Polonya cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için sandık başında

Cumhurbaşkanı Andrzej Duda  (İHA)
Cumhurbaşkanı Andrzej Duda (İHA)
TT

Polonya cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için sandık başında

Cumhurbaşkanı Andrzej Duda  (İHA)
Cumhurbaşkanı Andrzej Duda (İHA)

Polonyalılar cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için sandık başına gidiyor.
Polonyalılar yeni cumhurbaşkanını belirlemek için bugün sandık başında. Yerel saatle 07.00'de başlayan oy kullanma işlemleri şimdilik sorunsuz devam ederken, sandıklar yerel saatle 21.00'e kadar açık kalacak. İlk turu 28 Haziran'da düzenlenen seçimlerde yarışan 11 adaydan hiçbirinin yüzde 50'nin üzerinde oy alamaması nedeniyle seçimler bugün yapılacak ikinci tura kalmıştı. İlk turda en yüksek oyu alarak ikinci tura katılmaya hak kazanan görevdeki Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ile Varşova Belediye Başkanı Rafal Trzaskowski arasında geçen yarış kıran kırana bir mücadeleye sahne oluyor.
İktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PiS) desteklediği Andrzej Duda ilk turda 43,5 oranında oy alırken, Yurttaş Platformu'nun (Koalicja Obywatelska) adayı Rafal Trzaskowski ise yüzde 30,46 oranında oy almıştı. Ancak ilk turda yüzde 13,3 oranında oy alan bağımsız aday, gazeteci Szymon Holownia, sol partilerin adayı 2,22 oranında oy alan Robert Biedron ve 2,36 oranında oy alan Polonya Halk Cephesi'nin (PSL) adayı Wladyslaw Kosiniak-Kamysz'in de Duda karşısında Trzaskowski'yi destekleyeceklerini açıklamalarıyla söz konusu iki aday arasındaki fark minimal düzeye indi. Anketler de iki isim arasındaki farkı yüzde 0,5 ile 1,5 olarak gösterirken, yapılış tarihine ve düzenleyen araştırma şirketine göre anketlerde kimi zaman Cumhurbaşkanı Duda burun farkıyla önde gelirken, kimi zaman ise Rafal Trzaskowski zaferi göğüslüyor.

Kutuplaşan Polonya
İki aday arasındaki bugünkü mücadele yaklaşık 5 yıldan beri oldukça kutuplaşmış Polonya toplumu için olduğu kadar, ülkedeki mevcut siyasal iktidar için de büyük önem taşıyor. 5 yıl önce iktidardaki PiS'in adayı olarak seçilen cumhurbaşkanı Andrzej Duda toplumun milliyetçi, muhafazakar duygularına hitap ederken, açıklamalarıyla birçok kez Avrupa Birliği (AB) kurumlarıyla karşı karşıya gelmişti. Diğer aday Rafal Trzaskowski ise seçmenlere her din, dil, ırk ve cinsel yönelimden insana açık bir Polonya vaat ederken, son yıllarda özellikle yargı alanında yapılan reformlar nedeniyle ülkesiyle AB kurumları arasında oluşan çatlağı gidereceğini dile getiriyor. Trzaskowski, halihazırda ülkede belirli haller dışında yasak olan kürtajın ise kadınlar için doğal bir hak olduğunu savunuyor.
Öte yandan, Duda'nın görev süresi boyunca parlamentoda çoğunlukta bulunan PiS tarafından çıkarılan yasaların neredeyse tamamını onaylaması ise çoğu kez onun iktidar partisinin noteri olduğu şeklinde yorumlandı. Seçimlerde Duda'nın galip gelecek olması geçtiğimiz sonbaharda art arda ikinci kez iktidara gelen PiS hükümetinin icraatlarının devamı anlamına gelecekken, Trzaskowski'nin olası zaferi ise PiS hükümetinin icraatlarının sonunu getireceği şeklinde yorumlanıyor. Çünkü Polonya anayasasına göre cumhurbaşkanının parlamentodan gelen yasaları tümüyle veto etme yetkisi bulunuyor, bu nedenle Pazartesi günü ülkede cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak isim büyük önem taşıyor.
İlk turu 10 Mayıs'ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri korona virüs salgını nedeniyle 28 Haziran'a ertelenmişti. Bu süreçte parlamento, salgın nedeniyle sandığa gitmeye çekinen vatandaşların mektupla oy kullanabilmeleri için yasa çıkarmıştı. 30 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede yüzde 62,9 oranında katılımın olduğu seçimlerin ilk turunda vatandaşlar mektup ve geleneksel yolla oy kullanmış, görevliler de maske ve eldiven takarak sandık başında görev yapmıştı.



Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor
TT

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

ABD Başkanı Donald Trump pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Beyaz Saray'da ağırlarken İsrailli yetkililer, ABD'nin arabuluculuğunda Gazze'deki rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkesin sağlanması için Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) ile dolaylı görüşmeler yaptı.

Trump’ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdiğini açıklayan Netanyahu, Beyaz Saray'da düzenlenen toplantıda milyarder Cumhuriyetçi Başkan’a ödül komitesine gönderdiği adaylık mektubunun bir kopyasını sundu. Netanyahu, Beyaz Saray'da Trump ile yediği akşam yemeğinde, ABD Başkanı’nın ‘şu anda bir ülkeden diğerine, bir bölgeden diğerine barışı tesis ettiğini’ söyledi. Trump ise sık sık Norveç’teki Nobel Barış Ödülü Komitesi'nin Hindistan ile Pakistan ve Sırbistan ile Kosova arasındaki anlaşmazlıkları çözme çabalarını görmezden gelmesinden şikayet etti.

