Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Cezayirli gazeteciye verilen kararı “adli zulüm” olarak niteledi

Halid Dararni’nin geçen mart ayına ait bir fotoğrafı. (AFP)
Halid Dararni’nin geçen mart ayına ait bir fotoğrafı. (AFP)
TT

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Cezayirli gazeteciye verilen kararı “adli zulüm” olarak niteledi

Halid Dararni’nin geçen mart ayına ait bir fotoğrafı. (AFP)
Halid Dararni’nin geçen mart ayına ait bir fotoğrafı. (AFP)

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Genel Sekreteri Christophe Deloire dün, Cezayir’de RSF muhabiri Halid Dararni’nin üç yıl hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararı “apaçık bir adli zulüm” olarak değerlendirdi.
Deloire, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “emirlere” boyun eğen mahkeme kararı için “gelişigüzel, saçma ve şiddet içerikli doğası  yürekleri burkuyor” ifadelerini kullandı.
Dararni, Hirak adıyla bilinen ve Cezayir’de rejime yönelik yürütülen halk hareketini haberlerine konu ettiği için “ulusal birliği tehlikeye atma” suçlamasıyla yargılanıp hapis cezasına çarptırılırken duruşmanın gözlemcileri bunu Cezayir’de basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bir sınama olarak nitelendirdi.
Başkent Cezayir’in merkezindeki Sidi Muhammed Mahkemesi’nin Dararni hakkında çıkardığı kararın ardından Dararni’nin avukatı ve Cezayir İnsan Hakları Savunma Birliği (LADDH) Başkanı Nureddin bin Yesad  tarafından AFP’ye verilen demeçte şu ifadeler kullanıldı:
“Halid Dararni hakkında verilen hüküm çok acımasız. Tutuklu bulunduğu süreyle birlikte üç yıl? Bu karar bizi şok etti.”
Davada Dararni ile birlikte yargılanan, hükümete karşı yürütülen Hirak hareketinin aktivistleri Semir Belarbi ve Süleyman Hamitoş da 4 aylık tutukluluk süreleri düşülmek üzere iki yıl hapis cezasına çarptırıldılar.
Savcılık ağustos ayının 3’ündeki mahkeme sırasında 40 yaşındaki Casbah Tribune Müdürü ve Fransa merkezli TV5 Monde muhabiri ve Cezayir’deki RSF muhabirlerinden Dararni’nin 4 yıl hapis cezasına çarptırılmasını ve “silahsız insanları kışkırtma ve ulusal birliği tehlikeye atma” suçlamasıyla yargılanmasını talep etti. Dararni’ye yöneltilen suçlamalar başkentte Kovid-19 salgını yüzünden askıya alınmadan önce, bir yıl boyunca Cezayir’i sarsan hükümet karşıtı Hirak gösterilerini haber yapmasının ardından geldi.
Avukat Nureddin bin Yesad “Suçlamalar mesnetsiz. Bu, bir gazeteci olarak işinin parçası” dedi.
Dararni, tutuklu bulunduğu Kalia Cezaevi’nden (başkentin batısı) video konferans yöntemi ile katıldığı mahkemesinde oldukça zayıflamış görünüyordu. Kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetti açıklamasında “Ben sadece bağımsız bir gazeteci olarak işimi yaptım ve kamuoyunu bilgilendirme hakkımı kullandım” dedi.
