Ali Koç: Türk futbolu birkaç kulüp dışında bitmiş, batak durumda

Ali Koç: Türk futbolu birkaç kulüp dışında bitmiş, batak durumda
TT

Ali Koç: Türk futbolu birkaç kulüp dışında bitmiş, batak durumda

Ali Koç: Türk futbolu birkaç kulüp dışında bitmiş, batak durumda

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, harcama limitlerinde ve borçların yapılandırılmasında oyun oynandığını ifade ederken anlaşmalarla alakalı, “Bu sistem 1900 bilmem kaç liralık anlaşmalara iter, gerekirse biz de yaparız ama biz yaparsak herkes ağzını açar” diye konuştu.
Fenerbahçe Üniversitesi'nin yeni dönem tanıtım gününe Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük ve yöneticiler katıldı. Tanıtımın ardından basın mensuplarına ilk olarak Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük açıklamalarda bulundu. 24 Kasım 2016 yılında üniversitenin kuruluşunu yerine getirdiklerini belirten Küçük, “Daha sonra gelişen dönemlerde kiralık bina aradık ve burayı kiraladık. Kontenjan olarak 960 almıştık. Haziran 2018 de başkanlık seçimi yapıldığı için yeni gelen yönetim üniversitenin 1 sene ötelenmesine karar verdi ve 1 senelik süre içerisinde Medicana ile işbirliği yaparak geçen sene ilk öğretim hayatına başladık. Bu sene ikinci öğretim yılımız bu sene 1200 kontenjanımız var. Bütün yükseköğretim yaşına gelen öğrencilere Fenerbahçe Üniversitesi'ni tavsiye ediyorum” dedi.
Küçük'ün konuşmasının ardından ilk olarak Fenerbahçe Üniversitesi ile alakalı konulara değinen Koç, “Üniversitemizin tanıtım günlerine geldik. Vefa beyin ifade ettiği gibi 2018 yılında biz göreve geldiğimizde bizden önceki yönetimin arzusu eğitimi başlatmaktı. Ancak bizim aldığımız tabloda böyle bir şeyin olması söz konusu değildi. Çünkü Fenerbahçe Üniversitesi'nin vermesi gereken eğitim düzeyi kalitesinin üstte olması lazımdı. Bizim bunu 2018 yılına yetiştirmemiz mümkün değildi. Dolayısıyla ben ve yönetimin ilk icraatlarından biri bu oldu. YÖK Başkanı ile görüştük ve süre uzatımı istedik, anlayışla karşıladılar. Bizim bu işte 3 seçeneğimiz vardı. Ya bu işten çıkmak, ya 1 sene ertelemek, ya da devretmekti. Biz iş birliği modelini tercih ettik. Medicana grubunu tercih edene kadar muhtelif alternatifleri değerlendirdik. Aradan geçen süre zarfında ne kadar iyi tercih yaptığımızı gördük. Kulüpler ciddi mali sıkıntı içinde. Bunların başında en ağır sıkıntıyı yaşayan Fenerbahçe var. Hiçbir büyük kulübün kendi başına üniversite yapma imkanı söz konusu değil. Geçmiş yönetimin almış olduğu bu imtiyazdır. 2. yılımız olacak üniversitede. Bana göre bir vakıf üniversitesi için 280-290 talebeyle başlamak büyük bir başarıdır. 400 talebeye tam burs vereceğiz. Buranın cazibesini de arttıracak bu durum. Bir üniversitede en önemli şey hocaların kalitesidir. İkincisi ise buraya alacağınız talebelerin kalitesidir. Öncelikle mali açıdan uzun bir süreç bu. Burası iyi bir üniversite olacak ise en az 4-5 yıl büyük mali yüklere katlanmak durumunda. Medicana ile bu işe girerken bunun uzun bir yol olduğunu görüyordu. Biz kendimiz üniversite kurmuş bir grup olarak ne kadar zaman ve maddi imkanlar olduğunu bilen biri olarak bu doğrultuda çalıştık. YÖK'e bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bizlere kontenjanlar açtı ve imkanlar verdi. İnşallah bizde onların beklentilerini orta ve uzun vadede yerine getiririz. İlk eğitim yılı açısından geldiğimiz nokta son derece memnuniyet verici. Burada bizim yüzde 2'lik burs hakkımız var. Tam yüzde yüz bursu Fenerbahçe'nin vereceği talebeler de olacak. Biz Fenerbahçe olarak spor tesislerimizi üniversitenin emrine verdik. Önemli olan buranın kaliteli öğrenciler yetiştirmesi. İnşallah bir kısmı kulübümüze, camiamıza hizmet eder. Ama en önemlisi ülkemize hizmet etmesi. Çok yakında bugün ekilen tohumlar meyve verecek” ifadelerini kullandı.

