Bakan Çavuşoğlu'ndan Yunanistan-Mısır arasındaki anlaşmaya tepki: 'Bizim için yok hükmünde'

Bakan Çavuşoğlu'ndan Yunanistan-Mısır arasındaki anlaşmaya tepki: 'Bizim için yok hükmünde'
TT

Bakan Çavuşoğlu'ndan Yunanistan-Mısır arasındaki anlaşmaya tepki: 'Bizim için yok hükmünde'

Bakan Çavuşoğlu'ndan Yunanistan-Mısır arasındaki anlaşmaya tepki: 'Bizim için yok hükmünde'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan anlaşmaya tepki göstererek, "Bizim için yok hükmündedir" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya ve Malta'daki resmi temaslarını tamamladı. Resmi ziyaretine yönelik değerlendirmede bulunan Bakan Çavuşoğlu, "Bugün hem Malta'yı hem Libya'yı ziyaret ettik. Dün akşam esasen Malta'ya intikal etmiştik ve gelir gelmez de Malta Dışişleri Bakanı kıymetli dostum Evarist ile ikili görüşmemizi gerçekleştirdik ve sabah erkenden de birlikte, ayrı uçaklarda Trablus'a gittik ve Trablus'ta Serrac ile üçlü görüşmemizi yaptık. Daha sonra El-Mişri ile görüşme yaptıktan sonra yine basına bir açıklama yapmıştım" ifadelerini kullandı.

"Son derece net açıklamalar yaptık"
Bakan Çavuşoğlu, "Aynı şekilde yine 3 Dışişleri Bakanı, Libya, Türkiye Dışişleri Bakanı olarak bendeniz ve Malta Dışişleri Bakanı olarak bir araya geldik. Daha sonra da ortak bir açıklama yaptık. Esasen çok önemli bir açıklamadır. Tek meşru hükümete verilen destek burada özellikle vurgulanmıştır. Aynı şekilde bu hükümete ve Libya'ya verilmesi gereken destekler konusunda da son derece net açıklamalar yaptık" ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler'in (BM) Libya'ya yönelik silah ambargosunun denetlenmesi amacıyla Avrupa Birliği tarafından Akdeniz'de başlatılan IRINI Operasyonu'nu hatırlatan Çavuşoğlu, "Diğer taraftan da IRINI Operasyonu'nun tek taraflı olduğunu ve haksız bir şekilde sahada çalıştığını da bu açıklamanın içinde vurguladık. Diğer taraftan Malta'ya geri döndükten sonra Malta Cumhurbaşkanı George Vella ile görüştük. Sayın Cumhurbaşkanımızın selamlarını ilettik" şeklinde konuştu.
Türkiye ile Malta arasındaki ikili ilişkilere değinen Çavuşoğlu, "Malta ile çok iyi ilişkilerimiz var. Siyasi ilişkilerimiz mükemmel, ekonomik ilişkilerimiz gelişiyor, ticaretimiz 1 milyar doların üstüne çıktı. Buradaki Türk firmalarının yatırım miktarı ise 1.7 milyar dolar civarında. Aynı şekilde Türk firmalar çok önemli projeler üstleniyor ve önümüzdeki süreçte başta tünel olmak üzere önemli projelere de teklif verdiler" dedi.

"AB sözünde durmadı"
Bakan Çavuşoğlu, "Bu konuları değerlendirdik ama Avrupa Birliği'ni yine bölgesel konuları da değerlendirme fırsatı oldu. Libya'yı da değerlendirdik. Daha sonra Josep Borrell ile bir araya geldik. Borrell ile sürekli buluşuyoruz. Daha önce Ankara'da beraberdik ve şimdi de burada buluştuk" ifadelerini kullandı.
Josep Borrell ile görüşülen konulara dair bilgi veren Bakan Çavuşoğlu, "Bunlardan bir tanesi, daha önce sağladığımız göç mutabakatı. Yani ortak açıklama 2016'da yaptığımız. Bu maalesef AB yüzünden tam olarak uygulanmadı. AB sözünde durmadı. Şimdi yeni kapsamlı bir anlaşmayı nasıl yaparız. Diğer taraftan Türkiye AB ilişkilerini normalleştirmek için Borrell çaba sarf ediyor. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Yine Doğu Akdeniz'de gerginliği azaltmak için biliyorsunuz bazı çabalar oldu. Gerek Almanya'nın gerekse Avrupa Birliği'nin. Özellikle de Josep Borrell'in" diye konuştu.
"Yunanistan'ın Mısır ile imzaladığı anlaşma, AB tarafında da ciddi bir hayal kırıklığı oldu"
Çavuşoğlu, "Basın toplantılarında da bunları değerlendirmiştik ve bu konularda zaten Türkiye'nin tutumu belli. Özgüveni olan bir ülke olarak adım atıyoruz. Tüm bunları tekrar gözden geçirdik. Tam bu sırada da işte Yunanistan'ın Mısır ile imzaladığı anlaşmanın haberi geldi ve özellikle AB tarafında da ciddi bir hayal kırıklığı oldu işin doğrusu ve bu konuda da gerekli tabi açıklamaları yaptık, yapacağız. Zaten Bakanlık olarak da Türkiye olarak da hep bir açıklama yaptık" dedi.
Çavuşoğlu, "Daha sonra yine Josep Borrell ve Malta Dışişleri Bakanı ve ben, üçümüz toplantı gerçekleştirdik. Daha sonra da yine çalışma yemeğinden sonra buradaki ziyaretimizi tamamlayıp ülkemize dönüyoruz" ifadelerini kullandı.

