Fas Kralı’ndan karantina ve kısıtlama sinyali

Fas Kralı, Veliaht Prens Hasan ve Prens Reşid’in de katıldığı Kral ve Halkının Devrimi’ni anma merasiminde konuşma yaptı. (MAP)
Fas Kralı, Veliaht Prens Hasan ve Prens Reşid’in de katıldığı Kral ve Halkının Devrimi’ni anma merasiminde konuşma yaptı. (MAP)
TT

Fas Kralı’ndan karantina ve kısıtlama sinyali

Fas Kralı, Veliaht Prens Hasan ve Prens Reşid’in de katıldığı Kral ve Halkının Devrimi’ni anma merasiminde konuşma yaptı. (MAP)
Fas Kralı, Veliaht Prens Hasan ve Prens Reşid’in de katıldığı Kral ve Halkının Devrimi’ni anma merasiminde konuşma yaptı. (MAP)

Fas Kralı 6. Muhammed, ülkesindeki yüksek koronavirüs vakalarının etkilerine dikkat çekerek enfekte vaka sayısının yükselmeye devam etmesi halinde salgınla ilgilenen bilim kurulunun yeniden ve daha sıkı karantina tedbirleri önerebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Kral 6. Muhammed önceki gün, 1956’da Fas’ı bağımsızlık sürecine götüren ve 1953’te başlayan Kral ve Halk Devrimi’nin 67’inci yıl dönümü vesilesiyle halka seslendi. Fas Kralı konuşmasında “Allah korusun, böylesine zor bir kararı almak gerekirse bunun vatandaşların hayatlarına, ekonomik ve sosyal şartlara yansımaları şiddetli olacaktır” dedi.
Fas Kralı, sağlık tedbirlerine katı bir biçimde uyulmaması ve alınan önlemlere yönelik sorumluluk duyulmaması halinde enfekte vakaların ve ölümlerin artacağını, kamu yetkilileri ve sağlık sektörü çalışanları ne kadar çabalarsa çabalasın, hastanelerin böyle bir salgına dayanamayacağını vurguladı.
Karantina tedbirlerinin gevşetilmesine paralel olarak vatandaşların güvenliğini temin etmek ve salgının yayılmasını önlemek için bir dizi önleyici tedbir alındığını belirtti. Fas Kralı 6. Muhammed sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak vaka sayısındaki artış bizi şaşırttı. Bugün ulaştığımız sağlık durumu seviyesinin kötüye gitmesi üzüntü verici. Hiçbir iyimserlik uyandırmıyor. Bu gerçeğin dışında söylemde bulunanlar yalancıdır.”
Kral 6. Muhammed, karantina tedbirlerinin kaldırılmasından kısa bir süre sonra kritik vaka ve ölü sayısının, karantina dönemiyle kıyaslandığında üç kattan daha fazla artış gösterdiğine dikkat çekti. Ayrıca virüsün sağlık çalışanları arasındaki yayılma oranının, karantina dönemindekine kıyasla günlük 1’e 10 oranında arttığını vurguladı.
Fas Kralı, gösterilen çabalara rağmen Fas’ın salgınla mücadeleyi henüz kazanamadığını belirterek pandemi sürecinin “herkes için benzeri görülmemiş zor bir dönem” olduğunu ifade etti.
Fas Kralı 6. Muhammed, “Aldığımız önleyici tedbirlere saygı gösterme ve karantina döneminde elde ettiğimiz güzel sonuçlar Krallık için iyi bir örnek oluşturdu. Yaptığımız şeylerle, özellikle birçok ülkeye kıyasla bulaş ve ölüm vakalarının az olmasıyla gurur duymamızı sağladı”dedi. Ancak karantina tedbirlerinin kaldırılmasıyla vaka sayılarının mantıksız bir biçimde iki katına çıkmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Kral 6. Muhammed sözlerine şöyle devam etti:
