14 Şubat 2005 Hariri suikastı: Lübnan’ın siyasi çehresini değiştiren gün

Başbakan Refik Hariri’nin oğulları, Eymen, Saad ve Baha, patlama yerini incelerken. (AFP)
Başbakan Refik Hariri’nin oğulları, Eymen, Saad ve Baha, patlama yerini incelerken. (AFP)
TT

14 Şubat 2005 Hariri suikastı: Lübnan’ın siyasi çehresini değiştiren gün

Başbakan Refik Hariri’nin oğulları, Eymen, Saad ve Baha, patlama yerini incelerken. (AFP)
Başbakan Refik Hariri’nin oğulları, Eymen, Saad ve Baha, patlama yerini incelerken. (AFP)

Lübnanlıların geneli için bir kalkınma kahramanı olarak anılan Sünni Müstakbel Hareketi’nin kurucusu ve dönemin Başbakanı Refik Hariri 14 Şubat 2005’te bir suikasta kurban gitmişti.
Hariri’nin hayatına mal olan patlama, Lübnan'ın siyasi çehresini değiştirdi. Suikastın ardından, Hizbullah ve Suriye/Esed rejimi karşıtı 14 Mart Cephesi ve buna mukabil Hizbullah yanlısı 8 Mart Cephesi teşkil edilmiş oldu.
Başbakan Hariri’nin konvoyu, 14 Şubat 2005 günü öğleden sonra Necme Meydanı’nda yer alan Temsilciler Meclisi’ndeki ofisinden hareket etmişti. Konvoy Beyrut merkezi yakınlarındaki sahil yolunda St. George Oteli önüne vardığında büyük bir patlamaya maruz kaldı. Bölgedeki konutların camları kırılmış, onlarca araç alev almıştı, bir süre sonra medyada saldırının hedefinin Hariri olduğu açıklandı. Bölgedeki çoğu insan deprem oldu sanmıştı, patlama yerinde 10 metre genişliğinde ve iki metre derinliğinde bir çukur oluştu.
Patlama o kadar güçlüydü ki, cesetlerden biri olay yerinin epey uzağında 17 gün sonra bulundu. Patlamada 21 kişi öldü, 226 kişi yaralandı ve aynı zamanda ciddi bir maddi hasara neden oldu.
Lübnan'da ve dünyada büyük bir şok yaratan patlamanın hedefi; iç savaş sonrasında (1975-1990) ülkesinin yeniden yapılanma aşamasında aktif bir şekilde rol almış ve ilmek ilmek dokuduğu uluslararası ilişkiler ağını ülkesinin çıkarına sunmuş bir liderdi. Suikast öncesinde Hariri’nin yaklaşık otuz yıldır ülkede ordusu bulunan ve Lübnan’ın iç işlerine doğrudan muhalif olan Şam yönetimiyle arasının açık olduğu biliniyor. Hariri o dönemde parlamento seçimlerine hazırlanıyordu ve Suriye karşıtı bloka yakın duruyordu. Edinilen bilgiye göre; Fransız Cumhurbaşkanı Jack Chirak, dostu olan Hariri’yi şubat ayının başında dikkatli olması yönünde uyarmıştı. Günler sonra BM Ortadoğu elçisi Terje Roed-Larsen de benzer bir uyarıda bulunmuş, güvenlik önlemlerini arttırmasını tavsiye etmişti.
Ekim 2004'te arkadaşı eski Bakan Mervan Hamade’ye suikast girişiminde bulunulmuştu. Hamade kurtuldu ancak bu girişimle asıl mesaj verilen kişinin Hariri ve ekibi olduğu uzun süre konuşuldu.
Patlamadan saatler sonra, Refik Hariri’nin o sırada siyasi işlerden uzak olan oğlu Saad Hariri olay yerine geldi. Basın; babasına düzenlenen suikastın arkasında kimin olduğuna dair bir fikrinin olup olmadığını sordu. Hariri cevaben; Açık değil mi? Diye bir soru yönlendirdi. Patlamanın baş şüphelisi Şam yönetimiydi ve suçlamalar başlamıştı. Bir süre sonra çok sayıda Lübnanlı sokaklara döküldü ve suikasttan Suriye yönetimini sorumlu tuttu, gösterilerde ‘Suriye defol’ diye sloganlar atıldı. Halk hareketi, Ömer Kerami başkanlığındaki Suriye’ye yakın hükümetin düşmesine de neden oldu.
Protestolar devam ediyordu, 14 Mart günü ise yüzbinlerce gösterici, Beyrut’un sokaklarını doldurdu. Dolayısıyla 14 Mart Lübnan’ın yakın tarihinde bir dönüm noktasına işaret ediyor, o günün etkileri, Suriye’nin Lübnan’dan çekilmesinde önemli bir rol oynadı.
Buna karşılık Hizbullah ve müttefikleri, ‘Suriye’ye Vefa’ başlığı altında 8 Mart’ta yüzbinlerin katılımıyla bir gösteri düzenledi. O tarihten itibaren uzun yıllardır Lübnan, 14 Mart Cephesi ile 8 Mart Cephesi arasında siyasi olarak bloklara bölünmüş durumdadır. Suriye’nin Lübnan’dan çekilmesi üzerine, genel bir siyasi af çıkarıldı. Bu süreçte Lübnan Kuvvetleri lideri Semir Caca hapisten çıktı ve şimdiki Cumhurbaşkanı Mişel Avn, 15 yıldır sürgün hayatı yaşadığı Paris’ten ülkesine dönebildi.

Örneğin 14 Mart cephesinde şu gruplar vardı:
*Saad Hariri liderliğindeki (Sünni) Müstakbel
*Velid Canbolat liderliğindeki (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti
*Emin Cemayel liderliğindeki (Maruni Hristiyan Falanjist) Ketaib Partisi
*Semir Caca liderliğindeki (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri,
*Lübnan Ulusal Bloku
*Bağımsızlık Hareketi
*Ermeni Sosyal Demokrat Hınçak Partisi
*Ermeni Demokratik Liberal Parti
*Özgür Şii Hareketi

8 Mart Cephesinde ise
*Hasan Nasrallah liderliğindeki (Şii) Hizbullah
*Nebih Berri liderliğindeki (Şii) Emel
*Mişel Avn/Cibran Basil liderliğindeki (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket
*Talal Arslan liderliğindeki (Dürzi) Demokratik Parti
*Süleyman Franci liderliğindeki (Maruni Hristiyan Falanjist) Marada Hareketi
*(Sünni) Zafer Hareketi
*(Nusayri) Demokratik Arap Partisi
*Ermeni Devrimci Federasyonu
Suikastla ilgili başlatılan uluslararası soruşturmada önce Suriye Esed rejimi suçlandı, ancak bir süre sonra suçlamalar Hizbullah üyelerine yöneldi. Buna karşılık Hizbullah suçlamaları sert bir şekilde reddetti. Şüpheli ilan edilenlerin masum olduğunu ve bu kişileri teslim etmeyeceğini duyurdu. Ordu dışında ağır silahlara sahip tek güç olan Hizbullah, Suriye’nin Lübnan’da bıraktığı boşluğu doldurmuş oldu. Süreç içinde de ülkedeki en önemli oyuncu olmayı başardı.

Hizbullah suçlu bulundu
Hollanda'da Birleşmiş Milletler'e bağlı Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'nin 2005'te öldürüldüğü suikast ile ilgili davada, Hizbullah üyesi Selim Cemil Ayyaş'ı suçlu buldu. Diğer üç sanık ise beraat etti.
Refik Hariri'nin oğlu eski Lübnan Başbakanı ve (Sünni) Müstakbel Hareketi Genel Başkanı Saad Hariri de mahkemenin kararını kabul ettiğini söyledi.
Selim Cemil Ayyaş, "Refik Hariri suikastını planlamak ve düzenlemekle" suçlanmıştı. Kararı okuyan hakim David Re, Ayyaş'ın kullandığı cep telefonunun saldırıda "kritik önemde" olduğunu ifade etti.
Ayyaş suçlu bulunurken, Hizbullah üyesi diğer üç sanığın ise "saldırıda suç ortağı olduklarına dair yeterli delil olmadığı" sonucun ulaşıldı.



Amerikan yönetiminin güvenini kazanmak için Şara'dan yazılı taahhütler

Suriyeliler cuma günü New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde yeni Suriye bayrağının göndere çekilmesini kutladılar (Reuters)
Suriyeliler cuma günü New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde yeni Suriye bayrağının göndere çekilmesini kutladılar (Reuters)
TT

Amerikan yönetiminin güvenini kazanmak için Şara'dan yazılı taahhütler

Suriyeliler cuma günü New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde yeni Suriye bayrağının göndere çekilmesini kutladılar (Reuters)
Suriyeliler cuma günü New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde yeni Suriye bayrağının göndere çekilmesini kutladılar (Reuters)

Suriye, ABD'nin yaptırımların kısmen kaldırılması için öne sürdüğü koşullar listesine yazılı olarak yanıt verdi ve bunların çoğunu yerine getirdiğini, ancak diğerlerinin Washington ile “karşılıklı anlayış” gerektirdiğini belirtti.

Reuters'in gördüğünü söylediği mektupta Suriye, kayıp ABD'li gazeteci Austin Tice'ı aramak için Dışişleri Bakanlığı'nda bir irtibat ofisi kurmayı taahhüt ediyor ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) ile daha iyi irtibat da dahil olmak üzere kimyasal silah stoklarıyla ilgili prosedürlerini detaylandırıyor. Ancak mektupta yabancı savaşçıların dışarıda tutulması ve Amerika'nın terörle mücadele saldırıları düzenlemesine izin verilmesi gibi diğer temel talepler üzerinde durulmadı.

Diğer yandan Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Kamışlı'da düzenlenen “Kürt Birliği ve Konumu” konferansında “demokratik ve ademi merkeziyetçi bir Suriye” çağrısı yapıldı.