Calçada)
TT

Devasa yıldızın gizemli kayboluşu bilim insanlarını şaşırttı

Kinman Cüce Galaksisi'ndeki parlak mavi, değişken yıldızın gizemli bir biçimde kaybolmadan önce nasıl görünebileceğini gösteren illüstrasyon  (ESO / L. Calçada)
Kinman Cüce Galaksisi'ndeki parlak mavi, değişken yıldızın gizemli bir biçimde kaybolmadan önce nasıl görünebileceğini gösteren illüstrasyon (ESO / L. Calçada)

Yerel evrendeki en büyük ve parlak yıldızlardan biri gizemli bir biçimde gözden kayboldu. 
Yaklaşık 75 ışık yılı uzakta, Kinman Cüce Galaksisi'nde bulunan yıldız artık görülemiyor ve bilim insanları bunun nedeninden emin değil. 
Araştırmacılar çok büyük yıldızların nasıl öldüğüne dair daha fazla bilgi edinmek için yıldızı gözlemlemeye çalışınca, bu esrarengiz yok oluşu fark etti. Yıldız, 2001 ve 2011 arasında kapsamlı bir şekilde incelenmiş ve gözlemler sonucunda hayatının son evrelerinde olduğu anlaşılmıştı. Bu sebeple yeni araştırma için mükemmel hedef gibi görünüyordu. 
Dublin Trinity College'dan araştırmayı yöneten bilim insanı Andrew Allan, yaptığı açıklamada, "Buna karşılık, yıldızın kaybolduğunu görerek şaşkınlığa uğradık!" dedi. 
Yıldız, parlaklığını kaybetmiş ve toz tarafından gizlenmiş olabilir. Fakat daha alışılmadık şekilde, patlayarak süpernovaya geçmek yerine, çökerek kara deliğe dönüşmüş olabilir. 
Allan "Eğer durum buysa böyle devasa bir yıldızın hayatına bu şekilde son verdiği ilk kez doğrudan tespit edilmiş olacak" dedi.
Böyle bir keşif, büyük yıldızların nasıl öldüğüne dair anlayışımızı değiştirebilir. Bu olguya ilişkin mevcut hikayemizde hayatları sona eren yıldızların patlayarak bir süpernovaya dönüşmesi bekleniyor ama görünüşe göre bu gerçekleşmemiş.
Kinman Cüce Galaksisi Kova Takımyıldızı'nda bulunuyor. Galaksi o kadar uzakta ki gökbilimciler buradaki belirli yıldızları göremiyor. Ancak bazılarının özgün işaretlerini algılayabiliyor.
Bu işaretler, orada "parlak mavi değişken" diye bilinen ve Güneş'ten 2,5 milyon kat daha büyük bir yıldız bulunduğunu gösteriyor. Bu yıldızlar yaşam döngülerinin özellikle hummalı bir evresinde buluyor ve o yüzden çabucak değişiyor. Ancak arkalarında bilim insanlarının fark edebileceği bazı işaretler bırakma eğilimi gösteriyor.
Fakat araştırmacılar 2019'da galaksiye tekrar baktığında ne yıldızdan ne de yıldızın öldüğüne işaret edecek bir süpernovadan iz bulabildi. Görünen o ki nesne ortadan kaybolmuştu.
Aynı açıklamada Allan, "Böylesine büyük bir yıldızın parlak bir süpernova patlaması yaratmadan kaybolması son derece olağan dışı olur" dedi. 
Araştırmacılar, beklenen işareti kaçırmadıklarından emin olmak için, Avrupa Güney Gözlemevi'ndeki Çok Büyük Teleskop'tan bir dizi aygıtı yıldızın bulunması gereken noktaya doğru çevirdi. Fakat aylar süren çalışmalara ve yıldızı bulmaya yönelik çeşitli farklı girişimlere rağmen hiçbir iz bulunamadı.
Ekibin Dublin Trinity College'tan bir diğer üyesi Jose Groh, "Yerel evrendeki en büyük yıldızlardan birinin yavaşça geceye karıştığını tespit etmiş olabiliriz" dedi. 
Daha sonra eski arşiv verilerini inceleyen araştırmacılar yıldızın muhtemelen 2011'de sona eren yoğun bir hareketlilik döneminden geçtiğini fark etti. 
Araştırmacılar daha fazla araçla yapılacak ileri çalışmaların uzak yıldızları daha detaylı bir şekilde gösterebilmesini, kaybolan yıldıza ve benzerlerine ne olduğunun ortaya çıkmasını sağlamasını umuyor.



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news