“Fenerbahçe olduğu için imkan tanımıyorlar”
Harcama limitleri ve yapılandırmalar hakkında konuşan Ali Koç, “Bu sürdürülebilir bir ortam değil. İçinde bulunduğumuz duruma sadece Fenerbahçe olarak bakmamak lazım. Türk futbolu birkaç kulüp dışında bitmiş, batak durumda. Büyük kulüpler özellikle sıkıntıda ve bu öyle bir noktaya geldi ki birkaç kişinin söylediği 'deniz bitti' tarifini hak eden durumdayız. 2018 ocak ayında ilk toplantıda bunu dile getirdiğimde birkaç kişi bahsediyordu ama şimdi herkes bundan bahsetmekte. UEFA'nın geliştirmiş olduğu FFP netice vermedi ve bizlerde taahhütler doğrultusunda yerli FFP geliştirdik. Buradaki amaç kulüplerin rekabet edebilmesidir. Gerektiği zamanda müdahale etmektir. Ama bu kulüpler bir senede bu hale gelmediyse bunun çözümü de bir sezondan bir sezona olmaz. Bunu 11 yaşındaki çocuğa bile anlatsanız anlar. Fenerbahçe finansal açıdan baktığımızda 92 milyon Euro maaş bütçesini 64'e indirdi. Yeni borç almadık. Belli bankaların borcunu indirmişiz. Aşağı yukarı 40 milyon Euro. Bunu yaparken kulübümüzün ürettiği gelirin yüzde 80'i de kulübe girmeden bankalara gittiği ortamda bu yönetim gelmiş , kendi imkanlarıyla bu gemiyi bir yere kadar yüzdürmüş. Şimdi bizim 64 milyondan 1 sezonda 18 milyona düşmemiz bekleniyor. Bunun hiçbir şekilde gerçekçi olmadığını herkes net bir şekilde görür. Hal böyleyken böyle bir beklenti içinde olunması bizlerde farklı düşüncelere itiyor. Ama bugün bir kuruş borcu olmayan, sporcularına borcu olmayan kulüpler var. Mesela onların bakıyorsunuz 150 almış, 70 almış nasıl olabilir bu. Adam 200 milyonluk transfer geliri sağlıyor ama hesaplamada bunun 3 te 1'i yazılıyor banka borcu ödemek için ama kulübün banka borcu yok. O da cezalandırılmış oluyor. Bu sistem sürdürebilir sistem değil. Mart ayı itibariyle tüm kulüplerin imza attığı 1 kulübün soğuk baktığı bir paket var. Ama ne hikmetse bunlar pek kaale alınmıyor. TFF istişare ettik dediği zaman çok yüzeysel yapıyor ve geçen seneki sistemi uygulayacağım diyor. Geçen seneden bu yana pandemi oldu ve ne kadar kombine bilet satacağız belli değil. Yayıncı kuruluş teklifler yapıyor ve teklifler vermesi gereken bedelin altında. Stat gelirlerin ne olacağı belli değil. Hal böyle iken bu sistemi uygulamak gerçeklik dışı. Bu tutumu anlamakta güçlük çekiyorum. Bu sadece bizi etkilemiyor. Neresinden bakarsanız rakamlar tutarlı değil. Fenerbahçeyi sıkıntıya sokan ikinci konu yapılandırma. Bu limitleri yapılandırma durumu belirliyor. Yapılandırma yapan kulüplerin ana parası hesaptan çıkartılıyor, biz yapmadığımız için ekleniyor. 