Lübnan'da Hizbullah yanlıları ile Arap aşiretleri arasında çatışma: 2 ölü

Beyrut'u güney Lübnan'ın girişine bağlayan Khaldeh Otoyolu (Lübnan medyası)
Beyrut'u güney Lübnan'ın girişine bağlayan Khaldeh Otoyolu (Lübnan medyası)
TT

Lübnan'da Hizbullah yanlıları ile Arap aşiretleri arasında çatışma: 2 ölü

Beyrut'u güney Lübnan'ın girişine bağlayan Khaldeh Otoyolu (Lübnan medyası)
Beyrut'u güney Lübnan'ın girişine bağlayan Khaldeh Otoyolu (Lübnan medyası)

Lübnan'da Hizbullah yanlıları ile Arap aşiretleri arasında çıkan çatışma sonucu 2 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyinde yer alan Hulda bölgesinde Hizbullah yanlıları ile Arap aşiretleri arasında silahlı çatışma çıktı.
Çıkan çatışma sonucu 2 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Çatışmada uzun namlulu silahlar kullanılırken, bazı araçlar ise ateşe verildi. Çatışma bölgesine gelen Lübnan ordusu, bölgeyi kordon altına aldı. Ordu, çatışmaya karışan en az 4 kişiyi gözaltına alırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Lübnan Demokrat Partisi tarafından yapılan açıklamada, "Ordu komutanlığının bir an önce müdahale etmesi" çağrısında bulunulurken, ordunun bölgeye kalıcı güvenlik noktası oluşturulması istendi.

 


Yunanistan işgücü sıkıntısı nedeniyle Mısırlı tarım işçilerini işe alacak

Mısır'ın Kalyubiye vilayetindeki bir pirinç tarlasında çalışan tarım işçileri (arşiv-Reuters)
Mısır'ın Kalyubiye vilayetindeki bir pirinç tarlasında çalışan tarım işçileri (arşiv-Reuters)
TT

Yunanistan işgücü sıkıntısı nedeniyle Mısırlı tarım işçilerini işe alacak

Mısır'ın Kalyubiye vilayetindeki bir pirinç tarlasında çalışan tarım işçileri (arşiv-Reuters)
Mısır'ın Kalyubiye vilayetindeki bir pirinç tarlasında çalışan tarım işçileri (arşiv-Reuters)

Yunanistan Göç ve İltica Bakanlığı'ndan bugün (Cuma) yapılan açıklamaya göre Atina, iki ülke arasında işgücü açığını gidermek amacıyla yapılan bir anlaşma çerçevesinde, bu yaz tarım işlerinde çalışmak üzere Mısırlı işçi alımına başlayacak.

On yıl süren ekonomik sıkıntıların ardından Yunanistan ekonomisinin bu yıl yüzde 3 civarında büyüyerek euro bölgesi ortalaması olan yüzde 0,8'in oldukça üzerinde bir büyüme kaydetmesi bekleniyor.

Ancak ekonomik kriz sırasında yaşanan işgücü göçü, azalan nüfus ve katı göç kuralları, Yunanistan'ın tarım, turizm, inşaat ve diğer sektörlerdeki işlerde çalışacak on binlerce işçi bulmakta zorlanmasına neden oldu.

Yunanistan, Mısır ile 2022 yılında imzalanan bir anlaşma kapsamında yaklaşık 5 bin mevsimlik tarım işçisi alacak.

Yunanistan Göç ve İltica Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, iki ülkenin ‘karşılıklı yarar sağlayan’ anlaşmayı, inşaat ve turizm sektörlerini de kapsayacak şekilde genişletmeyi görüştüğü belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre, göç konusu Avrupa'da uzun zamandır bölücü bir mesele olsa da, plan, ihtiyaç duyulan işgücünü bulmak isteyen işveren gruplarından geniş destek gördü.

Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Dimitris Kairidis bu hafta Kahire'de Mısır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Şehate ile bir araya geldi. Kairidis ikili görüşmede, iki ülkenin bölgedeki yasadışı göç dalgalarıyla mücadele etmek için iş birliğini güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Mısırlı yetkililer, ülkelerinin 2016'dan bu yana göçmenlerin kuzey kıyılarından Akdeniz üzerinden Avrupa'ya doğru yola çıkmasını önlemesinin takdiri hak ettiğini belirtti.

Avrupa Birliği (AB) bu yıl, Kuzey Afrika'dan gelen göçmen sayısını azaltmak amacıyla Mısır için milyarlarca euroluk bir finansman paketi açıkladı ve ilişkileri stratejik ortaklığa yükseltti.


Birleşmiş Milletler: Refah'ta 100 binden fazla kişi yerinden edildi

Yerlerinden edilen Filistinliler. Refah, Gazze Şeridi, 9 Mayıs 2024. (AFP)
Yerlerinden edilen Filistinliler. Refah, Gazze Şeridi, 9 Mayıs 2024. (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler: Refah'ta 100 binden fazla kişi yerinden edildi

Yerlerinden edilen Filistinliler. Refah, Gazze Şeridi, 9 Mayıs 2024. (AFP)
Yerlerinden edilen Filistinliler. Refah, Gazze Şeridi, 9 Mayıs 2024. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri bugün (Cuma) yaptıkları açıklamada, İsrail ordusunun saldırı tehdidi altındaki Refah kentinden şu ana kadar yaklaşık 110 bin kişinin kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nin diğer bölgelerine göç ettiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Gazze Bölge Ofisi Başkanı Georgios Petropoulos, “Her gün yaklaşık 30 bin kişi şehirden göç ediyor” dedi. Petropoulos, İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından bu yana “bu insanların çoğunun beş ya da altı kez yerlerinden edildiğini” belirtti.


İsrail'e silahları kim sağlıyor ve ihracatı kimler durdurdu?

 Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankı (İsrail ordusunun web sitesi)
Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankı (İsrail ordusunun web sitesi)
TT

İsrail'e silahları kim sağlıyor ve ihracatı kimler durdurdu?

 Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankı (İsrail ordusunun web sitesi)
Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankı (İsrail ordusunun web sitesi)

Amerika Birleşik Devletleri, İsrail'in Gazze'deki Hamas militanlarına karşı yürüttüğü ve bugüne kadar yaklaşık 35 bin Filistinlinin ölümüne neden olan operasyonda kullandığıA ağır sığınak imha bombalarının sevkiyatını askıya aldı.

ABD Başkanı Joe Biden bu kararıyla İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun, Washington'un itirazlarına rağmen Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine yönelik askeri saldırıyı sürdürme kararına, yerinden edilmiş çok sayıda insan olduğu gerekçesiyle meydan okudu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre ABD, Orta Doğu'daki en yakın müttefikinin en büyük silah tedarikçisi konumunda ve onu Almanya ile İtalya takip ediyor.

Cavsg
Gazze Şeridi sınırında İsrail'in kundağı motorlu topçu silahı (İsrail ordusunun web sitesi)

Kanada ve Hollanda, uluslararası insancıl hukuku ihlal edecek şekilde kullanılabileceği, Gazze'de sivillerin ölümüne ve yerleşim alanlarının tahrip edilmesine yol açabileceği endişesiyle İsrail'e silah sevkiyatını durdurdu.

İsrail'in silah tedarikçileri hakkında bazı detaylar:

Amerika Birleşik Devletleri

ABD'li yetkililer, Washington'un İsrail'e her biri 907 kilogram ağırlığında 1.800 adet ve her biri 225 kilogram ağırlığında 1.700 bombadan oluşan silah sevkiyatını askıya aldığını açıkladı.

ABD'li bir yetkili, ABD'nin bu kararı, "907 kilogramlık bombaların kullanımının (Refah gibi) kalabalık kentsel alanlarda yaratabilecekleri etkinin boyutu" konusundaki endişeler nedeniyle aldığını söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail 2016 yılında, 2018 - 2028 dönemini kapsayan üçüncü bir on yıllık mutabakat zaptı imzaladı; bu mutabakat zaptı, 38 milyar dolarlık askeri yardım, 33 milyar dolarlık askeri teçhizat alımı ve füze savunma sistemleri için 5 milyar dolarlık hibe sağlanmasını öngörüyordu.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından mart ayında açıklanan verilere göre İsrail, 2019-2023 yılları arasında ABD'nin askeri yardımlarının yüzde 69'unu aldı.

İsrail, dünyada şimdiye kadar üretilmiş en ileri teknolojiye sahip savaş uçağı olan F-35'i kullanan ilk ülkedir.

