Yemen Başbakanı Abdulmelik’ten Husilere karşı birlik vurgusu

Dr. Muin Abdulmelik
Dr. Muin Abdulmelik
TT

Yemen Başbakanı Abdulmelik’ten Husilere karşı birlik vurgusu

Dr. Muin Abdulmelik
Dr. Muin Abdulmelik

Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik, bölünme ilkesini değil, kurulması için istişarelerin devam ettiği yetkinlikler hükümeti ile ortaklık ilkesinin benimsenmesi gerektiğine dikkati çekti. Abdulmelik, Husi milisler karşısında cephelerin kararlılığını güçlendirmenin en önemli öncelik olduğunu ifade etti.
Abdulmelik’in ifadeleriyle eş zamanlı olarak Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi, periyodik tıbbi muayeneleri için ABD’de bulunduğu 3 haftanın ardından Riyad’daki ikametgahına geri döndü.
Yemenlilerin ilerleyen günlerde  yeni bir hükümetin kurulmasını bekledikleri bir zamanda hükümeti kurmakla görevli Abdulmelik, siyasi partiler ve güçlerle çalışma programlarında yer alan öncelikler hususunda istişarelerini tamamladı.
Resmi kaynaklar, Hükümetin salı günü Muin Abdulmelik başkanlığındaki toplantısında, Riyad Anlaşması’nın uygulanmasını hızlandırmayı amaçlayan mekanizmanın hızlandırılmasının yanı sıra askeri, siyasi, hizmet ve sağlık alanındaki gelişmelerle ilgili çok sayıda meselenin ele alındığını açıkladı.
Yemen’de yayın yapan SABA haber ajansının aktardığına göre Abdulmelik, başta el-Beyda, Sirvah ve diğer şehirler olmak üzere özellikle de askeri ve saha koşulları açısından gelişmeler hakkında üyelere kapsamlı bir brifing verdi. Yetkili, cephelerin kararlılığını güçlendirmenin bir öncelik olduğunu ve hükümetin her yönüyle mümkün olan her türlü desteği sağlayacağını vurguladı.
Husilerin devam eden tırmanışına rağmen Birleşmiş Milletler’in (BM) barış sağlama hamleleriyle ilgili olarak Abdulmelik, uluslararası toplumun Husilerin askeri olarak tırmanması konusundaki net tutumunun önemine dikkati çekti.
Yeni hükümeti oluşturmak için devam eden istişarelerin sonuçları, siyasi güçlerin ve bileşenlerin önceliklerinin belirlenmesi, mutabakata ilişkin olumlu tavırlar ve bir sonraki adımlarla ilgili olarak Yemen Başbakanı, yeni hükümetin bölünme ilkesini değil, kurulması için istişarelerin devam ettiği uzmanlar hükümeti ile ortaklık ilkesini benimsemesi gerektiğini vurguladı.
Abdulmelik, “Tüm siyasi, askeri ve güvenlik yönleriyle entegre bir sistem olarak Riyad Anlaşması’nın uygulanmasını hızlandıracak bir mekanizmanın uygulanması; ekonomik zorluklar, para biriminin düşüşünün durdurulması, devletin restorasyonunun tamamlanması ve Husi darbesinin sona ermesi başta olmak üzere mevcut zorlukların üstesinden gelmek için son derece önemlidir” açıklamasında bulundu.
Söz konusu toplantıda Savunma Bakanı Muhammed el-Makdişi, sahadaki gelişmeler ve savaş cephelerindeki askeri koşullara ilişkin açıklama yaptı. Ulusal ordu ve Halk Direnişi güçlerinin ve kabile liderlerinin, özellikle de Cevf, el-Beyda, Nihm ve Sirvah cephelerinde olmak üzere Husilere karşı yapılan savaşlarda meşruiyeti destekleyen koalisyonun da desteğiyle mücadele verdiğini ifade etti.
Resmi kaynaklara göre Makdişi, Yemen silahlı kuvvetlerinin darbe sona erene kadar savaşmaya devam edeceğini vurguladı. Kaynaklar, yetkilinin ordunun, direnişin ve kabile liderlerinin fedakarlıklarına ve koalisyonun desteğine övgüde bulunduğunu söyledi.
Toplantıda, Yemen ve Arapların kader savaşında cepheleri desteklemenin öncelik olacağı ve her şeyden önce Cumhurbaşkanının rehberliğinde olacağı aktarıldı. Aynı şekilde savaşçıların koşullarının, yaralananlar ve ölenlerin ailelerinin barınmasının, koşullar veya zorluklar ne olursa olsun hükümetin özel ilgisine tabi olmaya devam edeceğini açıkladı.
Öte yandan Dışişleri Bakanı Muhammed el-Hadrami, Husilerin BM Temsilcisi tarafından daha önce uzlaşı sağlanan mekanizmayı ihlal etmesine rağmen, petrolün Hudeyde limanından gelişini kolaylaştırmak için sunulan girişimlerin yanı sıra, barış sağlamak için uluslararası adımlar ve BM Temsilcisinin sunduğu ‘ortak bildiriye’ dair hükümet tarafından ortaya koyulan değişiklikler hakkında bir rapor sundu.
Hadrami, ‘tüm gelirlerinin Husi milislere ait olmayan yeni bir özel hesaba yatırılması veya BM’nin bu gelirlerin korunmasını garanti ettiği belirli bir mekanizma aracılığıyla’ tüm gemilerin limana girişi de dahil, yeni girişimlerde yer alan noktalara değindi.
Öte yandan hükümet toplantısında Hadrami, meşruiyetinin bu uluslararası çabaları desteklemeye yönelik sağlam duruşuna dair hırsını ve üzerinde anlaşmaya varılan üç şartname uyarınca kalıcı, adil ve kapsamlı bir barış tesis etme arzusunu yineledi. Muhammed el-Hadrami, “Darbeci milislerin reddinin ve uzlaşmazlığının devam etmesi, tırmanış ısrarı, Yemenlilere karşı kan, acı ve ıstırap ticaretini sürdürme ısrarı; liderlerinin Körfez’i, Arap bölgesini ve tüm dünyayı hedef alan yıkıcı projelerinin gölgesinde İran’ın bir aracı olduklarını bir kez daha gösteriyor” dedi.



