Suudi Arabistan’da koronavirüs vaka sayısı 200 bini aştı… Plazma tedavisinde ilerleme kaydediliyor

Körfez ülkelerinde vaka ve iyileşen vaka sayıları değişiklik gösteriyor

Suudi güvenlik güçleri ihtiyati önlemleri uygulamaya devam ediyor (SPA)
Suudi güvenlik güçleri ihtiyati önlemleri uygulamaya devam ediyor (SPA)
TT

Suudi Arabistan’da koronavirüs vaka sayısı 200 bini aştı… Plazma tedavisinde ilerleme kaydediliyor

Suudi güvenlik güçleri ihtiyati önlemleri uygulamaya devam ediyor (SPA)
Suudi güvenlik güçleri ihtiyati önlemleri uygulamaya devam ediyor (SPA)

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığının dün duyurduğuna göre ülkede 100’den fazla koronavirüs (kovid-19) vakası, iyileşen vakaların kanındaki plazmanın kullanılması ile tedavi edildi.
Bakanlık plazmanın hastanelerde, yoğun bakım ve ameliyathanelerde günlük, rutin bir prosedür olarak kullanılan kan türevlerinden biri olduğunu vurguladı ve halkın araştırmalara ve çalışmalara verdiği önemin boyutuna dikkat çekerek 512 gönüllünün kan verdiğini belirtti.
Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz Nisan ayının başında çalışmanın onaylanmasının ardından araştırma ekibinin, tüm sağlık sektörlerinden katılabilecek sağlık tesislerinin kapsamının genişletilmesine yönelik görevlerini yerine getirmeye başladığını açıkladı. Bakanlık araştırmanın ana bölgeleri olan Riyad, Şarkiye, Cidde ve Medine’de çok sayıda kişinin bağış yaptığını belirtti.
Çalışmanın protokollerine göre, bir dizi güvenlik önlemleri, teşhis detayları, hastalığa yakalanma zamanının belirlenmesinin yanı sıra hayati belirtilerin incelenmesi ve antikorlar için ön testin yapılması gerekiyor. Öncelikle donörün ve ilerde plazmanın nakledileceği  kişinin sağlığının güvence altına alan prosedürlerin tamamlanmasının ardından,  plazma bağışı onaylanan şekilde gerçekleştiriliyor, mikrop içermediğinden emin olunması ve kullanıma hazır olması için plazma işlemden geçiriliyor.
Sağlık Bakanlığı, ikinci kısımda çalışmada belirlenen koşulları karşılayan hastalara plazma nakledilmesinin ardından hastaların klinik olarak takip edildiğini ayrıca plazmanın ne kadar kullanılacağına karar verilmesi için belirlenen kan testlerinin yapıldığı ve röntgen çekildiğini sözlerine ekledi. Bakanlık “bu çalışmanın sonuçlarının hala ön sonuçlar olduğunu, tedavinin oluşturabileceği tehlikelere dair herhangi bir göstergenin bulunmadığı ve güvenli bir prosedür olduğunu ve Allah'ın izniyle özellikle ilk aşamada plazma verilen hastalar için faydalı olacağını ancak tüm sonuçlardan emin olunması için araştırmanın zamana ihtiyacı olduğunu ve kısa bir süre içince çalışmanın değerlendirebileceğini ve değerlendirmenin yayınlanacağını” duyurdu.
Bakanlığın yaptığı açıklama, şimdiye kadar Krallık genelinde farklı sağlık sektörlerinden 19 hastanenin çalışmaya katıldığı ve birçok hastanenin de bu çalışmaya katılmayı istediği belirtildi.
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı, 4 bin 193 yeni koronavirüs vakasının tespit edildiğini, 2 bin 945 kişinin daha sağlığına kavuştuğunu ve 50 kişinin daha virüs sebebiyle hayatını kaybettiğini aktardı.
Bakanlığın bildirdiğine göre, ilk vakanın görülmesinden bu yana kaydedilen toplam vaka sayısı 201 bin 801’e yükseldi, bu vakalardan 59 bin 385’ini hala hastanelerde gerekli tedaviyi gören aktif vakalar ve kaydedilen vakalardan 2 bin 291’i hayatını kaybetti. Ayrıca toplam iyileşen vaka sayısı 140 bin 614 ve toplam ölüm bilançosu ise bin 802’ye yükseldi.

Suudi Arabistan test kapasitesi iki katına çıktı
Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı dün, Krallık’taki test laboratuvarlarının kapasitesinin iki katına çıkararak günde 53 bin test yapıldığı belirtildi. Bakanlık, salgının başlangıcında test kapasitesinin günde bin testi geçmediğine dikkat çekti.
Bakanlık ayrıca Krallığın farklı bölgelerinde yoğun bakım ünitelerine 2 bin 199 yatağın daha eklendiğini bildirdi ve koronavirüs semptomları olan kişilerin acilen “Tatman” kliniklerine başvurmalarını istedi.

Kuveyt
Kuveyt Sağlık Bakanlığı, son 24 saatte 886 vakanın daha iyileşmesi ile toplam iyileşen vaka sayısının 39 bin 276’ya ulaştığını duyurdu.
Kuveyt’te 813 yeni koronavirüs vakasının kaydedilmesi ile toplam vaka sayısı 48 bin 672’ye yükseldi. Ülkede toplam 360 kişi virüs sebebiyle hayatını kaybetti.

Bahreyn
Bahreyn Sağlık Bakanlığı, önceki gün yapılan test sayısının 9 bin 740’a ulaştığını ve testler sonucunda 423 yeni vakanın tespit edildiğini duyurdu.
Bakanlık ayrıca 635 vakanın daha sağlığına kavuşması ile toplam iyileşen vaka sayısının 22 bin 583 kişiye ulaştığını gözlemledi.
Bakanlık, sağlık durumu tedavi gerektiren vaka sayısının 82 kişi olduğunu, bu kişilerden 51’inin yoğun bakımda olduğunu ve mevcut 5 bin 160 vakadan 5 bin 109’unun durumunun stabil olduğunu belirtti.

Umman
Umman Sultanlığında dün bin 374 yeni vaka kaydedildi.  Umman Sağlık Bakanlığı toplam vaka sayısının 43 bin 929’a yükselirken toplam ölüm sayısının 193’e yükseldiğini ve 26 bin 169 kişinin ise hastalıktan iyileştiğini duyurdu.

Katar
Katar Halk Sağlığı Bakanlığı 756 yeni koronavirüs vakasının kaydedildiğini duyurdu.
Bakanlığın cuma günü yaptığı açıklamaya göre, son 24 saatte 3 kişi hayatını kaybetti ayrıca bin 986 kişi daha sağlığına kavuşması ile toplam iyileşen vaka sayısı 88 bin 583’e yükseldi.
Bakanlık son birkaç hafta süresince, hastaneye yatırılan günlük vaka sayısında aşamalı olarak düşüşün kaydedildiğini açıkladı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.