2 sene sonra yapılandırma yapmış kulüpler ana paralarını ödemeye başlayınca eksi çıkacak. O zaman ne yapacaksınız dediğimizde 'o zaman bakarız' diyorlar. Biz niye imzalamadık? Yapamayacağımız için imzalamadık. Bunun ağır cezaları var. Yoksa biz istemez miyiz borcu yapılandıralım 250 milyon nakit alalım. Bankacılarında bir yere kadar söz hakkı var. Onlara da belli sınırlar çiziliyor. 5 senede bu durum dönmez. 10 senede bu durum ödenebilir. Başından böyle yapılmadı diye sorduğumuzda bize öyle dediler diyorlar. İçinde bulunduğumuz finansal durum sıkıntılı ama büyük kulüpler 10 yıllık süreçte bu borçları ödeyebilecek ekonomiye sahip. Bu bir sektör ve bu sektörün oyuncularıyız biz. Nasıl diğer sektörlerde yapılandırmalar yapılıyorsa burada da yapılmalı. Burada yapılacak doğru bir yapılandırma 2-3 sene ana para faiz ödemesiz 10 yıllık bir süreçte sıcak para vererek bu iş döner. Bankacılarda bunu biliyorlar ama ne hikmetse başından bu kurguyu doğru yapamıyoruz. Biz daha hiç anlaşmadık, bırakın anlaşmayı döviz borcunu bile TL'ye çevirmeye imkan vermiyorlar. Fenerbahçe olduğu için mi imkan tanımıyorlar. Dolayısıyla biz çalıştık bazı bankalarla ve uygulanabilir modeli de geliştirdik. Bizler sonuçta bu paraları cebimize atmıyoruz. Burada bir yönetim gelmiş ben bankacı olsam Fenerbahçe yönetimini pamuklara saklar korurdum. Adamlar borçlarını düşürmüşler ve tehlikenin farkındalar diye ama aynı gemide değilmişiz gibi garip durumla karşı karşıyayız. Siz bir lokantasınız ve borcunuz var. Bu borcu ödemek için müşteri çekmeniz lazım. Bunu yeniden yapılandırıyorsunuz ama gıda, sebze alamazsın müşterilerden gelir sağla diyorsun. Durum aynen böyle. 64'ten 18'e inmeniz lazım diyorlar. Yeni transferi bırak elimizdeki oyuncuları sağlayamıyorsunuz. TFF'nin işi gerçekçi bir model uygulaması bankalarla beraber. Ama kulüpler çarçur eder, bütçelere uymazsa o zaman kefil olalım biz. O zaman bir geçmiş sıkıntı üreten insanlara kefil olmak durumunda kalalım. Bu borcu oluşturan kimselerin sorunu yok, sıkıntı yeni yönetimde oluyor. Dolayısıyla aklı selimin bu süreçte galip geleceğini ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Burada bir oyun oynanıyor”
