BAE, İsrail ile normalleşme için ortak bir yol haritası belirleneceğini açıkladı

Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan (DPA)
Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan (DPA)
TT

BAE, İsrail ile normalleşme için ortak bir yol haritası belirleneceğini açıkladı

Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan (DPA)
Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan (DPA)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail, tarihi olarak nitelendirilen bir adım atarak ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan arasında dün gerçekleşen bir telefon görüşmesinin ardından, İsrail'in Batı Şeria’daki ilhak planlarını askıya alması karşılığında ikili ilişkilerin tamamen normalleştirilmesi için anlaşmaya vardı.
 Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan dün yaptığı açıklamada, “Bugün (dün) ABD Başkanı Trump ve İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığım telefon görüşmesinde İsrail’in Filistin topraklarını ilhak planlarını durdurmaya karar verildi. BAE ve İsrail, ikili ilişkilere yol açan ortak işbirliği tesisine yönelik bir yol haritası belirlemeyi de kabul etti” diye konuştu.
 Şeyh Muhammed bin Zayed ve İsrail Başbakanı Netanyahu, bölgeye barış getirme çabaları ve bunu başarmak için benimsediği benzersiz pratik yaklaşımı için Başkan Trump'a takdirlerini ifade ettiler.
 Şarku’l Avsat’ın BAE haber ajansı WAM'dan aktardığı haberde şu ifadeler yer aldı:
 “Bu tarihi diplomatik başarı Orta Doğu bölgesinde barışı artıracak. Bu adım üç liderin cesur diplomatik yaklaşımının ve vizyonunun bir delili olmasının yanı sıra, BAE ve İsrail'in bölgedeki büyük potansiyellerin yolunu açan yeni bir yol çizme cesaretinin bir kanıtı.” Ajansın haberine göre üç ülke şu anda birçok ortak güçlükle karşı karşıya ve bugün elde edilen tarihi başarıdan karşılıklı olarak yararlanacak.
 
Ayrıca haberde şu açıklamalar yer aldı:
 "BAE ve İsrail'den gelecek heyetler yatırım, turizm, doğrudan uçuşlar, güvenlik, iletişim, teknoloji, enerji, sağlık, kültür, çevre ve karşılıklı büyükelçilikler kurma ve diğer ortak öneme sahip alanlarla ilgili sektörlerde ikili anlaşmalar imzalamak için gelecek hafta bir araya gelecek."
 BAE, doğrudan ilişkilerin başlatılmasının ekonomik büyümeyi teşvik edeceğini ve teknolojik yeniliği artırarak halklar arasındaki ilişkileri güçlendirip, bölgenin kalkınmasına yol açacağını vurguladı.
 Söz konusu diplomatik adımın bir sonucu olarak, Başkan Trump'ın talebi ve BAE'nin desteğiyle İsrail, Trump'ın barış planına uygun olarak Filistin topraklarını ilhak etme planını askıya alarak çabalarını Arap ve İslam dünyasındaki diğer ülkelerle ilişkilerini güçlendirmeye odaklanacak. ABD, BAE ve İsrail, diplomatik başarılar elde etme inancıyla, üçlü anlaşmada belirtilenlere göre bu hedefe ulaşmak için birlikte çalışacaklar.
 BAE ve İsrail anlaşmaya göre yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı bir aşının üretilmesi ve geliştirilmesi ile ilgili işbirliğini artırarak hızlandıracak. Söz konusu çabalar, birlikte çalışarak bölgede dinleri ne olursa olsun herkesin hayatını kurtarmaya yardımcı olacak.
 Anlaşma, barışçıl diplomatik ilişkilerin başlamasıyla, Amerika'nın bölgedeki en güçlü ortaklarından ikisini bir araya getireceğini doğruladı. BAE ve İsrail, diplomatik, ticari ve güvenlik alanlarındaki işbirliğini genişletmek üzere Orta Doğu için stratejik bir gündem başlatmak üzere ABD'ye katılacak.
 ABD’nin yanı sıra BAE ve İsrail, bölgedeki tehditlere ve fırsatlara ilişkin benzer bir bakış açısını paylaşacak, diplomatik ortaklık, artan ekonomik entegrasyon ve güvenlik işbirliği yoluyla istikrarı teşvik etmeye yönelik ortak yükümlülükler söz konusu olacak. Söz konusu anlaşmanın BAE, İsrail ve bölge halkı için daha iyi bir yaşam sağlayacağı düşünülüyor.
 ABD ve İsrail, Başkan Trump'ın barış planını sunduğu 28 Ocak'ta Beyaz Saray'da düzenlenen kabul törenine BAE'nin katılımını övdü ve BAE tarafından yapılan destekleyici açıklamalardan dolayı takdirlerini dile getirdi.
 İki taraf, Filistin-İsrail çatışmasına adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme ulaşmak için bu konudaki çabalarını sürdürecek. Barış planına göre tüm Müslümanlar Mescid-i Aksa Camii'ni ziyarete gelebilir ve burada namaz kılabilir. Ayrıca plana göre  Kudüs'teki diğer kutsal yerler tüm diğer inançlara mensup kişiler için açık kalabilir.
 
BAE Dışişleri Bakanlığı
Diğer taraftan, BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve İsrail bugün Filistin topraklarının ilhakını durduran bir anlaşmayı duyuruyor. Bu adım, Arap-İsrail ilişkilerinde büyük bir atılım ve bölgede barış ve istikrar için yeni ufuklar açan önemli bir diplomatik başarı." 
BAE’nin Dışişleri'nden Sorumlu Devlet Bakanı Dr. Enver Gargaş ise “BAE’nin söz konusu telefon görüşmesinden sonra varılan anlaşma ile İsrail’in Filistin topraklarını ilhak etme planlarını askıya almasını sağladığını ve bunun tarihi bir diplomatik başarı olduğunu” ifade etti. Ayrıca BAE'nin İsrail ile ikili ilişkilerin tamamen normalleştirilmesi yönündeki  anlaşmasının kardeş ve dost ülkelerle işbirliği içinde, doğrudan iletişim yoluyla bölgenin güvenliği ve istikrarı açısından etkili bir rol oynamasını sağlayacağına inandığını vurguladı. Gargaş açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
 "BAE, Filistin-İsrail ihtilafına çözüm bulmayı amaçlayan önceki bölgesel ve uluslararası çabaları geliştirmeye ve hassas bölgesel meseleleri ele alırken çok taraflı bir yaklaşımda her zaman olduğu gibi yapıcı ve olumlu bir rol oynamaya çalışıyor."
Gargaş, BAE’nin Arap Barış Grişimi’ne ve Filistin halkının başkenti Doğu Kudüs’le kendi bağımsız devletlerini kurma hakkına yönelik taahhüdüne sıkı bağlılığını doğruladı ve üçlü temasın birçok tıbbi, ekonomik, yatırım, turizm ve teknolojik alanda yeni bir işbirliği sayfası açarak tüm bölge halklarının refahını artıracağını belirtti. 
Gargaş açıklamasında, “Bu gelişmeler ışığında BAE, İsrailliler ve Filistinliler arasında doğrudan müzakerelere geri dönülmesi çağrısında bulunuyor, çünkü bu çatışmaya kalıcı bir çözüme ulaşabilecek tek taraf onlar” diye konuştu.
BAE'nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe, Washington'daki BAE Büyükelçiliği'nin internet sitesinde yayınlanan bir açıklamada, “Bugünkü açıklama, diplomasi ve bölge için bir zaferdir. Bu, Arap-İsrail ilişkilerinde önemli bir ilerleme. İlhak planlarının derhal durdurulmasını ve şiddetli bir tırmanma olasılığını durdurmayı sağlıyor. Arap Birliği ve uluslararası toplum tarafından desteklendiği için iki devletli bir çözümün uygulanabilirliğini ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
BAE ve İsrail arasında gerçekleşmesi beklenen anlaşmalar şu şekilde:
 -Karşılıklı elçilikler açılması
 -Yatırım
 -Turizm
 -Doğrudan uçuşlar
 -Güvenlik ve iletişim
 -Teknoloji
 -Enerji
 -Sağlık
 -Kültür ve Çevre



Trump: Ukrayna ile Rusya arasında anlaşmaya varılması için "iyi bir şans" var

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
TT

Trump: Ukrayna ile Rusya arasında anlaşmaya varılması için "iyi bir şans" var

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)
Trump, Air Force One uçağında gazetecilere konuşuyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya ile Ukrayna arasında Florida'da yapılan son görüşmelerin ardından bir anlaşmaya varılmasının "yüksek ihtimal" olduğunu söyledi. Trump, elçisinin görüşmelere devam etmek üzere Rusya'ya gitmeye hazırlandığını belirtirken, Kiev'i sarsan yolsuzluk skandalının "faydalı olmadığını" ifade etti.

Trump, Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, müzakere ekibinin de başında bulunan Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı'nı görevden almasına neden olan yolsuzluk soruşturmasına atıfta bulunarak, "Ukrayna'nın bazı zorlu küçük sorunları var," dedi. Trump, "Ancak bir anlaşmaya varma şansımızın yüksek olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Miami'nin kuzeyindeki Hallandale Plajı'nda her iki tarafın da "üretken" olarak nitelendirdiği saatler süren görüşmelerin ardından, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu söylerken, Kiev heyetindeki bir kaynak görüşmeleri "kolay değil" olarak nitelendirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Kiev'in askeri baskılarla karşı karşıya olduğu ve iç yolsuzluk skandalına bulaştığı bir dönemde gerçekleşen görüşmeler, Trump'ın temsilcisi Steve Witkoff'un salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin beklendiği Moskova ziyaretinin önünü açtı.

Washington, üç yıldan uzun süre önce başlayan çatışmayı sona erdirmek için bir plan sundu ve Moskova ve Kiev'in onayıyla bunu sonuçlandırmaya çalışıyor. Rubio daha önce gazetecilere, Witkoff ve Trump'ın damadı Jared Kushner'in de katıldığı Florida'daki görüşmelerin "çok verimli" geçtiğini, ancak "hala yapılması gereken çok iş olduğunu" söylemişti. Ukrayna heyetine Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Rustem Umerov başkanlık ederken, Amerikan tarafını Rubio, Witkoff ve Kushner temsil ediyor.

Umerov ise müzakereleri överek, "verimli ve başarılı" olarak nitelendirdi. Facebook'ta Zelenskiy'e görüşmelerde kaydedilen "önemli ilerleme" hakkında bilgi verdiğini yazdı. Zelenskiy, görüşmelerin ardından X platformunda, "Görüşmelerin yapıcı bir dinamiğe sahip olması ve tüm konuların Ukrayna'nın egemenliği ve ulusal çıkarlarının güvence altına alınmasına odaklanılarak açıkça müzakere edilmesi önemlidir" diye yazdı.

Görüşmeler, Moskova'nın Ukrayna'nın başkenti Kiev ve çevresine yönelik gece saldırılarını iki gece üst üste yoğunlaştırmasının ve Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin kapsamlı bir yolsuzluk soruşturmasının ardından Özel Kalem Müdürü Andrey Yermak'ı görevden almasının ardından yaşanan iç siyasi karışıklıkların ortasında başladı.


Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
TT

Moody's, güçlü petrol dışı büyümenin desteğiyle Suudi Arabistan'ın Aa3 notunu teyit etti

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad (SPA)

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Suudi Arabistan’ın kredi notunu ‘Aa3’ olarak teyit etti ve görünümünü ‘durağan’ olarak belirledi. Kuruluş, Suudi ekonomisinin önümüzdeki yıl güçlü ekonomik büyüme göstermesine olumlu bakıyor; özellikle ekonomik çeşitlendirme çabaları sayesinde petrol dışı sektörlerdeki güçlü büyümeyi destekliyor.

Moody’s, Suudi Arabistan’a yönelik düzenli not gözden geçirmesinde, ülke ekonomisinin gücüne ve mali politikalarının istikrarına dikkat çekerek, Aa3 notunun büyük ekonomik hacim, yüksek gelir düzeyi ve güçlü kamu bütçesi ile desteklendiğini vurguladı. Kuruluş ayrıca, ülkenin ekonomik çeşitlendirme programlarında kaydettiği ilerlemeyi de öne çıkardı.

Moody’s’in Aa3 notunu teyit etmesi ve durağan görünümü, Suudi Arabistan’ın kredi değerliliğinin istikrarlı olduğunu gösteriyor. Bu durum, kuruluşun Kasım 2024’te ülke notunu A1’den Aa3’e yükseltmesinin ardından geldi; yükseltme, ekonomik reformlarda sağlanan ilerlemeye dayanıyordu. Diğer büyük uluslararası derecelendirme kuruluşları da Suudi Arabistan’ın güçlü kredi profilini onaylıyor. Standard & Poor’s ve Fitch, ülkeye A+ notu ve durağan görünüm verirken, bu yüksek dereceler ülkenin mali ve dış pozisyonunun gücünü ve artan ekonomik esnekliğini teyit ediyor.

Ekonomik ivme ve beklenen büyüme

Ekonomik momentum güçlü seyrini sürdürüyor; özellikle petrol dışı sektörler güçlü büyüme oranları yakalamaya devam ediyor. Moody’s, Suudi Arabistan’ın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) 2025’te yaklaşık yüzde 4 oranında büyümesini bekliyor; bu oran, 2024’teki yüzde 2’lik büyümenin üzerine çıkıyor. 2026 yılında ise büyümenin yüzde 4,5’e ulaşması öngörülüyor. Bu dönemde petrol sektörü, OPEC+ ittifakının üretimi artırmaya başlamasıyla birlikte yeniden büyüme eğilimine girecek.

frg
Riyad'da açık havada futbol maçı izleyen insanlar (Reuters)

Suudi Arabistan hükümeti, gelecek yıl için ekonomik büyüme tahminini önceki yüzde 3,5 seviyesinden yüzde 4,6’ya yükseltmişti. Bu artış, büyük ölçüde petrol dışı sektörlerin beklenen büyümesine dayanıyor. Moody’s de açıklamasında, petrol dışı faaliyetlerin büyük projelerin kesintisiz şekilde yürütülmesini desteklediğine dikkat çekti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ise Suudi ekonomisinin 2025 ve 2026 büyüme tahminlerini yüzde 4’e yükseltti. IMF, bu büyümenin arkasında petrol dışı sektörlerdeki önemli genişleme ve OPEC+ çerçevesinde kademeli petrol üretim kesintilerinin bulunduğunu belirtti. Kuruluş, Suudi Arabistan ekonomisinin şoklara karşı güçlü bir dayanıklılık gösterdiğini vurguladı ve enflasyonun yaklaşık yüzde 2 seviyesinde istikrarlı kalacağını öngördü.

Kredi derecelendirme gücü

Suudi Arabistan’ın ekonomik gücü, büyük ekonomik hacmi, yüksek kişi başı gelir seviyesi ve düşük üretim maliyetleriyle birlikte bol hidrokarbon kaynaklarına dayandırılıyor. Moody’s’in açıklamasına göre, ülkenin güçlü kurumları ve iyi yönetim yapısı, 2016’dan bu yana uygulanan kapsamlı reform ajandasındaki önemli ilerlemeyi destekliyor. Mali gücü ise nispeten düşük kamu borç yükü, borçlanma maliyetlerini karşılayabilme kapasitesi ve güçlü devlet mali varlıklarına dayanıyor.

frg
Kral Abdullah Finans Bölgesi'ndeki (KAFD) Riyad tren istasyonu dışında yürüyen insanlar (Reuters)

Buna karşın, Suudi Arabistan’ın risklere maruz kalabilirliği, daha çok siyasi risklerden kaynaklanıyor; bu riskler, bölgesel jeopolitik dinamiklerin zorluklarını yansıtıyor.

Moody’s, petrol fiyatlarının yüksek harcamaları destekleme kapasitesinin azaldığını belirtmesine rağmen, hükümetin ekonomik dönüşüm sürecini desteklemek amacıyla ekonomik dalgalanmalara karşı mali politika uyguladığını vurguladı.

Durağan görünüm

Moody’s, durağan görünümün, ülkenin kredi notunu etkileyen risklerin dengede olduğunu gösterdiğini belirtti. Kuruluş, büyük ölçekli çeşitlendirme projelerinin daha fazla ilerlemesinin, özel sektörü çekebileceğini ve petrol dışı ekonominin mevcut tahminlerden daha hızlı şekilde gelişmesini teşvik edebileceğini kaydetti.

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim geçen ay yaptığı açıklamada, ülkenin doğrudan ve dolaylı olarak petrol bağımlılığının yüzde 90’dan yüzde 68’e gerilediğini, bugün petrol dışı faaliyetlerin ise GSYİH’nin yüzde 56’sını oluşturduğunu duyurmuştu.


Suudi Arabistan, yapay zekâ modellerinde dünya çapında üçüncü sırada yer alıyor

Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında dünya çapında en iyi on ülke arasında yer alarak uluslararası alanda adından söz ettirdi. (SPA)
Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında dünya çapında en iyi on ülke arasında yer alarak uluslararası alanda adından söz ettirdi. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, yapay zekâ modellerinde dünya çapında üçüncü sırada yer alıyor

Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında dünya çapında en iyi on ülke arasında yer alarak uluslararası alanda adından söz ettirdi. (SPA)
Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında dünya çapında en iyi on ülke arasında yer alarak uluslararası alanda adından söz ettirdi. (SPA)

Suudi Arabistan, yapay zekâ alanında yeni bir başarıya imza atarak, Stanford Üniversitesi İnsan Merkezli Yapay Zekâ Enstitüsü’nün (HAI) 2025 Yapay Zekâ Endeksi’ne göre, büyük dil modellerinde ABD ve Çin’in ardından üçüncü; yapay zekâ alanındaki istihdam oranında da Hindistan ve Brezilya’nın ardından üçüncü sırada yer aldı.

Stanford Üniversitesi’nin küresel yapay zekâ göstergesinde Suudi Arabistan’ın çeşitli kategorilerde kaydettiği belirgin ilerleme, ülkeyi yapay zekâ alanında dünyanın ilk on ülkesi arasına taşıdı. Bu sonuçlar, Vizyon 2030 doğrultusunda veriye dayalı ekonomi ve yapay zekâ teknolojilerinde ülkeyi lider ülkeler arasına yükseltmeyi hedefleyen Suudi Arabistan Veri ve Yapay Zekâ Kurumu’nun (SDAIA) yürüttüğü çalışmaların etkisini ortaya koyuyor.

Yapay zekâ modellerinde ve yapay zekâ istihdamının büyüme oranında dünya üçüncülüğü, ülkenin yüksek yenilik kapasitesine ve ileri model geliştirme yeteneğine işaret ediyor. Bu modeller arasında, Arapça üretilen içeriklerde dünyanın en güçlü üretken yapay zekâ modellerinden biri olarak gösterilen ‘ALLAM’ modeli de bulunuyor. Ülke ayrıca, yapay zekâ teknolojileriyle ilişkili yeni istihdam fırsatlarını genişletmeye devam ediyor.

Aynı endekste Suudi Arabistan, yapay zekâ yeteneklerini çekmede dünya yedincisi olurken, gelişmiş teknoloji ekosistemi ve küresel uzmanlar için cazip düzenleyici ortamıyla da öne çıktı. Ülke, yapay zekâ konusunda kamuoyu farkındalığı ve bilimsel atıf sayıları kategorilerinde de dünya sekizincisi oldu.

Bu başarılar; yapay zekâ araştırmalarına yapılan yatırımların, bilgi toplumunun güçlendirilmesine yönelik projelerin ve geniş katılımlı eğitim programlarının etkisini yansıtıyor. Bu programlar arasında, yapay zekâ alanında bir milyon kişiyi yetkinleştirmeyi hedefleyen ‘SAMAI’ girişimi de yer alıyor ve toplumun farklı kesimlerinden yoğun ilgi görüyor.

Bu sıralamalar, Suudi Arabistan’ın veri ve yapay zekâ alanlarında uluslararası alanda örnek gösterilen bir model haline geldiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda ülkenin insan kaynağını geliştirme ve teknolojik farkındalığı artırma çabalarının, Vizyon 2030’un hedefleriyle uyumlu şekilde, kapsamlı bir dijital dönüşüme ve ulusal ekonominin güçlenmesine katkı sunduğunu gösteriyor.