Ürdün’de yaşanan toplu gıda zehirlenmesi sebebiyle 97 tesise ceza verildi

Ürdün Sağlık Bakanı Saad Cabir ve Ürdün Başbakanı Ömer er-Rezzaz. (Reuters)
Ürdün Sağlık Bakanı Saad Cabir ve Ürdün Başbakanı Ömer er-Rezzaz. (Reuters)
TT

Ürdün’de yaşanan toplu gıda zehirlenmesi sebebiyle 97 tesise ceza verildi

Ürdün Sağlık Bakanı Saad Cabir ve Ürdün Başbakanı Ömer er-Rezzaz. (Reuters)
Ürdün Sağlık Bakanı Saad Cabir ve Ürdün Başbakanı Ömer er-Rezzaz. (Reuters)

Ürdün’ün başkenti Amman’ın kuzeybatısındaki bir restoranda servis edilen bozuk et nedeniyle yüzlerce kişi hastanelere akın etti. Meydana gelen zehirlenme ile ilgili soruşturma başlatıldı. Ürdünlü yetkililer, 74 gıda kuruluşu hakkında soruşturma başlatırken 23 işletmeyi de kırmızı kod uyarısıyla kapattı. İşletmelerin sahiplerine olayın Cumhuriyet Savcılığı’na intikal etmeden önce 300 uyarı yapıldığı belirtilirken davanın takibi için kriz hücresi oluşturuldu.
Ürdün Sağlık Bakanı Saad Cabir konuyla ilgili yaptığı açıklamada, yürütülen araştırma sonucu restoranda kullanım süresi dolmuş 5 ton et ele geçirildiği ve zehirlenmenin bu etler sebebiyle ortaya meydana geldiğini belirtti. Ayrıca bozulmuş patatesler de bulunduğunu kaydetti. 5 yaşındaki bir çocuk ile 40 yaşındaki bir adamın ölümüne sebep olan gıda zehirlenmesi sebebiyle toplam bini aşkın kişi hastaneye kaldırıldı. Önceki gece başka bir restoranda 90 kişinin zehirlendiği olay Ürdün halkının tepkisine yol açtı. Zehirlenenler hastaneye kaldırılırken durumlarının stabil olduğu aktarıldı.
Cabir dün düzenlenen basın toplantısında Salt, Sweileh,  Ayn el-Başa bölgesi ve Amman’daki 23 işletmeden alınan örneklerin laboratuar sonuçları açıklanana kadar ihtiyati kapatma kararı alındığını söyledi.
Bakan açıklamasında, Sağlık Bakanlığı’nın Cumhuriyet Savcılığı’ndan tüm yasal önlemleri almasını ve zehirlenmeye neden olan gıdalar için kriz hücresi oluşturulmasını talep ettiğini belirtti. . Kriz hücresi Sağlık Bakanlığı Genel Sekreteri, Gıda ve İlaç Kurumu Genel Müdürü, Belka Valisi, Tarım ve Çevre Bakanlığı delegeleri, Belka Sağlık Müdürü ve Bulaşıcı Hastalıklar Müdürü’nden oluşuyor.
Vatandaşlar, ülkedeki gıdaların sağlık kontrolünden sorumlu tüm yetkililerin olaydan sorumlu tutulması gerektiğini isterken et dağıtım merkezleri ise Gıda ve İlaç Kurumu veya Sağlık Bakanlığı aracılığıyla doğrudan kontrole tabi olduğunu duyurdu.
Kurum ise restoranlara et tedarik merkezlerini kontrol etmekten ve doğrudan tüketicilere satılan gıda maddelerinin güvenliğini denetleme yetkisini sınırlamaktan sorumlu olmadığını ve bu sorumluluğun Belediyeler Bakanlığı ve Amman Belediyesi tarafından mezbahalar ve gıda depolama depoları için gözetim organları olarak üstlendiğini belirtti.
Gıda ve İlaç Kurumu, olayın sorumluluğunun açıklanmasının hemen ardından etin muayenesi sırasında, dağıtıcılar tarafından uygunsuz depolanmasından kaynaklanan yoğun bakteriyel artışın yanı sıra güvenlik kurallarına ve temellerine uyulmadığını bildirdi. Böylece etin tüketime uygun olmadığı kaydedildi. Açıklamada et ve süt gibi yüksek riskli maddelerin 5 dereceyi aşmayan sıcaklıklarda korunması gerek yiyecekler olduğu kaydedildi.
Kurum, et dağıtım merkezlerinde ihmali bulunanların Cumhuriyet Savcısı’na yönlendirilmesi için yasal tedbirlerin alınacağını duyurdu. Genel Gıda ve İlaç Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı dün teftiş ekiplerinin 300 uyarı yayınladığını, 73 işletmenin çalışmalarının askıya alındığını ve 8 bin 500 kilo gıdanın imha edilerek 23 kuruma kırmızı kodla uyarı verildiğini bildirdi.
Son birkaç gün içerisinde yaşanan iki ayrı gıda zehirlenmesinde iki kişi yaşamını yitirirken ilk zehirlenmede bin kişiyi aşkı kişi hastaneye kaldırıldı. Yaşanan ikinci olayda ise 90’ı aşkın kişi hastaneye kaldırılırken sosyal medyada olayın sorumlularının cezalandırılması için çağrıda bulunuldu.
Başkentin kuzeybatısındaki Belka Valiliği’nde gerçekleşen olay, bölgenin aşırı kalabalıklaşması ve 500 binin üzerinde vatandaşın yaşadığı, Filistinli mültecilerin kaldığı kamplar nedeniyle öfkeye neden oldu. Görgü tanıkları, geçtiğimiz hafta ülkeyi vuran sıcak dalgası ile başkent Amman'daki yüksek sıcaklıklardan sonra, 40 dereceyi aşan hava sıcaklığı nedeniyle tarım ürünlerinin ve gıda maddelerinin zarar gördüğünü aktardılar.
 



