Kovid-19’dan sonra dünya ekonomisini ne bekliyor?

Çin’in Shandong limanında ihracat için bekleyen konteynerler (Reuters)
Çin’in Shandong limanında ihracat için bekleyen konteynerler (Reuters)
TT

Kovid-19’dan sonra dünya ekonomisini ne bekliyor?

Çin’in Shandong limanında ihracat için bekleyen konteynerler (Reuters)
Çin’in Shandong limanında ihracat için bekleyen konteynerler (Reuters)

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) altı aydan kısa bir süre içerisinde dünyada birçok değişikliğe neden oldu.
Koronavirüs salgınının uzun bir süre daha dünyada etkili olması beklenirken, bu durumun en fazla küresel ekonomiye zarar vermesi bekleniyor.
Hükümetler, sağlık ve ekonomik anlamda yaşanan krize nispeten hızlı tepki verdi. Bu adımlar büyük ölçüde koordinasyonsuz olsa da, sorunun algısı farklı kültür ve siyasi sistemlere göre değiştiği için bu şaşırtıcı olmadı.
Salgınla başa çıkmak için iki temel yaklaşım gösterildi.
Bunlardan ilki, sağlık sistemi üzerinde yarattığı baskıya rağmen, koronavirüsün nispeten yayılmasına izin vererek, ekonomik hasarı azaltmaya öncelik vermek oldu.
İkincisi ise, sağlık risklerini kontrol altına almak için ekonomik faaliyetlerde bir yavaşlamanın benimsenmesi oldu. Bu yaklaşım, sınırların kapatılması, sosyal mesafe ve karantinayı içeriyordu.
Ekonomik bağışıklığın zayıflaması, kısmen küresel ekonominin 12 yıl önce ciddi bir darbe almasından kaynaklandı.
Buna ek olarak, yaşanan son durgunluk tüm dünyayı etkileyen ABD ve Çin arasındaki şiddetli ticaret savaşının gölgesinde meydana geldi.
Dünya Bankası (WB) göstergelerinden, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) rakamlarına kadar tüm güvenilir ekonomik tahminler, ülkeler arasındaki bazı eşitsizliklere rağmen salgının etkisinin dünyanın her köşesinde yıkıcı olduğunu gösteriyor.
Bu zararı kimsenin kurtaramayacağını bilersek, bilmediğimiz şey ekonomik faaliyetteki daralmanın kapsamı, kısa ve orta vadede iş kayıplarının ciddiyeti ve ekonominin ne zaman ve nasıl toparlanacağıdır.

Dünya nerede duruyor?
Salgından sonra küresel ekonomik durum hakkında şu sorulabilir: Salgından sonra dünya nasıl olacak?
Şu anda buna kimse bir cevap veremiyor. Çünkü hala hasarı hesaplama ve salgını durdurmaya çalışıyoruz.
Ancak şunlar gibi bazı kaçınılmaz sonuçlar ortaya çıkabilir:
-İlk aşamada sağlık hedefleri olan yeni teknolojileri benimsemek, yani koronavirüs salgınını kontrol etmek için insanları izlemek.
Bu uygulama, Çin’de gerçekleşmeye başladığı gibi toplumları başka amaçlar için kontrol altına almanın bir yoluna dönüşebilir.
Buna ek olarak hükümetler, internete hakim olan teknoloji devlerinin dünyayı istedikleri gibi kontrol etmesine izin vermeyecek, aksine sıkı siyasi kontrol uygulayacaktır.
-Koronavirüs ile mücadelede devletler arasında etkili bir işbirliği olmadığında milliyetçilik yükselebilir. Bunun sonucunda, sağcı akımlar ve popülist gündemleri olan partiler artabilir.
-Uluslararası ilişkiler, sıkıntılı zamanlarda herhangi bir ekonomik çıkış için yaşanan güvensizlik ve rekabet ortamı ışığında çok sorunlu olabilir.
NATO ve Avrupa Birliği’nde (AB) çatlaklar, Pekin ve Washington arasında suçlamalar, Moskova ve Washington arasındaki nükleer silahlanma yarışının geri dönüşü ve ABD’nin Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) çekilmesini görüyoruz.

