Cezayir’de gelenekler genç kızların eğitim almasını yasaklıyor çözüm evlilikte

Protestolara katılan Cezayirli kız öğrenciler. (Sosyal medya siteleri)
Protestolara katılan Cezayirli kız öğrenciler. (Sosyal medya siteleri)
TT

Cezayir’de gelenekler genç kızların eğitim almasını yasaklıyor çözüm evlilikte

Protestolara katılan Cezayirli kız öğrenciler. (Sosyal medya siteleri)
Protestolara katılan Cezayirli kız öğrenciler. (Sosyal medya siteleri)

İman Uveymir
Cezayir Müslüman Alimler Derneği'nin kurucusu ülkenin en önemli tarihi şahsiyetlerinden olan tefsir alimi Abdülhamid bin Badis şöyle diyor: “Bir çocuk eğittiğinizde bir kişiyi eğitiyorsunuz, bir kız çocuğunu eğittiğinizde ise bir ümmeti yetiştiriyorsunuz."
Arap dünyasında öğrencilerin zihinlerinde yer edinmiş Şair Hafız İbrahim ise bir şiirinde “Bir anne, onu ​​hazırlarsan iyi nesiller yetiştiren bir okuldur” diyor. 
Eğitime sarılan ve insan onurunu yükselterek ümmetin silahı olması nedeniyle onu teşvik eden sözler babasının, bazen erkeklerle aynı ortamda ders görme bazen de gelenekler bahanesi altında kız çocuklarını eğitiminden mahrum bıraktığı bazı Cezayirli ailelerde karşılık bulamadı. Bu durum kızlarının devamlı gelişmekte olan bir dünyada "okuma yazma bilmeyen kadınlar" olmasına neden oluyor.

Katı kararlar
12 yaşındaki Safiye, babasının aniden okulu yarıda bırakmasına karar verdikten sonra evden dışarı çıkamayan kızlardan biri. Babası, kadınlık belirtilerinin vücudunda görünmeye başladığını, bu nedenle erkeklerle aynı ortamda bulunmaması gerektiğini savunarak kızını okuldan aldı.
Safiye duygularını dile getirerek şu sözleri söyledi: "Her eğitim dönemi başladığında büyük bir hüzün duyuyorum. Evimizin penceresinden yaşıtım olan kızların önlüklerini giyerek eğitim almak için okula gittiklerini her gördüğümde üzülerek ağlıyorum. Kendimi aniden bulaşık yıkarken ve annemle ev temizlerken buldum. Erken büyüdüğümü hissettim."
Bu kız, sadece kocasının evinde gün yüzü göreceğini düşündüğü için babasının ona uygun olduğunu düşündüğü birisiyle nişanlanmak için bekliyor. Safiye’nin durumu,  babasının aynı sınıfta okuyan erkek öğrencilerin ona eşlik ettiğini gördükten sonra okuldan alınan Zeynep ile aynı.
Hikayesini Independent Arabia'ya anlatan Zeynep şu ifadeleri kullandı:
“Eve bir kez geç kalmıştım.Çünkü sınıftan erkek arkadaşlarımla konuşuyorduk. Babam yokluğumu fark edince okula koşmuş. Beni erkeklerle konuşurken gördüğünde deliye döndü ve bana bağırarak “Seni okula eğitim için mi yoksa erkeklerle sohbet etmen için mi gönderdim?” dedi. Kendimi haklı çıkarmak veya savunmak için fırsat vermediği için şok oldum. Bu hatıra benim için zihnime kazınmış büyük bir acı oldu. Onu affedemem çünkü bir suç işlemediğim halde bana haksızlık yaptı. Artık benim bir geleceğim yok. Bu yüzden çocuklarıma yönelerek onlara mükemmel bir eğitim aldıracağım.”

Vatandaşlık hakkının ihlali
Cezayir'deki çocukların haklarını savunan Nada ağının Başkanı Abdurrahman Arar, kızların Cezayir toplumunda eğitim almasının önlendiğine dikkat çekerek, “bazı aileler kızlarını 14 veya 16 yaşına ulaştıklarında öğrenmeden mahrum bırakıyorlar. Bu kabul edilemez” dedi. Arar, Independent Arabiya'ya yaptığı açıklamada, "Aslında bu olgunun varlığı, inanç ve gelenekler ve hatta ekonomik ve sosyal koşullar da dahil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanıyor. Aynı zamanda bazı ailelerin kız çocuklarının evden dışarı çıkmamaları gerektiği fikrine sahip olmaları da başka bir faktör" dedi.
Arar'a göre bu fenomen kızların sosyalleşmesini engelleyerek onları vatandaşlık haklarından mahrum ediyor ve okuma yazma bilmeyen vatandaşlar üretiyor. Arar açıklamasında, “Dünya bilimsel ve teknolojik olarak ilerlerken kızlar temel bir eğitimden bile mahrum ediliyor. Bu mantıklı değil” ifadesini kullandı.
Çocuk haklarını savunan Nada ağının başkanı, Cezayir toplumunda "fiili sorunlar ve tabular" olduğuna dikkat çekerek onları yüzeysel bir açıdan ele almak yerine kökünden ortadan kaldırmak gerektiğini belirtti.