İsrail bu tipte 75 uçak satın alıyor, bunların 36'sını geçen yıl teslim aldı. Uçakların bedelleri Amerika'nın yardımıyla ödeniyor.

ABD ayrıca İsrail ile Lübnan Hizbullah grubu arasındaki 2006 savaşından sonra geliştirilen, İsrail'in Demir Kubbe kısa menzilli füze savunma sistemini geliştirmesi ve silahlandırmasında da yardımcı oldu.

Amerika Birleşik Devletleri, füze savunma sistemi için İsrail'e defalarca yüz milyonlarca dolar gönderdi.

Washington ayrıca, 100 ila 200 kilometre mesafeden fırlatılan füzeleri vurmak için tasarlanan İsrail'in "Davud Sapanı" sisteminin geliştirilmesine de finansman sağlıyor.

Almanya

Almanya'nın İsrail'e savunma ihracatı, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği saldırı ve ardından başlayan Gazze savaşı sonrasında Berlin'in lisans başvurularını öncelikli olarak ele alması nedeniyle 2023 yılında bir önceki yıla kıyasla neredeyse on kat artarak 326,5 milyon avroya (351 milyon dolar) yükseldi.

Ancak bu yılın başından beri, İsrail'in Gazze'deki savaşına yönelik uluslararası eleştirilerin artmasıyla birlikte, Alman hükümetinin İsrail'e çok daha az sayıda askeri silah ihracatına onay verdiği görülüyor.

 Bir milletvekilinin soru önergesine yanıt veren Ekonomi Bakanlığı 10 Nisan'da yaptığı açıklamada, hükümetin o ana kadar sadece 32.449 avro değerinde sevkiyata izin verdiğini belirtti.

Verileri ilk yayınlayan Alman Haber Ajansı (DPA), Almanya'nın İsrail'e ağırlıklı olarak hava savunma sistemleri ve iletişim ekipmanları için parça tedarik ettiğini bildirdi.

İhraç edilen silahlar arasında 3.000 taşınabilir tanksavar silahı ve otomatik ya da yarı otomatik ateşli silahlar için 500.000 mermi yer almaktadır.

DPA, lisansların çoğunun kara araçları ve silah geliştirme, montaj, bakım ve onarım teknolojisi ihracatına verildiğini belirtti.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre Almanya, 2019-2023 yılları arasında İsrail'e yapılan askeri yardımın yaklaşık yüzde 30'unu sağladı.

İtalya

Bir Dışişleri Bakanlığı kaynağı 9 Mayıs'ta, ABD ve Almanya'dan sonra İsrail'in en büyük üç silah tedarikçisinden biri olan İtalya'nın, Gazze savaşının başlamasından bu yana yeni ihracat onayları vermeyi durdurduğunu doğruladı.

Kaynak Reuters'a "Her şey durdu. Son siparişler kasım ayında teslim edildi" dedi.

İtalyan yasaları, savaş halindeki ve uluslararası insan haklarını ihlal ettiği düşünülen ülkelere silah ihracatını yasaklamaktadır.

Savunma Bakanı Guido Crosetto mart ayında İtalya'nın İsrail'e silah ihraç etmeye devam ettiğini, ancak silahların Gazze'deki sivillere karşı kullanılmayacağını doğruladıktan sonra emirleri imzaladığını söyledi.

İtalya, yalnızca Aralık ayında İsrail'e 2022'nin aynı ayında gönderdiği miktarın üç katına denk gelen 1,3 milyon avro değerinde silah gönderdi.

dsfvebtn
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevy ve arkasında bir İsrail F-35) uçağı, hava üslerinden birinde (İsrail Ordusu web sitesi)

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından hazırlanan bir rapora göre İtalya, 2019-2023 yılları arasında İsrail'e helikopterler ve deniz toplarını da içeren askeri yardımın yaklaşık yüzde birini sağladı.

Birleşik Krallık

İngiltere İsrail'in en büyük silah tedarikçilerinden biri değil. ABD'nin aksine İngiliz hükümeti İsrail'e doğrudan silah vermiyor, bunun yerine şirketlere F-35 parçaları gibi, genellikle ABD tedarik zincirlerinin bir parçası olan bileşenleri satmaları için lisans veriyor.

İngiltere, geçtiğimiz yıl İsrail'e en az 42 milyon pound (52,5 milyon dolar) değerinde savunma ekipmanı satışı için ihracat lisansı verdi.

