Suudi Arabistan Aile İşleri Konseyi Genel Sekreteri: Ailevi sorunlar küresel düzeyde birbirine benziyor ancak çözüm yolları birbirinden farklı

Şarku’l Avsat’a konuşan Hala et-Tuveyciri koronavirüs (Kovid-19) salgını sırasında yaşlılara hizmet etmek için yönlendirici bir kılavuz oluşturulduğunu belirtti

Şarku’l Avsat ile röportaj veren Dr. Hala et-Tuveyciri (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
Şarku’l Avsat ile röportaj veren Dr. Hala et-Tuveyciri (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
TT

Suudi Arabistan Aile İşleri Konseyi Genel Sekreteri: Ailevi sorunlar küresel düzeyde birbirine benziyor ancak çözüm yolları birbirinden farklı

Şarku’l Avsat ile röportaj veren Dr. Hala et-Tuveyciri (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)
Şarku’l Avsat ile röportaj veren Dr. Hala et-Tuveyciri (Fotoğraf: Ali ez-Zahiri)

Suudi Arabistan, bireyin toplumdaki rolünü geliştirme, umutlarını inşa etmesini sağlama ve refahı ile saygınlığını güvence altına alan arzu edilen değişikliği gerçekleştirme yolculuğunda temel eğitici sayılan aile kavramına özen gösteriyor.
Suudi Arabistan Aile İşleri Konseyi 25 Temmuz 2016 yılında aile konularını ele alan bağımsız ve resmi bir organ olarak kuruldu. Konsey çocuklar, kadınlar ve yaşlılar konusunda hükümetin bütün sektörlerinin çabalarının tek bir çatı altında toplanmasına dayanıyor ve tam olarak temsil edilmesi için 12 bakanlık katılıyor.
Konsey, aile kavramının güçlendirilmesi ve 2030 Suudi Arabistan toplumunun sürdürülebilir kalkınmasındaki rolünün güçlendirilmesi amacıyla aile işleri ile ilgilenme görevini üstleniyor.
Şarku’l Avsat, Aile İşleri Konseyi Genel Sekreteri Dr. Hala et-Tuveyciri ile görüştü ve birlikte koronavirüs (Kovid-19) ve yaşlılar dosyasını, konseyin uluslararası örgütlerde oynadığı rolü, aynı şekilde kadın ile ilgili konuları ve bir dizi dosyayı incelediler.

-Uluslararası Örgütlerde Aile İşleri Konseyi
Aile İşleri Konseyi Genel Sekreteri Dr. Hala et-Tuveyciri, Aile İşleri Konseyi’nin uluslararası örgütlere katılmasının birçok faydası olduğunu belirterek bunları çeşitli dünya ülkelerinde ailelerin çektikleri sıkıntılara ilişkin alanlar ve platformlardaki açılım dairesini genişletme, daha az ve daha çok gelişmiş ülkelerdeki en iyi uygulamalardan haberdar olarak tecrübeler kazanma; ki bunun da bu tecrübelerin sonuçlarını gerçek bir zeminde inceleme fırsatı vermesi şeklinde sıraladı. Hala sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünya ülkelerinin, her ne kadar biri diğerine göre daha ileride olsa da birbirine benzeyen ailevi sıkıntıları var. Bu durum, yerelde Suudi bireyi ve daha sonra dünya insanını etkileyecek şekilde bireysel toplum sorumluluğunu güçlendirecek yeni politikaların önerilmesi veya mevcutların değiştirilmesi üzerine bir çalışma yürütmeyi gerekli kılıyor.”

-Koronavirüs (Kovid-19) ve çözümler üretmede konseyin rolü
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) krizinin patlak vermesi ile aile içi krizler kötüleşti. Her gruptan farkındalık mesajları gelmeye başladı ve virüs özellikle yaşlılar için daha kolay etkilenme olasılıklarından dolayı bir tehlike arz etti.
Bu konuda Genel Sekreter ifadeleri kullandı:
“Yaşlılar koronavirüsten (Kovid-19) en çok etkilenen gruplardan birisi, bu yüzden onlara odaklanılması gerekiyordu. Konsey salgının yayıldığı sırada bu yaş grubunun karşılaştığı en büyük zorlukların belirlenmesi için bir anket çalışması yaptı. Bunun üzerine bu gruba sunulan hizmetler ve bu kişilerin bilinçlendirilmesi konusunda bir yönlendirici kılavuz sunuldu.”
Tuveyciri yaşlı kesime hizmet eden ve virüs ile başka konularda bilinçlenmelerini sağlayan çok sayıda elektronik hizmet olduğunu, ancak bu hizmetlere ulaşmanıın büyük bir boşluk ve sıkıntı yarattığını belirtti.
Konsey, yaşlıların, ailelerinin ve onları koruyanların farkındalığını artırmak, endişelerini gidermek ve bu gruptan iyileşenlerin olduğuna dair güven verici mesajlar yayınlamak için Sağlık Bakanlığı gibi önemli ve çeşitli otoritelerle işbirliği yaparak sosyal medya sitelerinde bir bilinçlendirme kampanyası başlattı.

-Ulusal ve Uluslararası Kadın dosyası
-Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu’nun kararının ardından Krallığın, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesindeki Kadının İlerlemesi Teşkilatı’nı temsil etmesi onaylandı ve temsil görevini Aile İşleri Konseyi’nin üstleneceği bildirildi.
Genel Sekreter: “Kadını ilgilendiren uluslararası örgütlerin dosyalarının hepsinde “denge” olarak adlandırılan bir şey var. Bu, bir kadının kamusal yaşam ile aile hayatı arasında denge kurmasını esas alan bir terimdir. Bu terimi gerçekleştirmek için kadının ailevi durumunun iyileştirilmesi gerekiyor ki bu da, tek başına bütün hizmetlere ulaşmasını ve bunları kendi başına yapmasını garanti altına alan haklarının hepsini elde etmesini sağlayan dengeyi kurmasına yardımcı olur. Suudi Arabistan’daki kadınların dosyası kapsamlı bir şekilde ele alınmaktadır, bu da uluslararası uygulamalarda en iyi olarak kabul edilen sistemdir. Bu sistemde tek bir departman bu dosyayla ilgilenmez, aksine her departmanın ve birimin kadından sorumlu olması esas alınır ve bu nedenle kadınlar hakkında politikaları olan herkesin öncelikle kadınların, haklarının tümüne sahip olduğunu bildiklerinden emin olması gerekiyor.”

Suudi Arabistan’da bazı kadınların şiddete ve istismara maruz kaldığına ilişkin soruya Tuveyciri “İnsan Kaynakları ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı’nın içerisinde Başsavcılık gibi diğer birimlerin de yer aldığı koruma konusunda uzman bir departman bulunuyor” şeklinde cevap verdi.
Tuveyciri, bir kadının şiddete maruz kaldığını bildirmesini engelleyen iki faktör olduğuna dikkati çekti. Bunlardan ilkini harici -örneğin dışarıdan gelen bir tehdit-, ikincisini de dahili -örneğin ekonomik istikrarsızlık ve diğer korkular- olarak tanımladı.
Dr. Hala şiddete çözüm bulunmasında ve kadınlar için en az hasara yol açacak çözümlerin ve yolların bulunmasında sorumluluğun bütün kurumlara ait olduğunu vurgulayarak konseyin bu konudaki rolünün, şiddet gibi birçok sorunun düzeltilmesinde temel bir kavram olan “aile danışmanlığı” kavramını güçlendirmek olduğuna dikkati çekti.
Kayda değer bir diğer nokta da Suudi Arabistan’ın, Arap dünyası içerisinde bireyin her türlü istismardan korunma hakkını garanti altına alan bilimsel ve pratik mekanizmaların varlığı içerisinde “istismardan koruma” tüzüğü çıkaran önde gelen ülkelerinden biri olarak sınıflandırılmasıdır.

