Suudi Arabistan’da yarın uzaktan eğitim başlıyor

Suudi Arabistan’da eğitim dönemi başlamadan önce ders kitapları teslim edildi (SPA)
Suudi Arabistan’da eğitim dönemi başlamadan önce ders kitapları teslim edildi (SPA)
TT

Suudi Arabistan’da yarın uzaktan eğitim başlıyor

Suudi Arabistan’da eğitim dönemi başlamadan önce ders kitapları teslim edildi (SPA)
Suudi Arabistan’da eğitim dönemi başlamadan önce ders kitapları teslim edildi (SPA)

Suudi Arabistan yarın (Pazar) öğrencilerin uzaktan eğitimin uygulanacağı yeni eğitim döneminde ders başı yapmasının yanı sıra bazı üniversiteler ve teknik enstitülerde ise öğrencilerin sınıflara dönmesine hazırlanıyor. Kamu sektörü çalışanları da aylar süren aşamalı normal hayata dönüş sürecinin ardından yarın tam sayı ile iş başı yapacak.
Suudi Arabistan’da son iki aydan bu yana günlük vaka oranlarında sürekli ve aşamalı olarak düşüş kaydedilmesi ile iyileşme oranının yaklaşık yüzde 92’ye ulaşmasına rağmen eğitimin, 7 haftalık bir süreliğine uzaktan eğitim olarak uygulanması kararı alındı. Sürecin 5. haftasında veya daha öncesinde durumun yeniden değerlendirilerek eğitim döneminin kalan haftalarındaki derslerin durumunun gelişmelere göre belirlenmesine karar verildi.
Öte yandan kamu sektörü çalışanları iş yerlerinde çalışmanın askıya alınmasından yaklaşık 5 ay sonra iş yerlerine geri dönüyor.
Suudi Arabistan’da art arda üçüncü gününde de günlük vaka sayıları bin 100’ün altında kaydedildi. Bu rakamlar koronavirüs salgının ülkede ortaya çıktığı Nisan ayının ortasında kaydedilen vaka sayıları ile aynı oranda.
Sağlık Bakanlığı dün (Cuma), ülkenin 115 şehrine dağılmış olan bin 69 yeni koronavirüs vakasının kaydedilmesi ile toplam vaka sayısının 312 bin 924’e yükseldiğini ayrıca bin 148 hastanın daha sağlığına kavuşması ile toplam iyileşen hasta sayısının 287 bin 403 kişiye ulaştığını duyurdu.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, 28 kişinin daha virüs sebebiyle hayatını kaybetmesinin ardından toplam ölüm sayısı 3 bin 813 kişiye yükselirken aktif vaka sayısının 21 bin 708 kişi olduğu ve vakaların bin 576’sının sağlık durumunun kritik olduğu belirtildi.

Bahreyn
Bahreyn’de 23 Mart’ta tüm cami ve mescitlerde cemaatle namaz kılınmasının askıya alınmasından bu yana ilk kez dün tüm ihtiyati önlemlere uyularak camilerde sabah namazı kılındı.
Adalet, İslami İşler ve Vakıflar Bakanlığına bağlı İslami İşler Yüksek Kurulu tarafından alınan cemaat ile namaz kılınmasının aşamalı olarak tekrar başlatılması kararının ardından camiler dün sabah namazı için kapılarını açtı.
Bakanlık çarşamba günü, camilerin cuma gününden itibaren sadece sabah namazlarının kılınması için ibadete açılmasını kararlaştırmıştı.
Bakanlık cemaat ile ibadet için aşamalı geri dönüşte gerekli önlemler ve hazırlıklar doğrultusunda bazı şartlar belirledi. Belirlenen şartlar, camilere giriş ve çıkış sürecinde cami içinde ve kapısında toplanma ve yığılmanın oluşmasının engellenmesi, camilerin namaz vaktinden on dakika önce açılması, ezan ile namaz arası vaktin 5 dakika olarak belirlenmesi, camilerin namazın bitiminden 10 dakika sonra kapatılması, ibadet eden kişilerin kurallara uygun bir şekilde namazlarını bitirmelerinin ardından herhangi bir gecikme ve yığılma oluşmadan camilerden çıkmasından oluşuyor.
Belirlenen şartlar arasında ayrıca, hasta kişilerin, kadınların ve 15 yaş altı kişilerin camilere girmelerinin yasaklanması, yaşlıların gereklilik durumunda evlerinde namaz kılmaya teşvik edilmesi, camide bulunması kendisinin veya diğer insanların hastalanmasına sebep olacak veya olacağı düşünülen kişilerin camilere girişinin engellenmesi ve ibadet eden kişilerin sağlığının güvence altına alınması için diğer koruyucu şartların yanı sıra kuralları ihlal ederek camilere giren kişiler için açık ve caydırıcı cezalar konulması da yer alıyor. 

BAE
Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) dün farklı milletlerden 390 yeni koronavirüs vakasının kaydedildiği açıklandı. Vakaların tümünün sağlık durumunun stabil olduğu ve gerekli tedaviyi gördüğü belirtilirken salgının başlangıcından bu yana kaydedilen toplam vaka sayısının 68 bin 901 kişiye yükseldiğine dikkat çekildi.
BAE Sağlık ve Toplum Koruma Bakanlığı virüse bağlı olarak bir kişinin hayatını kaybetmesiyle ülkede kaydedilen toplam ölüm sayısının 379’a yükseldiğini açıkladı.
Bakanlık 389 kişinin daha tedavi görerek tamamen iyileştiğini, böylece sağlığına kavuşanların sayısının 59 bin 861’e ulaştığını duyurdu.

Kuveyt
Kuveyt Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamada 633 yeni vakanın kaydedilmesi ile toplam vaka sayısının 83 bin 578 kişiye yükseldiğini, 3 vakanın daha virüs sebebiyle hayatını kaybetmesinin ardından toplam ölü sayısının 525 kişi olduğunu açıkladı.
Bakanlık, 798 kişinin daha sağlığına kavuşması ile toplam iyileşen kişi sayısının 75 bin 320’ye ulaştığını duyurdu.
Yapılan açıklamada yoğun bakımda olan hasta sayısının 94 kişi olduğu, tedavi gören hasta sayısının ise 7 bin 733 kişi olduğu belirtildi.

Katar
Katar Halk Sağlığı Bakanlığı dün 208 yeni koronavirüs vakasının daha kaydedilmesi ile aktif vaka sayısının 2 bin 983 kişiye yükseldiğini duyurdu.
Bakanlık, 220 vakanın daha sağlığına kavuşması ile ülkede iyileşen hasta sayısının 115 bin 17 kişiye ulaştığını ve bir kişinin daha hayatını kaybetmesiyle koronavirüs sebebiyle ölenlerin sayısının 196’ya yükseldiğini belirtti.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.