Lisanslar mühimmat, insansız hava araçları, hafif silah mühimmatı, uçak ve helikopter parçaları ile saldırı tüfekleri gibi kalemleri içeriyordu.

Başbakan Rishi Sunak dün (Perşembe) Parlamento'ya, İngiltere'nin dünyadaki en katı ruhsatlandırma izleme sistemlerinden birini uyguladığını ve İsrail'in insani hukuka uyumuna ilişkin tavsiyeleri periyodik olarak gözden geçirdiğini söyledi. Sunak “İhracat lisansları konusunda son değerlendirmeden sonra da durum değişmedi” ifadelerini kullandı.

cdfvbgr
"Davud Sapanı" hava savunma sistemi (arşiv- Reuters)

Bazı sol muhalefet partileri Gazze'deki yüksek ölü sayısı karşısında hükümeti ihracat lisanslarını iptal etmeye ve silah ihracatının devam edebileceği değerlendirmesine yol açan hukuki tavsiyeleri kamuoyuna açık şekilde yayınlamaya çağırdı.

Kanada

Kanada hükümeti 20 Mart'ta yaptığı açıklamada, 8 Ocak'tan beri İsrail'e silah ihracat lisanslarını askıya aldığını ve Ottawa silahların insancıl hukuka uygun olarak kullanılacağını garanti edene kadar dondurmanın devam edeceğini duyurdu.

Uluslararası insan hakları grupları, İsrail'in Gazze'deki bombalamaları ve kara saldırılarında ölenlerin çoğunun sivil olduğunu söylüyor.

cdfv
İsrail savaş uçağı (AFP)

Kanada, 7 Ekim'deki Hamas saldırısından bu yana en az 28,5 milyon C$ (21 milyon dolar) değerinde yeni satış izni vererek, bir önceki yıl yaptığı satış miktarını aştı.

Hollanda

Hollanda hükümeti, bir temyiz mahkemesinin kararında, yedek parçaların insancıl hukuku ihlal edecek şekilde kullanılma riski bulunduğu sonucuna varmasının ardından şubat ayında İsrail'e F-35 yedek parça sevkiyatını durdurdu. Hükümet mahkeme kararını temyize götürüyor.


Burhan'ın ‘hayırları’ Cidde Platformu müzakerelerinin kaderini nasıl etkiler?

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (arşiv)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (arşiv)
TT

Burhan'ın ‘hayırları’ Cidde Platformu müzakerelerinin kaderini nasıl etkiler?

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (arşiv)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan (arşiv)

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında bu ay Cidde’de yapılması beklenen müzakerelerin kaderi, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın çarşamba günü yaptığı ve “HDK yenilgiye uğratılana kadar müzakerelere, barışa ve ateşkese hayır” gibi üç maddeyi içeren sert açıklamalarının ardından belirsizliğe sürükleniyor.

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello, Sudan'la ilgili Cidde Platformu müzakerelerinin Mayıs ayında yeniden başlayacağını bildirdi.

Üst düzey siyasi ve diplomatik kaynaklar, Burhan'ın açıklamalarını “sahadaki askerlerini harekete geçirmek için yapılan bir konuşmadan başka bir şey değil” olarak nitelendirdi. Kaynaklar, Perriello’nun daha önce belirlediği süre olan bu ay içerisinde Cidde Platformu müzakerelerine geri dönülmesi için iki taraf arasında ‘masa altında gizli müzakereler yürütüldüğünü’ açıkladı.

Burhan, çarşamba günü Egemenlik Konseyi'nin medya platformları tarafından da yayınlanan konuşmasını, ülkenin kuzeyinde bulunan Nil Nehri eyaletindeki ordu güçlerini teftiş ettikten sonra gerçekleştirdi.

Burhan, “Terörist isyancı milislere (HDK) karşı mücadelemiz, bu ülke bu suçlu isyancılardan kurtarılana kadar durmayacaktır. Bu onurlu ülkeyi yok eden, vatandaşların mallarına saygısızlık eden, en iğrenç ihlalleri gerçekleştiren ve Hartum, el-Cuneyne ve El Cezire'de özgür kızlarımıza tecavüz eden bu canileri mağlup edene kadar mücadeleyi bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

HDK Sözcüsü el-Fatih Kuraşi ise Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Burhan'ın konuşmasının art arda yenilgiler alan güçlerinin moralini yükseltmeye yönelik olduğunu” söyledi.

Kuraşi, Burhan'ın ‘ordunun genel komutanlığını kuşatan ve başkanlık sarayı ile başkent Hartum'un merkezindeki stratejik askeri bölgeleri kontrol eden HDK'yi yenemeyeceğine’ inanıyor. Kuraşi, HDK liderliğinin “Sudan halkının çektiği acılara son vermek için uzlaşma ve barıştan yana olduğunu ve hedeflerinden birinin de savaşı sürdürmemek olduğunu” ifade etti.

“HDK delegasyonu her an Cidde müzakerelerine katılmaya hazırdır” diyen Kuraşi, Sudan ordusunun savaşı sürdürmeye karar vermesi halinde güçlerinin ‘hazır ve sahada konuşlanmış’ olduğunu vurguladı.

HDK Sözcüsü, Burhan’ı karar alırken, ülkeyi yönetmek üzere yeniden iktidara gelmek için savaşı sürdürmek isteyen Müslüman Kardeşler'den (Sudan İslamcı hareketi) müttefiklerinden etkilenmekle suçladı.

Kuraşi, “Sudan Ordu Komutanı’nın savaşı sürdürecek askeri kapasiteye sahip olmadığını ve kuvvetlerinin son iki gün içinde Kordofan ve El Cezire eyaletlerinde büyük yenilgiler aldığını bildiğini” belirtti.

Diğer yandan adının açıklanmasını istemeyen siyasi kaynaklar “Burhan'ın çağrılarının Sudan ordusundaki gerileme durumunu yansıttığını ve yeterli askeri destek bulamadığını, bu nedenle Rusya ile ilişkileri düzeltmek için son hamlelerinin geldiğini ve asıl amacının HDK'ye karşı savaşı sürdürmek için savaş pozisyonunu güçlendirmek üzere Rusya’dan askeri destek almak olduğunu” söyledi.

Kaynaklar Burhan'ın askeri gerilimi artırma açıklamasını, “uluslararası ve bölgesel toplumdan karşı tarafın (HDK) Cidde Platformu'nda üzerinde anlaşmaya varılanlara uyacağına ve müzakere masasına dönmesinin önünü açacağına dair garanti arayışı” olarak yorumladı.

Şarku’l Avsat'a konuşan diplomatik kaynaklar, Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden savaşı durdurmak için Cidde Platformu'ndaki görüşmeleri sürdürmek üzere dolaylı istişareler yapıldığını belirterek, arabulucuların ‘tarafları kısa süre içinde doğrudan müzakere masasına itmek için yoğun baskı uyguladığını’ bildirdi.


Hızlı Destek Kuvvetleri ‘etnik temizlik’ yapmakla suçlanıyor

Sudan'ın Darfur eyaletindeki şiddet olaylarından kaçan Sudanlı mülteciler, Sudan-Çad sınırı yakınlarına göç ediyor. (Reuters)
Sudan'ın Darfur eyaletindeki şiddet olaylarından kaçan Sudanlı mülteciler, Sudan-Çad sınırı yakınlarına göç ediyor. (Reuters)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri ‘etnik temizlik’ yapmakla suçlanıyor

Sudan'ın Darfur eyaletindeki şiddet olaylarından kaçan Sudanlı mülteciler, Sudan-Çad sınırı yakınlarına göç ediyor. (Reuters)
Sudan'ın Darfur eyaletindeki şiddet olaylarından kaçan Sudanlı mülteciler, Sudan-Çad sınırı yakınlarına göç ediyor. (Reuters)

Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’de patlak veren çatışmalarla ilgili uluslararası uyarıların arttığı bir dönemde, HDK bir insan hakları örgütü tarafından Batı Darfur eyaletinin başkenti el-Cuneyne'de ‘etnik temizlik’ yapmakla suçlandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) dün (Perşembe) yayınladığı kapsamlı bir raporda, HDK’yi Batı Darfur eyaletinin başkenti el-Cuneyne'de Masalitlere karşı ‘etnik temizlik ve soykırımın gerçekleştiğini veya gerçekleşmekte olduğunu gösterebilecek’ cinayetler işlemekle suçladı. Geçen yıl Nisan ayında HDK ile Sudan ordusu arasında çatışmaların başlamasından bu yana geçen bir yıl içinde tekrarlanan ihlallerin incelendiği raporda, ‘HDK ve Arap milislerin geçen yıl sürekli saldırılarla Masalit halkının çoğunlukta yaşadığı el-Cuneyne mahallelerini hedef aldığı’ belgelendi.