RSF’ye göre mahkeme ayrıca Dararni’nin siyasi rejimi eleştirdiği Facebook gönderilerini ve siyasi partilerin yaptığı genel grev çağrılarını paylaşmasını da soruşturma kapsamına aldı.
Son haftalarda gazetecilerin serbest bırakılmasında ilişkin çağrılar arttı. New York merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) yaptığı açıklamada Cezayirli yetkililere Dararni’nin bir gazeteci olarak işi dışında bir şey yaptığına dair bir delil olmadığı için derhal salıverilmesi” çağrısında bulundu. RSF “Cumhuriyet Başsavcısı’nın Cezayir’deki muhabirimiz hakkında dört yıl hapis istemi şok edici, korkunç bir şey” açıklaması yaptı.
Dararni lehine uluslararası alanda yürütülen bir kampanyaya öncülük eden örgütün açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Herhangi bir hapis cezası verilmesi, Cezayir hükümetinin diktatör eğilimli olduğunun delili sayılacak. Yargıçlar akla yatmayan iddianameyi izlerse bu mesele Cezayir’deki adalet ve düzenin Cezayir’in bağımsızlığının esas aldığı değerleri görmezden geldiğinin bir kanıtı olacak. Şayet Halid Dararni önümüzdeki haftalarda salınmazsa Cezayir’deki baskının hakikatini kamuoyuna açıklamak üzere çalışacağız ve uluslararası örgütleri ve hükümetleri bu doğrultuda harekete geçireceğiz.”
Diğer taraftan Cezayir merkezli Vatan Gazetesi yayınladığı baş makalede şu değerlendirmelere yer verdi:
“Mahkemenin kararı, siyasi iktidarın ve yargı gücünün güçlü bir sınanması olacak. Ya yeni bir çağ açmak için net bir istek gösterecek ya da durumun ifade özgürlüğünü ihlal etmekle karakterize edildiği kadar kötü bir durumda kalmasına müsaade edecek.”
Hirak hareketini yayınlayan gazeteciler, blog yazarları, siyasi muhalifler ve aktivistler hakkındaki adli takipler ve yargılamalarda geçtiğimiz aylarda artış yaşandı. Bazı gazeteciler ülke içerisindeki bölünmeyi kışkırtmak, ulusal çıkarları tehlikeye atmak ve “yabancı kuruluşlar” için çalışmakla itham edildi.
Ülkenin doğusundaki Konstantin şehrinde internet üzerinden yayın yapan Serbakan Radyo İstasyonu’nun Müdürü Gazeteci Abdulkerim Zigileş geçen haziran ayının 24’ünden bu yana tutuklu.
Cezayir’in kuzeybatısında kalan Muaskar şehrindeki en-Nehar kanalının muhabiri 14 Temmuz’da, sosyal medyadaki paylaşımları gerekçe gösterilerek “yasal bir heyete hakaretten” 15 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aynı şekilde gazeteci Belkasım Gir’in 28 Haziran’da hakkında verilen kararda da belirtildiği üzere başka birinin kimliğini taklit etme ve şantaj suçlarından 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
RSF’nin paylaştığı verilere göre Cezayir, basın özgürlüğü alanında 180 ülke içerisinden 146’ıncı sırada yer alıyor. Ülke 2015 yılında 119’uncu sıradayken 2019 yılında 141’inci sıraya düşmüştü.



İsrail makamları, Refah Sınır Kapısı’nın açılışının ertelendiğini duyurdu

Gazze Şeridi'ne girmek için Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında bekleyen insani yardım malzemesi yüklü tırlar (AFP)
Gazze Şeridi'ne girmek için Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında bekleyen insani yardım malzemesi yüklü tırlar (AFP)
TT

İsrail makamları, Refah Sınır Kapısı’nın açılışının ertelendiğini duyurdu

Gazze Şeridi'ne girmek için Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında bekleyen insani yardım malzemesi yüklü tırlar (AFP)
Gazze Şeridi'ne girmek için Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında bekleyen insani yardım malzemesi yüklü tırlar (AFP)

İsrail yetkilileri bugün, Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın açılışının ertelendiğini açıkladı.

Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması, Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için hazırlanan barış planının bir parçası.

İsrail ordusuna bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT) tarafından yapılan açıklamada, “Refah Sınır Kapısı’nın insan hareketine açılma tarihi, İsrail ve Mısır tarafları gerekli hazırlıkları tamamladıktan sonra daha sonra açıklanacak” denildi.

COGAT Sözcüsü, Refah Sınır Kapısı’nın insan hareketine açıldıktan sonra bile insani yardım taşımak için kullanılmayacağını söyledi.

Sözcü, “Bu hiçbir aşamada kararlaştırılmadı” dedi.

Gazze Şeridi'ne giriş ve çıkışlar için Refah Sınır Kapısı’nın açılması, ateşkes anlaşmasının ilk aşaması kapsamında dün açılmasının planlanmasının ardından İsrail'in çıkardığı engellerle karşı karşıya kaldı.

Reuters salı günü üç İsrailli yetkilinin “Refah Sınır Kapısı çarşamba günü kapalı kalacak ve Hamas ateşkes kapsamında elinde tuttuğu rehinelerin cesetlerini teslim etmediği için Gazze Şeridi'ne yardım akışı azalacak” dediğini aktardı.

Avrupa Birliği (AB) ise pazartesi günü, gözlem misyonunun çarşamba günü Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’nda görevine devam edeceğini ve ‘10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesi desteklemede önemli bir rol oynayacağını’ duyurdu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, İsrail ve Hamas'ın ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirmek için hazırladığı planın ilk aşamasını kabul etmesinin ardından cuma öğleden sonra yürürlüğe girdi.


Trump'tan Hamas’a tehdit: Gazze'de insanları öldürmeye devam ederlerse onları öldürmekten başka seçeneğimiz kalmayacak

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da (Reuters)
TT

Trump'tan Hamas’a tehdit: Gazze'de insanları öldürmeye devam ederlerse onları öldürmekten başka seçeneğimiz kalmayacak

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump bugün (Perşembe) Hamas'ın Gazze'de insanları öldürmeye devam etmesi halinde oraya gidip onları öldürmekten başka seçeneklerinin kalmayacağını belirtti.

Sosyal medya Truth üzerinden açıklamalardan bulunan Trump şu ifadeleri kullandı:   “Eğer Hamas, Gazze'de insanları öldürmeyi sürdürürse ki bu anlaşmada yok, bizim de onları gidip öldürmekten başka seçeneğimiz kalmayacak.”

Trump daha önce Hamas'ın cinayetlerini suçla mücadele operasyonlarına benzetmişti. Bu hafta başında Trump, “Çok tehlikeli olan bir dizi çeteyi ortadan kaldırdılar. Bu çete üyelerinden birçoğunu öldürdüler. Açıkçası, bunu çok da umursamadım” demişti.

Hamas'a kimin müdahale edeceğini belirtmeyen Trump, ABD ordusunun Gazze'de yer almayacağını ifade etti.

Washington'un arabuluculuğunda imzalanan ateşkes anlaşmasıyla İsrail güçlerinin Gazze'den kısmi çekilmesinden bu yana Hamas, Şeridin yıkılmış şehirleri üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı, sokaklarda “işbirlikçi” olarak nitelendirdiği kişileri infaz etti.

Cooper : Trump'ın planına uyun

Ortadoğu'daki ABD Merkez Komutanlığı komutanı Brad Cooper Çarşamba günü Hamas'ı Filistinli sivillere ateş açmayı durdurmaya ve Trump'ın planının uygulanmasına uymaya çağırdı.

Ancak Trump, şu ana kadar infazlara ilişkin herhangi bir hoşnutsuzluk belirtmedi.

Salı günü Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada Trump, “Bu beni pek rahatsız etmiyor. Sorun değil. Onlar çok kötü bir çete. Diğer ülkelerden çok farklılar" dedi.

Pazartesi günü Gazze ateşkesi kutlamak için İsrail ve Mısır'ı ziyaret eden Trump, Hamas'ın Gazze Şeridi'ni etkileyen “sorunlara son verme” fikrine “açık” olduğunu da sözlerine ekledi.

Air Force One uçağında gazetecilere verdiği demeçte, “Buna açık davrandılar. Onlara bir süre için onay verdik” dedi.

Hareket, anlaşmayı uygulamaya kararlı

Hamas'ın Batı Şeria'daki yöneticilerinden Zahir Cebbarin, ise Perşembe akşamı yaptığı açıklamada, hareketin Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona ermesini garanti eden anlaşmayı uygulamaya kararlı olduğunu söyledi.

Hamas'ın yayınladığı açıklamada Cebbarin, şu ifadeleri kullandı: “Hareketin, savaşın sona ermesini garanti eden, halkımızı saldırganlıktan koruyan ve yeniden inşa sürecini başlatan anlaşmayı uygulamaya kararlı olduğunu teyit ediyoruz. Ayrıca, halkımız üzerinde herhangi bir uluslararası vesayet biçimini reddediyoruz. Halkımıza kendi kaderini tayin etme ve bağımsız devletini kurma hakkını verme zamanı geldi ve Filistin devleti İsrail lehine körü körüne önyargının esiri olarak kalmamalı.”

Bugün erken saatlerde İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, İsrail hükümetinin Başkan Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme planına bir şans vermek istediğini söyledi, ancak Hamas'ı 19 rehinenin cesetlerini elinde tutmaya devam ederek anlaşmayı ihlal etmekle suçladı.

Bu hafta İsrail, Gazze Şeridi'nde hala tutulduğunu söylediği toplam 28 cesetten dokuzunun kalıntılarını aldı.

Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları, İsrailli rehinelerin kalan cesetlerinin teslim edilmesinin önemli çaba ve özel ekipman gerektirdiğini söyledi.


"Üzerlerinde istismar izleri görülüyor", Gazze Sağlık Bakanlığı İsrail'den 30 ceset aldı.

İsrail'in savaş sırasında alıkoyduğu Filistinlilerin cesetleri, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin zemininde plastik torbalar içinde (AP)
İsrail'in savaş sırasında alıkoyduğu Filistinlilerin cesetleri, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin zemininde plastik torbalar içinde (AP)
TT

"Üzerlerinde istismar izleri görülüyor", Gazze Sağlık Bakanlığı İsrail'den 30 ceset aldı.

İsrail'in savaş sırasında alıkoyduğu Filistinlilerin cesetleri, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin zemininde plastik torbalar içinde (AP)
İsrail'in savaş sırasında alıkoyduğu Filistinlilerin cesetleri, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'nin zemininde plastik torbalar içinde (AP)

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in bugün Kızıl Haç aracılığıyla serbest bıraktığı 30 Filistinlinin cenazesini teslim aldığını duyurdu.

Gazze Sağlık Bakanlığının yaptığı açıklamada, “Böylece teslim alınan şehitlerin toplam sayısı 120'ye ulaştı” denildi.

Bakanlık, tıbbi ekiplerinin onaylanmış tıbbi prosedür ve protokollere uygun olarak cesetleri incelemeye, belgelendirmeye ve ailelere teslim etmeye hazırlamak için işlemlerini sürdürdüğünü vurguladı.

Bakanlık, “bazı cesetlerde istismar, dayak, kelepçeleme ve göz bağlama izleri görüldüğünü” belirterek, şu ana kadar dört cesedin aileleri tarafından teşhis edildiğini belirtti.

Bu gelişme, İsrail ve Hamas'ın 10 Ekim'de Şarm El Şeyh'te Mısır'ın arabuluculuğunda ve ABD ile Katar'ın desteğiyle ateşkes ve esir takası anlaşması imzalamasının ardından geldi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre anlaşmanın ilk aşaması, İsrail'in yaklaşık 2 bin Filistinli tutukluyu serbest bırakması karşılığında, 20'si hayatta olan ve 28'i öllmüş 48 İsrailli tutuklunun serbest bırakılmasını öngörüyor.

Anlaşma ayrıca ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden kısmi çekilmesini ve anlaşma şartlarının sahada uygulanmasını takip etmek üzere uluslararası bir izleme mekanizmasının kurulmasını da içeriyor.