Uluslararası toplumdan Lübnan’a reform mesajı

Avn, geçen cuma günü Sisi’nin mesajını taşıyan Mısır Büyükelçisi ile bir araya geldi. (Ulusal Ajans)
Avn, geçen cuma günü Sisi’nin mesajını taşıyan Mısır Büyükelçisi ile bir araya geldi. (Ulusal Ajans)
TT

Uluslararası toplumdan Lübnan’a reform mesajı

Avn, geçen cuma günü Sisi’nin mesajını taşıyan Mısır Büyükelçisi ile bir araya geldi. (Ulusal Ajans)
Avn, geçen cuma günü Sisi’nin mesajını taşıyan Mısır Büyükelçisi ile bir araya geldi. (Ulusal Ajans)

Avrupalı ve Arap diplomatik kaynaklar, Lübnan’ın Hasan Diyab başkanlığındaki ‘zorluklarla mücadele’ hükümetinin karşı karşıya kaldığı kuşatmaların üstesinden gelmesinin kendilerinin sorumluluğu olduğuna dikkat çekti. Kaynaklar, hızla kaosa ve bilinmeyene doğru sürüklenen ekonomik ve finansal çöküşü durdurmak için uluslararası topluma fırsat verilmesini gerektiğini bildirdi. Maruni Patriği Beşara er-Rai de Vatikan ve uluslararası toplumun, krizlerden kurtulmaya yardımcı olabilecek desteği vermesi gerektiğini vurguladı.
Avrupalı ve Arap diplomatik kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada şunları aktardı:
“Sorun bir yandan kibirli bir politika sürdürmeye devam etmek, diğer yandan da Diyab’ın hükümete dayatılan abluka sorumluluğunu taşıdıkları gerekçesiyle Arap ülkelerine ön yargılı davranmak yerine halen kendisine verilen uluslararası ve Arap tavsiyelerini başlatmayarak neredeyse siyasi olarak sona yaklaşan ‘güçlü dönemden’ kaynaklanmaktadır.”
Kaynaklar, Maruni Patriği Beşara er-Rai’nin yaptığı itirazın sadece Vatikan’a değil, aynı zamanda ABD, İngiltere ve Fransa için de siyasi bir tavrı ifade ettiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Hasan Diyab bu hafta Beyrut’a planlanan ziyaret sırasında Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile bu konuda görüşmede bulunacaklar.
Şarku’l Avsat’ın Mısır’ın Beyrut Büyükelçiliği’nde üst düzey bir kaynaktan aktardığına göre Büyükelçi Yaser Alavi, birkaç hafta önce Lübnan Cumhurbaşkanı’ndan aldığı bir mektuba yanıt olarak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi tarafından da Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a bir mektup iletildiğine dikkat çekti.
Aktarılana göre Sisi, Cumhurbaşkanı Avn’a gönderdiği mektupta iki temel noktaya değindi. Bu çerçevede mektupta ilk olarak finansal çöküşü durdurmak ve Sedir (CEDRE) Konferansı’nda öngörülen ödenek akışını güvence altına almak için Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) destek almanın gerekliliği göz önüne alındığında gerekli finansal ve idari reform paketinin sözlerle sınırlandırılması yerine eyleme dökülmesi çağrısı yapıldığı belirtildi.
Kaynaklara göre Sisi ikinci olarak da söz konusu reformların hükümet ile IMF arasında devam eden müzakereleri desteklemek için uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç duyduğunu ve hükümetin bölgesel çatışmalardan uzaklaşmadıkça uluslararası destek sağlanamayacağını ifade etti.
Avrupalı ve Arap diplomatik kaynaklar, hükümetin artık köşeye sıkıştığı kanaatinde. Bu çerçevede Lübnan’ın bölgedeki çatışmalara karşı tarafsız olmasının talep edilen siyasi reformların başlangıçlarından biri olarak kabul edildiği belirtilirken finansal reformlar gerçekleştirerek ve (bakanlık beyanında belirtildiği üzere) kendini uzak tutma politikasını yeniden benimseyerek çıkmazın aşılması gerekiyor.
Lübnan için gereken siyasi reformlar, Hizbullah’ın içeriye çekilmesi, İran’ın ‘Arap ülkelerine yönelik istikrarsızlaştırma ve iç işlerine müdahale etme’ tehdidi için iç saha olarak kullanılmaması mesellerini de içeriyor. Aynı şekilde silah kaosunu kontrol etmek için savunma stratejisi oluşturma, Suriye’ye kaçakçılığı durdurma, Hizbullah’ın Suriye’ye silah ve savaşçı taşımak için kullandığı geçitleri kapatma yükümlülüklerini de kapsıyor.
Bu nedenle top şu an hükümetin ve ‘güçlü dönemin’ sahasında bulunuyor. Merak edilen soru Lübnan’ı kurtarmak ve çökmesini önlemek için uluslararası alana cevap verilip verilmeyeceği... Zira görünür olmasa da başka alternatiflerin olup olmadığı bilinmiyor.



Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
TT

Esed rejimi döneminde kaybolan mahkûmların çocuklarıyla ilgili davada hayır kuruluşlarının başkanları tutuklandı

Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)
Sednaya Cezaevi’nde olduğu düşünülen kayıp mahkûmların fotoğrafları Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı’nda asılı (Reuters)

Suriye Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile koordinasyon halinde, Nada el-Gabra, Lema es-Savaf, Rana el-Baba ve devrik rejim döneminde gözaltına alınan ve kaybolan muhaliflerin kayıp çocuklarıyla ilgili dosyada yer alan diğer sanıkların tutuklandığını duyurdu. Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü, sanıklara yönelik tutuklama emrinin, çocukların aileleri ve yakınlarının kişisel iddiaları ve açılan davalar üzerine Şam Savcılığı tarafından çıkarıldığını bildirdi.