Rapora göre, HDK ve müttefik milislerin el-Cuneyne'deki saldırıları, binlerce insanı öldürdü ve yüz binlercesini mülteci olarak bıraktı. Raporda ayrıca, ‘Batı Darfur'dan yarım milyondan fazla mültecinin Nisan ile Ekim sonu arasında Çad'a kaçtığı ve bunların yüzde 75'inin el-Cuneyne'den geldiği’ belirtildi.

Diğer yandan Sınır Tanımayan Doktorlar’a bağlı sağlık personeli, HDK tarafından kontrol edilen El Cezire eyaletinde yüz binlerce hastaya hizmet veren başkentteki Vad Medeni Hastanesi'nden saldırılar nedeniyle çekildi. Kuruluş, hastanedeki sağlık ekiplerinin ‘son üç ay içinde yağmalama ve araç hırsızlığı da dahil olmak üzere tekrarlanan güvenlik olaylarıyla karşı karşıya kaldığını’ belirtti.


Hizbullah azami baskı stratejisine geçiyor

Güneydeki İsrail saldırısında 4 Hizbullah üyesinin öldürüldüğü araba (sosyal medyada yayıldı)
Güneydeki İsrail saldırısında 4 Hizbullah üyesinin öldürüldüğü araba (sosyal medyada yayıldı)
TT

Hizbullah azami baskı stratejisine geçiyor

Güneydeki İsrail saldırısında 4 Hizbullah üyesinin öldürüldüğü araba (sosyal medyada yayıldı)
Güneydeki İsrail saldırısında 4 Hizbullah üyesinin öldürüldüğü araba (sosyal medyada yayıldı)

Hizbullah, Gazze savaşı sonrası aşamaya hazırlık olarak İsrail'e yönelik askeri operasyonlarını artırarak, İsrail üzerinde "maksimum baskı" stratejisine geçti.

Tel Aviv'in Refah sınır kapısını ele geçirdiğini duyurması ve ateşkes görüşmelerinin tıkanması üzerine şehrin doğusunda operasyonlara başlamasından bu yana Hizbullah, İsrail askerlerini öldürmek ve yaralamak amacıyla İsrail'in kuzeyine yönelik operasyonlarını daha önce görülmediği bir şekilde yoğunlaştırdı.

Konu hakkında bilgi sahibi bir kaynak "(Hizbullah'ın) Gazze savaşının son aşamasında caydırıcılık denklemlerini istikrara kavuşturmak amacıyla (kontrollü) politikasından (azami baskı) stratejisine geçtiğini" söyledi. Kaynak, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada "mevcut ordunun performansı, İsrail'in her zaman istediği gibi geniş çaplı bir savaşa yol açması için çok kısıtlı olduğunu" belirtti.

"Emekli Tuğgeneral Bassam Yassin; "Hizbullah, İran ve müttefikleri Refah savaşına müsamaha gösterilmeyeceğini başından beri açıkça ifade ettiler. Bu nedenle İran doğrudan müdahalesi olmadan başta güney Lübnan cephesi olmak üzere tüm cephelerden baskı yapacaktır. Çünkü doğrudan müdahalesi iki ülke arasında bir savaş anlamına gelir" değerlendirmesinde bulundu.

Bassam Yassin, Şarku'l-Avsat'a yaptığı açıklamada, "Refah üzerindeki baskı arttıkça, sözde destek cephelerinden gelen baskı da artacaktır" dedi. Her ne kadar bu durum Refah'ı askerî açıdan etkilemese de her bölgenin kendi muharebe birimleri var. Ancak İsraillilerin ölüm ve yaralanmalarının İsrail kamuoyunun İsrail hükümetine sakinleşmesi ve ateşkesi sürdürmesi yönünde baskı oluşturmasını umuyoruz" ifadelerini kullandı.


Hamas: Ateşkes topu tamamen İsrail'in sahasında

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (Reuters)
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (Reuters)
TT

Hamas: Ateşkes topu tamamen İsrail'in sahasında

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (Reuters)
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye (Reuters)

Hamas hareketi, bugün (Cuma), heyetinin görüşmelerin yapıldığı Mısır'dan ayrılmasının ardından yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varılması konusunda "topun tamamen İsrail'in sahasında" olduğunu duyurdu.

Hamas, Filistinli gruplara hitaben yaptığı açıklamada, "Müzakere heyeti Kahire'den ayrılarak Doha'ya doğru yola çıktı. Uygulamada işgal, arabulucular tarafından sunulan öneriyi reddetti ve birçok temel konuda itirazlarda bulundu. Bizim tutumumuz, arabulucuların son teklifi üzerinde mutabakata varılan ulusal pozisyona bağlı kalmaktır. Dolayısıyla top artık tamamen işgalcilerin sahasındadır” ifadeleri yer aldı.


UNRWA, çevresi iki kez ateşe verildikten sonra Doğu Kudüs'teki genel merkezini kapattı

Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini - (Reuters)
Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini - (Reuters)
TT

UNRWA, çevresi iki kez ateşe verildikten sonra Doğu Kudüs'teki genel merkezini kapattı

Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini - (Reuters)
Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini - (Reuters)

Birleşmiş Milletler Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, İsrail'in, çevresini iki kez ateşe vermesinin ardından ajansın Doğu Kudüs'teki genel merkezini kapatma kararı alındığını duyurdu.

UNRWA Komiseri, "X" platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Doğu Kudüs'teki karargâhımızın yakınlarının ateşe verilmesi sonucu çıkan yangında çalışanlarımız arasında herhangi bir yaralanma yaşanmadı, ancak binanın dış cephesinde ağır hasar meydana geldi" ifadelerini kullandı.

İsrail polisi ve itfaiye ekiplerinin gelmesinin biraz zaman aldığını kaydeden Lazzarini, ofis çalışanlarının yardımıyla yangının söndürüldüğünü belirtti.

Genel merkezin önünde toplanan ve bazıları silah taşıyan kalabalık,"(BM'yi) yakın" diye slogan attı.

UNRWA Komiseri, "Doğu Kudüs'teki genel merkezimizin yakınlarında yangın çıkarılması, (BM) personelinin hayatını ciddi şekilde riske atan çirkin bir gelişmedir" dedi.

İsrail'in BM personeli ve tesislerinin korunmasını sağlamakla sorumlu olduğunu belirten Lazzarini, "Saldırılardan sorumlu olanlar hesap vermelidir" ifadelerini kullandı.


Hizbullah, Malikiye'de İsrail ordusuna ait bir üssün bombalandığını duyurdu

Kiryat Şmona'da bir arabanın güney Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle alev almasını izleyen İsrail askeri
Kiryat Şmona'da bir arabanın güney Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle alev almasını izleyen İsrail askeri
TT

Hizbullah, Malikiye'de İsrail ordusuna ait bir üssün bombalandığını duyurdu

Kiryat Şmona'da bir arabanın güney Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle alev almasını izleyen İsrail askeri
Kiryat Şmona'da bir arabanın güney Lübnan'dan atılan roketler nedeniyle alev almasını izleyen İsrail askeri

Lübnan "Hizbullahı" bugün (Cuma) günü erken saatlerde Lübnan'ın güneyindeki El Malikiye'de İsrail ordusuna ait bir mevziyi bombaladığını ve "teyit edilmiş yaralanmalar" kaydettiğini duyurdu.

Hizbullah, yaptığı açıklamada, bombalamanın "Gazze Şeridi'ndeki kararlı Filistin halkımızı desteklemek ve onların yiğit ve onurlu direnişini desteklemek için" yapıldığını belirtti.

Açıklmada, "İsrailli düşman kuvvetlerini izleyip ve bekledikten sonra, araçları Malikiye bölgesine ulaştığında, İslami Direniş Mücahitleri onları top mermileriyle hedef aldı ve doğrulanmış kayıplar verdirdi."

Irak silahlı grupları da bugün yaptıkları açıklamada, İsrail Eilat'ında "hayati hedef" olarak tanımladıkları bir yeri insansız hava araçlarıyla bombaladıklarını duyurdu.

Kendilerini "Irak'taki İslami Direniş" olarak adlandıran gruplar, bombalamanın Gazze halkına destek amacıyla yapıldığını belirtti."