Almanya'nın Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağının kara kutusunu incelememesi nedeniyle özür dilemesinin ardından İngiltere ile anlaşmaya varıldı

Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
TT

Almanya'nın Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağının kara kutusunu incelememesi nedeniyle özür dilemesinin ardından İngiltere ile anlaşmaya varıldı

Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)
Haddad, başkent Trablus'ta düzenlenen mezuniyet töreninde yeni subay grubuna hitap ediyor (Arşiv - AFP)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Almanya'nın Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindekileri taşıyan düşen uçağın kara kutu verilerini analiz etmeyi, bu tür uçaklarla ilgili gerekli teknik kapasitenin bulunmaması gerekçesiyle reddettiğini duyurdu.

Bakanlık, Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, Ankara Havalimanı'ndan kalktıktan yarım saat sonra düşen uçakla ilgili gerekli teknik işlemleri tamamlamak üzere İngiltere'nin "tarafsız" taraf olarak seçilmesi konusunda Türkiye ile anlaşmaya varıldığını belirtti.

Bakanlık, ölenlerin cenazelerinin bugün (Cumartesi) Trablus’a nakledilmesine karar verildiğini açıkladı.

Uçakta Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve beraberindeki heyet bulunuyordu. Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Libya Ulusal Birlik Hükümeti, uçağın kara kutusunun doğru teknik analizinin yapılması için Türk yetkililerle Almanya'ya gönderilmesi konusunda anlaşmaya vardığını duyurmuştu.


Humus bombalaması: DEAŞ sorumluluğu üstlendi... Şam misilleme sözü verdi

Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
TT

Humus bombalaması: DEAŞ sorumluluğu üstlendi... Şam misilleme sözü verdi

Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)
Dün Humus'taki bir camide cuma namazı sırasında meydana gelen patlayıcı düzeneğin neden olduğu hasarı inceleyen güvenlik görevlileri (AP)

Suriye hükümetinin karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarını bir kez daha vurgulayan yeni bir olayda, Humus şehrindeki (orta Suriye) bir camide meydana gelen patlamada en az 8 kişi öldü, 18 kişi de yaralandı. Saldırıyı DEAŞ'a bağlı bir grup üstlendi.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA) tarafından yayınlanan bir açıklamada, Suriye Sağlık Bakanlığı yetkilisi, Humus'un Vadi el-Deheb mahallesindeki İmam Ali bin Ebu Talib Camii'ne düzenlenen bombalı saldırıda ölü sayısının 8, yaralı sayısının ise 18'e ulaştığını söyledi. Sağlık Bakanlığı Acil Durum ve Ambulans Müdürlüğü Direktörü Necib el-Nesen, ölü sayısının "kesin olmadığını" belirtti.

