Uzayda radyasyona maruz kalan astronotlara şaşırtıcı çözüm: Çernobil'de yetişen mantarlar

1986'da yaşanan Çernobil felaketinin yaklaşık 200 bin kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak ölümüne sebep olduğu düşünülüyor (Wikimedia Commons)
1986'da yaşanan Çernobil felaketinin yaklaşık 200 bin kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak ölümüne sebep olduğu düşünülüyor (Wikimedia Commons)
TT

Uzayda radyasyona maruz kalan astronotlara şaşırtıcı çözüm: Çernobil'de yetişen mantarlar

1986'da yaşanan Çernobil felaketinin yaklaşık 200 bin kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak ölümüne sebep olduğu düşünülüyor (Wikimedia Commons)
1986'da yaşanan Çernobil felaketinin yaklaşık 200 bin kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak ölümüne sebep olduğu düşünülüyor (Wikimedia Commons)

Çernobil nükleer fekaketinin yaşandığı alanda bulunan bir tür mantar, astronotların derin uzay görevinde rasyasyondan korunmasını amaçlayan bir proje kapmsamında uzaya gönderildi.
Hakem onayı bekleyen makalelerin yayımlandığı biorXiv’de projeyi açıklayan bilim insanları, “Derin uzay araştırma görevlerinde insanlar için en büyük tehlike radyasyon” ifadelerini kullandı.
NASA yetkilileri ve SpaceX gibi özel şirketler, insanları Mars’a gönderme arzusunu açıkça ortaya koyuyor. Ancak bu gerçekleşmeden önce birçok teknik zorluğun üstesinden gelinmesi gerekiyor. En ciddi sorunlardan biri de astronotları radyasyondan korumak.
Bu nedenle astronotları korumanın uygun yollarını arayan bilim insanları, Dünya’daki en radyoktif bölgelerden biri olan Çernobil’deki yıkık reaktörlerin içinde yetişebildiği gözlenen bir mantar türüne odaklandı.
Cladosporium sphaerospermum isimli mantarın kullanıldığı araştırma projesini, Kuzey Carolina Charlotte Üniversitesi, Stanford Üniversitesi ve Kuzey Carolina Bilim ve Matematik Okulu'ndan bilim insanları başlattı.
Çernobil’de yetişen mantarın gama radyasyonunu kimyasal enerjiye dönüştürmek için melanin kullandığı ve “radyosentez” yaptığı düşünülüyor. Proje kapsamında mantarın bulunduğu bir petri kabının, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki (UUİ) astronotlar tarafından izlendiği ifade ediliyor.

Cladosporium sphaerospermum'un büyümesi ve iyonlaştırıcı radyasyonu hafifletme yeteneği UUİ’de 30 gün incelendi.
İnceleme sonucunda mantarın uzayda, Alçak Dünya Yörüngesi’nde yetiştirilebileceği keşfedildi. Araştırmacılar, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Büyüme özellikleri, mantarın uzay radyasyonuna adapte olmakla kalmayıp, ona karşı koruma sağladığını gösterdi."



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news