Balina köpekbalıklarının göz çevresinde yüzlerce diş keşfedildi

Balina köpekbalığı, Rhincodontidae familyasından gelen, devasa ama zararsız bir canlı (Reuters)
Balina köpekbalığı, Rhincodontidae familyasından gelen, devasa ama zararsız bir canlı (Reuters)
TT

Balina köpekbalıklarının göz çevresinde yüzlerce diş keşfedildi

Balina köpekbalığı, Rhincodontidae familyasından gelen, devasa ama zararsız bir canlı (Reuters)
Balina köpekbalığı, Rhincodontidae familyasından gelen, devasa ama zararsız bir canlı (Reuters)

Dünyanın en büyük balıkları olan balina köpekbalıkları, isimlerinin aksine son derece uysal canlılar. Tropik sularda miskin miskin yüzen bu köpekbalığı türü, deniz suyunu süzerek elde ettiği planktonlarla besleniyor.
Biyologlar bu gizemli devlerin ilgi çekici bir sırrını, göz yuvarlağını bezeyen diş benzeri pulları keşfetti. Şimdiye dek hiçbir omurgalıda keşfedilmeyen bu yapı, gözkapağının balina köpekbalığındaki karşılığı gibi görünüyor.
Science Alert’in haberine göre göz küreleri, genellikle mekanik, kimyasal ve biyolojik tehditlerle karşı karşıya kalıyor. Ve araştırmacılar bu dişlerin, balina köpekbalığının (Rhincodon typus) göz koruma yöntemi olduğunu söylüyor.
Hakemli bilim dergisi PLOS One’de yayımlan makalede bu köpekbalığının göz çevresinde, plakoid pul ismi verilen, köpekbalığı ve vatoz türlerine özgü bir pul çeşidi bulunduğu belirtildi. “Derisel dişçik” adı da verilen bu pullar tıpkı diş gibi pulpa isimli bir iç çekirdeğe, orta katmanda dentin adlı kemik dokusuna ve en dışta sert mine benzeri yapıya sahip. 
Ağız dişlerinin evrimsel kökenini oluşturduğu düşünülen bu derisel dişçiklerin pek çok köpekbalığı ve vatoz türünde bulunduğu uzun süredir biliniyor. Ancak bir köpekbalığının göz çevresinde bu yapıya ratlamak son derece şaşırtıcı.
Aslında bu şaşkınlık, kısmen balina köpekbalıklarının görme duyusunu çok fazla kullanmadığı varsayımından kaynaklanıyor. Bu hayvanların gözleri, vücutlarının geri kalanıyla kıyaslandığında inanılmaz derecede küçük kalıyor ve beyinlerinin görüntü işlemekte kullanılan bölümleri çok gelişkin değil.
Ancak ekibe göre, “balina köpekbalığının gözündeki bu korunma mekanizması, bu tür için görmenin önemini gösteriyor”.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, araştırmacılar bir balina köpekbalığının muhafaza edilmiş göz küresini bilgisayarlı tomografiyle (CT) incelerken, aynı zamanda Japonya’daki Okinawa Churaumi Akvaryumu’nda bulunan iki canlı balina köpekbalığının gözlerini de ultrasonla görüntüledi.
Balina köpekbalıkları okyanuslarda korku saçan avcılar olmasa da göz koruma özellikleri, rakiplerine kıyasla epey etkileyici görünüyor.



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news