ABD: Arap aşiret liderlerine saldıranlar 1 ayda teslim edilecek

ABD: Arap aşiret liderlerine saldıranlar 1 ayda teslim edilecek
TT

ABD: Arap aşiret liderlerine saldıranlar 1 ayda teslim edilecek

ABD: Arap aşiret liderlerine saldıranlar 1 ayda teslim edilecek

Suriye’nin kuzeydoğusundaki Arap aşiret şeyhleri ve liderleri ile ABD ordu yetkilileri, Deyri Zor kırsalının doğusundaki El-Ömer Petrol sahasında bir araya geldi.
Görüşmede bulunan yerel kaynakların aktardığına göre, El-Akidat ve Bakkara aşiretlerini temsilen görüşmeye gelen heyet üyeleri, ABD ordu yetkililerinden geçtiğimiz günlerde silahlı suikast sonucu hayatlarını kaybeden El-Akidat aşiretinin reisi Şeyh Matşar el-Hafal ile Bakkara aşiretinin önde gelen şahsiyetlerinden Dahla köyü muhtarı Şeyh Ali el-Veys’in faillerini bularak adalete teslim etmelerini talep etti. ABD tarafı ‘aşiret liderlerini hedef alan cinayetlerin soruşturmasını sürdürme’ sözü verdi.
Heyet üyeleri ayrıca Suriye’deki ekonomik durumdan olumsuz etkilenen yaşam şartlarını ve bölgedeki kötü hizmet altyapısını iyileştirilmesini istedi.
El-Akidat aşireti, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, SDG ve ABD’li yetkililerin failleri 1 ay içinde teslim etme taahhüdünde bulunduğunu bildirdi.
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) El-Akidat ve Bakkar aşiretlerinin yoğun nüfusa sahip olduğu Havayic, Şuhayl ve Ziban beldelerinin giriş çıkışlarını kontrol ediyor. SDG birlikleri, uluslararası koalisyon güçlerinin de havadan destek verdiği operasyonlarla bölgede sıkı güvenlik önlemleri almış durumda. SDG’ye bağlı İç Güvenlik Kuvvetleri de söz konusu bölgelerdeki varlığını artırarak, beldelerin içinde ve dışında arama noktaları oluşturdu.
ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun desteklediği Deyrizor Askeri Konseyi’nin Genel Komutanı Ahmed Ebu Hewla, söz konusu cinayetlerin ardından bölgede bir dizi güvenlik önlemleri aldıklarını aktardı.
Hewla, alınan önlemler kapsamında Arap aşiretlerinin yoğun olduğu bölgelerin güvenlik kuşatması altına alındığını, El-Busayra kentinden Bağuz’a uzanan yolda arama noktalarının artırıldığını, bölgede motosiklet kullanımının yasaklandığını ve Fırat’ın güneyindeki rejim güçleri ile SDG kontrolündeki bölgeler arasındaki geçiş güzergahlarının kapatıldığını belirtti.
Terör örgütü DEAŞ’ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Bakkara aşiretinden Şeyh Ali el-Veys ile El-Akidat aşireti şeyhi Süleyman el-Kesar Ebu Naim suikastını üstlendiğine dikkati çeken Hewla, El-Akidat aşiretinin reisi Şeyh Matşar el-Hafal cinayetini şimdiye kadar üstlenmediğini söyledi.
Hewla, son dönemde Arap aşiret şeyhleri ve liderlerini hedef alan saldırıların artması ve bunun bölge sakinlerinde oluşturduğu paniğe ilişkin olarak şunları kaydetti:
“Bölge sakinlerinin barışçıl olarak başlattığı gösteriler silahlı gösterilere dönüştü. Siviller ile silahlı kişiler birbirine karıştı. Silahlı kişiler, güvenlik güçlerine ait askeri kontrol noktalara ateş açtı. Ateş sonucu bazı savaşçılarımız hayatlarını kaybederken, bazıları da yaralandı. Ayrıca Ziban beldesindeki bir askeri aracımız el yapımı bombayla patlatıldı.”
Bölgede yaşanan kargaşa ortamından Suriye rejimini suçlayan Hewla, rejimin bölgede fitne ateşi yakmak ve Kürt-Arap çatışması çıkarmak için çalıştığını savundu.
Hewla, Esed rejiminin desteklediği güçler tarafından silahlanan kişilerden bazılarını yakaladıklarını belirterek, “Kuvvetlerimiz, uluslararası koalisyon güçlerinin desteğiyle titiz bir istihbarat çalışması yürüttü. Hükümet adına çalışan bazı kişileri ele geçirdik. Olaylara karıştıklarına dair elimizde ses kayıtlar ve deliller var. Bunları yakında sosyal medyada paylaşacağız” dedi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), SDG birliklerinin Şuhayl beldesinde bir sivilin eve baskın düzenleyerek 5’i aynı aileden 6 kişiyi tutukladığını ve bölgeden ayrılmadan önce tutuklananlardan birinin evini ateşe verdiklerini bildirdi. Gözlemevi’nden yapılan açıklamada, tutuklama sebebine ilişkin detay verilmedi.



Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
TT

Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)

Şam, bugün ‘kurtuluşunun’ birinci yıldönümünde Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü, eski rejimin çöküşünü ve lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçışını kutluyor.

Adeta bir tatil havasının hakim olduğu başkentte, geri dönüş hakkının sevinci, hatıraların ağırlığıyla iç içe geçmiş durumda. Sokaklar ise ‘karanlık dönemin’ sembollerinin yerini alan yeni bir kimliği yansıtıyor. Silahlı grupların üyeleri yeni devletin güvenlik kurumlarına entegre edilirken Şamlılar gelecekleriyle ilgili endişelerinin bir kısmından kurtulmuş durumdalar.

Süslemelerin, kalabalıkların, dolu otellerin ve yıllarca süren sürgünün ardından geri dönenlerin ardında, hala kayıp olanların aileleri ve yıkılmış bölgelerin sakinleri arasında hiç bitmeyecek bir hüzün var. Yine de insanlar, sanki ‘duvarların artık kulakları yokmuş’ gibi, açıkça konuşma cesaretini yeniden kazandılar ve bireysel karar verme gücünü ve geri dönme hakkını yeniden kazandıklarına dair genel duygularını ifade ettiler.

Bu değişim, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed'in ülkenden kaçışının ardından yaşanan hareketli gecenin hatıralarını silebilmiş değil. O gece, güvenlik kurumları çöktü, silahlı gruplar kritik öneme sahip karargahları yağmalamak için acele etti ve eski rejimin üyeleri üniformalarını sokaklarda bıraktı. Şam kaosun eşiğine gelmişti.

Ancak Cisr el-Ebyad, Bab Tuma ve el-Kassa gibi mahalleler, doktorlar, öğrenciler ve tüccarlardan oluşan geçici mahalle komiteleri sayesinde kendilerini korumayı başardılar. Bu girişimler sayesinde 200'den fazla hırsız tutuklandı ve mezhep çatışmaları önlerken halkın durumun kontrolden çıkmasını engelleme yeteneğini ortaya koydu.

Öte yandan Tahran'da bugün, İran'ın Suriye'deki dayanak noktasını kaybetmesi, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ‘dış komplo’ hakkındaki konuşması, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye'yi ‘35. Eyalet’ olarak görmesi, diplomasinin savunulması ve milletvekillerinin on milyarlarca doların israf edildiği yönündeki suçlamaları arasında ‘direniş çadırının ana direğinin’ çöküşüyle ilgili çelişkili haberler basında yer alıyor.


Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.


Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
TT

Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, hareketin İsrail ile varılan ateşkes anlaşması kapsamında silah cephaneliğinin "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Yetkili, böylece ABD arabuluculuğundaki anlaşmanın en karmaşık konularından birini çözmek için olası bir formül önerdiğini söyledi.

Hareketin siyasi büro (karar alma organı) üyesi Basem Naim'in açıklamaları, tarafların anlaşmanın ikinci ve daha karmaşık aşamasına geçmeye hazırlandığı bir zamanda geldi.

Naim, hareket liderlerinin çoğunun bulunduğu Katar'ın Doha kentinde Associated Press'e (AP) verdiği demeçte, "Daha fazla gerilimi veya daha fazla çatışma veya patlamayı önlemek için kapsamlı bir yaklaşım benimsemeye açığız" ifadelerini kullandı.

Naim, Hamas'ın "direnme hakkını" koruduğunu, ancak hareketin Filistin devleti kurma sürecinin bir parçası olarak silah bırakmaya hazır olduğunu ifade etti. Naim, bunun nasıl uygulanacağı konusunda ayrıntı vermese de müzakerelere olanak sağlamak için beş ila on yıllık uzun vadeli bir ateşkes önerdi.

Naim, "bu sürenin ciddi ve kapsamlı bir şekilde kullanılması gerektiğini" vurgulayarak, Hamas'ın silahlarıyla ilgili mevcut seçeneklere "çok açık" olduğunu belirtti. Naim, "Filistin'in ateşkes veya müzakere süresince silahların hiçbir şekilde kullanılmayacağına dair garanti vermesiyle, silahların dondurulması, depolanması veya imha edilmesi hakkında konuşabiliriz" ifadesini kullandı.

Ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekim ayında sunduğu ve "garantör devletler" olarak hareket eden uluslararası tarafların da katılımıyla hazırlanan 20 maddelik bir plana dayanıyor. Naim, "planın çok fazla açıklığa kavuşturulması gerektiğini" belirtti.

Uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılması şu anda en acil endişeler arasında.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre en önemli konulardan biri, bu gücün Hamas'ı silahsızlandırmaktan sorumlu olup olmayacağı.

Naim, bunun Hamas için kabul edilemez olduğunu ve hareketin, söz konusu gücün anlaşmanın uygulanmasını izlemesini beklediğini vurguladı. Naim, "Ateşkes anlaşmasını izlemek, ihlalleri bildirmek ve olası bir gerilimi önlemek için sınıra yakın bir BM gücünün bulunmasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. "Ancak, bu güçlere Filistin topraklarında silahsızlanma veya bu tür eylemlerde bulunma yetkisi verilmesini kabul etmiyoruz" diye ekledi.

Naim, ilerlemenin bir işareti olarak, Hamas ve rakibi Filistin Yönetimi'nin, Gazze'deki günlük işleri yönetecek yeni teknokrat komiteyi kurma konusunda ilerleme kaydettiğini açıkladı.

Yönetim ve Hamas'ın, Batı Şeria'da ikamet eden ancak aslen Gazzeli olan Filistin hükümetinden bir bakanın komiteye başkanlık etmesi konusunda anlaştıklarını söyledi.