Yemen, BMGK’ya İran’a uygulanan silah ambargosunu uzatma çağrısı yaptı

ABD’nin eski İran Özel Temsilciliği Başdanışmanı Brian Hook, Riyad’da Husi milislerin Suudi Arabistan’a karşı kullandığı İran silahlarını incerken. (Getty)
ABD’nin eski İran Özel Temsilciliği Başdanışmanı Brian Hook, Riyad’da Husi milislerin Suudi Arabistan’a karşı kullandığı İran silahlarını incerken. (Getty)
TT

Yemen, BMGK’ya İran’a uygulanan silah ambargosunu uzatma çağrısı yaptı

ABD’nin eski İran Özel Temsilciliği Başdanışmanı Brian Hook, Riyad’da Husi milislerin Suudi Arabistan’a karşı kullandığı İran silahlarını incerken. (Getty)
ABD’nin eski İran Özel Temsilciliği Başdanışmanı Brian Hook, Riyad’da Husi milislerin Suudi Arabistan’a karşı kullandığı İran silahlarını incerken. (Getty)

İran’dan Husi milislere yönelik gerçekleştirilen silah kaçakçılığına yönelik endişeler sürerken uluslararası açıdan tanınan Yemen hükümeti, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) Tahran’a uygulanan silah ambargosunu uzatma çağrısı yaptı.
Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İran’a yönelik silah ambargosunun uzatılması, İran’ı düşmanca politikaları, yayılımcı stratejileri, bölgesel kaosu, sabotaj eylemlerini ve terörizmi yayması karşısında atılacak önemli bir adımdır.”
İryani, ülkesinin Irak, Lübnan ve Suriye ile birlikte yıllardır Humeyni devriminden bu yana İran rejiminin ve Devrim Muhafızları’nın benimsediği düşmanca politikalar ve darbe girişimleri karşısında ağır bedeller ödediğini, milislerin silah zoruyla ve radikalizm yanlısı fikirleriyle ülkeye kontrolünü dayattığını vurguladı.
Yemenli Bakan, İran’a yönelik uygulanan silah ve askeri teçhizat satma, tedarik etme ve nakletme yasağının kaldırılmasının tehlikelerine dair uyarıda bulundu. Bu tür bir adımın rejime ‘bölgede kaos ve terörizm yaymak ve yıkıcı faaliyetlerini genişletmek amacıyla finansal kaynak sağlamak için bir hediye’ olacağını belirten Muammer el-İryani bu durumun bölgenin ve dünyanın güvenliğinı ve istikrarını tehdit edeceğini ve barışı tesis etme çabalarına acı bir darbe vuracağını kaydetti.
İryani, İran’ın enerji kaynaklarını ve uluslararası koridorları hedef almak için başta Husiler, Hizbullah, El-Kaide ve DEAŞ olmak üzere mezhep uygulamalarını kullanan milislere ve terör örgütlerine silah sızdırdığını belirttiği açıklamasında İran’a silah satışının ve tedarikinin yeniden başlamasının bölgesel ve uluslararası güvenliği ve barışı tehdit ettiğini vurguladı.
Yemenli Bakanın açıklamaları, ABD’nin Arap ülkeleri de dahil olmak üzere Ortadoğu’daki bölge ülkeleriyle birlikte İran’a silah tedarikini yasaklayan BMGK kararını uzatma çabalarına öncülük ettiği bir zamanda geldi.
Yemenli siyasi partiler ve güçlerden oluşan Ulusal İttifak, İran rejimine karşı silah ambargosunu uzatmak, Yemen halkını ve bölge halklarını öldüren, bölge ülkelerinin güvenliğini tehdit eden, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği baltalayan silah tedarikini engelleyici tedbirler almak için BMGK’ya Yemen halkı adına benzer bir çağrıda bulundu.
İttifak, İran rejiminin uluslararası toplum üzerinde ‘azami baskı politikası’ uyguladığını belirtirken durumun çatışmanın devam etmesine, terörizmin yayılmasına, ‘nesillerin geleceğine ve dünyanın çıkarlarına’ yönelik tehdide yol açacağını vurguladı.
Siyasi Partiler Ulusal İttifakı, 10 Ağustos’ta yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Yemen halkı ve toplumsal güçleri adına, BMGK’nın tüm üyelerine İran’a silah ambargosunu uzatma, ayrıca ‘İran rejiminin Yemen ve Irak, Lübnan, Suriye ve diğer bazı ülkelerdeki halkları öldüren, başta Suudi Arabistan olmak üzere bölge ülkelerinin güvenliğini tehdit eden, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği baltalayan’ silahlar tedarik etmesini engelleyici, caydırıcı önlemler alma çağrısı yapıyoruz.”
İran’ın BMGK kararlarına karşı devam eden açık ihlallerin yankıları konusunda BMGK’daki görüşmeleri takip eden İttifak uluslararası toplumu Husi milislere silah ve destek gönderilmesini engellemeye çağırdı.
Ulusal İttifak, BM Genel Sekreteri’nin İran’ın ‘11 Haziran 2020 tarihinde 2231 sayılı BMGK kararını uyguladığına’ dair raporunu da memnuniyetle karşıladı.
Yemen güçleri ve partileri, İran’ın Yemen’e ve bölgeye müdahalesinin İran’ın nükleer silaha sahip olmasından daha az tehlikeli olmadığını söyledi.
Yayınlanan bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Biz, Yemen’de İran’ın yasa dışı mezhep merkezli bir gruba gönderdiği kaçak silahlardan zarar gören insanlar arasındayız. Onlar, tüm herkesin barış çağrılarını reddediyor, Yemenlilerin adaleti ve eşitliği sağlayan, bölgesel ve küresel barışın sağlanmasına katkıda bulunan bir sivil devlet inşa etme arzularına karşı çıkıyorlar.”
Diğer yandan ABD, Umman Denizi sularında Husilere yönelik ‘İran yapımı 358 füze ve diğer silah bileşenlerini içeren bir silah sevkiyatını’ engellediğini duyurdu.
Ayrıca BM’den bir soruşturma ekibi de Yemen’e ilişkin son raporunda, bu yılın başlarında BMGK’ya ‘Husilere kaçırılan gelişmiş silahların engellenmesi, füze ve insansız hava aracı üretiminde kullanılan sivil malzeme türlerini yasaklaması için bir yönetmelik çıkarması’ tavsiyesinde bulundu.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.