BAE koronavirüsle mücadelede polis köpeklerini kullanıyor

Çok güçlü koku alma duyusuna sahip eğitimli polis köpekleri, BAE tarafından koronavirüs vakalarını tespit etmek için kullanılıyor. (WAM)
Çok güçlü koku alma duyusuna sahip eğitimli polis köpekleri, BAE tarafından koronavirüs vakalarını tespit etmek için kullanılıyor. (WAM)
TT

BAE koronavirüsle mücadelede polis köpeklerini kullanıyor

Çok güçlü koku alma duyusuna sahip eğitimli polis köpekleri, BAE tarafından koronavirüs vakalarını tespit etmek için kullanılıyor. (WAM)
Çok güçlü koku alma duyusuna sahip eğitimli polis köpekleri, BAE tarafından koronavirüs vakalarını tespit etmek için kullanılıyor. (WAM)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Sağlık ve Toplum Koruma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada farklı milletlerden 532 yeni koronavirüs vakası kaydedildiği, tüm vakaların durumunun stabil olduğu ve gerekli bakımı aldıkları bildirildi. Bakanlık, toplam vaka sayısının 53 bin 577’ye yükseldiğini ve Kovid-19 kaynaklı 1 kişinin ölümü sonucu ölenlerin sayısının 329’a çıktığını duyurdu. Ayrıca, bin 288 kişinin iyileştiği, toplam iyileşen hasta sayısının 43 bin 570’e yükseldiği belirtildi.
BAE İçişleri Bakanlığı, bu alandaki bilimsel çalışmaları ve pratik deneyimleri tamamladıktan sonra, koronavirüsün yayılmasını sınırlamak için önleyici çabaları arttırmak amacıyla polis köpeklerinden yararlanma deneylerinin başarıyla tamamlandığını açıkladı.
BAE Haber Ajansı WAM tarafından Bakanlık’tan alınan bilgiye göre, deneyler sonucu kişilerin koltukaltından alınan numunelerin köpeklere koklatılarak insanlarla doğrudan temas etmeden sonuç verdiği belirlendi. Saha deneyleri, bir dizi bakanlık, idari departman ve sağlık kurumlarının yanı sıra ülkedeki polis merkezi ile işbirliği içinde, Fransa İçişleri Bakanlığı ile Avrupa'daki en köklü veteriner okulunun katkılarıyla bir dizi hayati ve sağlık alanlarını kapsadı. Araştırmalar ve deneyler sonucu elde edilen veriler söz konusu yöntemin, Kovid-19 vakalarını tespit etmede iki haftalık bir eğitimden sonra yüzde 91 oranında yüksek doğruluğa sahip olduğunu gösterdi. Yaklaşık yüzde 88 oranında ise saha denemesinde doğruluk tespit edildi.
Deneyler, ülkenin çeşitli bölgelerindeki gönüllüleri ve bir saha hastanesini içeriyor. Polis köpeğini ve denetleyici unsurlarını korumak için tüm önleyici tedbirlerin alındığı deneyler  iki yönteme dayanıyor: polis köpeğinin rutin düzenli kontrol çalışmalarının bir parçası olarak doğrudan, diğeri ise virüs tespit edilecek kişinin koku örneği. Rakamlar köpeklerin koronavirüs bulaşmış kişilerden kaynaklanabilecek kokuları belirleme hızını ve bu vakaları tespit etme yeteneğini gösterdi.
Dün yayınlanan bilgiler, İçişleri Bakanlığını ve çalışma ekibini köpeklerden faydalanmaya iten şeyin, daha önce tüberküloz ve sıtma gibi bulaşıcı hastalıklara sahip kişilerin tespit edilmesinde kanıtlanmış olan etkisinin ve diğer ülkeler arasında ve hastaların tespitinde köpeklerin kullanımı üzerine tartışmalar ve teorik çalışmalar yürüten uzmanlar arasında bir dizi beyin fırtınası ve işbirliğinin önemli ölçüde katkısının olduğunu belirtti. WAM'a göre eğitimli polis köpekleri, polis devriyelerinde kullanılabilecek ve önemli hayati yerleri, ticaret merkezleri, etkinlikler, kalabalıklar, havaalanları ve hayati alanlarda yararlanılacak çok güçlü koku duyusuyla karakterize ediliyor.

Kuveyt
Kuveyt Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada 833 yeni koronavirüs vakası kaydedildiği, böylece toplam kaydedilen vaka sayısının 52 bin 840’a çıktığı bildirildi. Açıklamaya göre 3 kişinin yaşamını yitirmesiyle virüsten ölenlerin sayısı 382’ye yükseldi. Tedavi görenlerin sayısı 9 bin 772’ye yükselirken 150'sinin yoğun bakımda olduğu belirtildi.  Sağlık Bakanlığı daha önce toplam 42 bin 686 vakanın iyileştiğini, böylece iyileşenlerin sayısının 578’e çıktığını duyurmuştu.

Umman Sultanlığı
Umman Sağlık Bakanlığı bin 518 yeni koronavirüs vakasının kaydedilmesiyle ülkedeki toplam vaka sayısının 51 bin 725’e yükseldiğini açıkladı. Bakanlığın dün resmi internet sitesinde yer alan basın açıklamasında koronavirüsten 3 yeni ölüm kaydedildiği ve ölenlerin sayısının 236'ya çıktığı bildirildi. Bakanlık, bin 16 kişinin iyileştiğini, böylece iyileşenlerin sayısının 33 bin 21 kişiye yükseldiğini duyurdu.

Katar
Katar Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada koronavirüs sonucu 4 yeni ölümün kaydedildiğini ve ölenlerin sayısının 142’ye yükseldiğini duyurdu. Bakanlık tarafından yapılan basın açıklamasında, 557 yeni vaka ile ülkedeki toplam vaka sayısının 102 bin 110’a yükseldiği belirtildi. Ayrıca,  bin 165 kişinin iyileşmesiyle toplam iyileşen sayısının 97 bin 272’ye çıktığı bildirildi.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.