Netanyahu: İsrail olağanüstü bir durum yaşıyor

Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
TT

Netanyahu: İsrail olağanüstü bir durum yaşıyor

Fotoğraf (Arşiv_Reuters)
Fotoğraf (Arşiv_Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün yaptığı açıklamada Kovid-19 vakalarının sayısındaki endişe verici artış nedeniyle İsrail'in olağanüstü bir durum yaşadığını söyledi. Netanyahu, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi'ne bağlı uzmanlardan oluşan bir ekibin, hükümetten koronavirüs dosyasını Sağlık Bakanlığı'ndan İsrail ordusuna aktarmasını talep ettiğini bildirdi.
İsrail Sağlık Bakanlığı da son 24 saatte 977 yeni vaka kaydedildiğini duyurdu. Açıklamada aktif vaka sayısının 10 bin 292'ye yükseldiği, 27 kişinin solunum cihazlarına bağlı olduğu, 84'ünün ise durumunun kritik olduğu kaydedildi. Ülkedeki virüs kaynaklı ölüm oranının 330'a yükseldiği bilgisi verildi. Bunun üzerine Netanyahu dün kabine oturumunun başında yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İsrail olağanüstü bir duruma tanıklık ediyor. Bu yüzden Knesset'te yürürlüğe koyduğumuz yasalar ve normlarda bir kriz yaşıyormuş gibi attığımız adımlar yoluyla hareket edemeyiz. Bunu gerçekleştirmek benim ve hükümetin de  üzerinde çalıştığı ana görevlerden biridir. Bütün dünya koronavirüs salgını tarafından yeni bir saldırının başladığına tanıklık ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, Ortadoğu'yu salgının merkezi olarak görüyor. Daha önce uyarmış olduğum gibi bu salgının kritik durumdaki hasta sayısında bir kat, hatta iki kat artışa eşlik etmesini bekliyoruz. Bu durum İsrail devleti ve sağlık sistemimiz için ciddi bir tehdit oluşturacak. Bu sabah erken saatlerde Sağlık Bakanı ve dün gece başka partilerle görüştüm. Mevcut durum, geçen hafta sonunda hükümet ve Koronavirüs Kabinesi tarafından alınan kararlar dışında ek önlemler almamızı gerektirecek. Bu amaçla durumumuzun yeni bir değerlendirmesi için temaslarda bulunuyorum.”
Netanyahu, hem Knesset Başkanı Yariv Levin'e hem de Hukuk, Anayasa ve Yargı Komitesi Başkanı Ya’akov Asher'e danışarak durumun ciddiyeti hakkında bilgi verdi.
Weizmann Enstitüsü'nden Fizikçi Profesör Eli Waxman başkanlığında Ulusal Güvenlik Konseyi uzmanlarından oluşan ekip tarafından hükümete gönderilen mektupta şu ifadeler yer aldı:
“Virüsün geniş bir çerçevede yayılması hastanelerde yoğun bakım cihazının yetersiz kalmasına ve hastanelerin kapasitelerinin dolmasına yol açıyor. Önümüzdeki haftalarda yayılma engellenmezse sağlık sistemi büyük bir riskle karşı karşıya kalacaktır.” 
Uzman ekip mesajlarında koronavirüs ile mücadelede sorumluluğun Sağlık Bakanlığı'ndan İsrail ordusuna devredilmesi çağrısında bulundu. Waxman mesajda şunları söyledi:
"Virüs yayılım verilerinin analizi, sağlık sistemini ve ekonomik tesislerin işleyişi için neredeyse bir tehlike olduğunu gösteriyor. Bulaşma sıklığının eğilimi azalsa bile kritik durumda olan hasta sayısının önümüzdeki ay hastanelerde klinik tedavi sistemi için tehdit oluşturacak derecede artacağı tahmin ediliyor. Virüsün başlamasından 4 ay sonra bile Sağlık Bakanlığı'nın veri toplama, analiz ve önerilere odaklanan etkili bir yönetim sistemi yok.”
Ekip, krizin başında koronavirüs ile mücadele için kapsamlı bir komite olarak çalışan Koronavirüs Kontrol Merkezi’nin yeniden yapılandırılmasını önerdi. Ayrıca metinde “İsrail, tarihinin en tehlikeli acil durumlarından biriyle karşı karşıya. Durumun iyileşeceği umuduyla acil adımlar atmaktan kaçınmak, durumun ciddiyetini artıracak ve ciddi bir felaketle toplumu ve ekonomiyi tehdit edecektir” ifadeleri yer aldı.
Sağlık kaynakları, İsrail'de durumu ağır olan hasta sayısının son iki hafta içinde yüzde 84 arttığını, hastanede yatan hasta sayısının 146'dan 269'a yükseldiğini belirtti. Hastanelerde durum halen ciddi olmasa da bakanlık yetkililerine göre çok sayıda hastanın durumu kritik ve virüsle başa çıkmakta zorluk çekiliyor. Sağlık Bakanlığı, ciddi önlemler alınmadığı takdirde kritik hasta sayısının 5 hafta içinde yüzlerce kişiye ulaşabileceği tahmininde bulunuyor.