Neuralink'in beyin çipi taktığı ilk kişide sorunlar çıktı

Neuralink, cihazın metin girişiyle imleç kontrolünü geliştirmek için çalıştığını belirtiyor (Reuters)
Neuralink, cihazın metin girişiyle imleç kontrolünü geliştirmek için çalıştığını belirtiyor (Reuters)
TT

Neuralink'in beyin çipi taktığı ilk kişide sorunlar çıktı

Neuralink, cihazın metin girişiyle imleç kontrolünü geliştirmek için çalıştığını belirtiyor (Reuters)
Neuralink, cihazın metin girişiyle imleç kontrolünü geliştirmek için çalıştığını belirtiyor (Reuters)

Neuralink'in beyin çipini denediği ilk kişide problemler baş gösterdi. Cihazın, hastanın beyninden aldığı veri miktarında azalma yaşanırken, bunun neden kaynaklandığı açıklanmadı. 

Geçirdiği dalış kazası nedeniyle 2016'dan beri omzundan aşağısı felç olan Noland Arbaugh, bu yıl ocakta Neuralink'in beyin çipi taktığı ilk kişi olmuştu. Şirketin sahibi Elon Musk, ameliyattan bir ay kadar sonra Arbaugh'un bilgisayar faresini beyniyle hareket ettirebildiği açıklamış, martta da hastanın satranç oynadığı görüntüler paylaşılmıştı.

Nöroteknoloji şirketi dün yaptığı açıklamada, operasyondan birkaç hafta sonra Arbaugh'un beynindeki implantın bazı ipliklerinin yerinden çıkmasıyla bir miktar verinin kaybolduğunu belirtti. Neuralink'in blog yazısında 29 yaşındaki hastanın imleci kontrol etme hızı ve hassasiyetinde azalma olduğu aktarıldı. 

sdc
8 yıldır felçli olan Noland Arbaugh, Neuralink'in beyin çipi taktığı ilk kişi oldu (Neuralink)​​​​​

Öte yandan şirket implantı daha hassas hale getirerek performansını ilk baştakinden daha ileri seviyeye taşımayı başardığını açıkladı. 

Musk'ın şirketi bu arızaya neyin yol açtığını açıklamasa da bazı tahminler var. Wall Street Journal'ın (WSJ) olaya yakın kaynaklardan aktardığı üzere ipliklerin çıkmasına, ameliyattan sonra Arbaugh'un kafatasının içinde hava sıkışması yol açmış olabilir. Bu durum hastanın sağlığını tehdit etmese de çipin çıkarılmasının gündeme geldiği bildirildi. 

Beyin implantı alanında çalışan bazı uzmanlar da ipliklerin bağlandığı cihazın beyin dokusunun yüzeyine değil, kafatası kemiğine konması sonucu bu sorunun çıkmış olabileceğini düşünüyor. 

Başka bir beyin implantı şirketi Paradromics CEO'su Matt Angle, genellikle doğrudan beyin dokusunun üzerine yerleştirilen beyin implantlarının, burada "su üzerindeki bir tekne gibi" hareket ettiğini söylüyor. Angle'a göre beyin implantının ipliklerin çıkması "normal değil".

Neuralink daha önce domuz, koyun ve maymunlara N1 adlı beyin çipini takmıştı. Arbaugh henüz tek insan denek olmasına karşın şirket bu yıl 10 kişiye daha implantı yerleştirmeyi planlıyor. 

Nöroteknoloji şirketinin kurucu ortağı  Dr. Benjamin Rapoport geçen hafta güvenlik endişeleri nedeniyle şirketten ayrıldığına işaret etmişti. 2016'da Elon Musk'la birlikte Neuralink'i kuran Rapoport iki yıl sonra ayrılmış ve kendi beyin-bilgisayar arayüzü şirketi Precision Neuroscience'ı kurmuştu.

WSJ'nin The Future of Everything adlı poscast'inin 3 Mayıs'taki bölümüne katılan Rapoport, "Profesyonel hayatımın neredeyse tamamını sinirsel arayüzleri bilim dünyasından tıp dünyasına taşımaya adadım" demişti.

Ancak tıp ve teknoloji dünyasına geçerken güvenliğin her şeyden önemli olduğunu hissettim.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Economic Times, Futurism, Neuralink