Limit ve yapılandırma konularıyla bir oyun oynandığını belirten Koç, “Burada bir oyun oynanıyor. Oyunun parçaları kim, hedefleri kim ufak ufak çıkmaya başladı. Bu sadece Fenerbahçe'nin sorunu değil 6-7 kulüp daha rahatsız. Ama dikkat edin TFF bir açıklama yapıyor açıklama yapmadan 2-3 kulübü arıyor soru soruyor. Onlar da normal diyor. Sanki tek anormal gören Fenerbahçe. Sonra kendileri açıklama yapıyorlar kararlıyız diye. Gördük kaç tane konuda kararlıydılar, geri adım attılar. Fenerbahçe olarak 64'ten 18'e inemeyiz. Dolayısıyla orta yol bulunmak zorunda. Modelin de içinde sıkıntılar var. Sıkıntılar oluştuğu zaman çözeriz diyorlar. Diğer kulüpler bizden daha çok yaygara çıkartacak 2 sene sonra ana paralar ödemeye başlayınca. Olmayacak bir şeyin altına niye imza atalım. Ne yapmamız isteniyor anlamış değilim. Varsa TFF'nin yöntemi göstersin bize. Önemli olan benim total bütçemi nereden nereye çektiğim. Sen daha benim kimi alıp satacağımı bilmiyorsun ki. Çok transfer yapıyorsunuz diyorlar. 14 oyuncunun kontratı bitmiş yapmayalım mı transfer. Bu işte çok garip yaklaşım var. 15 Ağustos'ta ligleri başlatacağız dediler. Hangi adam bunu düşünebilir ama bunu da düşündüler. Allah'tan 11 Eylül oldu. Anlam veremiyorum bazı şeylere. Fenerbahçe'yi böyle yalnızlığa itip yöneteceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bir orta yol bulunsun. Finansal açıdan biz elimizdeki imkanlarla yaparız. Bizim artık desteğe ihtiyacımız var. Ama bunları yakaladık gösterelim bunlara derseler iş bambaşka boyutlara gider. Fenerbahçe taraftarına ve derneklerine çok teşekkür ediyorum. Kulüp hareket etmeden camiaya destek çıktılar. Fenerbahçe'nin büyüklüğünü bir kez daha gördük. İçinde bulunduğumuz ruh hali Türk futboluna yarar sağlamaz. Daha sürdürülebilir bir modele geçmek zorundayız. Taraftarımız kombineyi açıklayın diyorlar maça gitmesek bile olur diyorlar. Talimat geldi kombine yapmayın diye. Taraftar maça gitmeyecek. Ona göre maddeyi koydurursun. Taraftar katkıda bulunmak istiyor. Formalarımıza müthiş bir ilgi var. İş adamları bizleri desteklemek istiyor. Öyle bir zamanki en küçük taraftardan en büyük iş adamına kadar kenetlenmesi gerekiyor. Bu sistem hileye hurdaya götürür işi. Bu sistem 1900 bilmem kaç liralık anlaşmalara iter, gerekirse biz de yaparız ama biz yaparsak herkes ağzını açar. Bu iş insanları hileye itiyor. Bu iş böyle gitmez. Taraftarımıza dikkat etmesini söylüyorum. Bizi yalnızlığa itmeye çalışıyorlar. Bu şekilde tepki koyan kulüplere hallederiz diyorlar, bizi arayan kimse yok. Burada oyun oynanıyor. Hadi bakalım nereye gidecek göreceğiz” şeklinde konuştu.
Başkan Ali Koç konuşmasının son bölümünde adı İtalyan kulüpleri ile anılan Vedat Muriqi'ye herhangi bir teklif olmadığını belirtti.



