Almanya'da bir sirk pandemi sırasında aslan ve kaplan dışkısı satıyor

Almanya'da bir sirk, "bir başkasının çöpü diğerinin hazinesidir" deyişini haklı çıkaran bir ticari girişimi hayata geçirdi

Aslan terbiyecisi Martin Lacey, sirkteki Kral Tonga adlı aslanla birlikte objektiflere poz verdi (Reuters)
Aslan terbiyecisi Martin Lacey, sirkteki Kral Tonga adlı aslanla birlikte objektiflere poz verdi (Reuters)
TT

Almanya'da bir sirk pandemi sırasında aslan ve kaplan dışkısı satıyor

Aslan terbiyecisi Martin Lacey, sirkteki Kral Tonga adlı aslanla birlikte objektiflere poz verdi (Reuters)
Aslan terbiyecisi Martin Lacey, sirkteki Kral Tonga adlı aslanla birlikte objektiflere poz verdi (Reuters)

Almanya'da bir sirk koronavirüs pandemisi nedeniyle gelirlerinin düşmesine karşı ilginç bir çözüm geliştirdi
Sirkteki 26 kaplan ve aslanın dışkıları kavanozlanarak satılmaya başlandı.
Bu sıradışı gelir kaynağı, Almanya'nın Münih kentindeki Krone Sirki'nde hayata geçirildi.
Dışkı kavanozlarının her biri yaklaşık 6 dolara (yaklaşık 44 TL) satılıyor.
Diğer kedilerin bahçeye gelmesini önlüyor
Müşteriler, aslan ve kaplan dışkılarının bahçelerine koyduktan sonra diğer kedilerin bölgeye girmesini önlediğini söylüyor.
Aslan terbyecisi Martin Lacey şu ana kadar 2 bin adet dışkı sattıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Yıllardır müşteriler gelip benden aslan dışkısı istiyordu. Ben de onlara bunu ne için istediklerini soruyordum. Bana aslan dışkısının kedilerin bahçelerine girmesini önlediğini söylüyorlardı. O zamandan beri şunu da öğrendik: Bunlar ayrıca kedilerin araçların yanına gelip kabloları kemirmelerini de önlüyor. Yerel bir otomobil garajı bizden bunları satın aldı ve çok memnun kaldılar. Şu ana kadar herkes memnun kaldı."
Sirkin yeniden açılmasına izin verilmesini beklediklerini söyleyen Lacey, satılan aslan ve kaplan dışkılarından elde edilen gelirin bir kısmının esaret altında tutulan hayvanların yaşam koşullarını iyileştimek için çalışan bir yardım kurumuna bağışlandığını da aktardı.



Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Düğmeye basıldı: Araştırmacılar hayvanlarla iletişim kurmanın yollarını arıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Hayvanların bilincini araştırmaya odaklanan ilk bilimsel kurum kurulurken, yapay zeka araştırmacıları insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşabileceğini" keşfetmeye hazırlanıyor.

Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimi Okulu'ndaki (LSE) 4 milyon sterlinlik (yaklaşık 218 milyon TL) Jeremy Coller Hayvan Duyarlılığı Merkezi, insan dışı hayvanları çeşitli disiplinlerden uzmanlarla araştıran çalışmalarını 30 Eylül'de başlatacak.

Merkezin projeleri arasında, yapay zekanın insanların evcil hayvanlarıyla nasıl "konuşmasını" sağlayabileceğini incelemenin yanı sıra sürecin neresinde sorunlar çıkabileceğini ve potansiyel tehlikelerden nasıl kaçınılacağını araştıracak bir çalışma da yer alıyor.

Merkezin ilk direktörü Profesör Jonathan Birch, Guardian'a konuştu:

Evcil hayvanlarımızın insani özellikler göstermesini çok seviyoruz ve yapay zekanın ortaya çıkmasıyla, evcil hayvanınızın sizinle konuşabileceği yollar yepyeni bir seviyeye taşınacak. Ancak yapay zeka genellikle nesnel gerçekliğe dayanmak yerine kullanıcıyı memnun eden uydurma yanıtlar üretir. Bu, evcil hayvanların refahına uygulanırsa felaket olabilir. Hayvanlarla ilgili sorumlu ve etik yapay zeka kullanımını yöneten düzenlemelere acilen ihtiyacımız var. Bu alanda tam bir düzenleme eksikliği var. Merkez, dünya çapında kabul görecek etik kurallar geliştirmek istiyor.

Merkez, daha sonra küresel lobi faaliyetlerinde kullanılabilecek rehberlik ve araştırmalar geliştirmek amacıyla sivil toplum örgütleriyle çalışacak.

New York Üniversitesi Çevre ve Hayvanları Koruma Merkezi Direktörü Jeff Sebo gazeteye, hayvan sezgisi ve refahı, yapay zekanın hayvanlar üzerindeki etkisi ve kamuoyunun hayvanlara yönelik tutumu gibi konuların "toplumca karşı karşıya olduğumuz en önemli, zor ve ihmal edilmiş konular arasında yer aldığını" söyledi.

"İnsanlar dünyayı milyonlarca tür ve kentilyonlarca bireysel hayvanla paylaşıyor ve hoşumuza gitse de gitmese de dünyanın her yerindeki hayvanları etkiliyoruz" diye ekledi.

Yeni merkezin mütevelli heyeti üyelerinden Profesör Kristin Andrews, yeni projenin bilimdeki en büyük soru olarak gördüğü insan bilinci ve bunun ne olduğu sorusuna bile yanıt verebileceğine inandığını söyledi.

İnsanları bilinçli yapan şeyin ne olduğunu ya da birinin neden bilinç kazandığını veya bilincini neden kaybettiğini hâlâ anlayabilmiş değiliz. Ancak cevaplara ulaşmanın yolunun önce basit sistemleri incelemekten geçtiğini biliyoruz: Bilim, genomik ve tıp alanlarındaki büyük ilerlemeleri basit organizmaları inceleyerek elde etti.

Independent Türkçe