Fas, koronavirüs vaka sayısında Afrika’da üçüncü sırada

Marakeş şehrinde bir polis yayalara maske dağıtıyor (AFP)
Marakeş şehrinde bir polis yayalara maske dağıtıyor (AFP)
TT

Fas, koronavirüs vaka sayısında Afrika’da üçüncü sırada

Marakeş şehrinde bir polis yayalara maske dağıtıyor (AFP)
Marakeş şehrinde bir polis yayalara maske dağıtıyor (AFP)

Fas Sağlık Bakanlığı’ndan dün (Salı) yapılan açıklamada, geçtiğimiz Mart ayından bu yana kaydedilen koronavirüs vakaları toplamının, içinde bulunduğumuz Ağustos ayının ilk 23 gününde yüzde 54 oranında arttığını duyurdu.
Fas, uluslararası göstergeler açısından dünya sıralamasında enfeksiyon oranı ve ölüm vakalarında 49. sırada yer aldı. Yapılan test sayısıyla ilgili sıralamada ise iki basamak çıkarak 31. sıraya yükseldi.
Fas, Afrika kıtasında vaka sayısı bakımından üçüncü, ölüm sayısı bakımından beşinci sırada yer alırken, yapılan test sayısı bakımında kıtada ikinci sırada, Kuzey Afrika’da ise ilk sırada yer alıyor.
Fas Sağlık Bakanlığı, yeni tip koronavirüs salgınının ulusal ve uluslararası düzeydeki durumuna ve bilançosuna ilişkin haftalık açıklamasında, Ağustos ayının ilk 23 gününde vaka sayılarının arttığını, her 100 bin kişiden 77’sinin salgından enfekte olduğunu ve aynı dönem içindeki ölüm vakalarında önceki dönemlere kıyasla yüzde 60 oranında artış kaydedildiğini duyurdu.
Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Ulusal Halk Sağlığı Acil Durum Operasyon Merkezi Koordinatörü Muaz el-Murabıt, içinde bulunduğumuz ayının ilk 23 gününde toplam 52 bin 349 teyit edilmiş vaka kaydedilerek, toplam bulaş oranının her 100 bin kişide 144’e yükseldiğini ifade etti. Enfeksiyon taşıyan hastalar arasındaki ölüm oranı 1,7 ile toplam 888’e ulaştı. Yüzde 69 oranında olan sağlığına kavuşan hasta sayısı 36 bin 343’e yükseldi.
Faslı yetkili, 17-23 Ağustos tarihleri arasındaki bir hafta boyunca, her 100 bin kişiden 27’sinin bulaş kaparak 9 bin 860 yeni bulaş vakası kaydedildiğini, kayıtlara geçen vakalardan 37’sinin yurtdışından gelenler olduğunu belirtti. Ölüm oranlarında ise, söz konusu tarihler arasında kayıtlara geçen ölüm rakamları toplamının dörtte birini oluşturan 230 yeni ölüm vakası kaydedildiğini, iyileşen sayısının ise 6 bin 999 olduğunu bildirdi.
Geçen hafta bir önceki haftaya göre vaka sayısında yüzde 6,6 oranın bir artış yaşanırken, ölüm oranında ise yüzde 43,8’lik büyük bir artış yaşanarak toplam enfeksiyon oranlarında da artış devam etti.
Koordinatör Murabıt enfeksiyon oranlarının bölgesel dağılımı bağlamında, 24 vilayette her 100 bin kişiden en az 10’unda bulaş tespit edildiğini, 6 vilayette (Boulemane, Youssoufia, Grand Casablanca, Marakeş, Beni Mellal ve Sefrou) ise her 100 bin kişiden 50’sinde bulaş tespit edildiğini açıkladı. Murabıt, geçen hafta olduğu gibi bu hafta da ölüm vakalarının artmaya devam ettiği bilgisini ekledi.
Geçtiğimiz hafta her 100 bin kişide ortalama 41’e ulaşan vaka sayısına tanıklık eden tedavi altındaki aktif vakaların bölgesel dağılımına bakıldığında, bunların beş gruba ayrılmış durumda olduğunu ve burada bir artış yaşandığı görülüyor. Doğu bölgesinde her 100 bin kişiden en az 10’unda aktif vaka kaydedilirken, Guelmim –Vadi Noun ve Laayoune- Saguia el-Hamra bölgelerinde 10 ila 20 arasında vaka kaydedildi.
Tanca, Tetuan, Al Hoceima, Fes, Meknes, Rabat, Sale, Kenitra, Souss-Massa, Daraa ve Tafilalt bölgelerindeki vaka oranı her 100 bin kişide 20 ila 40 arasında değişiyor.
Beni Mellal, - Khenifra ve Marakeş- Safi bölgesine gelince, aktif vaka oranı her 100 bin kişide 40 ila 50 arasında değişirken, Kazablanka’nın iki bölgesi Settat ve Dakhla ile Wadi Aldahab bölgelerinde her 100 bin kişide ortalama 50’nin üzerinde aktif vaka kaydedildi.
Koordinatör Murabıt, Whatsapp uygulaması üzerinden gelen sorulara yanıt olarak, maske takmanın bir görev olduğunu ve kanunun herkesi bağladığını, halka açık alanlarla sürekli olarak maske takmak gerektiğini vurguladı. Murabıt, virüsün doğasının değişmediğini, ancak karantina tedbirleri kaldırıldıktan sonra virüsün yayılmasına katkıda bulunan koşullarında daha da değiştiğine işaret etti.
Yetkili, hastalığın böcekler veya evcil hayvanlar yoluyla bulaşmasıyla ilgili olarak, hastalığın bir insandan diğerine doğrudan bulaşabildiğini, ancak şu ana kadar taşıyıcılar tarafından bulaştırıldığının kanıtlanmadığını ve bazı ülkelerde virüsten enfekte olmuş hayvan vakalarının çok az ve nadir olduğuna dikkat çekti.



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.