Renard Şarku'l Avsat'a: Yeşil Şahinler Arjantin senaryosunu tekrarlayabilir

Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
TT

Renard Şarku'l Avsat'a: Yeşil Şahinler Arjantin senaryosunu tekrarlayabilir

Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)
Renard, kura törenine katılımı sırasında (AP)

 

 

 

Washington: Sultan el-Subhî

Suudi Arabistan Milli Takımı Teknik Direktörü Fransız Hervé Renard, 2026 Dünya Kupası'nda Yeşil Şahinler'i bekleyen görevin zorluğunu kabul ederek, kura çekiminin onları bir kez daha zorlu bir gruba yerleştirdiğini vurguladı.

Kura çekiminin ardından Şarku'l Avsat'a konuşan Renard, "Suudi Arabistan'ın grubu her zaman zordur. Dört yıl önce Arjantin ve Meksika ile oynamıştık, bugün FIFA sıralamasında en üst sırada yer alan ve tartışmasız dünyanın en iyisi olan İspanya ile karşılaşıyoruz. Ayrıca çok güçlü bir takım olan Uruguay ile de karşılaşıyoruz" dedi.

Şöyle devam etti: "Yeşil Burun Adaları milli takımı da ilk kez sahneye çıkacak ve dünyaya büyük bir performans sergileyebileceğini kanıtlamaya çalışacak. Dünya Kupası'nın doğası bu... Seviye yüksek ve kolay maç yok."

Şarku'l Avsat'ın, İspanya büyüklüğündeki bir takıma karşı Arjantin karşısındaki kazanma senaryosunun tekrarlanma olasılığına ilişkin sorusuna Renard, kendinden emin bir şekilde, "Öncelikle şunu söyleyeceğim: İspanya'yı yenebiliriz” dedi.

Renard, 2026 Dünya Kupası hazırlık programının başlangıç ​​tarihi hakkında şunları söyledi: "Henüz bilmiyoruz. Maç yerleri, konaklama ve tüm organizasyon detayları tamamen netleştiğinde hazırlıklara başlayacağız. (Nerede olduğunu) öğrendiğimizde her şeyi organize edebiliriz."

Şarku'l Avsat'ın 2022 Dünya Kupası hazırlıkları ile yaklaşan hazırlıklar arasındaki farklarla ilgili sorusuna Renard, "Farklı bir takımımız var. Önceki nesilden sadece dört oyuncumuz var. Bazıları Dünya Kupası'nda ilk kez oynayacak. Tecrübeye ihtiyaçları var, ancak bazen bu maçlar, özellikle de İspanya maçı, tecrübe kazanmak için bir fırsattır" dedi.

2026 Dünya Kupası kura çekiminde Suudi Arabistan Milli Takımı, tarihi güç, Avrupa becerisi ve Afrika hırsının birleştiği H Grubu'nda Uruguay, İspanya ve Yeşil Burun Adaları ile karşı karşılaşacak.

Yeşil Şahinler, mücadeleye Uruguay ile zorlu bir maçla başlayacak ve ikinci turda dünya lideri İspanya ile karşılaşacak. Grup aşamasında ise turnuvaya ilk kez katılarak sürpriz yaratma hedefinde Yeşil Burun Adaları ile karşılaşacak.  


Şampiyonluk son yarışa kaldı: F1 tarihinden 5 efsanevi geri dönüş

Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
TT

Şampiyonluk son yarışa kaldı: F1 tarihinden 5 efsanevi geri dönüş

Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)
Kimi Raikkonen'in 2007'de kazandığı şampiyonlukta, rakiplerinin puanı tarihe geçecek kadar onunkine yakındı (Reuters)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Formula 1'de son haftaya kalan şampiyonluk yarışını ve geçmişten günümüze uzanan efsane geri dönüşleri inceliyoruz.

2025'te Formula 1, şampiyonluk mücadelesinin son yarışa kadar sürdüğü nadir sezonlardan birini daha gördü.

Zirve hâlâ değişebilir: Lando Norris, Oscar Piastri ve Max Verstappen arasındaki puan farkı, sıralamayı tek bir yarışta tersine çevirebilecek kadar az.

