ABD, Esed’in oğlunu ve bazı Suriyelileri yaptırım listesine aldı

Hafız Esed (Getty Images)
Hafız Esed (Getty Images)
TT

ABD, Esed’in oğlunu ve bazı Suriyelileri yaptırım listesine aldı

Hafız Esed (Getty Images)
Hafız Esed (Getty Images)

ABD, Beşşar Esed'in oğlu Hafız Esed'i ve bazı Suriyeli yetkilileri yaptırım listesine aldı.
ABD Hazine Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası kapsamında Beşar Esad'ın oğlu Hafız Esed'ı ve bazı Suriyeli yetkilileri yaptırım listesine aldı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo yaptığı açıklamada, "Bugün Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı, ABD'nin Esad'a karşı kampanyasını sürdürerek 14 yeni yaptırım kararı aldı" dedi. Yaptırımlar arasında Esad'ın büyük oğlu Hafız Esad'ın da bulunduğunu ifade eden Pompeo, "Beşar Esad ve rejiminden, kurbanlarının anılarını taze tutarken zulümlerinden hesap sormaya devam edeceğiz. Esad'ın gereksiz, acımasız savaşının sona erme zamanı. Her şeyden önce, yaptırım kampanyamızın gerçekleşmesi bunun için gerekli" ifadelerini kullandı.
Suriyeli iş adamı Wassim Anwar al-Qattan ve rejim ordusuna bağlı 1. Kolordu da yaptırım listesinde yer alıyor. Öte yandan Beşar Esad ile eşi dahil 39 yetkili ve kuruluş, 17 Haziran'da Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası kapsamında yaptırım listesine alınmıştı.

Esed'i kuşatan Sezar Yasası
Yasa ismini "Sezar" kod adlı bir askeri fotoğrafçıdan alıyor. Sezar Yasası olarak da bilinen Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası, 21 Aralık 2019 tarihinde ABD Başkanı Donald Trump tarafından imzalanmıştı. Esed'in hapishanelerinde işkenceyi belgeleyen binlerce fotoğrafı cesurca paylaşan Suriyeli fotoğrafçı, ABD hükümeti tarafından rejimin zulmüne karşı Sezar Yasası'nın çıkarılmasını sağlamıştı. Esad rejimini hem ekonomik hem de askeri olarak kuşatan Sezar Yasası, 17 Haziran 2020 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasa, Esad rejimine destek sağlayan firma ve şahıslara yaptırım uygulamayı öngörüyor. Sezar Yasası'nın yürürlüğe girmesinin ardından Esad rejiminde ekonomik sıkıntıların yaşanması Esad'ın da elini kolunu bağladığı savunuluyor. Yasa, aynı zamanda Esad'a destek veren Rusya ve İranlı kuruluşları da hedef alıyor.



Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İsrail destekli bir Amerikan örgütünün mayıs ayı sonunda faaliyetlerine başlamasından bu yana, Gazze'de insani yardım konvoyları ve yardım dağıtım merkezlerinin yakınında 613 kişinin öldüğünü tespit etti.

UNHCR sözcüsü Ravina Shamdasani, komisyonun herhangi bir tarafı cinayetlerden sorumlu tutamayacağını söyledi. Ancak Shamdasani, “İsrail ordusunun Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından işletilen dağıtım noktalarına ulaşmaya çalışan Filistinlileri bombaladığının ve ateş ettiğinin açık olduğunu” söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)

Shamdasani, “Cinayetlerin kaçının (Gazze İnsani Yardım Örgütü) tesislerinde, kaçının konvoyların yakınında meydana geldiğinin henüz belli olmadığını” belirtti.

Gazetecilere konuşan Shamdasani, rakamların 27 Mayıs'tan 27 Haziran'a kadar olan dönemi kapsadığını ve o tarihten bu yana “başka olayların da yaşandığını” söyledi. Bu bilgileri BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin (OHCHR) durumla ilgili bir iç raporuna dayandırdığını ifade etti.

Shamdasani. standart denetimler yoluyla derlenen rakamların muhtemelen resmin tamamını ortaya koymadığını ve “BM ekiplerinin bölgelere erişememesi nedeniyle, burada neler olup bittiğini asla tam olarak bilemeyebileceğimizi” söyledi.