Hindistan’da vaka sayıları 800 bine yaklaşıyor… Çin’de yeni vaka yok

Hindistan’da son 24 saatte 22 binden fazla vaka kaydedildi (EPA)
Hindistan’da son 24 saatte 22 binden fazla vaka kaydedildi (EPA)
TT

Hindistan’da vaka sayıları 800 bine yaklaşıyor… Çin’de yeni vaka yok

Hindistan’da son 24 saatte 22 binden fazla vaka kaydedildi (EPA)
Hindistan’da son 24 saatte 22 binden fazla vaka kaydedildi (EPA)

Hindistan’da toplam vaka sayısı 800 bine yaklaşırken koronavirüs (Kovid-19) kaynaklı ölümlerde de artış gözlendi. Hindistan’ın koronavirüs (Kovid-19) salgınını kontrol altına almak için uyguladığı kısıtlamaları hafifletmeye başladığı bir sırada günlük vaka sayılarında artış meydana geldi. Diğer yandan dün Çin’den yapılan açıklamada yeni bir vaka kaydedilmediği belirtildi.
Hindistan Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada son 24 saat içerisinde 22 bin 452 yeni vaka kaydedildiğini ve 467 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Alman haber ajansının (DPA) haberine göre ülke genelinde toplam vaka sayısı 719 bin 665’e, ölü sayısı ise 20 bin 160 kişiye ulaştı.
Hindistan’da ölü sayısının yanı sıra vaka sayısının hızla yükselişe geçmesi, Hindistan’ın geçtiğimiz mayıs ayının ortasından itibaren uyguladığı izolasyon uygulamalarını hafifletmeye başlamasının, iç hat uçuşlarını ve tren seferlerini yeniden başlatmasının ve işyerleri ile çarşıları tekrar açmasının ardından geldi.
Yetkililer, Hindistan’daki tarihi merkezlerin geçtiğimiz pazartesiden itibaren ziyaretçilere yeniden açıldığını ancak Tac Mahal’in halen ziyaretçilere kapalı olduğunu duyurmuştu.
6 gün içinde 100 bin yeni vaka
Resmi veriler Hindistan’da ilk 100 bin koronavirüs (Kovid-19) vakasının 19 Mayıs’a kadar 110 gün içerisinde kaydedildiğini, diğer 100 bin vakanın ise 2 Temmuz’dan itibaren son 6 gün içerisinde kaydedildiğini ortaya koydu.
Hindistan iki gün önce ABD ve Brezilya’dan sonra koronavirüs (Kovid-19) salgınından en çok etkilenen üçüncü ülke konumuna yükselmişti.
Pekin yönetimi dün yaptığı açıklamada, Haziran’da Çin’in başkentinde yeni bir virüsün ortaya çıkmasından sonra ilk kez yeni vaka kaydedilmediğini duyurdu. Haziran ayında vakaların yükselmesi salgının ikinci dalgasına ilişkin endişelere yol açmıştı.
Haziran ayının başında toptan gıda pazarı Şinfadi’de bir virüs yuvası tespit edildiğinden beri  toplam 335 kişiye virüs bulaşmıştı.
Fransız haber ajansının (AFP) haberine göre bu haberler, başkentte milyonlarca öğrencinin liseye başladığı ve ülkedeki farklı şehirlerde üniversiteye giriş sınavların başladığı bir sırada geldi.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu (NHC) pazartesi günü yaptığı açıklamada herhangi bir semptom göstermeyen bir kişide virüs tespit edildiğini ancak kayıtlı vakalar listesine dahil edilmediğini duyurdu.
Çinli yetkililer halen Şinfadi pazarındaki somon balığı kesme tahtalarında yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tespit edildikten sonra en son virüs yuvasının ortaya çıkmasının sebeplerini araştırıyor. Söz konusu olay bazı ürünlerin ithalatının yasaklanmasına ve ithal gıda ürünlerine daha sıkı kontrol uygulamaları getirilmesine sebep olmuştu.
Yetkililer, pazartesi günü yaptıkları açıklamada, Pekin hükümetinin 11 Haziran’dan bu yana nüfusun yaklaşık yarısına denk gelen 11 milyondan fazla kişiye test yaptığını açıkladı.
Vatandaşlar Haziran ayında hava sıcaklıklarının yükselişe geçtiği bir sırada şehrin dört bir köşesine kurulan test uygulama alanlarının önünde sıraya girdi ve bu kişilerden her gün yüz binlerce örnek alındı. “Düşük riskli” olarak belirlenen bölgelerde ikamet eden insanların yeniden serbestçe hareket etmesine izin verilmesiyle son günlerde belirli merkezlerde uygulanan tecrit uygulamaları hafifletildi. Pekin yerel yönetim sözcüsü Şu Hejian’ın dünkü ifadelerine göre, karantinaya alınan beş binden fazla kişinin yer aldığı ilk grubun dışarı çıkmasına izin verilecek. Ancak, şehir yetkilileri hoşgörülü olmaya karşı uyarıda bulundu.
Pekin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Müdür Yardımcısı Pang Xinghuo pazartesi günü gazetecilere verdiği demeçte salgın durumunun “stabil olduğunu ve iyiye gittiğini” söyledi. Ancak “vakaların artmamasının tehlikenin geçtiği anlamına gelmediğini” de sözlerine ekledi.
Xinghuo yetkililerin “önümüzdeki hafta yeni bir yerel vaka artışı olasılığını göz ardı edemeyeceğini” belirtti.
Çin geçtiğimiz ay yeni virüs yuvası çıkmadan önce salgını büyük bir oranda kontrol altına almayı başarmıştı. Ancak Çin o zamandan bu yana yeni bir virüs yuvası oluşmaması için Hubei bölgesinde yaklaşık yarım milyon kişiye izolasyon uyguladı. Yetkililer, daha önce virüsün merkez üssü olan Wuhan’da aldıkları önlemlerin aynısını bu bölgede de uyguladı.