DEAŞ'a bağlı aşırılıkçı grup Ensar el-Sünne, saldırının bir Alevi camisini hedef aldığını belirterek sorumluluğu üstlenirken, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, saldırının arkasında kim varsa adaletin yerini bulacağına dair söz verdi. İbadet yerlerinin hedef alınmasını "alçakça ve korkakça bir eylem" olarak nitelendirdi.

Bu bombalama, mevcut rejimin bir yıl önce iktidara gelmesinden bu yana bir ibadethane içinde gerçekleşen ikinci saldırı oldu. Haziran ayında Şam'daki bir kilisede meydana gelen ve 25 kişinin ölümüne yol açan intihar saldırısının sorumluluğunu da "Saraya Ensar el-Sünne" grubu üstlenmişti.

Dün Humus'ta gerçekleşen bombalama, Arap dünyasında geniş çaplı kınamaya neden oldu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, Krallığın "terörizm ve aşırıcılığı", cami ve ibadethanelerin hedef alınmasını ve masum sivillerin terörize edilmesini kesin bir dille reddettiğini vurgulayarak, Suriye ile dayanışmasını ve Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamaya yönelik çabalarına desteğini teyit etti.


Gazze'deki el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu askıya aldı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
TT

Gazze'deki el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu askıya aldı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'daki Kemal Advan Hastanesi (AFP)

Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat'ta bulunan el-Avde Hastanesi, yakıt kıtlığı nedeniyle hizmetlerinin çoğunu geçici olarak askıya aldığını ve sadece acil servis gibi temel hizmetleri sürdüreceğini duyurdu.

Hastaneyi yöneten el-Avde Sağlık ve Toplum Derneği'nin program direktörü Ahmed Muhanna, AFP'ye yaptığı açıklamada, "Jeneratörleri çalıştırmak için gerekli yakıtın tükenmesi nedeniyle hizmetlerin çoğu geçici olarak askıya alındı" dedi.

"Sadece temel hizmetler, yani acil servis, doğum ve çocuk servisleri devam ediyor," dedi ve hastane yönetiminin asgari hizmet seviyesini sağlamak için jeneratör kiralamak zorunda kaldığını belirtti.

Hastanenin normalde günlük 1000 ila bin 200 litre dizel tükettiğini, ancak mevcut stokun sadece 800 litre olduğunu ve tüm bölümlerin çalışır durumda kalması için yetersiz kaldığını açıkladı.

"Devam eden yakıt krizi, hastanenin temel hizmetlerini sağlama yeteneğini doğrudan tehdit ediyor," uyarısında bulundu.

Birkaç gün süren ağrıların ardından, 30 yaşındaki Hetem Ayada sonunda el-Avda Hastanesi'ne gitmeye karar verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Nuseyrat'tan gelen yerinden edilmiş kadın ajansa, hastane personelinin kendisine röntgen için elektrik olmadığını ve onunla ilgilenemeyeceklerini söylediğini belirtti.

Ayada, kendisine ağrı kesici verdiklerini ve durumu düzelmezse başka bir hastaneye gitmesi gerektiğini söylediklerini anlattı.

O akşam ağrıları şiddetlendi, bu yüzden başka bir sağlık merkezine gitti ve orada safra taşı teşhisi konuldu.

Kadın, harap olmuş Gazze Şeridi'nde en temel sağlık hizmetlerinin bile eksikliğinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.

İsrail ile Hamas arasında yaklaşık iki yıldır süren savaşın ardından 10 Ekim'den bu yana yürürlükte olan ateşkes anlaşmasına rağmen, Gazze Şeridi ciddi bir insani krizi yaşamaya devam ediyor.

Ateşkes anlaşması günlük 600 kamyonun girişini öngörürken, STK'lara ve Birleşmiş Milletler'e göre, Şeride insani yardım taşıyan kamyonların sayısı yalnızca 100 ila 300 arasında değişiyor.