“1953 yılında dedemiz Kral 5. Muhammed ve mücadele arkadaşları, babamız Kral 2. Hasan ve Fas halkının iradesi ile sömürge planlarını reddeden tarihi devrim üzerinde birleşti. Fas tarihi, zorluklar karşısında hanedan ve halk arasındaki güçlü uyuma tanıklık eden olaylarla doludur. Fas halkının bugün özellikle Kovid-19 salgınıyla mücadelenin ilk aşamasında gösterdiği toplu seferberlik ruhu aynı değerlere ve ilkelere bağlılığın göstergesidir.”
Fas hükümdarı bazılarının salgının var olmadığına yönelik iddialarına dikkat çekerek kimilerinin ise karantinanın kaldırılmasının hastalığın sonu anlamına geldiğine inandığını, ayrıca bir kesimin de kabul edilmesi imkansız bir kayıtsızlık ve dikkatsizlik içerisinde olduğunu vurguladı. Kral 6. Muhammed, hastalığın gerçekleğinin doğrulanması sonrasında bazı hastaların 10 gün veya daha uzun bir süre boyunca semptom göstermediğini, enfekte vakaların çoğunun semptomsuz olduğunu, bu durumun da salgının yayılma riskini artırdığını ve daha fazla önlem alınması gerektirdiğini belirtti
Kral 6. Muhammed, halkın büyük bir kısmının maske kullanımı, sosyal mesafe, hijyen ve sterizasyon önlemlerine dikkat etme gibi kamu otoriteleri tarafından alınan koruyucu sağlık önlemlerine saygı göstermediğine dikkat çekti. Konunun dayanışma ilgili olmadığını, vatanperver olmayan davranışlarla ilgili olduğunu düşündüğünü belirterek vatanseverliğin her şeyden önce başkalarının sağlığı ve güvenliği için endişe taşımayı gerektirdiğini kaydetti.
Kral 6. Muhammed, bu tür davranış biçimlerinin, geçim kaynaklarını kaybeden birçok aileye destek sağlayan devletin çabalarına aykırı olduğunu belirterek “söz konusu devlet desteğinin sonsuza kadar devam edemeyeceğini, devletin elindeki imkanların yeterinden fazlasını bu meseleye ayırdığını söyledi.
Fas Kralı salgını önlemek için farkındalık oluşturma, davranış tarzını düzeltme ve toplumu korumada tüm vatansever güçleri harekete geçmeye, uyanmaya ve salgına karşı verilen mücadeleye ortak olmaya çağırdı.
Fas Kralı, tüm tarafların örnek ve sorumlu davranışları davranmadan durumun üstesinden gelmenin ve salgınla mücadele etmenin mümkün olmadığı konusunda uyarıda bulundu. 6. Muhammed sağlık tedbirlerine sıkı sıkıya bağlı kalmadan, sorumluluk ve inisiyatif almadan enfeksiyon ve ölüm vakalarının artacağı, kamu otoriteleri ve sağlık çalışanları ne kadar çabalarlarsa çabalasın hastanelerin bu salgına dayanamayacağını ve hizmet veremeyeceğini vurguladı.
Kral 6. Muhammed sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün size yaptığım konuşma sitem veya kınama anlamına gelmiyor. Ben daha ziyade artmaya devam eden enfeksiyon ve ölüm vakalarına ek olarak salgının psikolojik, sosyal ve ekonomik sonuçları nedeniyle kapsamlı karantinaya geri dönmekten dolayı duyduğum endişeyi ifade etmek istedim. Bugün Kral ve Halk Devrimi’ni anarken bu zor durumu aşmak için Fas halkını karakterize eden fedakarlık, dayanışma ve sadakat değerlerini hatırlatmaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Halkımızın ve ülkemizin güvenliği için gerçek vatanperverlik ruhuna ve vatandaşlık görevlerine bağlılıkla Fas halkının bu tehditle mücadeleye ayak uydurabileceğine ve atalarının yolunu takip edebileceğine güveniyorum.”



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.