Beyrut'taki patlamaya fotoğraf çekimi sırasında yakalandılar

Beyrut'taki patlamaya fotoğraf çekimi sırasında yakalandılar
TT

Beyrut'taki patlamaya fotoğraf çekimi sırasında yakalandılar

Beyrut'taki patlamaya fotoğraf çekimi sırasında yakalandılar

Lübnan’ın başkenti Beyrut'taki şiddetli patlamaya ilişkin yeni bir görüntü daha ortaya çıktı. Patlamaya bir gelin ve damat düğün fotoğrafı çekimi sırasında yakalandı. O anlar saniye saniye kameraya yansıdı.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos tarihinde Beyrut Limanı'ndaki depoda bulunan amonyum nitratın yanması sonucu büyük bir patlama meydana gelmişti. Patlamada 154 kişi hayatını kaybetmiş, 120'si ağır 5 binden fazla kişi yaralanmıştı. Şiddetli patlamaya ilişkin yeni bir görüntü daha ortaya çıktı. Kameraya yansıyan görüntülerde patlamanın olduğu bölgeye yakın bir noktada düğün fotoğrafı çekimi yaptıran bir gelin ve damat patlama anına tanık oluyor, etraftaki camların kırıldığı, çiftin büyük korku yaşadığı görülüyor.

Emin Şamlı ve Hind Fanous'un fotoğraf çekimini gerçekleştiren İbrahim Kitmitto o anları, “Patlama anında ne olduğunu bilmiyorduk. Bu bir deprem mi yoksa dünyanın sonu mu, çünkü hayatımızda bu sesi hiç duymadık, çok korkunç bir sesti. Camlar ve molozlar üzerimize düştü, Şükürler olsun ki hayattayız herkesin durumu iyi” diyerek anlattı.



"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
TT

"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)

Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ın yaklaşık 100 kilometre doğusundaki Kisiljevo, turistlerin köye gelmesi için sıradışı bir yol seçti. 

300 yıl önce gömülmüş bir kişinin mezarı, turistik cazibe unsuru oldu. Zira köylülerin iddiasına göre bu mezar, kayıtlı ilk vampire ait. 

"Vampirlerin babası" diye de bilinen Petar Blagojevic'in cesedi, gece uyanıp köylüleri öldürdüğü iddiasıyla 1725 yazında mezardan çıkarılmış. 

Ailesi 11 kuşaktır köyde yaşayan eski muhtar Mirko Bogicevic, "Ceset hiç bozulmamıştı. Ona kazık sapladıklarında kulakları ve ağzından taze kan akmıştı" diyor. 

Petar Blagojevic'in hikayesi üzerine uzmanlaşan Bogicevic sözlerine şöyle devam ediyor:

Muhtemelen vampir olma şansına ya da şanssızlığına sahip sıradan bir adamdı. Kisiljevolu olduğunu ve 1700'deki kayıtlarda adının geçtiğini biliyoruz.

Mezardan çıkarıldıktan sonra yakılan cesedin külleri yakındaki bir dereye atılsa da köylüler, Blagojevic'in hikayesinin turistleri çekmesini bekliyor. 

Görsel kaldırıldı.
Viyana merkezli Wienerisches Diarium gazetesinin 21 Temmuz 1725'e ait sayısında Blagojevic'in hikayesi anlatılıyor (AFP)

Diğer yandan Trinity College Dublin'in Avrupa Çalışmaları Merkezi Direktörü Clemens Ruthner, Avusturyalı doktorlar ve askerlere dayandırılan haberin bir yanlış anlaşılma ürünü olduğunu savunuyor:

Bulgarca'daki eski kelimelerden "upior", "kötü kişi" anlamına geliyor. Bence köylüler bu kelimeyi gevelerken doktorlar yanlış anlayıp "vampir" yazdı. Cesedin ağzından kan geldiğini duyunca da kan içtiğini sandılar ama bu yanlış, köylüler böyle dememişti.

Ruthner, şarbon hastalığının bölgedeki gizemli ölümleri açıklayabileceğini söyleyip ekliyor:

Cadılık gibi vampirlik de insanların anlamadığı şeyleri, özellikle salgın gibi toplumsal olayları açıklamak için yaygın olarak kullanılmış.

Independent Türkçe, France24, AFP