"Hem Türkiye'nin hem de Libya'nın kıta sahanlığını ve haklarını ihlal ediyor"
Yunanistan ile Mısır arasında imzalanan Doğu Akdeniz'de ekonomik münhasır alan anlaşmasına değinen Bakan Çavuşoğlu, "Önce Mısır Dışişleri Bakanı bir açıklama yaptı. Daha sonra verilen koordinatlara baktık. Henüz anlaşmanın metnini görmedik. Haritayı da görmedik. Ama bu koordinatlardan kolayca görüyoruz ki bu anlaşma, bahsettikleri anlaşma hem Türkiye Cumhuriyeti'ni hem de Libya'nın kıta sahanlığını ve haklarını ihlal ediyor. Dolayısıyla bizim daha önce Birleşmiş Milletler'e bildirdiğimiz kıta sahanlığımızı ihlal eden bir anlaşma bizim için yok hükmündedir ve zaten bu noktaya gelmemizin de sebebi bugüne kadar Yunanistan'ın, Rum kesiminin yine Mısır, İsrail gibi ülkelerle Türkiye'yi yok sayarak anlaşmalar imzalamaya çalışması, adımlar atmasıdır" dedi.

"Yok hükmünde olduğunu sahada da masada da göstermeye devam edeceğiz"
Hem Türkiye'nin hem de Kıbrıs Türk halkının haklarını korumak için bugüne kadar net ve somut adımlar attıklarını belirten Çavuşoğlu, "Sadece sismik araştırma değil, sondaj gemilerimize de sahada faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Biraz önce ne dedim. Bu anlaşma yok hükmündedir" ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, "Bunun yok hükmünde olduğunu sahada da masada da göstermeye devam edeceğiz, hem bunlara, hem de tüm dünyaya ve Türkiye Cumhuriyeti kendi kıta sahanlığı içinde kendi haklarını ve Kıbrıs etrafında da Kıbrıs Türklerinin haklarını kararlı bir şekilde sahada ve masada korumaya devam edecektir ve bu tür anlaşmalar veya bu tür iş birlikleri bizi yolumuzdan alıkoyamaz. Kimse bizim haklarımızı da gasp edemez. Buna da hiçbir zaman müsaade etmedik, etmeyeceğiz" diye konuştu.



Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
TT

Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)

Avrupa Birliği'nde (AB) yapılan ankete göre vatandaşların yarısı, ABD Başkanı Donald Trump'ı Avrupa'nın düşmanı olarak görüyor. 

Fransız politika dergisi Le Grand Continent'te yayımlanan ankete Belçika, Fransa, İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya, Portekiz, Hırvatistan ve Polonya'dan yaklaşık 10 bin kişi katıldı. 

Katılımcıların yüzde 48'i Trump'ı kesin düşman gördüğünü belirtti. Bu oran Belçika'da yüzde 62, Fransa'da yüzde 57, Hırvatistan'da yüzde 37, Polonya'daysa yüzde 19 oldu.

Öte yandan Avrupalılar, ABD'yle ilişkileri stratejik açıdan önemli görüyor. AB'nin ABD yönetimine karşı hangi tutumu benimsemesi gerektiği sorulduğunda "uzlaşma" seçeneği yüzde 48'le en popüler tercih oldu. 

AB vatandaşlarının yüzde 51'i gelecek yıllarda Rusya'yla doğrudan savaş riskinin olduğunu düşünüyor. Bunun çok ciddi bir risk olduğunu savunanların oranıysa yüzde 18. 

Ülkelerin Rusya'ya coğrafi yakınlık derecesine göre görüşler büyük farklılık gösterdi. Polonyalı katılımcıların yüzde 77'si savaş riskinin yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da yüzde 54, Almanya'da yüzde 51, Portekiz'de yüzde 39 ve İtalya'da yüzde 34 oldu. 

Çoğu kişi AB'nin muhtemel savaşa karşı yeterince hazır olmadığını da düşünüyor. Katılımcıların yüzde 69'u ülkelerinin Rusya'ya karşı savunma kapasitesinin "zayıf kaldığını" ya da "hiç olmadığını" söyledi.

Rusya'dan gelebilecek tehditler arasında teknoloji ve dijital güvenliği etkileyecek saldırılar yüzde 28'le en üst sırada yer aldı. Askeri güvenlikse bunun ardından yüzde 25 oranındaydı.

Katılımcıların yüzde 69'u muhtemel savaş durumunda AB'nin birliğini pekiştirerek koruyucu bir rol oynaması gerektiğini söyledi.

9 ülkedeki katılımcıların büyük çoğunluğu AB üyeliğini destekledi, vatandaşların yüzde 74'ü ülkelerinin blokta kalmasını istediğini belirtti. 

Bu oran yüzde 90'la Portekiz ve yüzde 89'la İspanya'da en yüksek seviyedeyken, yüzde 68'le Polonya'da ve yüzde 61'le Fransa'da en düşük orandaydı.

Anketi düzenleyen Cluster 17 şirketinin kurucusu Jean-Yves Dormagen, AB'de "Trumpçılığın düşmanca bir güç olarak görüldüğünü" belirterek şöyle devam ediyor: 

Avrupa sadece artan risklerle karşı karşıya değil, aynı zamanda kendi tarihsel, jeopolitik ve siyasi yapısında da dönüşüm geçiriyor. Ankette çıkan genel tablo, endişeli, kendi kırılganlıklarının çok iyi farkında olan ve olumlu bir geleceği düşünebilmek için mücadele eden bir Avrupa'yı gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, La Voce di New York


Maduro’nun iktidarı bırakmak için yaptığı teklif ortaya çıktı

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Maduro’nun iktidarı bırakmak için yaptığı teklif ortaya çıktı

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın telefon görüşmesinin detayları ortaya çıktı. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Telegraph'a konuşan kaynaklar, Maduro'nun iktidarı bırakmak için belirli şartlar sunduğunu ancak Trump'ın bunları kabul etmediğini savunuyor.

Buna göre Maduro, 200 milyon dolarlık servetini korumayı, kendisine yakın yaklaşık 100 kişi hakkında hiçbir işlem yapılmamasını ve dost bir ülkeye sığınmasının sağlanmasını istemiş.

Kaynaklar, Washington'ın özellikle üst düzey yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapılmaması talebine yanaşmadığını belirtiyor. 

15 dakikalık telefon konuşmasında iki liderin, Venezuela'da olası bir geçiş hükümetinin nasıl kurulacağına veya Maduro'nun nereye gönderileceğine dair de anlaşmaya varamadığı ifade ediliyor. 

Trump'ın, Maduro'nun gidebileceği ülkeler arasında Rusya ve Çin'i gösterdiği öne sürülüyor. Ayrıca Katar'ın da bir seçenek olarak değerlendirildiği iddia ediliyor. 

Washington Post'un 27 Kasım'daki haberinde, Venezuela liderinin Türkiye'ye kaçabileceği de ileri sürülmüştü. 

Telegraph'ın haberinde, Maduro'nun kendisine yakın isimlerin geçiş hükümetinde rol oynamasını istediği ancak Beyaz Saray'ın bunu kabul etmediği yazılıyor.

Kaynaklardan biri, Venezuela liderinin "iki arada bir derede" kaldığını söylüyor. İktidardaki müttefikleri hakkında işlem yapılmasını kabul etmesi halinde Maduro'nun Venezuela'daki üst düzey isimler tarafından "hedef alınabileceği" belirtiliyor. 

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro olduğunu öne sürmüştü.

Haberde, Maduro'nun af istediği üst düzey askeri ve siyasi isimlerin, ABD tarafından hedef alınan bu örgüte üye olduğu savunuluyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi, böyle bir örgütün varlığını defalarca reddetmişti. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ABD'nin Güneşler Karteli'yle ilgili açıklamasının "asılsız ve gerçek dışı" olduğu savunulmuştu. 

Beyaz Saray'ın örgütün en üst isimlerinden biri olduğunu öne sürdüğü Venezuela İçişleri, Adalet ve Barış Bakanı Diosdado Cabello da karteli "uydurma" diye nitelemişti.