Kayıp Çocuklar Komitesi Sözcüsü Samir el-Kirbi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi'ni yöneten Nada el-Gabra ve Lema es-Savaf ile Şam'daki el-Mubarrah Yetim Sponsorluk Derneği'ni yöneten Rana Muvaffak el-Baba'nın, ‘Şam Cumhuriyet Savcılığı tarafından çıkarılan bir tutuklama emrine göre, kaybolan çocukların dosyasının saklanmasına karışan diğer sanıklarla birlikte tutuklandığını’ belirtti.

El-Kirbi bu önlemin, önceki dönemlerde mahkûmların çocuklarının kaybolmasıyla ilgili davalara karıştıkları yönündeki suçlamaların arka planında geldiğini söyledi. El-Kirbi, “Resmi ve sivil makamların yanı sıra konuyla ilgili herhangi bir bilgiye sahip olan herkesi, bu çocukların akıbetini aydınlatmak ve haklarını güvence altına almak için soruşturma komitesiyle iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, çocukların dosyasıyla ilgili bir dizi kişi tutuklandı ve bu kişiler, ‘çocukların akıbetiyle ilgili olası suiistimal ve ihlallere karıştıklarından şüphelenildiği için resmi soruşturma altına alındı.’ Söz konusu adımlar, Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı’nın 2025 tarihli ve 1806 sayılı kararı uyarınca, bu dosyayı araştırmak ve çocukların akıbetini takip etmek üzere özel bir komite oluşturulmasını takiben atıldı.

3 bin 700 çocuk yetimhanelere yerleştirildi

İnsan hakları örgütleri ve medya raporları, eski rejime muhalif mahkûmların Şam'daki yetimhanelere veya çocuk esirgeme kurumlarına yönlendirilen 3 bin 700 çocuğu olduğunu gösteriyor. Esed'in devrilmesi ve kaçışından sonra yayınlanan gizli Suriye istihbarat belgelerine göre, yaklaşık 400 çocuk tutukluluk yılları boyunca muhaliflerin ailelerinden ayrılarak Şam'daki Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi, Daru’r Rahme Yetimhanesi ve Çocuk Köyleri de dahil olmak üzere dört yetimhaneye yerleştirildi.

 Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi (SANA)

Daru’r Rahme Yetimhanesi Müdürü Beraet el-Eyyubi bir televizyon röportajında, eski rejimin yıkılmasından önce 2015-2024 yılları arasında 27 çocuğun kendisiyle birlikte yetimhanede kaldığını ve güvenlik güçlerinin bu çocukları gizli notlarla şube mahzenlerinden yetimhaneye gönderdiğini itiraf etti. Güvenlik güçleri bu çocukları gizli emirlerle yetimhaneye gönderiyor, isimlerini değiştiriyor ve Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı'ndan yazılı onay almadıkça kimsenin onları ziyaret etmesine izin vermiyordu.

Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)Esma Esed yetimlerle ilgilenmek üzere Şam kırsalındaki SOS Çocuk Köyleri’ni ziyaret etti. (SANA)

Lahn el-Hayat Çocuk Bakım Kompleksi Müdürü Meys Acib bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, kompleksin geçmişte özel durumları olan çocukları kabul ettiğini ve devrik Devlet Başkanı’nın eşi Esma Esed'in bu çocukların dosyalarını bizzat takip ettiğini itiraf etti. Öte yandan SOS Çocuk Köyleri yetkilileri de 2014-2018 yılları arasında resmî belge ve kayıtları olmayan 139 çocuğu kabul ettiğini ve bunların çoğunu Esed'in yetkililerine iade ettiğini ve o dönemde bakanlıktan bu tür vakaların gönderilmemesini istediğini kabul etti.

Samir el-Kirbi, çocukların akıbetinin belirlenmesi ve halen hayatta olup olmadıkları ya da toplu mezarlara gömülüp gömülmedikleri konusunda, bu çocuklar için özel toplu mezarların varlığının söz konusu olmadığını vurguladı. El-Kirbi, “Bugüne kadar yaptığımız dikkatli araştırma ve incelemeler sonucunda çocuklar için toplu mezarların varlığına rastlamadık, ancak bu çocukların yetimhanelere ve çocuk derneklerine yönlendirildiğini kanıtlayan belge ve kanıtlara sahibiz. Kayıp Çocuklar Komitesi, gerçeği ortaya çıkarmak ve çocukların ailelerine ve yakınlarına adalet sağlamak amacıyla bu dosyaları ilgili bakanlıklarla paylaşıyor” ifadelerini kullandı.

 Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) Suriye'de Çocuklara Yönelik İhlallere İlişkin 13’üncü Yıllık Raporu, Kasım 2024

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Mart 2011'den bu yana Suriye'de Esed rejimi tarafından en az 23 bin çocuğun öldürüldüğünü, bunlardan 190'ının işkence altında hayatını kaybettiğini ve 5 bin 200 çocuğun da zorla kaybedildiğini belgeledi.

Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Hind Kabavat tarafından kurulan Kayıp Çocuklar Komitesi'nde Adalet, İçişleri ve Vakıflar bakanlıklarından birer temsilci ile devrik rejim döneminde kaybolan kişiler ve mahkûmlar konusunda çalışan sivil derneklerin başkanları yer alıyor.