Dinen ve aklen reddedilmiş bir bağnazlık
Cezayir'deki İmamlar Birliği Başkanı Celul Huceymi, kızlarının ihtilat (kız erkek aynı ortamda olma) bahanesi altında eğitim almasını engelleyenleri bağnazlıkla nitelendirerek, “bu geçmişte söz konusuydu ve bitti. Kız çocukların eğitimden mahrum bırakılması şer’an ve aklen kabul edilemez. Çünkü toplumlar gelişti ve artık kadın doktorlara, mühendislere, gazetecilere ve yöneticilere ihtiyaç var" dedi.
Huceymi, Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre "kızların geleceğinin böyle adil olmayan bir şekilde kontrol edilemeyeceğini” vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: 
“Çünkü bunun için bir gerekçe yok. Eğitim, İslam'ın temel öğretilerinden biridir. Kızların ahlak ve değerlerle güçlendirmek yeterli olacaktır, ancak yasaklamak medeniyetsiz bir yöntemdir.” 
Bu tür ailelerin ciddi bir çelişki yaşadıklarına dikkat çeken Huceymi, “Bir yandan kızlarının eğitim almasını ve öğrenmesini engelliyorlar, ancak eşleri hastalandığında bir kadın doktor arıyorlar" dedi.

Baskı altındaki üstünlük 
Bu acı gerçek kızları eğitim almaları açısından büyük bir baskı altına alıyor. Cezayir Parlamentosu Eğitim Komitesi'nin eski başkanı Mustafa Küheyliş yaptığı açıklamada, "Kızların her zaman erkeklerden daha üstün olduklarını görüyoruz. Dört duvar arasında kalmak ve erken yaşta okulu bırakmak istemedikleri için ebeveynlerine öğrenme yeteneklerini göstererek  ikna etmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
Küheyliş açıklamasında, bugünün kızlarının yarının anneleri olduğuna ve nesiller yetiştirmek için bir dereceye kadar eğitim ve farkındalığa sahip olmaları gerektiğine dikkat çekerek ailelerin kız çocuklarını eğitimden mahrum etmelerini “suç” olarak değerlendirdi.
Küheyliş sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi:
"İhtilat hakkında konuşanların argümanları ikna edici değil. Çünkü çözümler var. Kızlarını uzaktan eğitime veya sayıları az  olmasına rağmen karma olmayan okullara kaydedilebilirler. Kızların okumasını engellemek tamamen ortadan kalkmalıdır. Çünkü ülkede okuma yazma bilmeme oranı yükseliyor. Sivil toplum dernekleri ve camiler bilinçlendirme rollerini yerine getirerek, özellikle eğitim kurumlarının uzaklığı bahanesiyle birçok kızın eğitimden yoksun bırakıldığı köylerde harekete geçmeliler."
Aynı durum, Cezayir'in doğusundaki Guelma vilayetiyle temas halinde olan Skikda eyaletinin en yüksek tarafında yer alan Bakkuş çiftliğinde yaşayan Feryan, Meryem ve Aişe kardeşler için de geçerli. Erkek kardeşlerine gelince, yaşadıkları çiftliğin işleri nedeniyle babalarının eşliğinde tarım dünyasına erkenden adım attılar. Çiftlikte birkaç aile bir araya gelerek tarım ve hayvan yetiştiriciliği ile uğraşıyor. Bölgeye en yakın okul 13 kilometre uzaklıkta olduğu için engebeli vadileri ve arazileri  geçmeleri gerekiyor.
Üç kız kardeşin okula gitmesi mümkün değildi, çünkü bir kızın sabah ve akşam saatlerinde bu kadar yalnız yürümesi “utanç verici” olurdu. Aynı zamanda, en yakın ulaşım noktasından 5 kilometre uzakta oldukları için okul servisiyle ulaşım da mümkün değil.
Aişe Independent Arabia’ya hikayesini anlattı:
“İki kız kardeşim sırasıyla 20 yaşından önce herhangi bir eğitim almadan ve geleceklerini garantileyen bir meslek sahibi olmadan evlendi. Çünkü hayat bize insaflı davranmadı. Tarif edilemez bir his hissediyorum, çünkü hayatımın kayıp yıllarını telafi etme arzuma rağmen her zaman eksik hissediyorum.”
Cezayir kanunlarına göre ailelerin 6-16 yaş arasındaki erkek çocuklarını okula göndermeleri gerekiyor. Çocuklarının eğitimine devam etmesini engelleyen ebeveynlere 3 aydan 3 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Ancak bu kanunlara rağmen bazı aileler çocuklarını okutmuyor.
Cezayir yasası, eğitimin 16 yaşına kadar zorunlu olduğu ve engellenmesinin yasa tarafından cezalandırılan bir suç olduğuna itibar ederek çocuklarının herhangi bir şekilde eğitim almasını engelleyen ailelerin durumunu çocuğun zihinsel bütünlüğüne ve çocukluğuna karşı bir saldırı olarak değerlendiriyor.



Dünya ülkeleriyle bilimsel ve kültürel iletişim için bir köprü olarak Ummul Kura Üniversitesi Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi Enstitüsü

Dünya ülkeleriyle bilimsel ve kültürel iletişim için bir köprü olarak Ummul Kura Üniversitesi Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi Enstitüsü
TT

Dünya ülkeleriyle bilimsel ve kültürel iletişim için bir köprü olarak Ummul Kura Üniversitesi Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi Enstitüsü

Dünya ülkeleriyle bilimsel ve kültürel iletişim için bir köprü olarak Ummul Kura Üniversitesi Yabancı Dil Olarak Arapça Öğretimi Enstitüsü

Suudi Arabistan Kültür Ataşesi Doç. Dr. Faysal bin Abdurrahman Usra

Hadımul Haremeyn eş-Şerifeyn Efendimiz Kral Selman bin Abdulaziz Al-Suud ve Veliaht Prens ve Başbakan Majesteleri Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz Al-Suud’un - Allah onları korusun ve gözetsin - önderliğinde, değerli ülkemiz, Arap diline yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde hizmet etme, farklı kültürler ve halklar arasındaki iletişim köprülerini güçlendirme noktasındaki tarihi öncü rolünü pekiştirmek için yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Bunun için Arap diline önem vermekte, onu korumakta, desteklemekte, güçlendirmekte, yaygınlaştırmakta, bilginlerine ve öğrencilerine saygı gösterip onları onurlandırmaktadır. Bahsi geçen çabalar, bu ilgiyi vurgulayan Krallığın iddialı 2030 Vizyonu hedefleri ve temelleriyle de uyumludur. 2030 Vizyonu Suudi Arabistan ulusal kimliğinin bileşenlerinden biri olduğu ve Yüce Allah bu dili pek çok ve büyük ayırt edici özellikle donattığı için Arapça diline özen gösterilmesinin gerekliliğine de işaret etmiştir. Allah bu dili Kuran-ı Kerim’in dili kıldı, kabul görmesini takdir etti ve yeryüzünde yayılmasını kolaylaştırdı. Yüce Allah onu koruyup gözeteceğini vaat etti. Onun halkının arasından resullerin en şereflisi, Efendimiz, Şefaatçimiz, Resulümüz ve Nebimiz Hz. Muhammed’i (s.a.v.) gönderdi.

“Ummul Kura (Umm Al-Qura) Üniversitesi'nde Anadili Olmayanlara Arapça Öğretme Enstitüsü” değerli ülkemizin çabalarına ve soylu Arap ve İslam prensiplerini ve değerlerini aşılama konusundaki artan ihtimamına nitelikli ve önemli bir katkıyı temsil etmektedir. Ülkemiz bunun için Arapça dilini çeşitli alanlarda desteklemeye ve anadili Arapça olmayanlara yönelik Arapça dil öğretim programları hazırlamaya çabalamaktadır. Suudi Arabistan üniversitelerinde Arapça dilinin öğretilmesi için fakülte ve bölümler kurmak, ana dili Arapça olmayıp Arapça öğrenmek isteyenler için bir dizi yerel enstitü ve merkez açmak, dilin öğretilmesi ve bu konuda yapılacak çalışmalara ve araştırmalara zemin hazırlamak amacıyla birçok uluslararası merkez ve enstitü kurmak, birçok ülke ve devlette bu konuyla ilgilenenleri desteklemek de bu çabalara dahildir. Bu büyük, pratik ve sahada hayata geçirilen çabalar; sağgörülü liderliğimizin -Allah yardımcısı olsun- İslam ve Arap dünyasının, hatta tüm insanlığın yararına olan karşılıksız cömertliği ve fedakarlığı sürdürme, iddialı 2030 Vizyonu’nun hedeflerini pekiştirme konusundaki arzunu somutlaştırmaktadır. 2030 Vizyonu da Suudi Arabistan ulusal kimliğinin bileşenlerinin önemli bir parçası olan Arapça diline özen gösterilmesinin gerekliliğine değinerek, Krallığın Kuran diline verdiği önemin boyutunu teyit etmektedir.