-Suudi ailelerde ekonomik gelir
Tuveyciri’nin ifadelerine göre Suudi Arabistan’da finansal planlama yapan bir aileye rastlanması oldukça nadirdir. Genellikle işler “bereket” olarak nitelendirilen bir kavram ile yürütülür. Birikim yapma ya da finansal planlama kavramı bir kültür olduğu için evlilik müessesesinin kurulduğu ilk günden ve hatta çocukluktan itibaren bu düşünceler güçlendirilmelidir.
Tuveyciri konseyin sosyal medya sitelerinde birikim yapma kültürünü güçlendirmek için bir farkındalık projesi başlattığını ve projenin bu gibi kavramların erken yaşlarda kazanıldığı inancından hareketle daha çok çocukları hedef aldığını da sözlerine ekledi.
Tuveyciri tüketim davranışlarına değinerek bunun Suudi aileleri farklı düzeylerde etkileyen en büyük sorunlardan biri olduğunu ve artık lüks tüketimle sınırlı kalmayıp temel ihtiyaçlara kadar ulaştığını söyledi.

-Emekliler ve tecrübelerinden faydalanma
Birçok iş ve emeklilik kurumunun elinde, hala tekrar etkinleştirilebilecek ve yararlanılabilecek eski tecrübelere sahip emekli kişilerin isimlerinin yer aldığı bir liste bulunuyor.
Buradan hareketle Tuveyciri yaşlılardan istifade etmek için bir plan oluşturulduğunu ve bu plan içerisinde kişilerin emeklilik öncesinden başlayıp emekliliğe hazırlanma süreçlerini kapsayan serüvenlerine değinildiğine dikkat çekti. Söz konusu plan içerisinde “Suudi Aileler için Ulusal Strateji” projesinin stratejisi kapsamında yaşlıların tecrübelerinden nasıl istifade edilebileceğine ilişkin bir girişim paketi yer alıyor. Tuveyciri bu girişimlerin, gönüllü olarak birçok kanal aracılığıyla emeklinin, emekli olduğu sektöre göre uzman olarak katıldığı panel tartışmaları şeklinde yapıldığını ve bunun Kamu Emeklilik Ajansı’nın (PPA) da dahil olduğu emeklilik birimi ya da sektörü arasındaki iletişim yoluyla gerçekleştirilen bir süreç olduğunu söyledi.

-Konsey ve Boşanma Davaları
2019 yılında Suudi Arabistan’da boşanma davaları evlilik sözleşmelerinin yarısına ulaştı. Bu yükselen oranın düşürülmesi ve azaltılması konusunda konseyin bir rolü olup olmadığına ilişkin soruya Tuveyciri boşanma davalarının ve türlerinin birbirinden farklı olduğunu söyledi. Ancak tüm boşanma davaları ailenin parçalanmasıyla gerçekten sona erdi mi?
Tuveyciri boşanma endekslerinin hesaplanmasının gerçek rakamların bir yansımasını verdiğini ve bunun Aile İşleri Konseyi ile Adalet Bakanlığı arasında yürütülen bir proje olduğunu söylüyor.
Tuveyciri, evlenmek üzere olan kişilere cazip bir yöntemle sunulan ve günümüz gençlerinin dilinde anlatımların yapıldığı eğitim kursları verilmeye başlandığını, kurslarda evlilik müessesesinin hukuki anlamının açıklandığını ve içerisinde boşanma vakalarının önlenmesi veya sayılarının azaltılmasına yönelik projeler yürütüldüğünü belirtti.
Tuveyciri boşanma sırasında yaşanılan çoğu sıkıntıların yardım alınarak doğru bir rehberlik ile önlenebileceğini ve bunun boşanma sorununa bir çözüm olabileceğini söyledi ve “Bunu söylerken kastettiğimiz şey her iki tarafında en az kayıpla yollarını ayıracağı sağlıklı ya da doğru bir boşanma süreci yürütülmesidir” dedi. Konsey, çiftlerin ayrılmadan önce ve sonra korunması ve tedavi edilmesini esas alıyor.

-Haklar konusunun eğitime entegre edilerek farkındalığının sağlanması
Diğer yandan, Tuveyciri müfredata her yaş grubunun haklarının öğretilmesine ilişkin kavramların dahil edilmesinin olumlu bir çalışma olduğunu, Eğitim Bakanlığı’nın insan hakları ve aile eğitimi müfredatını güncellemeye çalıştığını ve aynı zamanda diğer müfredatlara da çeşitli farkındalık mesajları dahil edildiğini belirtti.
Tuveyciri konseyin okul müfredatlarına bireyin haklarına ilişkin farkındalık sürecinin dahil edilmesine katılmasının yeterli olmadığını, ders müfredatlarına katılmasının yanı sıra “ders dışı etkinliklere” de katılımının etkisini vurguladı.



Ahmed eş-Şera: Irak'taki deneyimim bana mezhep savaşı yapmamayı öğretti

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Şam'da eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in eski sözcüsü Alistair Campbell ve eski İngiliz Muhafazakâr bakan Rory Stewart ile diyaloğu (podcast hesabı)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Şam'da eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in eski sözcüsü Alistair Campbell ve eski İngiliz Muhafazakâr bakan Rory Stewart ile diyaloğu (podcast hesabı)
TT

Ahmed eş-Şera: Irak'taki deneyimim bana mezhep savaşı yapmamayı öğretti

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Şam'da eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in eski sözcüsü Alistair Campbell ve eski İngiliz Muhafazakâr bakan Rory Stewart ile diyaloğu (podcast hesabı)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın Şam'da eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in eski sözcüsü Alistair Campbell ve eski İngiliz Muhafazakâr bakan Rory Stewart ile diyaloğu (podcast hesabı)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Irak hapishanelerinden salıverildikten sonra Suriye'ye döndüğünde kendisine iki şart koyduğunu söyledi: ‘Irak'ın mezhep savaşı deneyimini tekrarlamamak ve sadece rejimle mücadeleye odaklanmak.’

Bu ifadeler, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in eski sözcüsü Alistair Campbell ve eski İngiliz Muhafazakâr bakan Rory Stewart'ın geçtiğimiz günlerde Şam'da eş-Şera ile bir araya gelerek gerçekleştirdikleri ve ‘Ahmed eş-Şera hapisteki bir El Kaide savaşçısından Suriye'nin liderine nasıl dönüştü?’ başlığıyla yayınlanan podcastte yer aldı.

Eş-Şera, “El Kaide'nin Irak'ta yaptıklarını tekrarlamak istediler ama ben bunu şiddetle reddettim. Bu durum aramızda bin 200'den fazla savaşçımızın öldürüldüğü ve benim de kuvvetlerimin yüzde 70'ini kaybettiğim büyük bir çatışmaya yol açtı. Ancak yeniden toparlandık ve rejimle savaşmaya odaklandık. Aynı zamanda DEAŞ ve benzeri gruplar gibi diğer taraflardan gelen tehditlerle de başa çıkmak zorunda kaldık” ifadelerini kullandı.

Eş-Şera, “Bir savaşçıydınız, bir mahkumdunuz, bir liderdiniz ve şimdi bir cumhurbaşkanısınız… Bu dönüşüm hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Şu anda Esed'in eskiden bulunduğu bu saraydayım. Ben bir savaşçıydım, savaşmak istediğim için değil. Bugün cumhurbaşkanıyım ama cumhurbaşkanı olmak istediğim için değil.”

Irak savaşı deneyimi

Suriye Cumhurbaşkanı, üniversitenin ilk dönemlerinde genç bir adam olarak, Suriyelilerin 60 yıl boyunca maruz kaldığı acımasız baskıdan, Suriye toplumunun sistematik olarak yok edilmesinden ve Irak'ta savaş patlak verdiğinde oraya gitmesi gerektiğini hissetmesinden duyduğu öfkeden bahsetti.

Eş-Şera Irak'ta üç yıl savaşmış, ardından beş yılını hapiste geçirmiş. İngilizler ona hapishanenin onu nasıl değiştirdiğini, bundan ne öğrendiğini ve çeşitli grupların saflarında nasıl hızlı bir şekilde yükselebildiğini sordu.

cdfrgthy
Suriyeli sanatçı Tamara Bessam Ebu Alvan, Şam'da Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlayan bir duvar resmi çiziyor. (Reuters)

Eş-Şera bu soruya şu cevabı verdi: “Suriye'de var olan baskının boyutlarını fark etmeye başladığımda yaklaşık 19 yaşındaydım. Ülkenin kötüye giden durumunu ve önceki rejimin ülkeyi nasıl korkunç bir şekilde yönettiğini görebiliyordum. Şam'ın taşıdığı yük ve rejimin Suriye toplumunu ve bu kadim şehri nasıl istismar ettiği konusunda derin bir acı hissettim.”

Sözlerine şöyle devam etti: “Bu rejimin düşmesi gerektiğine ikna olmuştum ama bunu gerçekleştirecek araçlarımız ya da uzmanlığımız yoktu. Bu yüzden deneyim kazanabileceğim her yere gitmeye karar verdim. O sırada Amerikalılar Irak'a girmeye hazırlanıyordu ve ABD'nin yaptıklarına karşı güçlü bir Arap ve İslami tepki vardı. Unutmamalısınız ki o zamanlar gençtim ve farklı bir düşünce tarzım vardı. Bu yüzden Irak'a gittim ve farklı gruplarla çalıştım. Zaman içinde bu gruplar yavaş yavaş küçülmeye ve El Kaide örgütüyle birleşmeye başladı. Bu şekilde kendimi El Kaide saflarında buldum.”

sxcdfrgt
Yaklaşan Ramazan Ayı için hazırlanan ‘Benatu’l Başa’ adlı dizinin çekimleri Eski Şam'da yapılıyor. (AFP)

22 yıllık bu yolculuk sırasında eş-Şera, Irak'taki deneyimlerinden öğrendiği en önemli şeyin, aynı hataları tekrarlamaktan kaçınmak istiyorsak politikaların sürekli olarak yeniden gözden geçirilmesi gerektiği olduğunu söyledi. O dönemde Batı'nın Ortadoğu'ya yönelik politikalarını eleştiren eş-Şera, “Bunlar yanlıştı ve değiştirilmeleri gerekiyordu. Bölge halkının her 10 yılda bir kötü kararların bedelini ödemesini istemiyoruz” dedi.

Bir barış adamı!

Kendisini dünyaya bir barış adamı olarak tanıtmak isteyip istemediği ve kendisine halen şüpheyle yaklaşan ülkelerle nasıl ilişkiler kurmayı planladığı sorusuna eş-Şera şu yanıtı verdi: “Bölgemizde, özellikle Suriye'de savaşlardan bıktık. İnsanlık barış ve güvenlik olmadan yaşayamaz, insanların aradığı şey bu, savaş değil. İnsanları bir araya getirebilecek ve savaşa başvurmadan barışçıl çözümlere götürebilecek pek çok şey var. Barış içinde insan olarak bizi birleştiren şeyler, savaş içinde bizi bölen şeylerden çok daha büyüktür.”

scdfvgbth
Yeni Suriye yönetimi geçtiğimiz aralık ayında muhalif grupları birleşik bir Suriye ordusuna entegre etmeye çalıştı. (SANA)

HTŞ grupları

Podcastte eş-Şera’ya bazıları daha radikal olan birçok hareketten oluşan Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) içindeki pratik bir zorluk soruldu: “Burada bizimle birlikte oturmanıza kızanlar olabilir. Şimdi cumhurbaşkanı olduğunuza göre, en radikal olanlar da dahil olmak üzere tüm bu eski gruplarla nasıl başa çıkacaksınız?”