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını istediğine inandığını belirten Trump, Beyaz Saray'da gazetecilerin İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi’nde devam eden çatışmaların, taraflar arasında sürmekte olan ateşkes görüşmelerini engelleyip engellemeyeceği sorusuna verdiği yanıtta “Hamas görüşmek ve ateşkes istiyor” dedi.

Öte yandan Filistinlilerle barış istediğini söyleyen Netanyahu, ancak gelecekte kurulacak herhangi bir bağımsız Filistin devletinin İsrail'i yok etmek için bir platform olacağını belirterek, güvenlik konusunda egemenliğin İsrail'in elinde kalması gerektiğini savundu.

Netanyahu, şunları söyledi:

“Filistinlilerin kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum, ancak bizi tehdit edecek hiçbir yetkiye sahip olmamalılar. Bu, genel güvenlik gibi egemenlik yetkilerinin her zaman bizim elimizde kalacağı anlamına geliyor.”

İsrail Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“7 Ekim'den sonra insanlar Filistinlilerin bir devleti olduğunu, Gazze'de Hamas devleti olduğunu söylediler ve bakın ne yaptılar. Onlar bunu inşa etmediler. Onlar bunu sığınaklarda, terör tünellerinde inşa ettiler ve sonra halkımızı katlettiler, kadınlarımıza tecavüz ettiler, erkeklerimizin kafalarını kestiler, şehirlerimizi, kasabalarımızı ve çiftliklerimizi işgal ettiler. İkinci Dünya Savaşı ve Nazilerin işlediği Holokost’tan bu yana görmediğimiz korkunç katliamlar işlediler.”

İsrail Başbakanı, şöyle devam etti:

“Filistinli komşularımızla, bizi yok etmek istemeyenlerle barışa ulaşmak için çalışacağız ve güvenliğimizin ve egemenliğimizin her zaman bizim elimizde kalacağı bir barışa ulaşmak için çalışacağız. Şimdi insanlar, ‘Bu tam bir devlet değil, bir devlet bile değil’ diyecekler. Umurumuzda değil. Bunu bir daha asla tekrarlamayacağımıza söz verdik. Bir daha asla ve asla olmayacak.”

Diğer taraftan İran'a uygulanan sert yaptırımları uygun zamanda kaldırmak istediğini söyleyen Trump, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasının Şam'ın ilerlemesine yardımcı olacağını belirtti. İran'ın da benzer bir adım atmasını umduğunu ifade eden Trump, “Uygun zamanda bu yaptırımları kaldırmak ve onlara yeniden inşa fırsatı vermek istiyorum. Çünkü İran'ın barışçıl bir şekilde yeniden inşa olmasını istiyorum, eskisi gibi ‘Amerika'ya ölüm, İsrail'e ölüm’ gibi sloganlar atmaktan çekinmemesini istiyorum” şeklinde konuştu.

Beyaz Saray'ın geçtiğimiz hafta Kiev'e bazı silah sevkiyatlarını durdurduğunu açıklamasının ardından, ABD'nin Ukrayna'ya ‘daha fazla savunma silahı’ göndereceğini duyuran Trump, “Öncelikle savunma silahları olmak üzere daha fazla silah göndermemiz gerekecek” diyerek, barışa yanaşmaması nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den duyduğu ‘memnuniyetsizliğini’ bir kez daha yineledi.

Trump, 1 Ağustos'ta yürürlüğe girecek olan ABD gümrük vergilerinin kesin tarihi olup olmadığı sorulduğunda, “Kesin diyebilirim ama yüzde 100 kesin değil. Bizi arayıp farklı bir şekilde bir şeyler yapmak istediklerini söylerlerse, buna açık olacağız” dedi. Trump pazartesi günü, Japonya ve Güney Kore gibi büyük tedarikçilerden küçük ülkelere kadar ticari ortaklarına, ABD'nin yüksek gümrük vergilerinin 1 Ağustos'ta yürürlüğe gireceğini bildirmeye başladı. Bu durum, ABD Başkanı’nın bu yılın başlarında başlattığı ticaret savaşında yeni bir aşamayı temsil ediyor.

Trump ve Netanyahu, başkanın genellikle önemli ziyaretçileri kabul ettiği Oval Ofis'te resmi görüşmeler yapmak yerine özel bir akşam yemeğinde bir araya geldi. Trump'ın bu kez Netanyahu'yu resmi olmayan bir şekilde kabul etmesinin nedeni henüz belli değil. Netanyahu, dün gece Washington'a gelmesinin ardından Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya gelerek Trump ile yapacağı görüşmelere hazırlandı.

Netanyahu, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında yeniden başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana Beyaz Saray'a üçüncü kez yaptığı ziyaret Trump’ın geçtiğimiz ay İsrail'in hava saldırılarını desteklemek için İran'ın nükleer tesislerine hava saldırısı düzenlenmesi emrini vermesinin ardından bir ilki temsil ediyor. ABD Başkanı, önce İran’ın nükleer tesislerinin bombalanması emri vermiş, daha sonra 12 gün süren İsrail-İran savaşında ateşkesin sağlanmasına yardımcı olmuştu.