Verstappen’in Las Vegas ve Katar'daki zaferleri, McLaren pilotlarının sezon boyu süren ikili şampiyonluk mücadelesine katılmasını sağladı.

fdbgr
Abu Dabi'deki yarışta alınabilecek 25 puan olduğundan üçüncü sıradaki Piastri'nin de matematiksel olarak şansı var (F1)

Bu yılın hikâyesi sadece hızdan ibaret değil. Aynı zamanda strateji, baskıyla başa çıkma ve doğru zamanda doğru hamleleri yapmakla ilgili. Tarih bize gösteriyor ki Formula 1'de şampiyonluk matematiksel olarak garanti altında değilse hiçbir fark, son yarış öncesinde güvenli değildir. Geçmişte, bazı şampiyonlar yalnızca bir yarış galibiyetiyle, bazılarıysa sezon finalinde bir puan farkla zafer elde etti. İşte, Formula 1 tarihine damga vurmuş 5 efsane geri dönüş:

1976 - James Hunt 

1976 sezonu, James Hunt ve Niki Lauda arasında geçen ünlü şampiyonluk mücadelesiyle F1 tarihinin en bilinen sezonlarından biri.

Sezonun ilk yarışlarında Lauda favori gibi görünüyordu ve 16 yarışlık sezonun 10. ayağı olan Almanya Grand Prix'sine Hunt'ın 23 puan önünde gelmişti. Avusturyalı pilotun Nurburgring'de geçirdiği korkunç kazada ciddi yanıklara maruz kalmasıyla tablo değişti.

sdfeg
James Hunt, 7 sezon süren F1 kariyerine 10 yarış galibiyeti sığdırdı (Wikimedia Commons)

Sadece iki ay sonra 4 yarış kala geri dönmesini sağlayan olağanüstü bir iyileşme sürecinin ardından Lauda, Japonya'daki sezon finaline Hunt'ın üç puan önünde girdi.

Ancak Fuji'deki sağanak yağmurda yarışmanın pilotlar için güvenli olmadığını düşünen Lauda yarıştan çekildi ve üçüncü olan Hunt, ilk ve tek dünya şampiyonluğunu kazandı.

1982 - Keke Rosberg

1982 Formula 1 sezonunun üçte ikisinden biraz fazlası tamamlandığında, Keke Rosberg 23 puanla şampiyonada 5. sıraya yerleşirken, Didier Pironi 39 puanla liderdi. Pironi ve en yakın rakipleri John Watson, Alain Prost ve Lauda ikişer zafer elde etmişken Rosberg henüz galibiyet alamamıştı.

fg
Keke Rosberg'in oğlu Nico Rosberg de bir F1 şampiyonu (Reuters)

Ancak Pironi'nin Almanya Grand Prix'sinde geçirdiği ve F1 kariyerini sona erdiren kazada sakatlanmasıyla Rosberg kendini şampiyonluk mücadelesinde buldu. Dijon'da kazanarak şanssızlığını kıran Rosberg, sezon finaline en yakın rakibi Watson'a karşı 9 puanlık bir avantajla girdi.
Watson, Caesars Palace Grand Prix'sini ikinci sırada tamamlarken, Rosberg'in 5.'liği Fin pilotun tek pilotlar şampiyonluğunu kazanması için yeterli oldu.

1983 - Nelson Piquet

Alain Prost, Hollanda Grand Prix'sinde kendisinden beklenmedik bir şekilde Piquet'ye çarptığında bile, Renault adına Fransa'nın ilk dünya şampiyonu olmaya aday görünüyordu.

erf
1978'den 1991'e kadar F1'de yarışan Nelson Piquet'nin üç şampiyonluğu var (Reuters)

Prost, Ferrari'nin Hollanda GP galibi René Arnoux'nun 8 puan önündeydi ve Piquet üçüncü sırada 14 puan gerideydi. Ancak BMW motorlu BT52'yle Monza ve Brands Hatch'te üst üste gelen zaferler, Brezilyalı Piquet'nin Kyalami finaline giderken Prost'la arasında sadece iki puan kalmasını sağladı. Prost'un turbo motoru onu yarı yolda bırakınca da Piquet'nin şampiyonluk yolu açılmıştı.

Üçüncü olan Brezilyalı, BMW'ye ilk ve tek F1 şampiyonluğunu kazandırmıştı.