Milli Eğitim Bakanı ve Üniversiteler Konseyi Başkanı Sayın Yusuf bin Abdullah el-Binyan'ın himayesinde, Ummul Kura Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Maadi bin Muhammed el-Mezheb'in doğrudan gözetimi altında ve genç üniversitemiz Ummul Kura ile üniversite bünyesindeki Anadili Olmayanlara Arapça Öğretme Enstitüsü adlı büyük yapı aracılığıyla,  değerli Krallığımız, dünyanın dört bir yanındaki Müslüman evlatlarına yıllık burslar sunmaktadır. Burs programı şunları içermektedir; ücretsiz eğitim, bekar öğrenciler için ücretsiz konaklama, evli olup eşleriyle burs alan ve birbirleriyle koordineli çalışmak isteyen öğrenciler ise kendi imkânlarıyla konaklayabilirler. Öğrenci başına aylık 850 Suudi Arabistan riyali değerinde maddi destek, derslere katılımda düzenli öğrencilere yaz tatilinde ailelerini ve yakınlarını ziyaret edebilmeleri için her yıl gidiş-dönüş ücretsiz bilet, ücretsiz eğitim kitapları, üniversiteye ait tıp merkezinde veya devlet hastanelerinde ücretsiz tedavi imkânı. Üniversite restoranında öğrencilere sembolik bir ücret karşılığında yemek imkânı sunma, ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretecek uzman öğretmenler sağlama, öğrencilerin dili anlamalarına yardımcı olmak için dil laboratuvarları hazırlama, eğitim araçları için bir bölüm kurma, Arapçayı Arap olmayanlara öğretmeye odaklanan bilimsel bir kütüphane sunma. Dil öğrenimini hiçbir dersten kalmadan yüksek bir başarı ile tamamlayan öğrenciler, üniversitenin fakültelerinden birinde öğrenimlerine devam ederek mevcut uzmanlık alanlarında (Arap Dili ve Edebiyatı, İslam Şeriatı, Davet ve Din Esasları) lisans derecesi alabilirler.

Böylelikle fakülte, enstitü ve merkezlerin dekanlarından ve yöneticilerinden oluşan kurmayları ile birlikte Sayın Rektörü’nün liderliğinde Ummul Kura Üniversitesi yönetimi, üniversite içindeki bu prestijli Anadili Olmayanlara Arapça Öğretme Enstitüsü’nün, ana dilimiz olan Arapça ve onu Arap olmayanlara öğretmeye yönelik büyük misyonunu yerine getirmesi için tüm insani kapasiteyi, maddi ve teknik imkânları sunmak için her türlü çabayı göstermektedir. Uzman ve nitelikli akademik kadromuz ve ileri teknolojik tekniklerle, bu büyük eğitim kurumunun kendisine verilen rolleri en mükemmel ve en güzel şekilde yerine getirmesi, Arapça öğrenmek ve ana dili Arapça olmayanlara dili öğretmek için küresel bir merkez, dünya çapında Arapça öğretiminde önemli bir dil ve kültür kaynağı olmak için gayret etmektedir. Bu çaba ve gayretlerinde Enstitü’nün “Arapça dilini ana dili olmayanlara ileri teknolojiler kullanarak öğretmek ve öğrenmek için küresel bir adres” olduğu mesajına dayanmaktadır. Değerlerimiz ise şunlardır: İslam'ın yayılmasına katkıda bulunmak, Arapça dilini öğretmek ve öğrenmekle gurur duymak, performansta ustalık ve kalite, diğer kültürlerle etkili iletişim, yenilik ve sürekli gelişim, ortak ekip çalışması. Bir dizi hedefi gerçekleştirmek isteyen Enstitü’nün hedefleri arasında şunlar da yer almaktadır: Müslümanlar arasında ana dili Arapça olmayanlara Arapça dilini ve edebiyatını öğretmek, onlara İslam'a hizmet etmek ve yaymak için yeterli İslami eğitim vermek, onlara üniversitenin bölümlerinden birine girmeye hak kazandırmak, ana dili olmayanlara Arapça öğretecek uzman öğretmenler yetiştirmek, ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğrenme ve öğretme müfredatları ve yöntemleri geliştirmek için araştırma ve saha deneyleri yapmak, Arapça dilinin öğretimi ve İslam davetinin yaygınlaştırılması alanında İslami kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmak, Enstitü ile alanında uzmanlaşmış bilimsel kuruluşlar arasında Arapça bilmeyenlere Arapça öğretimi alanında bilimsel uzmanlık alışverişinde bulunmak, İslam ülkelerinde Arapça bilmeyenlere yönelik Arapça öğretmenliği eğitimleri düzenlemek.

Başarı ve hidayet Allah'tandır.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Makkahnews'ten çevrilmiştir.