İran'da ölüm vakaları düşüşe geçti, ölü sayısı 18 bine yaklaştı

Ruhani, yeni bir dalganın ortaya çıkmasını önleme çağrısı yaptı

Başkent Tahran’ın merkezindeki bir caddede yürürken maske takan İranlılar (EPA)
Başkent Tahran’ın merkezindeki bir caddede yürürken maske takan İranlılar (EPA)
TT

İran'da ölüm vakaları düşüşe geçti, ölü sayısı 18 bine yaklaştı

Başkent Tahran’ın merkezindeki bir caddede yürürken maske takan İranlılar (EPA)
Başkent Tahran’ın merkezindeki bir caddede yürürken maske takan İranlılar (EPA)

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, koronavirüs salgınında yeni bir dalganın ortaya çıkmasını önleme çağrısı yaptı. Sağlık Bakanlığı ise koronavirüs hastalığına bağlı ölüm oranlarında son haftalardaki yükselişin ardından nispi bir azalma görüldüğünü, ancak ölü sayısının 18 bine dayandığını duyurdu. Öte yandan, yetkililer 2 bin 500’den fazla yeni bulaş vakasının kaydedildiğini belirterek, 26 eyaletin kırmızı kategoride ve alarm durumunda olduğunu vurguladı.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Koronavirüsle Mücadele Kurulu’nun üst düzey yetkilileriyle yaptığı görüşmede, “koronavirüs salgının tekrarlanmasına neden olacak sağlık protokollerinin göz ardı edilmesine izin vermemeliyiz” ifadelerine yer verirken, “bilimsel tüm kanıtlar, koronavirüs salgınıyla mücadelenin tek yolunun sağlık ve hijyen protokollerinin doğru ve düzgün şekilde uygulaması olduğunu gösteriyor” sözleriyle eklemede bulundu.
Ruhani, “koronavirüs salgınını durdurduktan sonra, tavsiyelere sıkı sıkıya bağlı kalınmaması sebebiyle daha geniş bir salgına tanık olmamız üzücü” ifadelerine yer verdi. İran Cumhurbaşkanı bu noktadan hareketle vatandaşlara, “salgında yeni bir dalganın ortaya çıkmasını önlemek için, tüm herkesin sağlık önerilerine tam olarak ve katı bir şekilde uyması ve mevcut sıçramayı kırması gerekiyor” ifadeleriyle seslendi.
Ruhani, pandemi karşısında yaşam tarzını değiştirmenin önemini bir kez daha vurguladı. Ruhani aynı zamanda, memurların sağlık standartlarına uymamalarının “idari bir suç” olduğunu ve bununla ilgili olarak hükümete ve idari kurumlara talimatlar verdiğine, bu hususun takibinin zorunlu olduğuna işaret etti. Ruhani, medya organlarını “kapsamlı ve ikna edici” farkındalık programları üretmeye ve bunları televizyon veya sosyal medya mecralarında yayınlamaya çağırdı.
İran, Nisan ayı başlarında ekonomik faaliyetlere yeniden başlamadan önce salgından etkilenmeyen eyaletlerdeki durumun kademeli olarak kötüye gitmesinin ardından geçtiğimiz ay başından bu yana yeni bir dalgaya tanık oluyor. Hükümet başlangıçta bu ikinci dalga haberlerine direndi, ancak daha sonra yeni bir dalganın meydana geldiğini kabul etti. Geçen aydan bu yana İran, bulaş ve ölüm vakalarıyla ilgili yeni rekorlar kaydediyor. Bir sağlık yetkilisi dün yaptığı açıklamada, yoğun bakım ünitelerinin yüksek sayıdaki kritik vakalar nedeniyle “zor şartlarla” karşı karşıya olduğunu ve sağlık personelinin bu durum karşısında hastalar arasında tercih yapmak zorunda kaldıklarını belirtti. Hükümet tarafından yapılan açıklamaların birçoğunda, bulaş vakalarından özellikle cenaze merasimleri ve düğünler gibi sosyal münasebetler ve toplantılar sorumlu tutuluyor.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Ruhani, Muharrem ayının ilk on günü boyunca sürecek olan Aşura yas törenlerinin yapılması için Sağlık Bakanlığı’nca açıklanması gereken protokole ilişkin beklentiler arasında, törenlerin yapılmasına olan bağlılığını yineledi. Ruhani dün yaptığı açıklamada, “dini gereklilikler nedeniyle, Koronavirüsle Mücadele Kurulu, Aşura merasimini kutlama olasılığının mantık dahilinde mümkün olduğunu” belirterek, bir sonraki aşamanın, “törenin icra edilmesinden sorumlu yetkililerin kabulü ve insanların kurallara bağlı kalması” olduğuna dikkat çekti. Ruhani, “Aşura törenlerinden sorumlu olanların sadece töreni icra etmekle sorumlu olmadıklarını, fakat aynı zamanda insanların sağlık ve güvenliğini sağlamakla da sorumlu olduğunu bir kez daha vurgulamakta” ısrar etti.
Bununla eş zamanlı olarak Sağlık Bakanlığı sözcüsü Sima Sadat Lari, son 24 saat içinde koronavirüs sebebiyle 174 kişinin hayatını kaybettiğini ve ülke genelindeki ölü sayısı toplamının 17 bin 976’ya yükseldiğini açıkladı.
İran genelindeki bulaş vakası sayısı toplamı, 2 bin 634 yeni vaka ile birlikte 320 bini geçti. Hastanede tedavi altına alınan hasta sayısına bin 304 yeni vaka eklenerek, kritik vaka sayısı toplamı 4 bin 156’ya yükseldi.
İlk salgın vakalarının görüldüğü Şubat ayından bu yana İran’da Kovid-19 virüsünü teşhis etmek için toplam 2 milyon 613 bin test yapıldı. Resmi istatistiklere göre İran’da şu ana kadar 278 bin kişi hastalık semptomlarını atlatarak sağlığına kavuştu.
Sağlık Bakanlığı sözcüsü Lari, başkent Tahran dahil olmak üzere 15 eyaletin hala kırmızı renkte olduğunu ve bu tasnifin bulaş ve ölüm vakalarına göre geniş çaplı salgına tanıklık eden bölgeler için en yüksek dereceli tasnif olduğuna işaret etti. Bakanlık sözcüsü, 11 eyaletin alarm durumunda olduğunu bildirdi. Bu sebeple yetkililer, İran’da yalnızca beş eyaleti yüksek riskli bölgeler listesinde sınıflandırmadı.
Sağlık Bakanlığı sözcüsü Lari dün yaptığı açıklamada, salgının ilk merkez üssü olan Kum şehrinin tekrar kırmızı renkteki eyaletler listesine girdiğini açıkladı. Lari, eyaletlerdeki salgın vakaları eğrisinin son 6 haftadır yükseliş trendi gösterdiğini ifade etti.
Sözcü, İranlılara sosyal mesafe, el hijyeni ve maske kullanımından ibaret olan üç tavsiyeye uyma çağrısını yineledi.
IRNA ajansının haberine göre, başkent Tahran’ın batısındaki Mehrabad Havalimanı iç hatlarının koronavirüs salgını öncesindeki çalışma düzenine dönerek yolcu taşımaya başladığını, düzenlenen 350 seferle günde 350 bin yolcunun taşındığına dikkat çekti.
İran televizyonu, İran’da resmi tatillerin yaklaşmasıyla birlikte, Tahran’dan yola çıkan araçların yollarda oluşturduğu trafik yoğunluğunu gösteren görüntüler yayınladı. Televizyonun haberinde, “seyahat salgının yayılma yollarından biridir” ifadelerine yer verildi.



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe