Netanyahu sokağın nabzını yokladı

Netanyahu’nun dün bir restorana yaptığı ziyaretten görüntü
Netanyahu’nun dün bir restorana yaptığı ziyaretten görüntü
TT

Netanyahu sokağın nabzını yokladı

Netanyahu’nun dün bir restorana yaptığı ziyaretten görüntü
Netanyahu’nun dün bir restorana yaptığı ziyaretten görüntü

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, kendisine karşı artan gösterilere ve istifa talebine yanıt olarak, dün sokağa çıkarak sağcı bir kampanya başlattı. Likud partisinin kalelerinden biri olan Ramla şehir pazarında vatandaşlarla bir araya gelen Başbakan, ‘Bibi İsrail’in Kralı’, ‘Sola ölüm’, ‘İsrail halkı başının üstünde’ gibi sloganlarla karşılandı.
Netanyahu’ya yakın bir isim, Başbakan’ın protestolar karşısında durmaya karar verdiğini söyledi. Netanyahu’nun büyük şehirlerdeki pazarlara ziyaretlerde bulunması bekleniyor.
 Yair Netanyahu, babasına karşı yapılan eylemlere katılan göstericilere saldırarak gösterilere katılanları 'uzaydan gelen garip yaratıklar' olarak nitelendirdi. Radyo röportajında ​​babasıyla bu gösterileri izlediğini, eğlendiğini, onlarla dalga geçtiğini ve umursamadığını anlattı. Bu açıklamalar İsrail medyasında geniş yankı uyandırırken, analistler, yorumcular ve politikacıların öfkeli tepkileriyle karşı karşıya kaldı. Beny Gantz konuyla ilgili yaptığı açıklamada, göstericilerin İsrail’i bir parçası olduğunu söyleyerek, öfkelerinin adil, acılarının gerçek ve eylemlerin meşru olduğunu dile getirdi.
Gözlemciler, Netanyahu ve oğlunun açıklamalarını, İsrail'in eski Yahudi sakinlerinin New York, Kaliforniya ve birçok Avrupa başkentinde istifa etmesini isteyen ve demokratik değerlerin ele alınmasına karşı gösteriler düzenlendiğine atıfta bulundu.
Netanyahu hükümetinin, bakanlar arasındaki farklardan dolayı birkaç krizle karşı karşıya kaldığı, aylar içinde dördüncü seçim yapmak gibi bir durumla karşı karşıya kalabileceği bilinen bir durum. Şu anki sorun Netanyahu'nun iki yıl üst üste (2020-2021) genel bütçeyi onaylamak için koalisyon anlaşmasından kaçma arzusu. Gantz, aralarındaki anlaşmayı uygulamak ve iki yıllık bir bütçeyi onaylamak konusunda ısrar ediyor. Uzmanlar Netanyahu'yu kişisel hesaplamalar için anlaşmaya dayanmakla suçlarken, bütçe konusunu Gantz'a karşı elinde bir araç olarak tutarak onu erken seçim yapmakla tehdit ediyor.
Yahudi dini partiler Netanyahu’yu, ülkeyi yeni seçimlere götürme konusunda uyarırken, dün bu konuda önemli bir gelişme yaşandı. Knesset için erken seçimlere gidilmesi durumunda, bütçeyi onaylamama karşısında sağ kanat, Başbakan’a bir hükümet kurmasını tavsiye etmeyeceğini söyledi.
Bütçenin onaylanması için son tarih 25 Ağustos. Bu tarihten önce onaylanmadığı takdirde hükümetin istifa edeceği ve Knesset'in feshedileceği biliniyor. Bu sebeple büyük bir çaba hakim. Likud partisi içinde seçimlerin Netanyahu'nun popülaritesinin yüksek oranda düştüğünü gösteren birçok ankette zaferinin artık garanti edilemediği görülüyor. Diğer yandan Netanyahu'ya aşırı sağ partilerin birliği ile saf bir hükümetinin kurulmasını teklif eden başka güçler de var.
Netanyahu'nun dün sokaklara çıkması, yeni seçimlere gitmeye karar verilirse sokak için nabız hissinin başlangıcı anlamı da taşıyor.



Ukrayna ordusu, Rusya'nın güneyindeki büyük bir kimyasal tesisi hedef aldığını duyurdu

Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
TT

Ukrayna ordusu, Rusya'nın güneyindeki büyük bir kimyasal tesisi hedef aldığını duyurdu

Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)

Ukrayna ordusu, dün yaptığı açıklamada, Rusya'nın güneyindeki Stavropol bölgesinde büyük bir kimyasal tesise saldırı düzenleyerek yangına neden olduğunu bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı, Telegram uygulaması üzerinden yaptığı açıklamada, Nevinnomısski Azot tesisinin dün bombalandığını, tesisin patlayıcı madde bileşenleri ürettiğini ve Rusya'daki türünün en büyük tesislerinden biri olduğunu belirtti.

Rus yetkililerden henüz bir açıklama gelmedi ve Reuters, Ukrayna ordusunun iddialarını bağımsız olarak doğrulayamadı.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen tekneyi hedef alan saldırısında 4 kişi öldü

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen tekneyi hedef alan saldırısında 4 kişi öldü

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu, dün Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen bir tekneyi hedef alan hava saldırısında 4 kişinin öldüğünü açıkladı. Saldırıya yönelik eleştiriler artarken, saldırılarda şu ana kadar 87'den fazla kişi hayatını kaybetti.

ABD Güney Komutanlığı, X platformunda yaptığı paylaşımda, "uluslararası sularda terör örgütü tarafından işletilen bir tekneyi hedef aldıklarını" belirterek, "istihbarat, teknenin yasadışı uyuşturucu taşıdığını ve Doğu Pasifik'te bilinen bir uyuşturucu kaçakçılığı rotasından geçtiğini doğruladı" ifadelerini kullandı.

Güney Komutanlığı, gemide bulunan 4 uyuşturucu karteli üyesinin ölümünü doğruladı ve çok motorlu bir teknenin hızla giderken patlama sonucu alev aldığını gösteren bir video yayınladı.

Ağustos ayından bu yana Trump yönetimi, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele bahanesiyle Karayipler'deki ve Venezuela açıklarındaki ABD askeri varlığını artırıyor ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro'yu bir kaçakçılık karteline liderlik etmekle suçluyor.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, salı günü yaptığı açıklamada, ABD'nin uyuşturucu gemilerine yönelik saldırılarının "henüz başlangıç aşamada" olduğunu söyledi.

Bu saldırılar uluslararası eleştirilere maruz kaldı ve BM uzmanları tarafından "yargısız infaz" olarak nitelendirildi. Ancak Pentagon sözcüsü Kingsley Wilson salı günü saldırıların yasal olduğunu vurguladı.

Wilson, düzenlediği basın toplantısında operasyonların "ABD ve uluslararası hukuka göre yasal olduğunu ve tüm eylemlerin silahlı çatışma hukukuna uygun olduğunu" söyledi.

ABD saldırısında hayatını kaybeden Kolombiyalı balıkçı Alejandro Carranza'nın ailesi, çarşamba günü Washington merkezli Amerika İnsan Hakları Komisyonu'na (IACHR) ABD aleyhine şikayette bulunduklarını duyurdu.

Ailesinin verdiği bilgiye göre, Carranza 15 Eylül'de Kolombiya'nın kuzeyindeki Santa Marta şehrinden açık denizlerde balık tutmaya çıkmış ve birkaç gün sonra ölü bulunmuştu.

ABD güçleri, eylül ayından bu yana Karayipler ve Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığından şüphelenilen 20'den fazla tekneyi imha etti ve saldırılarda 87'den fazla kişi öldü.


Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
TT

Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)

Avrupa Birliği'nde (AB) yapılan ankete göre vatandaşların yarısı, ABD Başkanı Donald Trump'ı Avrupa'nın düşmanı olarak görüyor. 

Fransız politika dergisi Le Grand Continent'te yayımlanan ankete Belçika, Fransa, İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya, Portekiz, Hırvatistan ve Polonya'dan yaklaşık 10 bin kişi katıldı. 

Katılımcıların yüzde 48'i Trump'ı kesin düşman gördüğünü belirtti. Bu oran Belçika'da yüzde 62, Fransa'da yüzde 57, Hırvatistan'da yüzde 37, Polonya'daysa yüzde 19 oldu.

Öte yandan Avrupalılar, ABD'yle ilişkileri stratejik açıdan önemli görüyor. AB'nin ABD yönetimine karşı hangi tutumu benimsemesi gerektiği sorulduğunda "uzlaşma" seçeneği yüzde 48'le en popüler tercih oldu. 

AB vatandaşlarının yüzde 51'i gelecek yıllarda Rusya'yla doğrudan savaş riskinin olduğunu düşünüyor. Bunun çok ciddi bir risk olduğunu savunanların oranıysa yüzde 18. 

Ülkelerin Rusya'ya coğrafi yakınlık derecesine göre görüşler büyük farklılık gösterdi. Polonyalı katılımcıların yüzde 77'si savaş riskinin yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da yüzde 54, Almanya'da yüzde 51, Portekiz'de yüzde 39 ve İtalya'da yüzde 34 oldu. 

Çoğu kişi AB'nin muhtemel savaşa karşı yeterince hazır olmadığını da düşünüyor. Katılımcıların yüzde 69'u ülkelerinin Rusya'ya karşı savunma kapasitesinin "zayıf kaldığını" ya da "hiç olmadığını" söyledi.

Rusya'dan gelebilecek tehditler arasında teknoloji ve dijital güvenliği etkileyecek saldırılar yüzde 28'le en üst sırada yer aldı. Askeri güvenlikse bunun ardından yüzde 25 oranındaydı.

Katılımcıların yüzde 69'u muhtemel savaş durumunda AB'nin birliğini pekiştirerek koruyucu bir rol oynaması gerektiğini söyledi.

9 ülkedeki katılımcıların büyük çoğunluğu AB üyeliğini destekledi, vatandaşların yüzde 74'ü ülkelerinin blokta kalmasını istediğini belirtti. 

Bu oran yüzde 90'la Portekiz ve yüzde 89'la İspanya'da en yüksek seviyedeyken, yüzde 68'le Polonya'da ve yüzde 61'le Fransa'da en düşük orandaydı.

Anketi düzenleyen Cluster 17 şirketinin kurucusu Jean-Yves Dormagen, AB'de "Trumpçılığın düşmanca bir güç olarak görüldüğünü" belirterek şöyle devam ediyor: 

Avrupa sadece artan risklerle karşı karşıya değil, aynı zamanda kendi tarihsel, jeopolitik ve siyasi yapısında da dönüşüm geçiriyor. Ankette çıkan genel tablo, endişeli, kendi kırılganlıklarının çok iyi farkında olan ve olumlu bir geleceği düşünebilmek için mücadele eden bir Avrupa'yı gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, La Voce di New York