Bakan Akar, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell ile görüştü

Bakan Akar, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell ile görüştü
TT

Bakan Akar, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell ile görüştü

Bakan Akar, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell ile görüştü

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, AB'nin Türkiye'ye önyargılardan uzak şekilde ve objektif olarak yaklaşmasının her iki tarafa da büyük yarar sağlayacağını belirterek, "Ama diğer taraftan ülkemizin de sahip olduğu hak, alaka ve menfaatleri dikkate almayan, onları bir tarafa bırakan, tek yanlı, objektif olmayan, önyargılı bazı yaklaşımların da kabul edilemez olduğu da bir gerçektir" dedi.
Bakan Akar, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile görüştü.
Baş başa görüşme sonrasında heyetlerarası görüşmeye başkanlık eden Akar ve Borrell, toplantının ardından açıklamalarda bulundu.
Borrell ile bir araya gelmenin, onu ikinci defa karargahta ağırlamanın memnuniyetini yaşadıklarını dile getiren Akar, "Daha önce yaptığımız konuşmaların devamı niteliğinde olan son derece faydalı, samimi, verimli bir görüşme gerçekleştirdik" diye konuştu.

Bakanlığın faaliyetleri ve operasyonlar hakkında bilgi verdiklerini belirten Akar, şunları söyledi:
"Bu bilgiler çerçevesinde ikili ve başta Libya ve Suriye olmak üzere bölgesel konularda da görüş alışverişinde bulunduk. Türkiye ile AB arasındaki etkin iş birliği hem iki taraf hem de bölgemiz için çok ciddi şekilde önem taşımaktadır. Barış, dostluk ve ortak değerlerimize saygı çerçevesinde AB ile özellikle savunma-güvenlik konularında iş birliği ve diyaloğumuzu daha da geliştirmek istiyoruz. Bu çerçevede AB'nin Türkiye'ye önyargılardan uzak şekilde ve objektif olarak yaklaşmasının her iki tarafa da büyük yarar sağlayacağını burada belirtmek istiyorum. Diğer bir deyişle önyargıdan uzak, objektif bir yaklaşımla bütün konuları kendileriyle görüşmeye, konuşmaya ve iş birliğimizi geliştirmeye hazır olduğumuzu da bilmelerini istiyoruz. Ama diğer taraftan ülkemizin de sahip olduğu hak, alaka ve menfaatleri dikkate almayan, onları bir tarafa bırakan, tek yanlı, objektif olmayan, önyargılı bazı yaklaşımların da kabul edilemez olduğu bir gerçek."

"Bir kez daha gözler önüne serdik"
NATO ile AB arasındaki ilişkilerin "Uzlaşılmış Çerçeve" zemininde daha da ilerletilebileceğini dile getiren Akar, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda katkı sağlıyoruz, tamamlayıcı katkı sağlıyoruz ve yapabileceğimiz ne varsa ilişkilerimizi geliştirebilmek bakımından da diğer planlanacak faaliyetleri de yapmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bugün ayrıca Sayın Borrell'e Fransa'nın iddiası ile alakalı gerekli bilgileri de verdik. Teferruatlı bir şekilde izah ettik. Dolayısıyla Fransız iddialarının gerçekleri yansıtmadığını bir kez daha burada gözler önüne sermiş bulunuyoruz. Daha önce NATO'nun askeri ve sivil otoritelerine verdiğimiz, gönderdiğimiz bilgilerdi. Dolayısıyla bu bilgilerin bir şekilde tabii ki Fransızlar tarafından ulaşılacağını ve Fransız müttefiklerimiz tarafından da bu bilgilerin değerlendirilmesiyle gerçeklerin tam olarak anlaşılacağını ve onun sonucunda da bizim bir özür beklediğimizi de Fransız dostlarımızın bilmesini istiyorum."
Borrell'e ziyaretinden dolayı bir kez daha teşekkür eden Akar, sözlerini, "Son derece bilgili, tecrübeli bir diplomat olan, siyasi kişiliği olan Sayın Borrell'in bu tarafsız, adil ve objektif yaklaşımıyla bölgedeki problemlerin çözülmesine önemli katkılar sağlayacağına da yürekten inanıyorum. Çünkü Türkiye'de kamuoyu tarafından da Sayın Borrell'den beklentiler yüksek" ifadeleriyle tamamladı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını nedeniyle ikili görüşmelerin yapılamadığını belirtti.
Türkiye ile AB arasında görüşmelerin artırılması gerektiğini dile getiren Borrell, "Türkiye ile AB arasında yanlış anlaşılmaları önlemek ya da ilişkilerimizin kötüye gidişini engellemek için görüşülmesi gereken birçok konu var. Aramızdaki bazı konularda anlaşmazlıklar var ama bunu çözmenin yolu diyalogdur" diye konuştu.
Borrell, Türk ordusunun Birinci Dünya Savaşı sonrası modern Türkiye'nin kurulmasındaki etkisinden de söz ederek Türkiye ile AB arasında savunma ve güvenlik alanında işbirliğinin devam etmesi gerektiğini söyledi.
Fransa'nın Akdeniz'de Türk gemileri tarafından engellendiği iddiasına da değinen Borrell, "NATO üyeleri arasında bir sorun yaşandı ve NATO tarafından araştırılıyor. Bu konuda Akar da bana teferruatlı bilgiler verdi. Bu bilgiler NATO'yla da paylaşılıyor" dedi.
Suriye ve Libya konusuna da değinen Borrell, bu bölgelerde çatışmaların yaşanmaması için AB'nin çaba sarf ettiğini belirtti.
Borrell, Suriye'de siyasi çözümün sağlanarak mültecilerin ülkelerine dönmelerinin sağlanması, Libya'da ise ateşkesin başlayarak barış görüşmelerinin başlamasının AB'nin isteği olduğuna dikkati çekti.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.