Lübnan’ın yeni Dışişleri Bakanı Vehbe: Suriyelilerin evine dönmesi için çalışacağım

Yeni Dışişleri Bakanı Şerbel Vehbe, selefi Nassif Hitti’den görevi devralıyor (AFP)
Yeni Dışişleri Bakanı Şerbel Vehbe, selefi Nassif Hitti’den görevi devralıyor (AFP)
TT

Lübnan’ın yeni Dışişleri Bakanı Vehbe: Suriyelilerin evine dönmesi için çalışacağım

Yeni Dışişleri Bakanı Şerbel Vehbe, selefi Nassif Hitti’den görevi devralıyor (AFP)
Yeni Dışişleri Bakanı Şerbel Vehbe, selefi Nassif Hitti’den görevi devralıyor (AFP)

Lübnan’ın yeni Dışişleri Bakanı Şerbel Vehbe, hükümetin, uluslararası toplantılarda Lübnan’ın çıkarları ile ulusal ilkelerin savunulmasını ve yerinden edilen Suriyelilerin evlerine dönüşünü öngören programını uygulamaya çalışacağını belirtti. Vehbe, kendisine güvendikleri için Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Başbakan Hassan Diyab’a teşekkür etti.
Vehbe’nin bu açıklamaları, Dışişleri Bakanlığı’nda selefi Nasif Hitti’den görevi devraldığı sırada geldi. Hitti, Vehbe’ye ‘Lübnan tarihinin zor, önemli ve hayati bir döneminde bu sorumlulukları ve ağır görevleri başarıyla taşıma’ temennisinde bulundu.
Vehbe de karşılık olarak Hitti’nin bakanlık süresince yaptığı çalışmalara övgüde bulunarak, başta Cumhurbaşkanı Avn ve Başbakan Diyab’ın güvenine layık olmaya çalışacağını kaydetti.
Vehbe, “Şüphesiz bu sorumluluk zor ve eşi görülmemiş koşullarda geldi. Fakat bu kesinlikle mevkimiz neresi olursa olsun bizi, bu zorlu süreci aşma ve durumları tüm yönleriyle düzeltmekten alıkoymamalıdır. Yaşadığımız çok sayıda krize daimi çözümler bulmalıyız. Yerinden edilenler krizi başta olmak üzere yerel ve bölgesel sıkıntıların üst üste gelmesiyle oluşan bu krizlerin çözümü uluslararası toplumun işbirliğini gerektiriyor” diye konuştu.
Vehbe konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Filistin Dışişleri ve Göçmenler Bakanlığı, yerinden edilenlerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönüşünü sağlamak ve Lübnan’ın yüklendiği büyük yükü hafifletmek ümidiyle hükümet programının uygulanmasını destekleyecek. Anayasanın Filistinli mültecilerin kalıcı olarak Lübnan'a yerleştirilmesini reddettiği ve Filistinli mültecilere dönüş hakkının vurgulandığı maddelere bağlı kalacağız. Bakanlık, uluslararası çevrelerde Lübnan’ın çıkarlarını ve ulusal ilkeleri savunma politikasını izleyecek. UNIFIL güçleriyle iyi ilişkileri koruyacağız. Lübnan, 1701 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının uygulanmasında kararlıdır. Düşman İsrail’in bu kararı ve Lübnan’ın egemenliğini hava, kara ve denizden sürekli ihlal etmesini kınıyoruz. Deniz sınırlarının çizilmesi ilkesine, deniz suları ve münhasır ekonomik bölgedeki petrol zenginliğinin korunmasına, Lübnan’ın Şebaa Çiftlikleri’ni, Keferşuba Tepeleri’ni ve El-Gacr köyünün kuzey kesimini geri alma haklarına bağlıyız. Kardeş ve dost ülkelerle mevcut ilişkileri güçlendirmek, hükümetin ekonomik kalkınma planını izlemek ve Sedir (CEDRE) Konferansı'nda alınan kararları Lübnan İçin Uluslararası Destek grubu ve uluslararası toplum ile işbirliği içinde uygulamak için çalışacağız. Ayrıca Arap dünyasıyla temaslarımızı yoğunlaştırmaya çalışacağız.”



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.