Gazze'yi kolonileştirmek... İsrail'in ilan etmediği ama uyguladığı bir hedef

Filistinli bir çocuk, İsrail'in dün (Pazar) Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısının ardından hasar görmüş bisikletini moloz yığınları arasından çıkarıyor. (AFP)
Filistinli bir çocuk, İsrail'in dün (Pazar) Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısının ardından hasar görmüş bisikletini moloz yığınları arasından çıkarıyor. (AFP)
TT

Gazze'yi kolonileştirmek... İsrail'in ilan etmediği ama uyguladığı bir hedef

Filistinli bir çocuk, İsrail'in dün (Pazar) Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısının ardından hasar görmüş bisikletini moloz yığınları arasından çıkarıyor. (AFP)
Filistinli bir çocuk, İsrail'in dün (Pazar) Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısının ardından hasar görmüş bisikletini moloz yığınları arasından çıkarıyor. (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki savaşın ‘gizli hedefleri’, İsrail'in mevcut veya eski yetkililerinin açıklamaları, Gazze Şeridi'nde devam eden askeri operasyonlar, yerleşimci liderlerin kampanyaları ve adımları ışığında fazla spekülasyona gerek duymuyor. Tüm bunlar Gazze Şeridi'nin ya da en azından bir kısmının uzun süreli işgaline ve orada yerleşimin yeniden başlamasına işaret ediyor.

Her ne kadar savaşın belirtilen hedefleri (Hamas'ı ortadan kaldırmak ve esirleri kurtarmak) aynı kalsa da, Tel Aviv ve Gazze Şeridi'nde yaşananlar bunu desteklemiyor ve başka hedeflere işaret ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'nde ‘ertesi gün’ için bir plan geliştirmeyi reddediyor ve İsrail, Gazze Şeridi'nde eksenleri genişleterek ve kalıcı ‘askeri karakollar’ kurarak kontrolü derinleştirmeye çalışıyor.