Ekonomik iyileşme beklentileri
Çeşitli senaryo ve yaklaşımlar, herhangi bir siyasi yakınlaşma ve sosyal toparlanmanın temeli olacak ekonomik toparlanmanın 2021’nin ikinci çeyreğinin sonuna kadar gerçekleşmeyeceğini tahmin ediyor.
Elbette birçok ülkenin ekonomiyi canlandırmak için planlar yapabileceğini görüyoruz.
Bunlardan sonuncusu, 30 milyar sterlin (37,6 milyar dolar) değerinde bir teşvik planı açıklayan İngiltere oldu.
2001’de Nobel Ekonomi ödülü alan ABD’li iktisatçı Joseph Stiglitz, dünyanın 2008-2009 krizinden gerekli dersleri almadığını söyleyerek, küresel ekonomi ve finansal sistemin, ilk sarsıntıda bir domino taşı gibi devrilmesini önleyecek esnekliğine sahip olması gerektiğini vurguladı.
Stiglitz, salgından sonra oluşturulacak ekonomik sistemin, ekonomik küreselleşmenin siyasi küreselleşmenin çok ötesine geçtiği gerçeğini barındırması gerektiğine dikkat çekerek, bu nedenle ülkelerin, küreselleşmeden yararlanma ile kendine güvenme derecesi arasında daha iyi bir denge kurma yönünde çalışmasının zorunlu olduğunu ifade etti.
İngiliz akademisyen Adam Tooze ise ekonomik krizden kaynaklanan borçlar karşısında bireyler, toplumlar ve hükümetler tarafından kemer sıkma politikasının benimsenmesinin riskli olduğunu dile getirdi.
Tooze, üretim ve tüketimi artırmak için güçlü bir şekilde harcama yapılması gerektiğini savundu.
Singapurlu diplomat ve akademik Kishore Mahbubani de, ufukta sadece iki at (ABD ve Çin)  tarafından çekilen bir araç olan yeni bir küreselleşme görüyor.  
Önemli olanın, iki atı aynı yöne doğru gitmesi olduğuna dikkat çeken Mahbubani, bu iki güçlü ülkenin, dünya ekonomisinin darboğazdan çıkmasını sağlamak için önceki tutum, niyet ve jeopolitik isteklerden vazgeçmesi gerektiğinin altını çizdi.



Suudi danışmanlık firmaları Türkiye'deki ZUCHEX 2025 Fuarı’na katıldı

Suudi danışmanlık firmaları Türkiye'deki ZUCHEX 2025 Fuarı’na katıldı
TT

Suudi danışmanlık firmaları Türkiye'deki ZUCHEX 2025 Fuarı’na katıldı

Suudi danışmanlık firmaları Türkiye'deki ZUCHEX 2025 Fuarı’na katıldı

Suudi Arabistan merkezli MİQYAS şirketi, şu anda devam eden ZUCHEX 2025 Fuarı’na katılan bir dizi Türk şirketi ve fabrikasının standını ziyaret etti.

MİQYAS CEO'su Adil el-Gamdi fuara katıldı ve ev aletleri ile gazlı ocaklar alanında faaliyet gösteren bir dizi Türk üreticiyle görüştü. Yetkililer, önümüzdeki dönemde ürünlerinin Suudi Arabistan'a girişini kolaylaştırmanın yolları hakkında görüş alışverişinde bulundular.

bhnjk

MİQYAS’ın, dünyanın çeşitli ülkelerinden Suudi Arabistan ve Körfez'e ihracat yapan firmalara, ürünlerini Suudi Arabistan ve Körfez spesifikasyonlarına, standartlarına ve gereksinimlerine uygun hale getirme konusunda danışmanlık yapan ilk şirket olduğunu da belirtmek gerekir. MİQYAS, gerekli sertifikaları ve şartları elde etmeleri için Türk ihracatçıları destekleyip nitelik kazandırdıktan sonra, Suudi Arabistan'a yapılan Türk ihracatının artmasına da katkıda bulunuyor.

sa

 


Financial Times: Trump ile Şi arasındaki yaklaşan toplantı fentanil ticareti ve akışına odaklanacak

ABD Başkanı Donald Trump ile Çinli mevkidaşı Şi Cinping arasında daha önce yapılan bir görüşme (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ile Çinli mevkidaşı Şi Cinping arasında daha önce yapılan bir görüşme (Arşiv- Reuters)
TT