Ahmed eş-Şera şöyle yanıtladı: “Burada sizinle birlikte oturmama izin verilmediğini söylemek büyük bir abartı olur. O kadar da kötü değil. Bir arada yaşamamızı ve birbirimizle savaşmaya gerek kalmadan devrimin hedeflerine ulaşmamızı sağlayacak uygun ve kabul edilebilir bir formüle ulaşana kadar tüm bu taraflarla ikna ve diyalog yöntemlerini kullandım... Pek çok kişi bu yaklaşıma katıldı.”

scdfvgrth
Halep kırsalından Humus şehrine dönen yerinden edilmiş Suriyelileri taşıyan bir otobüsün penceresinden bakan bir çocuk, elinde Suriye bağımsızlık bayrağı tutuyor, 10 Şubat. (AFP)

Anayasa ve seçimler

“Peki ya ‘ulusal konferans’ ve anayasa ile seçimlerin belli bir zaman dilimi içinde yapılmasının garanti edilmesi hakkında ne söylersiniz?”

Eş-Şera, Suriye'nin çeşitli aşamalardan geçtiğini ve önceliğin hükümeti istikrara kavuşturmak ve devlet kurumlarının çöküşünü önlemek olduğunu söyledi.

Eş-Şera sözlerini şöyle sürdürdü: “İdlib hükümetini Şam'ın kontrolünü ele geçirdiğimizde iktidarı devralmaya hazır olacak şekilde hazırladık. Bu aşama için üç ay ayırdık. Daha sonra anayasal deklarasyon, ulusal konferansın toplanması ve cumhurbaşkanının atanmasını içeren bir sonraki aşamaya geçeceğiz. Uluslararası sözleşmelere uygun olarak bir cumhurbaşkanı atadık. Anayasa uzmanlarına danıştıktan sonra muzaffer güçler cumhurbaşkanını atadı, önceki anayasayı iptal etti ve eski parlamentoyu feshetti. Şimdi, yeni bir anayasanın ilan edilmesinin önünü açacak öneriler geliştirmek amacıyla çok çeşitli tarafların yer alacağı ulusal diyalog sürecine geçeceğiz. Geçici bir parlamento oluşturulacak ve bu parlamento yeni anayasayı hazırlamak üzere bir anayasa komitesi kurmakla sorumlu olacak.”

Trump ve Gazze

Eş-Şera, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin Mısır ve Ürdün'e taşınmasına ilişkin açıklamalarıyla ilgili olarak şunları söyledi: “İnsanları topraklarını terk etmeye zorlayabilecek hiçbir güç olmadığına inanıyorum. Birçok ülke bunu yapmaya çalıştı ama hepsi başarısız oldu, özellikle de Gazze Şeridi'ne yönelik son savaş sırasında. Geçtiğimiz bir buçuk yıl boyunca Filistin halkı acıya, ölümlere ve yıkıma katlandı ama yine de topraklarını terk etmeyi reddetti. 80 yılı aşkın süredir devam eden bu çatışmada, Filistinlileri zorla yerlerinden etmeye yönelik tüm girişimler başarısız oldu. Terk edenler kararlarından pişman oldular. Birbirini izleyen Filistinli nesillerin aldığı ders, topraklarına bağlı kalmanın ve onu terk etmemenin önemidir.”

scdfvrgty
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera dün Silikon Vadisi'nden Suriye asıllı Amerikalı uzmanlardan oluşan bir heyetle bir araya geldi. (SANA)

Ekonomik model

Kendisini en çok ilgilendiren küresel ekonomik model ve ekonomi yönetimi açısından ilham aldığı belirli bir ülke ismi sorulan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, Singapur, Suudi Arabistan, bazı dönemlerde Brezilya ve kalkınma yolunda büyük zorlukların üstesinden gelen Ruanda gibi ekonomik büyümeye tanık olan birçok ülkeyi incelediğini söyledi. Her ülkenin kendi zorlukları ve kalkınma aşamasıyla şekillenen kendi bağlamına sahip olduğunu belirtti. “Bu örneklerden değerli dersler çıkarılabilecek olsa da bunları körü körüne taklit etmemeliyiz. Bunun yerine, Suriye'nin kendine özgü durumuna uygun bir yaklaşım geliştirmek için bu dersleri uyarlamalı ve entegre etmeliyiz” dedi.

Ordu ve polisin lağvedilmesi

Eş-Şera'ya, Baas'tan arındırma sonrasında Irak'ta yaşananları anımsatan polis ve ordunun lağvedilmesi ve bu konunun nasıl ele alınacağı sorulduğunda, Suriye ve Irak'taki durum arasında büyük farklar olduğunu ve karşılaştırmaların her zaman büyük farklılıklar gösterdiğini söyledi. Suriye ordusunu ‘bir alternatif hazırlamadan’ dağıtmadığını belirtti.

Eski rejimin ordusunun Irak ordusu gibi olmadığını vurgulayan eş-Şera, “Çok sayıda milis ile İran ve Rusya'dan gelen dış müdahalelerle parçalanmıştı. Ordu dağılmış ve çökmüştü. Birçok genç erkek askere gitmemek için Suriye'den kaçıyordu. Dolayısıyla ordunun Suriyeliler için büyük bir önemi yoktu. Bugün Suriye'de zorunlu askerlik uygulamadım. Gönüllü askerliği tercih ettim. Bugün binlerce kişi yeni Suriye ordusuna katılıyor” ifadelerini kullandı.

Devrimci zihniyet bir devlet inşa edemez

Kendisini halen bir devrimci olarak görüp görmediği sorulan eş-Şera, devrimci zihniyetin bir devlet inşa edemeyeceğini söyledi. Şarku'l Avsat'ın Rory Stewart'ın röportajından aktardığına göre Eş-Şera, “Bir devlet inşa etmek ve bütün bir toplumu yönetmek söz konusu olduğunda farklı bir zihniyete ihtiyaç duyarsınız. Benim için devrim, rejimin devrilmesiyle sona erdi” dedi.

Eş-Şera sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün ülkenin yeniden inşası, ekonomik kalkınma, bölgesel istikrar ve güvenliğin sağlanması, komşu ülkelere güvence verilmesi ve Suriye ile Batı ülkeleri ve bölge ülkeleri arasında stratejik ilişkiler kurulmasını içeren yeni bir aşamaya geçtik.”

sdfgrt
Ahmed eş-Şera'nın geçen ay yaptığı bir konuşmayı Şam'daki er-Ravza kafede takip eden Suriyeliler (Şarku’l Avsat)

Batı medyasının kendisi hakkında söylediklerine ilişkin tutumu sorulan Ahmed eş-Şera, Suriye'nin küresel etkiye sahip stratejik bir ülke olduğunu söyledi. Eş-Şera, “Geçmişte rejim kasıtlı olarak Suriyelileri Avrupa'ya göç ettirmeyi ve Captagon'u Avrupa'ya ve bölgeye kaçırmayı amaçlıyordu. Şam ayrıca, Suriye içindeki bazı ülkelerin oynadığı son derece olumsuz rol nedeniyle bölgede daha fazla istikrarsızlık tohumları ekmek için bir üs olarak kullanıldı” değerlendirmesinde bulundu.

Suriye'nin durumunun kökten değiştiğini ve gelecek vaat eden yeni bir ülke haline geldiğini vurgulayan eş-Şera, “Suriye ekonomik kalkınma yoluyla bölgenin istikrara kavuşmasında önemli bir rol oynayacaktır” dedi. Eş-Şera, tarım, sanayi ve ticaret gibi sektörlerde önemli bir merkez olacak olan Suriye'nin tarihi İpek Yolu üzerinde yer aldığını ve Doğu ile Batı arasındaki ticaretin yeniden gelişmesinin beklendiğini belirtti.

Eş-Şera, Batı'nın Suriye'ye bakışını bu açıdan yeniden gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.