İsrail eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot daha birkaç gün önce savaşın ilan edilmiş ve gizli hedefleri olduğunu söylemekten çekinmedi. Eski Savaş Kabinesi bakanı, Netanyahu'nun ‘sürekli bir ikiyüzlülük’ içinde yaşadığını; ‘Gazze Şeridi'ne kolonizasyonun ve askeri yönetimin geri dönmesini dışladığını, ancak bunun fiilen gerçekleştiğini’ söyledi.

Uzun süreli işgal

Amerikalılar, Filistinliler ve Araplar, Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ni ya da en azından bir bölümünü işgal etme niyetinde olduğunun farkındalar. Bunun nedeni sadece Gazze Şeridi'nin geleceği ve sahada olup bitenlerle ilgili muğlaklık ya da muhaliflerinin açıklamaları değil, aynı zamanda hükümet ortaklarının, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in geçen hafta ifşa ettiği ve ordunun Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneteceğini teyit ettiği uzun bir işgal planı konusunda açık olmalarıdır.

XSCDFG
İsrailli yerleşimciler, Şubat 2024'te ileri karakol kurmak için Gazze Şeridi'ne geçmeye çalıştı. (DPA)

Söz konusu gelişme, İsrail'in Gazze Şeridi'nin kontrolü sırasında yardımların dağıtımını üstlenmesi için bir ABD güvenlik şirketiyle anlaşmaya varmaya başlamasıyla birlikte yaşandı. Ancak Filistin yönetimi, Gazze Şeridi'nin geleceğine yalnızca Filistin devletinin karar vereceğini vurgulayarak bu hamleyi genel olarak reddediyor.

İsrail'in sadece zaten oldukça iyi bilinen askeri yönetimi değil, aynı zamanda gerçekleşmesi halinde en tartışmalı hamle olan yerleşimlerin yeniden başlamasını da planladığı görülüyor.

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Filistinlileri ateş altında yerinden eden ve kuzeyin bir kısmını bölünmüş Gazze Şeridi'nin geri kalanından izole eden kanlı askeri operasyon, ordunun yerleşimcilerin geri dönüşü için zemin hazırladığına dair korkuları arttırıyor.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki son askerî harekât aslında ‘generallerin planına’ dayanıyor: Nüfusu tamamen boşaltarak, bölgeyi kapalı bir askeri bölgeye dönüştürerek ve insani yardımın bölgeye girmesini engelleyerek Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Hamas varlığını tamamen ortadan kaldırmak.

‘Sahaların incelenmesi’

Geçen hafta başında, İsrail'in organize saldırısının doruk noktasında, Gazze'deki İsrail askerleri komutanlarından izin almadan bir yerleşimci aktivistin Yahudi yerleşimleri için potansiyel alanları araştırmak üzere Gazze Şeridi'ne girmesine yardımcı oldu.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’dan aktardığına göre, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yeniden yerleşim çabalarına öncülük eden Daniella Weiss, Gazze sınırının İsrail tarafını gezdi, grubuyla birlikte belirsiz yollardan sınırı geçti ve Gazze Şeridi'nin içine doğru kısa bir mesafe yürüdü.

Gazze Şeridi'ndeki Netzarim Koridoru yakınlarında Weiss'ın tanıdığı askerlerle temasa geçtiği, askerlerin de kendisini ve aktivist arkadaşlarını almak ve Gazze'nin derinliklerine, İsrail'in 2005'te Gazze'den çekilirken dağıttığı eski bir Yahudi yerleşimi olan Netzarim'e götürmek üzere bir araç gönderdiği bildirildi.

XCVFG
Yerleşimci lideri Daniella Weiss geçen ay Gazze Şeridi sınırında düzenlenen bir konferansta (İsrail medyası)

Yerleşimcilerin daha sonra Gazze sınırına geri döndükleri ve burada güvenlik güçleri tarafından durdurulmamak için resmi olmayan bir kapıdan çıktıkları ifade edildi.

KAN'a göre üst düzey komutanların Weiss'ın Gazze Şeridi'ne girişinden haberi yoktu. Yayın kuruluşu, askeri kaynakların Weiss'ın Gazze Şeridi'ne girdiği konusunda kuşkularını dile getirdiklerini kaydetti.

İsrail ordusu, KAN’a ‘yeni detayların incelendiğini’ söyledi.

Sızan kişi itiraf etti

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Weiss'ın Gazze Şeridi'ne girişi bilinmiyor ve resmi kanallar tarafından onaylanmadı. Eğer olay meydana geldiyse bu yasadışıdır, protokol ihlalidir ve buna göre ele alınacaktır” denildi. Diğer yandan Nahala yerleşim hareketinin lideri Weiss, Gazze Şeridi'ne girişini kabul etti ve KAN’a Gazze Şeridi'ne Batı Şeria'da kullandığı yöntemle girdiğini söyledi.

Gazze Şeridi'ndeki askeri varlıktan yararlanarak Yahudileri kademeli olarak buraya yerleştirmeyi planladığını ifade eden Weiss, ‘bunun İsrail askeri varlığına ve sonunda hükümet tarafından tanınacak sivil toplulukların kurulmasına’ bağlı olduğunu vurguladı.

Weiss şu ifadeleri kullandı: “Bir askeri üsse nasıl gireceğiz? Birçok yaratıcı fikir var: Burada bir çadır kurarsınız, çadırın yanında bir bina, onun yanında bir aşevi, onun yanında da çocuklar vb.”

CDFVG
Aşırılık yanlısı yerleşimciler, şubat ayında ileri karakol kurmak için Gazze Şeridi'ne geçmeye çalıştı. (DPA)

Weiss'a göre yerleşimciler her an Gazze Şeridi'ne yerleşmeye hazır. 79 yaşındaki aktivist, “Artık girmek için hazırlık yapmıyoruz. Girebileceğimiz an gireceğiz. 300 kişi aynı anda girerse, ordu onları kovmakta zorlanır” şeklinde konuştu.

Yerleşimin vaftiz annesi

Weiss, İsrail'in 1967'de bölgeyi ele geçirmesinden kısa bir süre sonra Batı Şeria'da Yahudi yerleşimlerinin kurulmasına yardımcı olmasıyla tanınıyor. On yıldan uzun bir süre boyunca en eski yerleşimlerden biri olan Kedumim Belediyesi’nin başkanlığını yapan Weiss ayrıca, resmi hükümet desteğiyle Filistinlilere karşı şiddet olaylarına karıştı.

Geçen ay Gazze Şeridi'nde yeniden yerleşim konulu bir konferansta, bazıları tarafından ‘yerleşimlerin vaftiz annesi’ ya da ‘yerleşimcilerin annesi’ olarak tanımlanan Weiss, Nahala'nın fırsat doğması halinde Gazze Şeridi'nde yeni yerleşimler kurmak için ‘şu anda hazır’ toplam 700 aileden oluşan altı ‘yerleşim grubu’ kurduğunu söyledi.

CSDVF
Geçtiğimiz hafta pazartesi günü Gazze Şeridi'nde yerleşimi destekleyen bir konferans sırasında iki çocuk (Times of Israel)

Weiss, kuruluşunun Gazze sınırındaki konferansında katılımcılara şunları söyledi: “Biz buraya Gazze Şeridi'nin sadece bir kısmını değil, kuzeyinden güneyine kadar tamamını yeniden yerleştirmek için geldik.”

Netanyahu İsrail'in Gazze Şeridi'ne yeniden yerleşim niyetinde olduğunu defalarca reddetti. Ancak yerleşim yanlısı koalisyon ortakları ve Likud Partisi üyeleri bu fikri desteklediklerini ifade ettiler.

Aynı konferansta İsrail hükümetinin üst düzey bakanları ve Netanyahu'nun Likud Partisi’nin üyeleri, Gazze Şeridi'nde Yahudi yerleşimlerinin yeniden kurulması çağrısında bulundu.

İsrail'in Gazze Şeridi'nde 21 yerleşimi bulunuyordu ve bunların tamamı, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesine de yol açan 2005'teki ayrılma planı kapsamında dağıtılmıştı.