ABD Federal Havacılık İdaresi, Venezuela üzerinde uçmanın tehlikeleri konusunda uyardı

ABD Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
TT

ABD Federal Havacılık İdaresi, Venezuela üzerinde uçmanın tehlikeleri konusunda uyardı

ABD Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), kötüleşen güvenlik durumu ve artan askeri faaliyetler nedeniyle pilotları Venezuela hava sahasında dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Mesajda, belirtilmeyen tehditlerin, Venezuela'dan kalkış ve iniş yapanlar ile yerdeki uçaklar da dahil olmak üzere tüm irtifalardaki uçaklar için potansiyel bir risk oluşturabileceği belirtildi.

Bu uyarı, Washington'un Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskısını artırmasıyla birlikte geldi. Amerika Birleşik Devletleri, Venezuela kıyılarına kadar güneyde bombardıman uçuşları gerçekleştirdi ve bölgeye bir uçak gemisi konuşlandırdı.

Eski bir Ulaştırma Bakanlığı müfettişi, Federal Havacılık İdaresi'nin askeri bir çatışma olduğunda bu tür bir bildirim yayınladığını söyledi.

Mary Schiavo, "Bunu yakın bir saldırının işareti olarak algılamam, çünkü bu raporları daha önce birçok kez gördüm. Ancak bir pilot olarak kesinlikle dikkate alırdım" dedi.

Schiavo, ABD'nin Venezuela'dan askeri bir harekat beklediğini veya uyuşturucu gemilerine karşı ek önlemler planladığını, bu duyuruyu okuyup arkasında ne olduğunu anlamanın zor olduğunu ifade etti.


Amerikan bankalarından Arjantin'e soğuk duş

Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
TT

Amerikan bankalarından Arjantin'e soğuk duş

Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)
Milei - Trump yakınlığının ekonomik boyuta taşınması, Arjantin'de "ABD içişlerimize karışacak" korkusunu büyüttü (AFP)

Wall Street Journal'ın (WSJ) özel haberine göre JPMorgan Chase, Bank of America ve Citigroup, Arjantin'e 20 milyar dolarlık kredi vermekten vazgeçti.

Amerikan gazetesinin kaynakları, Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei'yi desteklemek isteyen Donald Trump yönetiminin çağrısıyla harekete geçen bankaların bunun yerine daha küçük bir paket hazırladıklarını söyledi. 

WSJ, geçen ay ad ve görevlerini açıklamadığı kaynaklara dayandırdığı haberde bankaların kendilerini riske atmadan kredi vermeye çalıştığını bildirmişti. 

Normalde bu tarz işlemleri kendileri yürüten bankaların ABD Hazine Bakanlığı'na Buenos Aires yönetiminin kendilerine nasıl bir teminat verebileceğini sorduğu ve yeterli güvenceyi alamazlarsa ekonomik istikrarsızlığın sürdüğü Arjantin'e kredinin çıkmayabileceği aktarılmıştı. 

WSJ'nin yeni haberinde 20 milyar dolarlık krediden vazgeçen üç bankanın yaklaşık 5 milyar dolarlık bir repo anlaşması hazırladığı ve bu parayı birkaç ay içinde geri almayı planladığı belirtildi. 

Ancak müzakerelerin daha başlangıç aşamasında olduğu ve koşulların değişebileceği ya da anlaşmanın hiç yapılmayabileceği de vurgulandı. 

Buenos Aires yönetiminin ocakta ödemesi gereken 4 milyar dolarlık borcunu bu anlaşmayla kapaması bekleniyor. 

Arjantin, ABD Hazine Bakanlığı'yla yaptığı döviz takası anlaşmasıyla 20 milyar dolara erişmişti. Bu miktarın ne kadarının kullanıldığı net değil. 

