Suudi Arabistan’da ilk ‘sesli ticari marka’ sertifikası verildi

Kuruluşlar mal ve hizmetleri ayırt etmede ve halka hitap etmede iyi markalara güveniyor (SPA)
Kuruluşlar mal ve hizmetleri ayırt etmede ve halka hitap etmede iyi markalara güveniyor (SPA)
TT

Suudi Arabistan’da ilk ‘sesli ticari marka’ sertifikası verildi

Kuruluşlar mal ve hizmetleri ayırt etmede ve halka hitap etmede iyi markalara güveniyor (SPA)
Kuruluşlar mal ve hizmetleri ayırt etmede ve halka hitap etmede iyi markalara güveniyor (SPA)

Suudi Arabistan Fikri Mülkiyet Kurumu (SAIP), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) alanında uygulanan ticari marka kanunu ve yönetmeliklerine uygun olarak Suudi Telekom Şirketi’ne (STC) ülkedeki ilk ‘sesli ticari marka’ sertifikasını verdi.
Sesli ticari marka, kuruluşların ürün ve hizmetleri ayırt etme ve hedef kitleye hitap etme konusunda güvendiği en önemli dayanaklardan biri olurken, iç ve dış kimliklerini pazarlamanın da önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. Çoğu kurum ve şirket, fikri mülkiyet haklarını koruyan ve ses kimliği yoluyla iz bırakan resmi ve fonetik bir kimlik oluşturuyor.
Yenilikçi sesli ticari markanın konseptindeki farklı adlar, kelimeler, imzalar, harfler, semboller, sayılar, adresler, mühürler, çizimler, resimler, desenler, grafikler, şekiller, renk veya renk grubu ile Suudi Arabistan’da yasal bir korumaya sahiptir.
SAIP, yenilikçi sesli ticari markalarını tescil ettirmek isteyen kurum ve kişilere resmi internet sitesi üzerinden ticari marka hizmetleri aracılığıyla başvuru yapma ve elektronik sertifika verilene kadar gerekli işlemleri tamamlama çağrısında bulundu.
83 yıl önce ülkede ilk ticari marka sisteminin çıkarılmasından bu yana ticari markalar inovasyonu ve girişimciliği teşvik ederek pazar faaliyetini etkileyen en önemli faktörler arasında yer aldığından Suudi Arabistan için büyük önem taşıyor.
SAIP, bunlarla ilgili işlerin yürütülmesini kolaylaştırmak için tüzük geliştirme ve ticari marka düzenlemelerini iyileştirmeyi hedefliyor. 



Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Gazze'deki gelişmeleri görüşmek için temaslarda bulunuyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarkul’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarkul’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Gazze'deki gelişmeleri görüşmek için temaslarda bulunuyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarkul’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarkul’l Avsat)

Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot, Mısırlı mevkidaşı Badr Abdulati, Alman mevkidaşı Johann Wadephul ve Türk mevkidaşı Hakan Fidan ile görüştü. Ayrıca Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Kaja Kallas ile Gazze'deki gelişmeler ve bunların güvenlik ve insani boyutlarını ele aldı.

Bu gelişme, Prens Faysal bin Ferhan'ın dün Bakanlar Barrot, Abdülati, Wadephul, Fidan ve Avrupa Temsilcisi Callas ile gerçekleştirdiği telefon görüşmeleri sırasında yaşandı. Görüşmelerde, İsrail'in saldırı ve ihlallerinin durdurulması ve işgalcilerin acımasız uygulamaları sonucu Gazze Şeridi sakinlerinin yaşadığı insani felaketin sonlandırılmasının önemi ele alındı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze'yi işgal etme kararını sert bir dille kınanırken, İsrail'in Filistin halkına karşı sürdürdüğü açlık, vahşi uygulamalar ve etnik temizlik eylemleri şiddetle kınandı.

Bakanlık, "İsrail işgal makamlarının caydırıcılık gözetmeden benimsediği insanlık dışı fikir ve kararlar, Filistin halkının bu topraklarla olan duygusal, tarihi ve hukuki bağını anlamadıklarını, Filistin halkının uluslararası hukuk ve insani ilkelere dayalı olarak bu topraklara sahip olma hakkının bulunduğunu bir kez daha teyit etmektedir" ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan, uluslararası toplumun ve Güvenlik Konseyi'nin İsrail'in saldırılarını ve ihlallerini derhal durdurmaktaki yetersizliğinin devam etmesinin uluslararası düzenin temellerini ve uluslararası meşruiyeti zedelediğini, bölgesel ve küresel barış ve güvenliği tehdit ettiğini ve soykırım ve zorla yerinden edilme uygulamalarını teşvik eden ciddi sonuçlara yol açabileceği konusunda uyardı.