Şam’da koronavirüs vakalarında korkutan sıçrama: Hastalar devlet hastanelerine gitmekten korkuyor

Halep belediyesinden bir çalışan kentte bir sokağı dezenfekte ederken (AFP)
Halep belediyesinden bir çalışan kentte bir sokağı dezenfekte ederken (AFP)
TT

Şam’da koronavirüs vakalarında korkutan sıçrama: Hastalar devlet hastanelerine gitmekten korkuyor

Halep belediyesinden bir çalışan kentte bir sokağı dezenfekte ederken (AFP)
Halep belediyesinden bir çalışan kentte bir sokağı dezenfekte ederken (AFP)

Şam ve çevresi, koronavirüs vakalarında sıçrama yaşarken Suriyeliler, sağlık sisteminin aksaması ve koronavirüs hastalarının taleplerini karşılayamaması nedeniyle devlet hastanelerini ziyaret etme korkusuyla karşı karşıya kaldı. Bu durum doktorların sosyal medya aracılığıyla tıbbi danışmanlık hizmetinde bulunmasına yol açtı.
 Suriye Sağlık Bakanlığı şu ana kadar bin 60 vaka ve 48 ölüm kaydetti. Ancak Şam sakinleri, vakaların ve ölenlerin sayısının resmi istatistiklerden kat kat fazla olduğunu öne sürüyor. Koronavirüs, önemli kişilerin evlerine ve ofislerine kadar ulaştı. Aralarında Filistin Kurtuluş Ordusu Genel Komutanı Muhammed Tarık el-Hadra'nın da bulunduğu askeri güçler ve güvenlik görevlilerini de hedef aldı. Diğer taraftan, Avukatlar Barosu koronavirüse yakalandıktan sonra hayatını kaybeden 14 avukatın yasını tuttu ve “sağlık koşulları ve iş arkadaşlarının güvenliği nedeniyle” 10 Eylül’e kadar çalışmaların durdurulacağını duyurdu. Tabipler Birliği’ne bağlı sosyal medyadaki sayfalarda, Kovid-19 sonucu hayatını kaybeden 30 doktor ve eczacının ölümü doğrulandı. Ayrıca Spor Federasyonu, Suriye futbol takımından 7 oyuncuda koronavirüs tespit edildiğini açıkladı.
 
“Korkutan rakamlar”
 Son günlerde doktorlar, aktivistler ve medya çalışanları, Sağlık Bakanlığı istatistiklerinin vaka sayısının yaklaşık bir ay içinde ikiye katlandığını gösterdiği bir dönemde, vaka ve ölüm oranlarında önemli bir artış olduğu için uyarıda bulundular. Şam Üniversitesi Beşeri Tıp Fakültesi Dekanı Dr. Nubug el-Ava, vaka oranlarını çok korkutucu şeklinde nitelendirdi. Facebook’ta özel bir sağlık sayfasıyla yaptığı röportajda "birçok vatandaşın devlet hastanelerine gittiğini, ancak maalesef tüm odaların dolu olduğunu ve kötü durumda olan bir hastanın başka bir hasta ölmeden tedavi için alınmadığını" belirtti.
 Sağlık Bakanlığı, salgının şehirler arasında yatay yayılması çerçevesinde, önleyici tedbirlere uyulmadığı takdirde daha geniş bir alana yayılarak artacağı uyarısında bulundu. Bakanlığa göre Suriye'deki hastanelerde 25 bin yatak var.
 Şam'daki bir hastanede görevli olan bir doktor, AFP ile yaptığı röportajda, şu anda devlet hastanelerinin kapasitesini aşan hasta sayısı hakkında şu ifadeleri kullandı:
 “Gerçek rakamlar resmi rakamlardan çok daha fazla ve açıklananlar hastanelere kabul edildikten sonra test edilen vakaları içeriyor. Hastalar kapasitesi dolan hastanelerin koridorlarında tedavi için bekliyor. Ambulanslar hiç durmuyor.”
 Yetkililer, vakaların artmasıyla birlikte Şam'daki spor etkinliklerini, kulüpleri, salonları ve yaz okullarını bir sonraki duyuruya kadar yeniden kapattı. Sağlık Bakanı Nizar el-Yazıcı, sonuncusu ABD yaptırımları olmak üzere yıllardır ülkesine uygulanan yaptırımlar sonucunda "rekabetin sağlanmasında büyük zorluklar yaşandığını" itiraf etti. Yazıcı, geçen ay düzenlediği basın toplantısında, "Herhangi bir heyetin Suriye ile muhatap olması, ilaç ve tıbbi malzeme ithalatı için Merkez Bankası aracılığıyla ülke dışına para transferi yapılması yasak" diye konuştu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Rusya ve Çin dahil olmak üzere birçok ülke Suriye'ye tıbbi yardım gönderdi.
 Çoğu vatandaş kalabalık hastanelere gitmek yerine sosyal medyada, özellikle virüsle ilgili, Sağlığınız Bir Nimettir grubu, Suriye Sağlık Platformu gibi özellikle koronavirüsle ilgili ücretsiz tıbbi danışmanlık hizmeti sağlayan özel tıbbi sayfaları takip etmeyi tercih ediyor.
 150 binden fazla kişinin takip ettiği Semaa Hakim sayfası, devlet hastanelerinde görülen çok sayıda vaka ve aşırı kalabalık sonucu Suriyeliler için bir sağlık referansına dönüştü. Grupta, çeşitli uzmanlık alanlarından yaklaşık 200 doktor ve eczacıdan oluşan ekip aralıksız çalışıyor.
 Sayfanın kurucusu Dr. Hüseyin Neccar yaptığı açıklamada, "Koronavirüsün hızla yayılmasından sonra tüm enerjimizi hastaların sorularını yanıtlamak için seferber ettik. İnsanlara gönüllü olarak yardım etmeye ve her vaka için uygun tıbbi tavsiyelerde bulunmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
 37 yaşındaki Dr. Neccar, vakalar ve doktorlar arasında uzaktan bir bağlantı oluşturarak posta yoluyla, yorumlarda veya telefon üzerinden yapılan günlük danışmanlık ve soru-cevap sayısının 300'ü aştığını vurguladı.
 Savaş sonrası 2017 yılında kurulan sayfa, havan mermileri ve patlamalarla ilgili sorular almaya alışıktı. Ancak bugün koronavirüsle ilgili tüm soruları cevaplamaya çalışıyor. Neccar açıklamasında, "Bizim görevimiz artık daha zor çünkü virüs sadece cephelerde değil artık her yerde” dedi.
 Sayfayı "Suriyeli doktorların sesi" olması için açtığını belirten Neccar, daha sonra sayfanın "sanal bir acil servise" dönüştüğünü vurguladı. Dr. Neccar, "Virüs zayıflar üzerinde güçlü. Bu yüzden boş durmamalıyız. Elimizden geleni yapacağız. Teslim olmayacağız” şeklinde konuştu.
 
