Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı’nından hükümeti hızla oluşturma çağrısı

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Reuters)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Reuters)
TT

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı’nından hükümeti hızla oluşturma çağrısı

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Reuters)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Reuters)

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, geçtiğimiz hafta Beyrut Limanı’nda meydana gelerek 172 kişinin ölümüne neden olan büyük patlamanın ardından bugün düzenlenen ilk oturumda yeni bir hükümetin hızla kurulması çağrısında bulundu.
Temsilciler Meclisi’nin bugün düzenlenen oturumunda, patlamanın ardından Beyrut’ta ilan edilen olağanüstü hal onaylandı. Patlamanın ardından sekiz milletvekilinin verdiği istifalar da kabul edildi.
Politikacılar, yeni bir hükümet kurma konusunda erken aşamada istişarelerde bulunurken, siyasi bölünmelerle dolu ve mezhepsel bir güç paylaşım sistemi tarafından yönetilen ülkede bu karmaşık bir süreç olarak kabul ediliyor.
Lübnanlı güvenlik güçleri, protestocuların Temsilciler Meclisi’nin toplandığı Unesco Sarayı’na ulaşmasını önlemek için bugün başkent Beyrut’ta yoğun bir şekilde konuşlandı.
Lübnanlıların çoğu, yolsuzluk, kötü yönetim ve ihmalle suçladıkları siyasileri patlamadan da sorumlu tutuyor.
UNESCO Sarayı’na ulaşmaya çalışan protestocular arasında yer alan 60 yaşındaki Lina, “Hepsi suçlu, bu felaketin, bu patlamanın nedeni onlar. Paramızı, hayallerimizi ve çocuklarımızın hayallerini çalmaları yeterli değil mi? Başka neyimizi kaybedebiliriz? İstisnasız hepsi suçlu” dedi.
ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği’ne göre, ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşarı David Hale de bugün başkent Beyrut’u ziyaret edecek.
Büyükelçilik, David Hale’nin söz konusu ziyaretinde, ABD’nin halkın iradesini yansıtan ve gerçekten bir reform gündemi üzerinde çalışmaya kararlı olan herhangi bir hükümeti desteklemek istediğini ifade edeceğini belirtti.
 



Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

TT

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzi lideri Yusuf Carbu Şarku'l Avsat’a konuştu: Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor

Dürzilerin önde gelen liderlerinden Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suveyda'da varılan ateşkes anlaşmasının, kendisi ve Şeyh Hamud el-Hanavi tarafından temsil edilen Dürziler ile Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati ve diğer yetkililer tarafından temsil edilen Suriye hükümeti arasında imzalandığını duyurdu.

Suriye hükümeti, son günlerde şehirde devam eden ve çok sayıda ölü ve yaralıya neden olan çatışmalara son vermek için dün Suveyda halkıyla ateşkes anlaşması imzaladı.

Şarku'l Avsat'ın incelediği anlaşma, tüm askeri operasyonların derhal durdurulmasını ve tüm tarafların güvenlik güçlerine ve kontrol noktalarına yönelik her türlü saldırıyı durdurma taahhüdünde bulunmasını öngörüyor.

Anlaşmaya göre, ateşkesin uygulanmasını denetlemek ve uyulmasını sağlamak için Suriye devleti ve Dürzi şeyhlerinden oluşan bir gözetim komitesi kurulması planlanıyor.

hyujı8o9
Dürzi cemaatinin ruhani liderlerinde Şeyh Hikmet el-Hicri, Suveyda'da kendisini destekleyen ‘Askeri Konsey’ üyeleri ile birlikte (Arşiv)

Şeyh Yusuf Carbu, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Suriye'deki Dürzi Cemaati Meclisi’nin üç şeyhi, yani Şeyh Yusuf Carbu, Şeyh Hamud el-Hanavi ve Şeyh Hikmet el-Hicri'yi bünyesinde barındırdığını belirterek, Hikmet el-Hicri'nin ‘farklı bir yönelime sahip olduğu’ için ‘anlaşmanın tarafı olmadığını’ söyledi.

Anlaşmanın tüm taraflarca imzalanmadığını, çünkü Suveyda'daki güvenlik durumunun seyahat ve toplantılara izin vermediğini belirten Şeyh Yusuf Carbu, anlaşmanın ‘yazışmalar yoluyla’ kabul edildiğini belirtti. Anlaşmanın ardından iyimser olsa da, Şeyh Yusuf Carbu “Dış güçler ateşkesin bozulmasını istiyor” ifadesini kullandı.

Şeyh Hikmet el-Hicri, çok geçmeden, ‘kendilerini sahte bir şekilde hükümet olarak adlandıran silahlı çetelerle herhangi bir anlaşma, müzakere veya yetki devri olmadığını’ teyit eden bir açıklama yayınladı. Bu ortak tutumdan sapan, tek taraflı iletişim veya anlaşma yapan herhangi bir kişi veya kuruluşun ‘istisnasız ve müsamahasız bir şekilde yasal ve toplumsal hesap verebilirliğe tabi tutulacağı’ uyarısında bulundu.