Maduro, Trump'la telefon görüşmesi hakkunda dün yaptığı açıklamada, "Görüşmenin saygı çerçevesinde tamamlandığını ifade etmek isterim" demişti. Trump ise Maduro'yla konuşmasına ilişkin "Görüşmenin iyi ya da kötü geçtiğine dair bir şey söyleyemem" ifadelerini kullanmıştı. 

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Telegraph, BBC


Putin, 4 yıl sonra Hindistan’da: Modi’yle toplantıda neler konuşulacak?

Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
TT

Putin, 4 yıl sonra Hindistan’da: Modi’yle toplantıda neler konuşulacak?

Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin görüşmesi özellikle ABD tarafından yakından takip ediliyor.

Rus lider bugün Yeni Delhi'ye vardı, Modi'yle birebir görüşmeninse yarın düzenlenmesi planlanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rus petrolünü almaması için Modi'ye baskı yaptığı hatırlatılıyor. 

Yeni Delhi yönetimi, Washington'ın taleplerine bir süre direnmiş ancak ABD'nin geçen ay Rus petrol devlerine uyguladığı yaptırımların ardından satın alımları büyük ölçüde durdurmak zorunda kalmıştı. 

BBC'nin analizinde, 2022'de patlak veren Ukrayna savaşından beri ilk kez Hindistan'ı ziyaret edecek Putin'in petrol satın alımlarının tekrar artırılması için Modi'ye baskı yapabileceğine dikkat çekiliyor. 

İkili zirvede, Hindistan ve Rusya'nın Sovyet döneminden beri süren ilişkilerine bağlı oldukları mesajı verilecek. 

NYT'nin haberinde, aynı zamanda görüşmenin Putin için "küresel öneme sahip bir ortağı olduğunu dünyaya gösterme fırsatı" sunacağı ifade ediliyor.

Toplantıda Modi yönetiminin Rus menşeli gübre ürünlerine yatırımını artırması ve Hindistan'da Rusya işbirliğiyle inşa edilecek nükleer santrallerle ilgili konuların ele alınacağı aktarılıyor. 

Ayrıca iş sektöründe ortaklığın da artırılması öngörülüyor. Ukrayna savaşı nedeniyle eleman kıtlığı yaşayan Rus şirketlerin Hindistanlı işçileri kadrolarına katmak istediği belirtiliyor. 

Bu, Putin'in 2021'den beri Hindistan'a yaptığı ilk ziyaret olacak. Diğer yandan iki lider eylülde Çin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısında bir araya gelmiş, geçen yıl da Moskova'da görüşmüştü. 

"Denge politikası sınanıyor"

Diğer yandan görüşmenin, Modi'nin hem Rusya hem de Batı'yla ilişkilerini dengede tutmakta zorlandığı bir dönemde yapıldığına işaret ediliyor. Yeni Delhi merkezli düşünce kuruluşu Global Trade Research Initiative'in (GTRI) görüşme hakkındaki analizinde şu ifadelere yer veriliyor: 

Hindistan için zor olan mesele stratejik dengeyi korumaktır. Washington'dan gelen baskı ve Moskova'ya bağımlılığı yönetirken özerkliği de koruyabilmektir.

CNN'in analizinde de Hindistan'ın denge politikasının son dönemde sınandığı belirtiliyor. Yeni Delhi yönetiminin, Soğuk Savaş'ta kurulan dostluk, askeri işbirliği ve ucuz petrol fırsatı nedeniyle Kremlin'e bağımlı olduğu, diğer yandan da teknoloji, ticaret ve yatırım konusunda Amerika'yla işbirliğinden vazgeçmek istemediği yazılıyor. 

"Yeni S-400 anlaşması gelebilir"

İki ülke arasında savunma sektöründe de kuvvetli bağlar var. Hindistan yönetimi, Çin ve Pakistan'la sınırlarını korumak için askeri ekipmana on milyarlarca dolar harcıyor. 

Hindistan ordusunun elindeki hava savunma sistemleri, savaş uçakları, tüfekler ve füzelerin çoğu da ülkenin en büyük silah tedarikçisi Rusya tarafından üretiliyor.  

Hindistan medyasında yer alan haberlere göre, Modi yönetimi Rus menşeli S-400 hava savunma sistemi için yeni bir anlaşma yapabilir.

S-400 ve Rusya-Hindistan ortak üretimi uzun menzilli BrahMos füzeleri, Hindistan'la Pakistan arasında mayısta patlak veren 4 günlük çatışmalarda önemli rol oynamıştı.

Independent Türkçe, CNN, BBC, New York Times