Sirte ve Cufra bölgelerinde normal hayat devam ederken, Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve Mareşal Halife Hafter önderliğindeki Libya Ulusal Ordusu (LUO) kuvvetlerinin Sirte’nin eteklerinde devam ettirdiği askeri ‘seferberlik’ ortasında bölge halkı üzerinde beklenti ve bir korku atmosferi hakim.
Başkent Trablus’un 450 km doğusundaki kıyı kenti Sirte çevresinde yaşananlarla ilgili açıklamada bulunan Libyalı kabile liderlerinin Yüksek Konseyi’nde Uzlaşı İşleri Başkan Yardımcısı olan Zeydan Matuk ez-Zadme, “Şehir, ülkenin doğusu ve batısı arasında bir ayrım çizgisi haline dönüştü ve böylece gelecek olası bir savaşın ana başlığı haline geldi. Askeri operasyonlar başlarsa Sirte halkından doğu Libya şehirlerine doğru büyük bir göç başlar” ifadelerini kullandı.
Sirte’nin 70 km doğusundaki Harave’de yaşayan Zadme, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Yaşlılar, hastalar, çocuklar ve bebekleri de içeren aileler başta olmak üzere herkesi kontrol eden bilinmeyen bir korku atmosferi mevcut” dedi.
Sirte’den Libya Temsilciler Meclisi üyesi Ebu Bekir el-Gazali, şehrin tanık olduğu acıya ve 2011 yılından bu yana yaşanan yerinden edilme ve işkence faaliyetlerine dikkati çekti. Gazali, DEAŞ örgütünün 2015 yılında Sirte’ye saldırdığına ve 2016 yılında da örgütün etkisiz hale getirilip daha sonra yeniden ülkenin batısındaki milislerin kontrolüne geçtiğine dikkati çekti.
UMH’ye bağlı el-Bunyan el-Marsus kuvvetleri, DEAŞ’ı Sirte’de hezimete uğratmış ve kalıntılılarını temizlediğini açıklamıştı. Bu çerçevede Gazali, Sirte’nin yalnızca LUO güçlerinin kontrolüyle istikrara tanık olduğunu vurgularken, “Şu an Türkiye’nin Libya’ya müdahalesiyle saldırgan milislerin şehre dönüş hayaleti ikinci defa görüldü” dedi. Ebu Bekir el-Gazali, vatandaşların çoğunun, Trablus’taki silahlı milislere karşı bir tavır sergilediklerini ve LUO’ya destek verdiklerini söyledi. Şu ana kadar şehre bağlı olduklarını belirten Gazali, ancak UMH’ye sadık milislerin şehre girmesi halinde evlerini terk etmeye hazırlandıklarını ifade etti.
Gazali, Sirte halkının çoğunluğunun şehri savunmak için savaşırken ordu güçlerine katıldığına dikkati çekti.
Sirte’ye 300 km mesafedeki Cufra’da da durum çok farklı değil. Zira bölgede yaşam normal haliyle devam etmesine rağmen bölge halkı üzerinde beklenti ve bir korku atmosferi hakim. Sivil aktivist Abdulaziz es-Sağir, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Cufra sakinleri olarak hepimiz, ilerleyen günlerin karşımıza neler çıkaracağı beklentisi ve korkusu içerisindeyiz. Tüm gıda ve ilaç malzemelerinin bulunmasına rağmen savaşın patlak vermesi halinde vatandaşların koşullarına ilişkin endişeler yaşanıyor” dedi.
Elektrik mühendisi olan Sağir, Sirte’nin, UMH’nin kontrolü altındaki batı bölgesi tarafından bir haftaya kadar uzayabilecek elektrik kesintileriyle cezalandırıldığına dikkati çekti.
Batı bölgesinin genel durumu, ülkenin savaşla daha da kötüleşen elektrik şebekesinin tahribatı nedeniyle günde 18 saate kadar sık sık elektrik kesintilerinden mustarip. 4 Nisan 2019’da patlak veren Trablus savaşı ise 350 binden fazla vatandaşın yerinden edilmesine neden oldu. Fakat vatandaşlar, askeri operasyonun sonlanmasının ardından yeniden evlerine geri dönmeye başladı. Ancak Trablus’un güneydoğusundaki Tarhuna şehrinde bir başka yer değiştirme süreci başladı. Birleşmiş Milletler (BM), yaklaşık 1 ay önce 28 bin kişinin evlerini terk ederek Libya’nın doğu şehirlerine göç ettiğini duyurdu.
Sirte ve Cufra sakinlerinin ortak endişesi bilinmeyene karşı yaşanan korku
https://turkish.aawsat.com/home/article/2404856/sirte-ve-cufra-sakinlerinin-ortak-endi%C5%9Fesi-bilinmeyene-kar%C5%9F%C4%B1-ya%C5%9Fanan-korku
Sirte ve Cufra sakinlerinin ortak endişesi bilinmeyene karşı yaşanan korku
Sirte ve Cufra sakinlerinin ortak endişesi bilinmeyene karşı yaşanan korku
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة