Tokyo'da içi görünen tuvaletler hizmete açıldı

Ödüllü bir mimarın tasarladığı tuvaletler, içeride birilerinin olup olmadığını gösterecek özelliklerle donatıldı

Şeffaf camlar kapılar kilitlendiğinde içeriyi göstermez bir görünüm alıyor (Tokyo Tuvalet Projesi)
Şeffaf camlar kapılar kilitlendiğinde içeriyi göstermez bir görünüm alıyor (Tokyo Tuvalet Projesi)
TT

Tokyo'da içi görünen tuvaletler hizmete açıldı

Şeffaf camlar kapılar kilitlendiğinde içeriyi göstermez bir görünüm alıyor (Tokyo Tuvalet Projesi)
Şeffaf camlar kapılar kilitlendiğinde içeriyi göstermez bir görünüm alıyor (Tokyo Tuvalet Projesi)

Japonya’nın başkenti Tokyo’da şeffaf tuvalet uygulaması başlatıldı.
Guardian’ın haberine göre Japonya Vakfı’nın öncülüğünde hayata geçirilen Tokyo Tuvalet Projesi kapsamında Şibuya semtinde 5 ayrı yere bu tuvaletlerden kondu.
Pritzker Mimarlık Ödülü’nün sahibi ünlü mimar Shigeru Ban’ın tasarladığı şeffaf tuvaletler akıllı camlardan oluşuyor ve içeride birisinin bulunması halinde ışık geçirmez mat bir görünüm alıyor.
Vakıf, projelerinin yenilik sunmasının yanı sıra bu sıradışı tuvaletlerin arkasında “merak uyandırıcı oyun alanları” gibi pratik amaçlara hizmet eden noktalar olduğunu da belirtti.
Bilhassa parklara yerleştirilen bu tuvaletlerin tasarımında iki amacın dikkate alındığını kaydeden vakıf, “İlki içerisinin temiz olup olmadığını göstermekti. Diğeri de içeride kimsenin gizlice beklemediğinden emin olunmasını sağlamaktı” ifadelerini kullandı.
Kuruluş yeni teknolojilerin uygulandığı tasarımda kapılar içeriden kilitlendikten sonra camların şeffaflığını kaybedip mat bir renk aldığını belirtirken, gece olunca da bu alanların fener gibi güzel bir görüntü verdiğini kaydetti.
Vakıf ayrıca, Japon tuvaletlerinin “hijyen” konusunda bir üne sahip olmasına rağmen birçok insanın umuma açık tesislerin “karanlık, kirli, pis kokulu ve korkutucu” yerler olduğu şeklinde yanlış bir algıya sahip olduğunu ifade etti.
Proje kapsamında Şibuya’da 17 bölgeye daha bu tür tuvaletlerden yerleştirilmesi bekleniyor.



NASA, Ay'ın iki yüzü arasındaki çarpıcı farkları ortaya çıkardı

Sanatçı tasviri, Ay'ın milyarlarca yıl önceki sıcak iç kısmını gösteriyor. NASA araştırmacıları gökcisminin içine artık daha yakından bakabildiklerini söylüyor (NASA/JPL-Caltech)
Sanatçı tasviri, Ay'ın milyarlarca yıl önceki sıcak iç kısmını gösteriyor. NASA araştırmacıları gökcisminin içine artık daha yakından bakabildiklerini söylüyor (NASA/JPL-Caltech)
TT

NASA, Ay'ın iki yüzü arasındaki çarpıcı farkları ortaya çıkardı

Sanatçı tasviri, Ay'ın milyarlarca yıl önceki sıcak iç kısmını gösteriyor. NASA araştırmacıları gökcisminin içine artık daha yakından bakabildiklerini söylüyor (NASA/JPL-Caltech)
Sanatçı tasviri, Ay'ın milyarlarca yıl önceki sıcak iç kısmını gösteriyor. NASA araştırmacıları gökcisminin içine artık daha yakından bakabildiklerini söylüyor (NASA/JPL-Caltech)

NASA bilim insanları çarşamba günü Ay hakkında yeni sırları açığa çıkardıklarını duyurdu.

Özellikle yörüngedeki bir uzay aracından toplanan yerçekimi verilerini analiz ederek gökcisminin iç kısmına dair daha iyi bir bakış elde ettiler.

Bu analizde, Ay'ın yakın ve uzak taraflarının iç yapıları arasında keskin bir fark olduğu saptandı. Yakın taraf erimiş kayalardan oluşan engin düzlüklere sahipken, uzak yüzü daha engebeli. Ay en başta eriyik halindeki dünyanın bir parçasıydı ve eski yüzeyinin büyük bir kısmı lavla kaplıydı. 

Bazı teoriler iki ila üç milyar yıl önceki volkanizmanın gezegenin iç kısmında, radyoaktif elementlerin yakın tarafın mantosunun derinliklerinde birikmesine neden olacak farklılıklara yol açtığını öne sürüyor. Bu çalışma, sözkonusu teoriye bugüne kadarki en güçlü kanıtı sunuyor.

NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı'nda Güneş Sistemi Dinamikleri Grubu'nun yöneticisi Ryan Park yaptığı açıklamada, "Ay'ın yakın tarafının uzak tarafına göre daha fazla esnediğini bulduk, yani Ay'ın yakın tarafının iç yapısında uzak tarafına kıyasla temelden bir farklılık var" dedi.

Verileri ilk analiz ettiğimizde sonuç bizi o kadar şaşırttı ki inanamadık. Bu yüzden bulguları doğrulamak için hesaplamaları defalarca yaptık. Bu toplamda 10 yıllık bir çalışma.

Bulgular hakemli dergi Nature'da yayımlandı.

Ay'ın, mavi bilyemizin yörüngesinde dönerken yerçekiminde meydana gelen değişimleri incelemeyi sağlayan yeni bir yerçekimi modeli geliştirerek bu sonuçlara ulaştılar.

Bu değişimler, Dünya'nın gelgit kuvveti nedeniyle Ay'ın esnemesine neden oluyor. Tıpkı Ay'ın Dünya'daki gelgitleri belirlemesi gibi, Dünya da Ay üzerinde kütleçekimsel bir kuvvet uyguluyor.

Araştırmacılar, 2011 ve 2012'de Ay'ın yörüngesinde dönen GRAIL görevinin Ebb ve Flow uzay aracının hareketine ilişkin verileri kullandı.

dfgrthyjuı
Ay'ın yakın (solda) ve uzak yüzünün bu görüntüleri NASA'nın Ay Keşif Yörünge Aracı tarafından çekildi. Uzay aracından elde edilen veriler, bilim insanlarının Jüpiter'in Io'su gibi uyduları daha iyi anlamalarını sağlıyor (NASA/JPL-Caltech)

Çalışmanın yazarları bir süper bilgisayar yardımıyla Ay'ın bugüne kadarki en ayrıntılı yerçekimi haritasını çıkardı. Yerçekimi haritası, Ay genelindeki yerçekimi ölçümlerini gösteriyor.

Elde ettikleri sonuçları inceleyen ve diğer modellerle karşılaştıran Park'ın ekibi, Ay'ın iki yarısının deformasyona uğrama derecesinde küçük ama beklenenden büyük bir fark buldu.

Ayrı bir çalışmada aynı tekniği kullanarak, Mars ve Jüpiter arasındaki Ana Asteroit Kuşağı'nda yer alan Vesta'nın iç kısmını incelemişlerdi. Önceki teorilerin aksine, Vesta'nın muhtemelen küçük bir çekirdeği olduğunu ya da hiç olmadığını bulmuşlardı. Yakın zamanda benzer bir tekniği Jüpiter'in volkanik uydusu Io'ya uygulayarak, ateşler içindeki uydunun küresel bir magma okyanusu barındırma ihtimalinin düşük olduğunu ortaya koymuşlardı.

Park, "Yerçekimi, bir gezegenin iç kısmının derinliklerini keşfetmek için kullanılabilecek eşsiz ve temel bir özellik" diyor.

Bizim tekniğimiz yüzeyden gelen verilere ihtiyaç duymuyor; içeride ne olduğuna dair küresel bir bakış açısı elde etmek için uzay aracının hareketini çok hassas bir şekilde izlememiz gerekiyor

Independent Türkçe