Uzmanlar uyardı: "Zihin kontrol silahları" gerçek oluyor

 Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
TT

Uzmanlar uyardı: "Zihin kontrol silahları" gerçek oluyor

 Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)

Britanyalı bilim insanları bilinç, algı veya hafızayı değiştirebilen silahların yakın zamanda gerçeğe dönüşebileceğini söylüyor. 

Birleşik Krallık'taki Bradford Üniversitesi'nden Michael Crowley ve Malcolm Dando, Kraliyet Kimya Topluluğu tarafından yayımlanacak yeni kitaplarında, insanın sinir sistemini hedef alan "beyin silahlarının" artık yalnızca bilimkurgularda kalmayacağını savunuyor.  

24 Kasım'da yayımlanacak kitap, merkezi sinir sistemini (MMS) etkileyen kimyasalların araştırılması için yürütülen devlet fonlu çalışmaları konu ediniyor. 

Guardian'a konuşan Crowley, Soğuk Savaş'ta ve sonrasında ABD, Sovyetler Birliği ve Çin'in MMS'ye etki eden silahlar geliştirmek için "aktif çaba gösterdiğini" söylüyor. 

Bu programların insanlarda "bilinç kaybı, uyuşma, halüsinasyon, kafa karışıklığı ve felç" dahil uzun süreli bozukluklar yaratacak cihazların geliştirilmesini hedeflediğini belirtiyor. 

Araştırmacılar, 2002'de Moskova Tiyatrosu'na Çeçen militanlar tarafından düzenlenen baskını da hatırlatıyor. Rehine krizinde Rus özel harekatçılar, binanın havalandırma sisteminden içeri fentanil bazlı "uyku gazı" sıktıktan sonra operasyona başlamıştı. Rus askerler 40 ayrılıkçı militanı öldürmüş, 132 rehinenin çoğununsa gazdan etkilenerek yaşamını yitirdiği bildirilmişti.

Kitabın dünyaya bir uyarı niteliğinde olmasını istediklerini belirten Crowley şöyle devam ediyor: 

Kulağa bilimkurgu gibi geliyor ama bu, bilimsel bir olguya dönüşüyor. Bizatihi beynin savaş alanına dönüşeceği bir çağa giriyoruz. Merkezi sinir sistemini manipüle etmek için kullanılan araçlar giderek daha hassas, erişilebilir ve devletler için daha cazip hale geliyor.

Biyolojik ve kimyasal silahlarla ilgili araştırmalar yürüten Dando da tehdidin arttığı uyarısında bulunuyor: 

Nörolojik bozuklukları tedavi etmemizi sağlayan bilgiler, bilişsel işlevleri bozmak, itaatkarlık yaratmak ve hatta gelecekte insanları farkında olmadan faillere dönüştürmek için kullanılabilir.

Dando ve Crowley, Lahey'de 24-28 Kasım'da otuzuncusu düzenlenecek Taraf Devletler Konferansı'na (Conference of the States Parties/CSP) katılacak. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne üye ülkelerin oluşturduğu CSP, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nin denetiminden sorumlu.

Bilim insanları, gelecekte karşılaşılabilecek bu silahlara karşı şimdiden gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söylüyor. Crowley, "Bu bir uyarıdır. Bilimin bütünlüğünü ve insan zihninin kutsallığını korumak için hemen harekete geçmeliyiz" diyor.

Independent Türkçe, Guardian, News Bytes


Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Bolsonaro ev hapsinden gözaltına alındı

Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
TT

Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Bolsonaro ev hapsinden gözaltına alındı

Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)

Bugün çeşitli kaynaklar, darbe planlamakla suçlanan eski Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro'nun ev hapsinden tutuklama öncesi gözaltı durumuna geçirildiğini bildirdi.

Avukatlarından Celso Velarde, AFP'ye yaptığı açıklamada, Bolsonaro'nun "gözaltına alındığını, ancak nedenini bilmediğini" söyledi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre mahkeme tutanağında, 70 yaşındaki eski sağcı cumhurbaşkanının ev hapsinden tutuklama öncesi gözaltı durumuna geçirilmesinin "yüksek kaçma riski" taşıdığı gerekçesiyle olduğu belirtildi.

Yargıç Alexandre de Moraes belgede Bolsonaro'nun, bugün ilerleyen saatlerde başkent Brasilia'daki evinin yakınında destekçilerinin düzenlemeyi planladığı bir gösteriden yararlanarak kaçmayı umarak elektronik izleme bileziğini "kırmaya" çalıştığını açıkladı.

Davaya yakın kaynaklar, Bolsonaro'nun gözaltına alınmasının ihtiyati bir tedbir olduğunu ve darbe girişimi planlamak suçundan aldığı 27 yıllık hapis cezasının infazına başlanması amacıyla yapılmadığını vurguladı.

Bolsonaro'nun avukatları dün, kötüleşen sağlığı nedeniyle cezasını ev hapsinde çekmesine izin verilmesini talep etti.

Bolsonaro, 2022 seçimlerini kaybettikten sonra Cumhurbaşkanı Luiz Inácio Lula da Silva'nın cumhurbaşkanlığını devralmasını engellemeye çalıştığı suçlamasıyla yargılandığı ağustos ayından bu yana ev hapsinde bulunuyor.

11 Eylül'de, hakimlerin Bolsonaro'nun "otoriter yönetimini" sağlamak için komplo kuran "suç örgütüne" liderlik ettiği sonucuna vardığı bir yargılamanın ardından suçlu bulundu. Yüksek Mahkeme geçen hafta yaptığı itirazı reddederek, Bolsonaro'nun hapis cezasından kurtulma olasılığını önemli ölçüde azalttı.


ABD “yanlışlıkla” Meksika’yı işgal etti

Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
TT

ABD “yanlışlıkla” Meksika’yı işgal etti

Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)

ABD'nin Meksika sahiline uyarı levhaları yerleştirmesi tartışma yarattı. 

AFP'nin aktardığına göre pazartesi günü Meksika'ya tekneyle giden sivil kıyafetli kişiler, ülkenin ABD sınırındaki Tamaulipas eyaletinde yer alan Playa Bagdad'a (Bağdat Plajı) uyarı tabelaları yerleştirdi. 

Levhalarda İngilizce ve İspanyolca olarak "Savunma Bakanlığı'na ait bu arazi komutanın yetkisiyle yasaklı bölge olarak belirlenmiştir" yazıyor. 

"Ulusal Savunma Bölgesi III" (National Defense Area/NDA) olarak belirlenen araziye izinsiz girenlerin gözaltına alınabileceği de belirtiliyor. NDA'lara sadece Amerikan ordusu personelinin girişine izin veriliyor. 

Levhaların dikildiği sahil, ABD'nin Colorado eyaletindeki Rocky Dağları'ndan doğan Rio Grande Nehri'nin Meksika Körfezi'ne döküldüğü yerde. 

Sosyal medyada tartışma yaratan olayla ilgili Pentagon'dan yapılan açıklamada, sınır tabelaları yerleştirmesi için anlaşılan firmanın yanlış yere gittiği belirtildi. Rio Grande Nehri'nin değişen su seviyeleri nedeniyle ABD-Meksika sınırının karıştırıldığı ifade edildi. 

Meksika lideri Claudia Sheinbaum, iki ülke arasında uzanan nehirlerin etrafındaki sınırların belirlenmesinden sorumlu Uluslararası Sınır ve Su Komisyonu'nun (International Boundary and Water Commission/IBWC) devreye girdiğini söyledi. IBWC, sınır anlaşmazlıklarının giderilmesi için ABD ve Meksika ortaklığıyla 1884'te kurulmuştu. 

Meksika Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada donanma askerlerinin sahildeki 6 tabelayı da kaldırdığı bildirildi. 

Olay, ABD ve Meksika arasında gerginliğin arttığı bir dönemde yaşandı. 

ABD Başkanı Donald Trump, ocakta göreve başladığında Meksika Körfezi'nin adının "Amerika Körfezi" şeklinde değiştirilmesi talimatını vermişti. 

Trump, 18 Kasım'daki açıklamasında da uyuşturucuyla mücadele için Meksika'ya askeri personel gönderilebileceğini söylemişti. 

Sheinbaum ise buna tepki göstererek "Kendi topraklarımızda operasyonları biz yürütürüz ve hiçbir yabancı hükümetin müdahalesini kabul etmeyiz" demişti.

Diğer yandan Sheinbaum, kartellere operasyonlarda ABD'yle istihbarat paylaşımına açık olduklarını söylemişti. 

Independent Türkçe, Telegraph, LBC, Newsweek, AFP