ABD Hazine Bakanlığı'ndan WSJ'ye yapılan açıklamada "Birleşik Devletler, Başkan Milei ve Bakan Caputo'nun Arjantin'i Yeniden Harika Yapma konusundaki temel prensiplere bağlılığına güvenmeyi sürdürüyor" dendi. 

Diğer yandan Hazine Bakanlığı'nın bazı eski yetkilileri, ABD'nin Arjantin'e maddi desteğinin boyutlarının net bir şekilde kamuoyuna açıklanmadığını söylüyor. 

Barack Obama dönemi yetkililerinden Brad Setser da bunlardan biri:

Esasen bu paranın nasıl kullanıldığına dair hiçbir bilgi yok. Vergi mükelleflerinden alınan paranın verildiği düşünüldüğünde, bu sıradışı bir durum.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Çin'in Japonya'ya öfkelenmesinin asıl sebebi ne?

Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
TT

Çin'in Japonya'ya öfkelenmesinin asıl sebebi ne?

Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, göreve geldiğinden beri orduyu modernize etmeye çalışıyor (Reuters)

Çin'le Japonya arasında Tayvan meselesi nedeniyle çıkan gerginlik sürüyor. 

Pekin ve Tokyo'yu karşı karşıya getiren gerginlik, Japonya Başbakanı Sanae Takaiçi'nin Parlamento'da 7 Kasım'da düzenlenen oturumda yaptığı açıklamayla patlak vermişti. 

Takaiçi, Tayvan Boğazı'na yönelik muhtemel müdahaleyi "ülkesini tehdit eden bir hareket" olarak göreceğini, böyle bir durumda askeri güç kullanılabileceğini belirtmişti. Böylelikle ilk kez bir Japon başbakanı, Tayvan'ın işgali halinde ülkenin askeri müdahalede bulunacağını açıkça söylemişti. 

Pekin yönetimiyse Takaiçi'den sözlerini geri almasını istemiş, başbakan bunu reddedince Japonya'nın Pekin Büyükelçisi Kenji Kanasugi'yi çağırarak Tokyo'ya protesto notası vermişti.

Çin Dışişleri Bakanlığı, güvenlik koşullarının uygun olmadığı gerekçesiyle Japonya'ya seyahat uyarısı da yayımlamıştı. Çin Eğitim Bakanlığı da öğrencilere, güvenlik riskleri nedeniyle Japonya'da "eğitim koşullarının uygun olmadığı" uyarısında bulunmuştu.

Pekin'in Osaka Başkonsolosu Şüe Cien'in "kendilerine saldıran kirli bir boynu tereddüt etmeden kesmeleri gerekeceğini" yazdığı sosyal medya gönderisi de krizi körüklemişti. Japonya, diplomatın "gönüllü olarak ülkesine dönmesini" talep etmişti. 

Ancak CNN'in analizinde, Pekin'in asıl "Asya'daki askeri dengelerin değişme olasılığından endişelendiği" yorumu yapılıyor. 

Tokyo yönetimi, II. Dünya Savaşı'nda 1937-1945'te Çin'i işgal etmişti. İmparatorluk Ordusu, 1895-1945'te de Tayvan'ı da kolonileştirmişti. 

Geçen ay göreve gelen Takaiçi, Japonya'nın savunma harcamalarını marta kadar Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 2'sine çıkaracaklarını duyurmuştu. Merkez sağ Liberal Demokrat Parti (LDP) lideri, Parlamento'da yaptığı ilk konuşmada Asya-Pasifik bölgesinde Çin, Kuzey Kore ve Rusya'yla artan gerilimlere dikkati çekmişti. 

Analizde, Pekin yönetiminin "Japonya'nın Çin'in yükselişini tehdit edebilecek askeri emelleri olduğunu" düşündüğüne dikkat çekiliyor. 

Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) resmi gazetesi Halkın Günlüğü'nde 17 Kasım'da yayımlanan bir köşe yazısında şu ifadeler kullanılmıştı: 

İlk kez bir Japon lider Tayvan'a silahlı müdahale niyetini dile getirdi ve Çin'e karşı askeri tehditte bulundu. Bunun arkasında, Japonya'nın sağcı güçlerinin pasifist Anayasa'nın kısıtlamalarından kurtulup ‘askeri güç' statüsü elde etme yönündeki tehlikeli girişimi yatıyor.

CNN'in analizinde, Takaiçi'nin savunma bütçesini artırdığı gibi ABD Başkanı Donald Trump'la daha yakın ilişkiler kurmayı hedeflediğine de dikkat çekiliyor. 

Singapur Ulusal Üniversitesi'nden Chong Ja Ian, Çin'in "ilk baştan Takaiçi'yi köşeye sıkıştırmayı" hedeflediğini ve Japonya'ya savunma harcamalarını artırmaması için gözdağı vermeyi istediğini söylüyor. 

Independent Türkçe, CNN, Reuters