2007 - Kimi Räikkönen

Pilotlar şampiyonasındaki en unutulmaz geri dönüşlerden biri, çaylak Lewis Hamilton'la iki kez dünya şampiyonu Fernando Alonso arasında McLaren'da yaşanan gergin takım içi mücadeleyle bilinen 2007 sezonunda gerçekleşti.

Hamilton, 84 puanla son 5 yarışa girerken sıralamanın zirvesindeydi; Alonso'nun 5, üçüncü sıradaki Felipe Massa'nın ise 15 puan önündeydi. 4. sırada ise 68 puanla Kimi Raikkonen vardı. Fin pilot, Ferrari tulumuyla ilk sezonunda o ana kadar üç galibiyet elde etmişti.

wdc
Kimi Raikkonen hâlâ Ferrari'nin son şampiyon pilotu (Reuters)

Belçika'da bir galibiyet daha alması Raikkonen'in farkı kapatmasına yardımcı olsa da Hamilton ve Alonso, bitime iki yarış kala hâlâ öndeydi. Ancak Hamilton, sondan bir önceki yarışta ıslak zeminde pit girişindeki çakıllara saplanıp F1'de ilk kez yarış dışı kaldığında, Çin'de zaferi Raikkonen elde etti ve şampiyonluk yarışında Hamilton'la arasında sadece 7 puan vardı.

"Buz Adam" lakaplı pilot, sezonun kapanış yarışı olan Brezilya Grand Prix'sinde de zafere ulaşırken, Alonso ve Hamilton sırasıyla üçüncü ve 7. sırada kaldı. Bu sayede Raikkonen, McLaren ikilisinin sadece bir puan önünde şampiyonluğu kazandı. Sezonun bitiminde Fin pilot 110 puana ulaşmışken, McLaren pilotları 109'ar puan toplamıştı.

2012 - Sebastian Vettel

Geriden gelip şampiyon olmayı çok iyi bilen Sebastian Vettel, 2010'da (o yıl puanlama sistemindeki değişiklikle artık galibiyete 25 puan veriliyordu) ilk şampiyonluğunu Alonso'nun sadece 4 puan önünde almıştı.

Ancak geri dönüşün çarpıcılığı sözkonusu olduğunda 2012 sezonu özellikle unutulmazdı. 2012 sezonunun ilk 7 yarışının her birinde farklı bir sürücü zafere ulaştı ve bunlardan biri de Vettel'di.

egr
Red Bull'un dahi mühendisi Adrian Newey, Sebastian Vettel ve Red Bull takım patronu Christian Horner, Vettel'in üçüncü şampiyonluğunu kutluyor (Reuters)

Bu arada Alonso şampiyonada liderliğe yükseldi ve 8 yarış kala Vettel'in 140 puanına karşılık 164 puana sahipti. Alman pilot daha sonra sezonun son bölümünde üst üste 4 yarış kazanarak gücünü gösterdi ve Brezilya'daki finale girerken Alonso'nun 13 puan önünde yer aldı.

Vettel'in Bruno Senna'yla ilk turda yaşadığı kazanın ardından arka sıralara düşmesiyle, bu avantaj yarış başlayalı henüz birkaç dakika olmuşken buharlaşmış gibi görünüyordu. Red Bull pilotu, aracında hasar oluşmasına ve yağmurun başlamasıyla birlikte uzun bir pit stop yapmasına rağmen çizgiyi 6. sırada geçerek yarışı ikinci bitiren Alonso'nun üç puan önünde kalmayı başardı.

Bakalım pazar günü tüm bu efsanevi geri dönüşlere bir yenisi daha eklenecek mi? Şampiyona lideri olan McLaren'ın Britanyalı pilotu Lando Norris'in şampiyonluğu kazanabilmesi için podyuma çıkması yetiyor. Max Verstappen'in zafere ulaşması içinse yarışı birinci bitirmesi yetmeyecek, aynı zamanda Lando Norris'in podyumun dışında kalmasını, yani ilk üçe girememesini bekleyecek. 

