Çin, Kovid-19 salgınıyla mücadelede için yeni tedbirler aldı

Pekinlilerin halka açık yerlerde maske takması gerekiyor. (AP)
Pekinlilerin halka açık yerlerde maske takması gerekiyor. (AP)
TT

Çin, Kovid-19 salgınıyla mücadelede için yeni tedbirler aldı

Pekinlilerin halka açık yerlerde maske takması gerekiyor. (AP)
Pekinlilerin halka açık yerlerde maske takması gerekiyor. (AP)

Dün Çin anakarası ve Hong Kong’da yüksek oranda Kovid-19 vakalarının kaydedilmesi, yetkilileri sosyal mesafe tedbirlerini sıkılaştırmaya ve yeni kapatma tedbirleri almaya yöneltti.
24 saat içinde 101 yeni vaka tespit edilmesi ile üç aydır görülmeyen yükseklikte vakaya tanık olan Çin, salgının odak noktalarındaki spor salonlarını, barları ve müzeleri kapattı. Yeni vakalardan 98’i, çoğu kuzeybatı Sincan bölgesinde olmak üzere yerel düzeyde meydana geldi. AFP’nin haberine göre bölgede bu ayın başlarında salgının yayılmaya başladığı yayılmakta olan bir salgın odağı tespit edilmişti. Ardından ise yetkililer kapsamlı kontroller yapmış ve yeni kısıtlamalar uygulamaya başlamıştı.
Koronavirüsün geçen senenin sonlarında tespit edildiği Çin’de salgın, kapsamlı kontroller, seyahat kısıtlamaları ve kapanışlar sayesinde büyük ölçüde kontrol altına alınmıştı. Ardından çeşitli bölgelerde birkaç farklı salgın odak noktasının ortaya çıkması ise koronavirüs salgınının kontrol edilmesindeki zorluğu gözler önüne serdi. En sın 13 Nisan’da 108 yeni vaka kaydedilmiş, çoğunun yurt dışı kaynaklı olduğu açıklanmıştı. Yetkililer, Liaoning bölgesindeki Dalian’da yerel bir deniz ürünleri tesisinde koronavirüse rastlandığını bildirmişti. Geçen hafta ise bu ünlü kıyı kentinde 52 kişinin daha koronavirüse yakalandığı, 30’unun fabrika çalışanı olduğu bildirildi.
Dalian’dak yetkililer pazar günü yaptıkları açıklamada, kapsamlı koronavirüs teşhis testleri yaptıklarını ve toplam test sayısının 3 milyona ulaştığını duyurdu. Şehrin sağlık komisyonunun başkanı olan Zhao Lian dün yaptığı açıklamada kütüphane, spor salonları, bar, müze, restoran ve spa gibi halka açık mekanların kapatılacağını söyledi.
Şinhua Haber Ajansı’nın salı günü yayınlanan haberine göre bu hafta şehre inceleme ziyaretinde bulunan Çin Başbakan Yardımcısı Sun Chunlan, yerel yetkilileri ithal malların ve Dalian’dan ayrılan herkesin kontrolünü artırmaya çağırdı. Haberde Chunlan’ın “Önleme ve kontrol görevi zorluğunu koruyor ancak bu göz ardı edilmemesi gereken bir konu” ifadeleri yer aldı.
Dalian’daki yetkililer, şehrin risk düzeylerine göre farklı bölgelerinde virüs kontrol önlemleri uygularken Pekin’de 300’ün üzerinde vakanın kaydedildiği haziran ayında uygulanana benzer bir yaklaşım sürdürüyor. Çin’de şu ana kadar 84 bin 165 vaka ve 4 bin 634 ölüm kaydedildi. Vakalardan 482’si halihazırda hastanelerde tedavi görüyor.
Çin'in Hong Kong Özel İdare Bölgesi Baş Yöneticisi Carrie Lam dün, şehrin büyük ölçekli bir salgınla karşı karşıya kalabileceği konusunda uyarıda bulundu. Diğer yandan şu an koronavirüsün ortaya çıkmasından bu yana en katı sosyal izolasyon önlemleri uygulanmaya başlandı.