Felaket senaryosu
 Londra Ekonomi Üniversitesi, geçen ayın sonunda ülke genelinde vaka sayısının yaklaşık 35 bin 500 kişi olarak tahmin edildiği Suriye'de yayılma olasılığı üzerine bir çalışmanın sonuçlarını yayınladı.
 Çalışmada, “eğer durum bu şekilde devam ederse, salgınla mücadele için alınan sınırlı sayıda önlemler nedeniyle “Suriye'deki aktif korona vakalarının sayısının Ağustos ayı sonuna kadar yaklaşık iki milyon vakaya, 119 bin ölüm sınırına ulaşmasının beklendiği” kaydedildi.
 Ayrıca bu senaryonun "ilgili makamlar tarafından uygulamaya konulan etkili ve kararlı tedbirlerin yokluğu ve koruma tedbirlerine karşı sınırlı sayıda kişinin uyması çerçevesinde gerçeğe en yakın" olduğu belirtildi.
 İkinci senaryoda ise “koronavirüsün kapsamı, korunma yolları hakkında iyi bir toplumsal bilgilendirme ve koruma önlemlerine karşı yüksek düzeyde farkındalık oluşturarak uyulmasını sağlama” durumu ele alınıyor. Ancak sorumlu makamlar tarafından uygulanan genel önlemlerde sınırlı iyileşme olabileceği kaydedildi. Buna göre, Ağustos ayı sonunda toplam aktif koronavirüs vaka sayısı yaklaşık 289 bin 500, ölüm oranının 17,4 bin civarında olması bekleniyor.
 Üçüncü senaryo, “sorumlu makamlar tarafından koronavirüsün yayılmasıyla mücadele için ülkede etkili katı önlemlerin uygulanmasına ve koruma önlemlerine yönelik farkındalık oluşturularak kurallara uyulmasını sağlamaya” dayanıyor. Bu kapsamda, bu ayın sonunda toplam koronavirüs vaka sayısının 101 bin olması ölüm oranının ise 6,1 bine ulaşabileceği tahmin ediliyor. Dördüncü senaryoya göre 400 bin vaka ve 24,1 bin ölüm bekleniyor.
 Çalışmada, "koronavirüsün yaygınlaşması nedeniyle Suriye felaket sonuçlarla karşılaşabilir ve bu konu bölgesel ve küresel sağlık güvenliğini tehdit edebilir" ifadeleri yer aldı. Ancak Suriyeli yetkililere yakın doktorlar, "kesin olmayan" varsayımlara dayandığı için bu araştırmanın önemini küçümsediler. Bu doktorlardan biri, "Çalışma yalnızca sorunun ciddiyetini vurgulamaya katkıda bulunuyor ve politika uygulamak için sonuçları yüksek bir güven sağlamıyor” dedi.
 Diğer taraftan, Londra Üniversitesi'nin çalışmasını denetleyen araştırmacılardan biri yaptığı açıklamda, “Yetkililer gerçek rakamları bildirmiyor. İnsanlara yanlış mesaj göndererek onların salgını önlemek için önlemler almamasına neden oluyor."



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe