Beyaz balinalar da insanlar gibi aile bağlarının ötesine geçen sosyal bağlar kuruyor

Beyaz balinaların toplam sayısının yaklaışk 136 bin olduğu tahmin ediliyor (AP)
Beyaz balinaların toplam sayısının yaklaışk 136 bin olduğu tahmin ediliyor (AP)
TT

Beyaz balinalar da insanlar gibi aile bağlarının ötesine geçen sosyal bağlar kuruyor

Beyaz balinaların toplam sayısının yaklaışk 136 bin olduğu tahmin ediliyor (AP)
Beyaz balinaların toplam sayısının yaklaışk 136 bin olduğu tahmin ediliyor (AP)

Beyaz balinalar da (Beluga balinası-Delphinapterus leucas) tıpkı insanlar gibi akrabalık bağlarının ötesine geçen sosyal bağlar kuruyor.
Bulgulara Arktik'ten Alaska'ya, Kanada'dan Rusya ve Norveç'e kadar 10 ayrı bölgedeki beyaz balinaların karmaşık ilişkilerini inceleyen, moleküler genetik ve saha çalışamalarını birleştiren ezber bozucu araştırmanın sonucunda ulaşıldı.
Sürü halinde yaşamayı seven, gelişmiş vokal repertuvara sahip bu deniz memelisinin davranışları onların karmaşık topluluklar halinde yaşadığını gösteriyor.
Katil balinalar (Orka) ve Afrika filleri gibi beyaz balinaların da dişiler etrafında ve asıl olarak ana tarafından yakın akraba olan bireyleri ihtiva eden sosyal bağlar kurduğu düşünülüyordu. Ancak bu hipotez resmen test edilmemişti.
Florida Atlantik Üniversitesi'nin Harbor Branch Oşinografi Enstitüsü tarafından yapılan araştırma ilk kez beyaz balinaların grup davranışları, grup tipleri, grup dinamikleri ve akrabalıkları arasındaki ilişkileri analiz etti. 
Nature Publishing Group tarafından yayımlanan açık erişimli hakemli dergi Scientific Reports'da yayımlanan araştırma bir dizi beklenmedik sonuç verdi. Beyaz balinlar sadece düzenli olarak aynı anneden gelenlerin de yer aldığı yakın akrabalarıyla değil sıklıkla daha uzak akrabaları ve yabancı bireylerle de etkileşime giriyor.
Bulgular beyaz balinaların da akraba olan ve olmayan bireyler arasında sosyal ağlar, destek yapıları, işbirliği içeren insan topluluklaryla benzerlik gösterdiğini ortaya koydu.
Yaklaşık 70 yıllık uzun ömürleri ve doğdukları ailede kalma eğilimleri de dikkate alındığında bu bulgular, beyaz balinaların akraba olmayan bireylerle de uzun dönemli yakınlık kurabileceğini ortaya çıkarıyor.
Araştırmanın başyazarı doktora derecesi bulunan araştırma profesörü Greg O'Corry-Crowe, "Bu araştırma neden bazı türlerin sosyal olduğu, bireylerin grup üyelerinden nasıl öğrendiği ve hayvan kültürlerinin nasıl ortaya çıktığına diar anlayışımızı geliştirecek" dedi.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, araştırmacılar beyaz balinaların anne-yavru çiftleri, yetişkin erkek grupları, farklı yaştaki bireyleri kapsayan gruplar ve geniş sürüler şeklinde grup tipleri oluşturduğunu buldu.
Aynı grup tipleri,  farklı popülasyonlar ve habibatlarda devamlı olarak gözlendi. Dahası belirli davranışlar o grup tipine özgüydü ve grup üyeliği sıklıkla dinamikti.
O'Corry-Crowe "Pilot ve katil balinaların ve bazı insan topluluklarının aksine beyaz balinalar sadece yakın akrabalarla etkileşime girip ilişki kurmuyor. Geniş bir habitat çeşitliliğinde, hem kalıcı hem de göçmen popülasyonlar arasında her yaştan ve iki cinsiyetten bireyleri içeren topluluklar oluşturuyorlar" dedi.



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news