Abu Dabi Grand Prix'si yarış programı 

BeIN Sports'tan izlenebilen Formula 1 Abu Dabi GP'sinin programı şöyle: 

Birinci antrenman - 5 Aralık 12.30

İkinci antrenman - 5 Aralık 16.00

Üçüncü antrenman - 6 Aralık 13.30 

Sıralama turları - 6 Aralık 17.00

Yarış - 7 Aralık 16.00

Kaynaklar: F1, Race Mate, Goodwood 


Birleşik şampiyon Usyk'in sıradaki rakibi Wilder mı?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Birleşik şampiyon Usyk'in sıradaki rakibi Wilder mı?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Unvanını gönüllü olarak savunabileceği açıklanan Oleksandr Usyk, WBC ağırsıklet dünya şampiyonluğu için Deontay Wilder'la dövüşmek üzere anlaşmaya yaklaşıyor gibi görünüyor.

24'e 0'lık karnesiyle yenilgisiz olan Usyk, WBC, WBA ve IBF birleşik şampiyonu ancak  kasımda WBO kemerini boşalttığından artık tartışmasız şampiyon statüsünde değil. WBO ağırsıklet kemerinin yeni sahibi Britanyalı Fabio Wardley.

Ukraynalı boksör, temmuzda Wembley'de Daniel Dubois'yı nakavt ettiğinden beri dövüşmedi. WBC kemerini gönüllü olarak savunma talebinde bulundu ve bu talep organizasyon tarafından kabul edildi.

Ve gelecekte, sporun en tanınmış dövüşçülerinden biri olan ve Amerika'nın en tanınmış ağırsıkleti Wilder'la büyük ilgi görecek bir dövüş gerçekleşebilir.

WBC Başkanı Mauricio Sulaiman, Sky Sports'a şunları söyledi:

Deontay Wilder, 8. veya 9. sırada yer alıyor, bu yüzden isterlerse Oleksandr Usyk'e meydan okuyabilir. Usyk'in gönüllü savunma için verdiği dilekçe bugün kabul edildi.

Wilder, 2015'le 2020 arasında WBC kemerini elinde bulunduran eski bir dünya şampiyonu ve en ünlü rekabeti de bu dönemde başladı.

"Bronz Bombacı", Tyson Fury'yle beğeni toplayan bir üçleme yaptı ve ikili, Aralık 2018'de berabere kaldı. Fury, sonraki iki maçı nakavtla kazanarak WBC kemerini Wilder'ın elinden aldı.

2022'de Robert Helenius'u nakavt ederek toparlanmayı başarsa da Wilder, Joseph Parker'a puanla yenilip 2024'te Zhilei Zhang tarafından acımasızca nakavt edilince iki maç üst üste mağlup oldu.

Ancak bu haziranda 39 yaşındaki Wilder, Tyrell Herndon'ı yenerek üç yıl aradan sonra ilk galibiyetini aldı ve WBC'nin ilk 10'una geri döndü.

Artık 40 yaşında olan Wilder, şampiyonluk mücadelesine yeniden katılabilir ve Team Usyk CEO'su Serhii Lapin, bu dövüşü potansiyel bir miras maçı olarak görüyor.

Lapin, Ready to Fight'a, "Wilder, Usyk'in karnesine eklenecek dev bir isim" diye konuştu.

Neslinin en tehlikeli yumrukçularından biri, eski bir dünya şampiyonu ve boks dünyasında tanınan bir dövüşçü. Böyle bir adamı yenmek, Usyk'in mirasını güçlendiriyor ve ağırsıklet tarihinde önemli bir sayfayı daha kapatıyor. Bu sıradan bir dövüş değil. Taraftarların, medyanın ve tüm sektörün muazzam ilgisini çeken bir olay.

Independent Türkçe