Şehrin 7,5 milyon sakini için dün itibariyle halka açık yerlerde maske takma zorunluluğu getirildi. Restoranlarda ise sipariş haricinde sunulan yemek hizmetleri askıya alındı. AFP’nin haberine göre aileler haricinde en fazla iki kişinin bir araya gelmesi kararı ihlal edildiği taktirde 625 dolar para cezası kesilecek. Bu tedbirler, şehrin salgını kontrol altına alarak ekonomik faaliyetlerini sürdürmeyi başarmasının ardından salgının ani bir şekilde yeniden patlak vermesi nedeniyle alınıyor. Nitekim yeni vakaların kaydedilmesi yetkilileri aşamalı önlemler almaya yöneltti.
Hong Kong’da temmuz ayı başından bu yana, ocak ve haziran arasında kaydedilen vaka sayısına yakın bir sayıda, en az bin 500 yeni vaka kaydedildi. En az bir haftadır kaydedilen günlük vaka sayısı ise 100’ün üzerinde seyrediyor. Kaydedilen vakaların hepsi hızla dolan karantina servislerinde tedavi ediliyor.
Lam, konuyla ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Hastane sistemimizin çökmesine ve başta yaşça büyükler olmak üzere insan hayatına mâl olabilecek geniş bir salgının eşiğindeyiz. Sevdiklerimizi, sağlık personelimizi ve Hong Kong'u korumak için sizi katı sosyal mesafe prosedürlerine uymaya, mümkün olduğunca evde kalmaya davet ediyorum.”
Şehrin birçok sakininin öğle yemeği molasında, kavurucu yaz sıcağı altında dışarıda paket yemek yediği görüldü. Bunlardan biri de inşaat işçisi Chow’du. Chow, AFP'ye verdiği demeçte klimalı restoran ortamından mahrum kaldığından şikayet ederek “Dışarısı oldukça sıcak” dedi. Hong Kong sakinlerinin çoğu yemeklerini küçük restoranlarda yiyor. Zirâ şehirdeki küçük dairelerinde yemek pişirmeye uygun alan yok.
Geçen yıl sonunda salgından ilk etkilenen yerler arasında olan aşırı yoğun nüfuslu bu şehirde, kapalı alanlar ve toplu taşımada zorunlu maske uygulaması gibi salgınla mücadelede alınan önlemler, halkın bu önlemlere gösterdiği yoğun iltizam ve kapsamlı teşhis testleri sayesinde salgın büyük çapta durdurulmuştu. Ancak Haziran ayında yeni vakalar kaydedilmeye başladı. Sağlık sektöründeki yetkililer, virüsün yeniden patlak verme nedenlerini araştırıyor. Bazıları, bunu hükümetin gemi, uçaklar ve bazı şirket yetkilileri de dahil olmak üzere ‘temel personeli’ tâbi tuttuğu 14 günlük karantina uygulamasına iltizam gösterilmemesine bağlıyor.
Nitekim Hong Kong, limanlar ve havayolundaki trafik yoğunluğuna sahip ve mürettebat değişiminde önemli bir geçiş noktasını teşkil ediyor. Hükümet ise bu gruplar üzerindeki kısıtlamaları sıkılaştırmıştı.
Öğle molasındaki bir diğer çalışan Gladys Chan da AFP’ye verdiği demeçte, hükümetin ihlalleri izlemek için elinden geleni yapmadığını hissettiğini söyledi. “Bence, hükümet özellikle salgının üçüncü dalgasında beklentilerimizi karşılamadı” diyerek salgınla mücadele prosedürlerinin geç alındığını dile getirdi.
Yetkililer, Çin makamlarının da yardım edeceği, şehrin havaalanına yakın bir yerde 2 bin yataklı geçici bir hastane inşa etme planını açıkladı.
Salgınla mücadelede alınan yeni tedbirler, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı ve demokrasi yanlısı gösterilerin getirdiği siyasi çalkantılar nedeniyle durgunluk yaşayan finans merkezine ciddi bir darbe indiriyor. Nitekim dün açıklanan rakamlar, şehir ekonomisinin geçen yılın ikinci çeyreğine nazaran yüzde 9 daraldığını ortaya koydu. Hong Kong ekonomisi, salgının 2020'nin ilk çeyreğinde neden olduğu hasar sebebiyle, yıl bazında yüzde 9,1 oranında daraldı. Bu, şimdiye kadar kaydedilen en kötü veri olarak gösteriliyor.



Trump’tan Filistinliler dahil 7 ülkenin vatandaşlarına daha ABD’ye giriş kısıtlaması

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump’tan Filistinliler dahil 7 ülkenin vatandaşlarına daha ABD’ye giriş kısıtlaması

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Suriye dahil yedi ülkenin vatandaşlarının yanı sıra Filistin Yönetimi pasaportu sahiplerinin de ABD'ye girişini yasaklayarak seyahat yasağının kapsamını genişletti.

Beyaz Saray tarafından sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, Trump'ın ‘ABD'nin güvenliğini korumak amacıyla yabancı uyrukluların girişini daha da kısıtlayan ve sınırlayan bir karar imzaladığını’ duyurdu.

Başkanlık kararına göre kısıtlamalardan etkilenen diğer ülkeler arasında Burkina Faso, Nijer, Mali ve Güney Sudan yer alırken, Laos ve Sierra Leone'ye kısmi veya tam kısıtlamalar getirilecek.

Bu önlem, Filistin Yönetimi tarafından verilen pasaportlara sahip Filistinlileri de hedef alıyor. Trump yönetimi, halihazırda ondan fazla ülkeye kapsamlı kısıtlamalar getirdi. Suriye ile ilgili olarak, bu önlem, Washington'da iki Ulusal Muhafız askerinin vurulduğu saldırından birkaç gün sonra alındı.


Trump, "yaptırım uygulanan Venezuela petrol tankerlerine" abluka uyguluyor

Karayipler'de hazırlık seviyesini yükseltme çabaları kapsamında, ABD Deniz Piyadelerine ait iki Osprey uçağı Porto Riko'dan havalandı (AFP)
Karayipler'de hazırlık seviyesini yükseltme çabaları kapsamında, ABD Deniz Piyadelerine ait iki Osprey uçağı Porto Riko'dan havalandı (AFP)
TT

Trump, "yaptırım uygulanan Venezuela petrol tankerlerine" abluka uyguluyor

Karayipler'de hazırlık seviyesini yükseltme çabaları kapsamında, ABD Deniz Piyadelerine ait iki Osprey uçağı Porto Riko'dan havalandı (AFP)
Karayipler'de hazırlık seviyesini yükseltme çabaları kapsamında, ABD Deniz Piyadelerine ait iki Osprey uçağı Porto Riko'dan havalandı (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Karakas'a yönelik baskı kampanyasında yeni bir tırmanışla, Venezuela'ya giden ve Venezuela'dan ayrılan "yaptırım uygulanan petrol tankerlerine" deniz ablukası uygulanacağını duyurdu.

Trump, ABD güçlerinin Venezuela kıyılarında bir petrol tankerine el koymasından günler sonra, Truth Social platformunda şunları yazdı: "Bugün, Venezuela'ya giren ve çıkan tüm yaptırım uygulanan petrol tankerlerine tam ve eksiksiz bir abluka uygulanması emrini veriyorum."

ABD Başkanı, Karayipler'de konuşlandırılmış devasa ABD donanma filosunun, Venezuela "daha önce bizden çaldığı tüm petrolü, toprakları ve diğer varlıkları ABD'ye iade edene kadar" "daha da büyüyeceğini" ifade etti. ABD Başkanı hangi tür petrol veya topraktan bahsettiğini belirtmedi, ancak Venezuela 1970'lerde petrol sektörünü millileştirmişti. Daha sonra, eski Başkan Hugo Chávez döneminde, şirketler çoğunluk hissesini Venezuela devletine ait petrol şirketi PDVSA'ya devretmeye zorlanmıştı.

Trump sözlerine şöyle devam etti: “Gayrimeşru Maduro rejimi, bu çalınmış petrol sahalarından elde edilen petrolü kendi faaliyetlerini, uyuşturucu terörizmini, insan kaçakçılığını, cinayetleri ve adam kaçırmayı finanse etmek için kullanıyor.”

Haftalarca süren askeri uçakların Venezuela açıklarında uçması, Washington'un uyuşturucu kaçakçılığıyla suçladığı teknelere düzenlenen ve 90'dan fazla kişinin ölümüne yol açan ölümcül saldırıların ardından, Trump yönetimi geçen hafta ülkeyi terk eden bir petrol tankerine el koyarak kampanyasını daha da ileriye taşıdı.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ülkesinin yakınlarında ABD askeri yığılmasının, kendisini devirmek ve uyuşturucuyla mücadele operasyonu bahanesiyle Venezuela'nın bol petrolünü "çalmak" için bir planın parçası olduğuna inanıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Venezuela'nın petrol sektörüne yaptırımlar uygulasa da ihracatına el konulması, zaten zor durumda olan ekonomiyi felç edebilir ve Maduro rejimini olumsuz etkileyebilir.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Venezuelalı bir danışmanlık şirketi olan Orinoco Research'ten Elias Ferrer, yaptığı açıklamada, "Petrol ihracatı olmazsa, döviz piyasası ve ülkenin ithalatı etkilenecek... ve ekonomik bir kriz yaşanabilir" diyerek, "Bu sadece ekonomik bir durgunluk değil, aynı zamanda gıda ve ilaç kıtlığı da olacak, çünkü bunları ithal edemeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Venezuela, günde yaklaşık bir milyon varil petrol üretiyor. Ancak 2019'dan beri, petrolünü başta Çin olmak üzere karaborsada indirimli fiyatlarla satmak zorunda kaldığı bir ambargoyla karşı karşıya.

Aylar boyunca ABD, görünüşte Latin Amerika'daki uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele etmek amacıyla Karayipler'de önemli bir askeri varlık oluşturdu ve Venezuela özellikle hedef alındı. Karakas bu operasyonu, Washington ve birçok ülkenin gayrimeşru lider olarak gördüğü solcu Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro'yu devirmeyi amaçlayan bir baskı kampanyası olarak görüyor.


Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
TT

Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)

Tayvan ordusu, Çin'in olası saldırılarına "merkeziyetsiz komuta sistemiyle" hızlı yanıt vermeyi planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Tayvan Savunma Bakanlığı, Meclis'e bu hafta sunduğu raporda, ordunun "üst kademeden emir beklemeden merkezi olmayan bir komuta yapısıyla" hareket etmesi için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

Raporda, Çin'in adayı hazırlıksız yakalamak için askeri tatbikatları aniden Tayvan'a yönelik bir işgal operasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuluyor.

Savunma yetkilileri, Çin ordusunun neredeyse her gün ada çevresinde çeşitli tatbikatlar düzenlediğini, Tayvan Silahlı Kuvvetleri'ni "sürekli tetikte tutarak yıpratmayı amaçladığını" savunuyor.

Raporda, Tayvan ordusunun Çin'den gelebilecek ani bir saldırıya karşı hazırladığı acil durum planı hakkında şu bilgiler paylaşılıyor:

Düşman aniden bir saldırı başlatırsa, tüm birimler emir beklemeden 'dağıtılmış kontrol' uygulayacak ve 'merkezi olmayan' bir komuta sistemi altında savaş görevlerini yerine getirecek.

Diğer yandan bu prosedürün nasıl koordine edileceğine dair detay verilmiyor.

Savunma Bakanlığı'nın çalışmasında, Çin'in tatbikatlar aracılığıyla muhtemel işgal senaryolarına hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Çin'e ait savaş gemilerinin Pasifik'teki alışıldık pozisyonlarının değiştirildiği, bunların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya doğru konuşlandırıldığı aktarılıyor.

Çin Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamadaysa Tayvan'ın "savaş çığırtkanlığı" yaptığı savunuldu. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te'nin "bağımsızlık için savaş" vurgusuyla halkı paniğe sürüklediği görüşü paylaşıldı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan'ın kendilerine ödeme yapması gerektiğini savunarak Taipei yönetiminde soru işaretleri yaratmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Taipei Times