Financial Times: Trump ile Şi arasındaki yaklaşan toplantı fentanil ticareti ve akışına odaklanacak

ABD Başkanı Donald Trump ile Çinli mevkidaşı Şi Cinping arasında daha önce yapılan bir görüşme (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ile Çinli mevkidaşı Şi Cinping arasında daha önce yapılan bir görüşme (Arşiv- Reuters)

Financial Times gazetesinin dünkü haberine göre Çin, ABD Başkanı Donald Trump'ı Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile Pekin'de yapılacak zirveye resmen davet etti, ancak Beyaz Saray'dan henüz bir yanıt gelmedi. Çünkü iki ülke arasında fentanil ticareti ve akışı konusunda hâlâ çok büyük farklar var.

Gazete, bilgili kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD ile Çin arasındaki görüşmelerde yeterli ilerleme kaydedilememesinin Pekin'de zirve yapılma ihtimalini azalttığını, Trump ile Şi'nin ekim ayında Güney Kore'de düzenlenecek Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) forumunda daha az dikkat çeken bir görüşme yapma olasılığını artırdığını belirtti.


Çin'de Tesla'ya kritik yasak

Tesla Model S'in kapı kolu (Wikimedia Commons)
Tesla Model S'in kapı kolu (Wikimedia Commons)
TT

Çin'de Tesla'ya kritik yasak

Tesla Model S'in kapı kolu (Wikimedia Commons)
Tesla Model S'in kapı kolu (Wikimedia Commons)

Yerel haberlere göre Çinli düzenleyiciler, Tesla'nın geliştirdiği gizli kapı kollarına sektör genelinde yasak getirmeyi düşünüyor.

İlk olarak Mingjing Pro medya kuruluşu tarafından duyurulan bu önlemler, gömme tasarımla ilgili arıza oranları ve güvenlik sorunları hakkındaki endişeleri takip ediyor.

Yeni kısıtlamalar yürürlüğe girerse, Çin'de satılan tüm yeni araçlar Temmuz 2027'den itibaren mekanik kollara sahip olmak zorunda kalacak. Tesla'nın gelirinin beşte birinden fazlasının geçen yıl Çin'den gelmesi, ABD'li firma için bu özelliğin tamamen yeniden tasarlanması anlamına gelebilir.

Tesla, yenilikçi kol tasarımını ilk olarak 2012'de lüks Model S serisinde kullandı ve o zamandan beri birçok elektrikli araç üreticisi de bu kolların versiyonlarını benimsedi.

Bu kollar genellikle araç kilidi açıldığında araç kapısından çıkıyor ve araç hareket halindeyken tekrar içeri giriyor.

Wired'ın 2018  tarihli haberine göre yöneticilerin ilk itirazlarına rağmen Tesla patronu Elon Musk, müşterilere "geleceğin bir parçası oldukları" hissini vermek için otomatik kapı kollarının aracın tasarımına entegre edilmesinde ısrarcı oldu.

Otomobil üreticileri, gizli kapı kollarının yalnızca şık bir tasarım sağlamakla kalmayıp aynı zamanda yüksek hızlarda sürtünmeyi de azalttığını iddia ediyor.

Çinli medya organının haberinde, aerodinamikteki iyileştirmelerin minimum düzeyde olduğu ancak güvenlik sorunlarının önemli ölçüde arttığı belirtiliyor.

Bir elektrikli araç üreticisinden alınan veriler, kapı kolu arızalarının onarımların yüzde 12'sini oluşturduğunu gösteriyor.

Ayrıca, elektrikli kapı kollarının kısa devre yaparak yolcuları araçlarda mahsur bıraktığına dair birkaç haber de var.

Bu tür olaylar, onları kurtarma ekipleri için olası bir engel haline getiriyor. Çin Sigorta Otomotiv Teknolojisi Araştırma Enstitüsü (C-IASI) tarafından yapılan testler, elektronik kapı kollarının yandan çarpma sonrası yüzde 33 oranında arızalandığını gösteriyor.

Mekanik kapı kollarında bu türden arıza oranıysa yüzde 2.

Bazı Tesla kullanıcıları, kapı kolları donduğunda kapılarını açamadıkları için duydukları hayal kırıklığını da dile getiriyor.

The Independent, cevap hakkı için Tesla'yla iletişime geçti.

Independent Türkçe