Iraklı araştırmacı Haşimi uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti

Iraklı araştırmacı Hişam el-Haşimi (Twitter)
Iraklı araştırmacı Hişam el-Haşimi (Twitter)
TT

Iraklı araştırmacı Haşimi uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti

Iraklı araştırmacı Hişam el-Haşimi (Twitter)
Iraklı araştırmacı Hişam el-Haşimi (Twitter)

Irak’ta radikal örgütler üzerine araştırmalar yapan güvenlik uzmanı Hişam el-Haşimi, başkent Bağdat’taki evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, 40’lı yaşlarındaki Haşimi, günlük olarak yerel ve yabancı televizyon kanallarında Irak siyaseti ve radikal silahlı grupların faaliyetlerine ilişkin yaptığı analizlerle biliniyor. Birçok siyasi grup arasından da arabuluculuk rolü üstlendi.
Irak İçişleri Bakanlığı Basın Dairesi Başkanı Saad Maan, Haşimi’nin kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini söyledi. Bir sağlık kaynağı, Haşimi’nin vücudunda çok sayıda kurşun izi bulunduğunu aktardı. Olay yerinde soruşturmayı yürüten subay, AFP’ye yaptığı açıklamada, motosikletli 3 silahlı kişinin o sırada aracında bulunan Haşimi’ye metrelerce uzaklıktan ateş ettiğini belirtti. Olayın Haşimi’nin Bağdat’ın doğusundaki Zuyune bölgesinde bulunan evinin önünde gerçekleştiği kaydedildi.
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, ‘yasa dışı silahlı gruplar tarafından suikasta uğrayan strateji uzmanının şehit edilmesiyle’ ilgili baş sağlığı dileklerini ileterek, “Katillere, adil bir şekilde cezalarını almaları için peşlerine düşme sözü veriyoruz. Suikast eylemlerinin bir kez daha Irak sahnesine dönmesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Irak’ta iç savaşın yaşandığı 2006-2009 arasında suikast eylemleri sık sık tekrarlanırdı. Ancak bu tür eylemlere son zamanlarda nadir rastlanılıyordu.
Başbakan Kazimi’nin danışmanı Haris Hasan, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Korkaklar, arkadaşım ve parlak analistlerden biri olan Hişam el-Haşimi’ye suikast düzenledi. Şoktayım” diye yazdı.
İngiltere merkezli Chatham House ve ABD merkezli Uluslararası Politika Merkezi gibi ileri gelen düşünce merkezlerine makaleler yazan Haşimi için sosyal medya kullanıcıları taziye mesajlarını yazdı.
BM Irak Özel Temsilcisi ve BM Irak Yardım Misyonu Başkanı Jeanine Hennis-Plasschaert, Twitter hesabından, “Dr. Hişam el-Haşimi’nin suikastı ile şok olduk. Bu korkakça ve alçakça eylemi şiddetle kınıyoruz. Hükümeti, failleri bir an önce tespit edip adalete teslim etmeye çağırıyorum” ifadesini kullandı.
Haşimi için taziye mesajı yayınlayanlar arasında Haşdi Şabi de bulunuyor. Haşdi Şabi’den yapılan açıklamada, “Bugün yapılan suikast terör gruplarının eliyle gerçekleşmiştir. Terör gruplarının kabahatlerini ve sırlarının ifşa edilmesinde (Haşimi) büyük rolü vardı” denildi.
Haşimi’nin ayrıca geçen yıl ekim ayında başlayan protestolara destek verdiği biliniyordu. Elektrik ve su gibi temel hizmetlerde yaşanan aksaklıkları protesto için başlayan gösteriler kısa zamanda rejim içinde kapsamlı reform taleplerine dönüşmüştü.
6 ay süren protestolarda çok sayıda aktivist kimliği belirsiz silahlı kişilerce uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi. Yönetim defalarca kez saldırganların kimliğini tespit etmekten aciz olduğunu gösterdi.
Geçen yıl Eylül ayında protestolar başlamadan önce İran destekli silahlı gruplar internet üzerinden aralarında Haşimi’nin de bulunduğu 13 kişiyi ölümle tehdit etmişti.
Sosyal medya mecralarında baskıya maruz kalan Haşimi için zaman zaman ‘ajan’, ‘vatan haini’, ‘İsrail ve ABD’nin yardakçısı’ şeklinde nitelemeler kullanılıyordu.
İslam Fıkhı alanında doktorasını tamamlayan Haşimi, başta DEAŞ olmak üzere silahlı radikal gruplar konusunda araştırmalar yürütüyordu.
Haşimi, Irak ve Suriye’de DEAŞ’a karşı savaş verilen yıllarda akademik bilgilerinden yola çıkarak yaptığı güvenilir analizler sayesinde örgütün tepe kadrosunun çözülmesine katkı sağladı. Haşimi ayrıca DEAŞ lideri Ebubekir el-Bağdadi gibi örgüt içindeki üst düzey mevkilerde bulunan isimlerle ilgili geniş bir arşive sahipti.
Haşimi’nin cenazesinin bugün Bağdat’ta toprağa verilmesi bekleniyor.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.