Hubble, komşu Andromeda Galaksisi'nde çığır açıcı bir keşfe imza attı

Işık hızına yüzde 90 oranında yakın hızla seyahat edilse bile en yakın galaksi Andromeda’ya ulaşmak 1 milyon yıl sürüyor (NASA, ESA, J. DePasquale, E. Wheatley (STScI), Z. Levay)
Işık hızına yüzde 90 oranında yakın hızla seyahat edilse bile en yakın galaksi Andromeda’ya ulaşmak 1 milyon yıl sürüyor (NASA, ESA, J. DePasquale, E. Wheatley (STScI), Z. Levay)
TT

Hubble, komşu Andromeda Galaksisi'nde çığır açıcı bir keşfe imza attı

Işık hızına yüzde 90 oranında yakın hızla seyahat edilse bile en yakın galaksi Andromeda’ya ulaşmak 1 milyon yıl sürüyor (NASA, ESA, J. DePasquale, E. Wheatley (STScI), Z. Levay)
Işık hızına yüzde 90 oranında yakın hızla seyahat edilse bile en yakın galaksi Andromeda’ya ulaşmak 1 milyon yıl sürüyor (NASA, ESA, J. DePasquale, E. Wheatley (STScI), Z. Levay)

Hubble Uzay Teleskobu'nun yeni gözlemleri sayesinde galaktik halelerin bilim insanlarının düşündüğünden daha büyük ve daha karmaşık olduğu ortaya çıktı.
Samanyolu'nan en yakın galaksi olan Andromeda'nın halesini haritalandırmak için bakışını bu galaksinin ötesindeki kuasarlara çevirdi.
M31 adıyla da bilinen Andromeda galaksisi barındırdığı yaklaşık 1 trilyon yıldızla Samanyolu'yla aynı boyutta bir sarmal galaksi.
Komşu galaksimiz Dünya'dan sadece 2 buçuk milyon ışık yılı uzakta olduğundan Hubble galaksiyi ayrıntılı şekilde inceleyebildi.
ABD Ulusal Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) açıklamasında sözlerine yer verilen Indiana'daki Notre Dame Üniversitesi'nden astrofizikçi Nicolas Lehner, "Bu gerçekten özgün bir deney çünkü Andromeda'nın halesi hakkında sadece bir, iki görüş hattından değil 40'ın üzerinde görüş hattından elde edilmiş bilgilerimiz var. Bu, Samanyolu dışındaki bir galaksinin halesinin karmaşıklığını yakalamada çığır açıcı" dedi.
Bu görüş hatları Andromeda'nın merkezinin ötesindeki aktif kara delikler sayesinde var oluyor. Kuasarlar kara deliklerden güç alan aktif galaksilerin parlak çekirdeklerini oluşturuyor. Yoğun mikarda ışık üreten bu cisimler bilim insanlarının halenin bu ışığın bir kısmını nasıl emdiğini incelemesine olanak sağlıyor ve halenin kendisi hakkında bilgi sağlıyor. Hubble da Andromeda'nın ötesindeki 43 farklı kuasarın ışığını ultraviyole ışığı yakalayabilen kamerasıyla incleyerek karbon, silikon ve oksijen yüklü gaz kütlesini haritalandırdı.
Andormeda'nın halesi iki farklı katmandan oluşuyor
Bulguları 27 Ağustos'ta Astrophysical Journal adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada araştırmacılar, Andromeda'nın halesinin uzayda beklenenden çok daha uzağa, 1,3 milyon ışık yılı hatta bazı noktalarda 2 milyon ışık yılı uzaklığa kadar uzandığını keşfetti. Dahası bu hale, Samanyolu ve Andromeda arasındaki mesafenin yarısından fazla bir alanı kapsıyor, bu da iki galaksinin halelerinin birbiriyle karıştığı fikrini ortaya atıyor.
Yeni araştırma ayrıca Andromeda'nın halesinin beklenenden daha karmaşık olduğunu ve iki farklı katmandan oluştuğunu da ortaya koydu.
Lehner "İçteki kısmın yaklaşık yarım milyon ışık yılı uzaklığa ulaştığını ve daha karmaşık ve dinamik olduğunu bulduk. Dış kısımsa daha sıcak ve sakin" dedi.
 
Independent Türkçe, Space.com



Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
TT

Dinozorlar Çağı'ndaki kuşların Arktika'da yuva yaptığı ortaya çıktı

Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)
Araştırmacılar 73 milyon yıl önceki Prince Creek ekosisteminin, yaz mevsiminde yaklaşık 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığına maruz kaldığını düşünüyor (Gabriel Ugueto)

Bilim insanları, kuşların kutup bölgelerine en azından 73 milyon yıldır yuva yaptığını keşfetti. 

Günümüzde Arktika'da yuva yapan 200'den fazla kuş türü var. Bilim insanları bu hayvanların ekosistemin önemli üyeleri olduğunu, polenleşme ve tohum dağılımı gibi temel görevlere katkı sağladığını söylüyor.

Daha önce yapılan araştırmalarda bu davranışın yeni olmadığı görülmüştü. Princeton Üniversitesi'nden Lauren Wilson "Kutup bölgelerinde yuva yapmaya dair en eski kanıt, Antarktika'nın Eosen dönemine ait yaklaşık 46,5 milyon yıl önce yaşamış bir penguen kolonisiydi" diyor.

Wilson liderliğindeki ekibin yeni araştırmasıysa bu tarihi yaklaşık 25 milyon yıl daha geriye çekti. 

Bilim insanları Alaska'nın kuzeyindeki Prince Creek formasyonunda yaptıkları kazılarda aralarında embriyo ve yavru kalıntıları da olan 50'den fazla kuş fosili ortaya çıkardı. Çoğunun boyu 2 milimetreden daha kısa olan bu fosiller, kuşların kutup bölgelerinde yuva yaptığına dair en eski kanıtı sunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Patrick Druckenmiller, "Bu yeni fosiller, kuşların evrimi hakkındaki bilgilerimizde önemli bir boşluğu dolduruyor" diyerek ekliyor:

Bu çalışmadan önce, birkaç ayak izi dışında Alaska'da kuş fosilleri bulunmamıştı.

Araştırmacılar yaklaşık 73 milyon yıl önce Arktika'da yuva yapan bu kuşların en azından üç ayrı gruptan geldiğini saptadı. Fosillerin bir kısmı martıya benzeyen Ichthyornithes ve dalgıç kuşuna benzeyen Hesperornithes gruplarına aitti. Artık soyu tükenen bu gruplar dişli kuşları içeriyordu.

Ancak kalıntıların çoğu ördeklere benzeyen dişsiz kuşlara aitti. Araştırmacılar dişsizliğin, bugün yaşayan bütün kuşları içeren grubun belirleyici özelliği olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle bulgular, milyonlarca yıl önce Arktika'da yuva yapan kuşların, modern kuşların yakın akrabaları olduğuna işaret ediyor.

Ekip, bölgenin o dönemde bugüne kıyasla daha sıcak olduğunu ve muhtemelen 6 ay boyunca kesintisiz gün ışığı aldığını söylüyor. Ancak bu durum kuşların dondurucu soğuklara maruz kalmadıkları anlamına gelmiyor.

Druckenmiller "Kışlar bugünkü kadar sert olmasa da yıl boyunca burada yaşayan hayvanlar dondurucu soğuklara, ara sıra yağan kara ve yaklaşık 4 ay süren kış karanlığına katlanmak zorundaydı" diye açıklıyor.

Ancak bölgede o zaman yuva yapan kuşların tek sorunu sıcaklıklar değildi. Araştırmacılar bazılarının uzunluğu 5 metreye ve ağırlığı 2 tona çıkan yaklaşık 12-13 dinozor türüyle beraber yaşadıklarını söylüyor. 

Druckenmiller, Troodon gibi etçil dinozorların, "bu sevimli küçük kuşları akşam yemeğinde seve seve yiyeceğini" söylüyor. 

Edinburgh Üniversitesi'nden paleontolog Steve Brusatte, yer almadığı çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Bu fosiller, kuşların onlarca milyon yıl önce bu yüksek enlemlerdeki toplulukların ayrılmaz bir parçası olduğunu ve bu toplulukların modern zamanlardaki ekolojik bir yenilik değil, Dünya tarihinin uzun vadeli bir normu olduğunu gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science